Konut Haberleri
28 Mayıs 2018 13:35
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 05:49
Yine 'ev sahibi' ev sahibi oldu
Türkiye’de onca konut yatırımına rağmen yıllar geçiyor ama konut sahiplik oranı artmıyor, tersine düşüyor. 2006 yılında konut sahibi olanların oranı nüfusun yüzde 60,9’unu oluştururken, 2016 yılında bu oran yüzde 59,7’ye geriledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de konut
sahiplik oranı artmıyor, hatta tam tersine düşüyor. Gelir ve Yaşam
Koşulları verilerine göre 2006 yılında yüzde 60,9 olan konut
sahiplik oranı, aradan geçen 10 yıla rağmen yüzde 59,7’ye geriledi.
Aynı dönemde kurumsal nüfus 67 milyon 631 binden 77 milyon 110 bine
yükseldi.
Ortalama hane halkı sayısının 3,2 olduğu verisinden hareketle 9 milyon 479 bin nüfus artışına düşen konut sayısı 2 milyon 962 bin olarak görülüyor. Oysa sadece Ocak 2013-Nisan 2018 arasında ilk satış olarak ülkemizde 2 milyon 121 bin adetlik konut satıldı. Bu hesaba göre aylık “ilk konut” satışının da 33 bini geçtiği görülmektedir. Artan nüfusun çok üzerinde bir konut üretimine rağmen Türkiye’de konut sahiplik oranı düşmezken, kiracılık oranı yükselişini sürdürdü. Konutlar kime gitti? TÜİK’in verilerine bakınca alt gelir grubunun ev sahiplik oranı 2006 yılından 2016 yılına hızla geriledi. Bundan 10 yıl önce yüzde 59,3 olan alt gelir grubu konut sahiplik oranı 2016 yılında yüzde 52,9’a geriledi. Oysa aynı dönemde alt gelir grubunun kiracılık oranı yüzde 25,0’dewn yüzde 29,4’e yükselmiş oldu. Üst gelir grubunda da konut sahiplik oranı az da olsa düşmesine rağmen kiracılık oranı da küçük artış gösterdi. Konut sahiplik oranı 10 yılda orta sınıfta arttı. Kiracılık oranı da yine orta sınıfta azaldı. Ama üst gelir grubunun ev sahipliği dışında, yatırım amaçlı konut sahipliği hakkında bir veri bulunmuyor.
BETON ARTIŞI İHTİYAÇTAN DEĞİL
TÜİK, konut satışında ‘ilk konut’ - ‘ikinci el konut’ satış ayrımını 2013 yılından sonra yayınlıyor. Buna göre 2013-2016 arasında 1 milyon 533 bin ilk konut satışı gerçekleşmiştir. Aynı dönemde ülkemizin kurumsal olmayan nüfusu da 2 milyon 653 bin kişi artış gösteriyor. Aile sayısının 3,2 olarak kabul edildiği ülkemizde 2 milyon 653 bin kişi 830 bin konut demek oluyor.
Yani nüfus artışının tamamının konut ihtiyacı giderilmesi için 830 bin yeni konut yeterli olacaktı. Oysa son 3 yılda (2013-2016) yapılan yeni konut satışı 1 milyon 533 bin adet. Böylece ülkemizde konut sahiplik oranında çok ciddi artış olmalıydı. Ama 2013 yılında yüzde 60,7 olan ev sahiplik oranı yüzde 59,7’ye gerilerken, kiracılık oranı da yüzde 21,3’den yüzde 24,4’e yükseliş gösteriyor. Bu tablo Türkiye’de artan konut üretiminin gerçek ihtiyaç sahiplerine gitmediğini, yeni bir rant alanı olarak orta-üst gelir gruplarında yoğunlaştığını göstermektedir.
Ortalama hane halkı sayısının 3,2 olduğu verisinden hareketle 9 milyon 479 bin nüfus artışına düşen konut sayısı 2 milyon 962 bin olarak görülüyor. Oysa sadece Ocak 2013-Nisan 2018 arasında ilk satış olarak ülkemizde 2 milyon 121 bin adetlik konut satıldı. Bu hesaba göre aylık “ilk konut” satışının da 33 bini geçtiği görülmektedir. Artan nüfusun çok üzerinde bir konut üretimine rağmen Türkiye’de konut sahiplik oranı düşmezken, kiracılık oranı yükselişini sürdürdü. Konutlar kime gitti? TÜİK’in verilerine bakınca alt gelir grubunun ev sahiplik oranı 2006 yılından 2016 yılına hızla geriledi. Bundan 10 yıl önce yüzde 59,3 olan alt gelir grubu konut sahiplik oranı 2016 yılında yüzde 52,9’a geriledi. Oysa aynı dönemde alt gelir grubunun kiracılık oranı yüzde 25,0’dewn yüzde 29,4’e yükselmiş oldu. Üst gelir grubunda da konut sahiplik oranı az da olsa düşmesine rağmen kiracılık oranı da küçük artış gösterdi. Konut sahiplik oranı 10 yılda orta sınıfta arttı. Kiracılık oranı da yine orta sınıfta azaldı. Ama üst gelir grubunun ev sahipliği dışında, yatırım amaçlı konut sahipliği hakkında bir veri bulunmuyor.
BETON ARTIŞI İHTİYAÇTAN DEĞİL
TÜİK, konut satışında ‘ilk konut’ - ‘ikinci el konut’ satış ayrımını 2013 yılından sonra yayınlıyor. Buna göre 2013-2016 arasında 1 milyon 533 bin ilk konut satışı gerçekleşmiştir. Aynı dönemde ülkemizin kurumsal olmayan nüfusu da 2 milyon 653 bin kişi artış gösteriyor. Aile sayısının 3,2 olarak kabul edildiği ülkemizde 2 milyon 653 bin kişi 830 bin konut demek oluyor.
Yani nüfus artışının tamamının konut ihtiyacı giderilmesi için 830 bin yeni konut yeterli olacaktı. Oysa son 3 yılda (2013-2016) yapılan yeni konut satışı 1 milyon 533 bin adet. Böylece ülkemizde konut sahiplik oranında çok ciddi artış olmalıydı. Ama 2013 yılında yüzde 60,7 olan ev sahiplik oranı yüzde 59,7’ye gerilerken, kiracılık oranı da yüzde 21,3’den yüzde 24,4’e yükseliş gösteriyor. Bu tablo Türkiye’de artan konut üretiminin gerçek ihtiyaç sahiplerine gitmediğini, yeni bir rant alanı olarak orta-üst gelir gruplarında yoğunlaştığını göstermektedir.