Ekonomi
01 Haz 2015 13:12
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:45
Yerlisi geliyor... Bugün açıklanacak
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yerli otomobil geliştirilmesi konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin "Birinci fazı tamamladık. Şimdi onun imzasını attık, bugün detaylı açıklamayı Sayın Başbakanımız yapacak" dedi. Işık yerli arazi aracı olacağını da söyledi.
Bakan Işık, A Haber televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları
yanıtladı. Bir soru üzerine, yerli otomobili 2020'den önce yola
çıkarmayı hedeflediklerini ve bunu, Türkiye açısından çok önemli
gördüklerini dile getiren Işık, baştan beri odaklandıkları
noktanın; geleceğin teknolojisi, dünyada rekabet avantajı elde
edilebilecek ve menzili uzatılmış elektrikli araç modelini
geliştirmek olduğunu söyledi.
Işık, Türkiye'de yerli bir marka ile dünya yollarına çıkmayı amaçladıklarını ifade ederek, "Bununla ilgili bir yıllık süre içerisinde yoğun bir çalışma yaptık ve en son 'birinci faz' dediğimiz 'asıl bu işe nereden başlayacağız, hangi bazdan başlayacağız' noktasında 1'inci basamağı tamamladık şimdi onun imzasını attık, bugün detaylı açıklamayı Sayın Başbakanımız yapacak inşallah. Şimdi bu babayiğitlere çağrı için gerekli olan adımdı, şimdi asıl babayiğitlere çağrıyı bundan sonra yapacağız" diye konuştu.
"Babayiğide gelin" demenin tek başına anlamlı bir şey olmadığına dikkati çeken Işık, söz konusu üretimin neden, nasıl ve hangi bilgi birikimiyle üretileceği ve Türkiye'nin birikimi ve güçlü rekabette yer alabilmek için neler yapılması gerektiği üzerinde çalışmalar yaptıklarını anlattı. Bakan Işık, birinci fazda bu içeriklerin üretildiğini söyledi. Işık, artık ellerinde somut bir durum olduğunu ifade ederek, "Bu somut duruma göre bundan sonra babayiğit çağrısına çıkacağız. Bütün Türkiye'deki özel sektöre, (Buyurun gelin birlikte çalışalım diyeceğiz)" ifadesini kullandı.
Bakan Işık, yerli otomobilin markasına ilişkin de bir marka çıkarılacaksa bu markanın, bir tek modelle yürütülemeyeceğini kaydetti. Hem segment farkı, hem model farkı, hem tip farklarını dikkate alan bir yaklaşım sergilediklerini dile getiren Işık, "Şu anda 4 farklı modelin üretimi noktasında altyapıyı hazırladık. Arazi aracı da olacak" dedi. Işık, makam araçlarının da yerli otomobil ile değiştirilmesi konusundaki bir soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: "Ben Allah nasip eder de görevde olursam makam aracımı tabii ki değiştireceğim yani orada tereddüt yok, çünkü kendi ürettiğimiz araca kendimiz binmezsek o zaman kredi limiti açısından çok da olumlu bir durum olmaz. Sadece devlet için söylemiyorum, gidin Seul sokaklarına Güney Kore araçlarının dışında kolay kolay araç göremezsiniz işte belki Japonya biraz daha benziyor.
Türkiye bugüne kadar çok fazla ertelediği projelerini hayata geçirmeye başlıyor. 71 yıl ertelenen milli uçak projesi hayata geçiyor, lansmanı yapıldı. 1961 yılında 'Devrim' otomobili ile ilgili süreçten tam 54 yıl sonra inşallah yerli otomobilin de startı veriliyor. Türkiye daha önce pek çok defa yakaladığı fırsatları maalesef hoyratça tepmişti. Şimdi Türkiye artık bu alanlarda tekrar var olmanın gayretini gösteriyor."
Menzili uzatılmış elektrikli araçlar üzerinde çalıştıklarını da anlatan Işık, yapılan istatistiklerin insanların şehir içinde günde 25 kilometre yol yaptığını gösterdiğini, insanların, bu araçla günde 80-100 kilometre yol yapabileceğini ifade etti. Işık, şehir dışına çıkmadığı sürece bir ayda 50-100 lira arasında şarj ücretiyle ihtiyaçların giderilebileceğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle bitirdi:
"Şehir dışına çıkma ihtiyacı oldu, 80 kilometre güvenle gittikten sonra batarya zayıflamaya başladığı zaman, yani şarj azalmaya başladığı zaman bu defa arkadaki jeneratör devreye girecek ve hem elektrik motorlarını besleyecek hde bataryaları şarj edecek ve benzinin, mazotun, LPG'nin olduğu her yere insanımız güvenle gidebilecek. Bu durumda da bugün ekonomik olarak gördüğümüz araçların bile en iyisinin yaklaşık yüzde 40'ı kadar tasarruf imkanı olacak. Tüketicinin kullanırken kazandığı cebinden daha az yakıt harcadığı, daha basit ama daha iyi bir teknolojiyle seyahat ettiği bir araç olacak.
Buradaki asıl hedefimizde bunu yaparken sadece yakıt ekonomisine odaklanmak değil, aynı zamanda güvenlik konfor ve kaliteye de odaklanmak. Şu anda bütün çalışmamız da o noktada. Bir araç yapacağız ama bu aracı insanlar sadece Türk malı olduğu için almayacaklar. Aynı zamanda kaliteli olacak, aynı zamanda konforlu olduğu için, aynı zamanda da güvenli olduğu için dayanıklı olduğu için alacaklar. Bunun gayreti içerisindeyiz." (Foto temsili)
Işık, Türkiye'de yerli bir marka ile dünya yollarına çıkmayı amaçladıklarını ifade ederek, "Bununla ilgili bir yıllık süre içerisinde yoğun bir çalışma yaptık ve en son 'birinci faz' dediğimiz 'asıl bu işe nereden başlayacağız, hangi bazdan başlayacağız' noktasında 1'inci basamağı tamamladık şimdi onun imzasını attık, bugün detaylı açıklamayı Sayın Başbakanımız yapacak inşallah. Şimdi bu babayiğitlere çağrı için gerekli olan adımdı, şimdi asıl babayiğitlere çağrıyı bundan sonra yapacağız" diye konuştu.
"Babayiğide gelin" demenin tek başına anlamlı bir şey olmadığına dikkati çeken Işık, söz konusu üretimin neden, nasıl ve hangi bilgi birikimiyle üretileceği ve Türkiye'nin birikimi ve güçlü rekabette yer alabilmek için neler yapılması gerektiği üzerinde çalışmalar yaptıklarını anlattı. Bakan Işık, birinci fazda bu içeriklerin üretildiğini söyledi. Işık, artık ellerinde somut bir durum olduğunu ifade ederek, "Bu somut duruma göre bundan sonra babayiğit çağrısına çıkacağız. Bütün Türkiye'deki özel sektöre, (Buyurun gelin birlikte çalışalım diyeceğiz)" ifadesini kullandı.
Bakan Işık, yerli otomobilin markasına ilişkin de bir marka çıkarılacaksa bu markanın, bir tek modelle yürütülemeyeceğini kaydetti. Hem segment farkı, hem model farkı, hem tip farklarını dikkate alan bir yaklaşım sergilediklerini dile getiren Işık, "Şu anda 4 farklı modelin üretimi noktasında altyapıyı hazırladık. Arazi aracı da olacak" dedi. Işık, makam araçlarının da yerli otomobil ile değiştirilmesi konusundaki bir soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: "Ben Allah nasip eder de görevde olursam makam aracımı tabii ki değiştireceğim yani orada tereddüt yok, çünkü kendi ürettiğimiz araca kendimiz binmezsek o zaman kredi limiti açısından çok da olumlu bir durum olmaz. Sadece devlet için söylemiyorum, gidin Seul sokaklarına Güney Kore araçlarının dışında kolay kolay araç göremezsiniz işte belki Japonya biraz daha benziyor.
Türkiye bugüne kadar çok fazla ertelediği projelerini hayata geçirmeye başlıyor. 71 yıl ertelenen milli uçak projesi hayata geçiyor, lansmanı yapıldı. 1961 yılında 'Devrim' otomobili ile ilgili süreçten tam 54 yıl sonra inşallah yerli otomobilin de startı veriliyor. Türkiye daha önce pek çok defa yakaladığı fırsatları maalesef hoyratça tepmişti. Şimdi Türkiye artık bu alanlarda tekrar var olmanın gayretini gösteriyor."
Menzili uzatılmış elektrikli araçlar üzerinde çalıştıklarını da anlatan Işık, yapılan istatistiklerin insanların şehir içinde günde 25 kilometre yol yaptığını gösterdiğini, insanların, bu araçla günde 80-100 kilometre yol yapabileceğini ifade etti. Işık, şehir dışına çıkmadığı sürece bir ayda 50-100 lira arasında şarj ücretiyle ihtiyaçların giderilebileceğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle bitirdi:
"Şehir dışına çıkma ihtiyacı oldu, 80 kilometre güvenle gittikten sonra batarya zayıflamaya başladığı zaman, yani şarj azalmaya başladığı zaman bu defa arkadaki jeneratör devreye girecek ve hem elektrik motorlarını besleyecek hde bataryaları şarj edecek ve benzinin, mazotun, LPG'nin olduğu her yere insanımız güvenle gidebilecek. Bu durumda da bugün ekonomik olarak gördüğümüz araçların bile en iyisinin yaklaşık yüzde 40'ı kadar tasarruf imkanı olacak. Tüketicinin kullanırken kazandığı cebinden daha az yakıt harcadığı, daha basit ama daha iyi bir teknolojiyle seyahat ettiği bir araç olacak.
Buradaki asıl hedefimizde bunu yaparken sadece yakıt ekonomisine odaklanmak değil, aynı zamanda güvenlik konfor ve kaliteye de odaklanmak. Şu anda bütün çalışmamız da o noktada. Bir araç yapacağız ama bu aracı insanlar sadece Türk malı olduğu için almayacaklar. Aynı zamanda kaliteli olacak, aynı zamanda konforlu olduğu için, aynı zamanda da güvenli olduğu için dayanıklı olduğu için alacaklar. Bunun gayreti içerisindeyiz." (Foto temsili)