Enerji - Yalıtım
11 Nis 2018 13:59
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 05:45
Yenilenebilir enerjiye daha çok teşvik verilmesi gerekiyor
Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Yenilenebilir enerjiye daha çok teşvik verilmesi gerekiyor. Ülkemiz bu noktada hakikaten doğru yolda." dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "TÜSİAD İklim Toplantıları:
Düşük Karbonlu Kalkınma Sürecinde Finansmanın Rolü" başlıklı
etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, hükümet olarak
yenilenebilir enerjiye gerek vergisel gerek teşvik açısından ciddi
destek verdiklerini söyledi.
İklim değişikliğiyle mücadelede enerjinin en kritik sektör olduğunu, ulaştırmanın da büyük önem arz ettiğini vurgulayan Şimşek, kişi başına düşen emisyon oranlarının gelişmiş ülkelerde daha yoğun olduğunu, Rusya ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelerde de bu yoğunluğun görüldüğünü söyledi.
Mehmet Şimşek, iklim değişikliğine karşı gezegenin artık kendi kendini dengeleyemediğini, karbon salınımına karşı insanların ilave çaba göstermesi gerektiğini vurguladı.
İklim değişikliği, karbon salınımı gibi konuların büyük risk barındırdığına işaret eden Şimşek, UNDP'nin bir çalışmasına göre, düşük dozda küresel ısınma yaşanması halinde 21 trilyon dolarlık bir ekonomik maliyetle karşı karşıya kalınacağını, daha yüksek bir senaryoda bu rakamın 33 trilyon dolara çıkabileceğini söyledi.
Şimşek, "Gerçekten ekonomik maliyetleri çok yüksek olduğu için bugünden şirketlerimizin ve devletin politikalar geliştirerek yatırımları o çerçevede şekillendirerek bunu engellemesi gerekiyor." dedi.
Enerji verimliliğini artırmaları gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Yenilenebilir enerjiye daha çok teşvik verilmesi gerekiyor. Ülkemiz bu noktada hakikaten doğru yolda. Gerek güneş olsun gerek rüzgar ve jeotermal, bütün bu alanlarda ciddi teşvik var. Bunun daha da güçlendirilerek devam ettirilmesi gerekiyor. Çevre dostu ürünlere daha çok teşvik vermek ve onları desteklemek lazım." ifadelerini kullandı.
Çevre dostu teknolojiler, yatırımlar ve enerjinin finansmanında yeni bir döneme girildiğini, doğru fiyatlama ve vergi politikasıyla buraya doğru gidilebileceğini belirten Şimşek, özel sektör ile kamunun bu konuda iş birliğinin önemine dikkati çekti. Şimşek, Paris İklim Anlaşması'na uyumun önemine işaret etti.
Şimşek, yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimindeki payının her geçen gün arttığını, bu sürece teknolojinin de katkı sunduğunu kaydetti.
"Elektrikli araçların satışı 2040'ta diğer tüm araçları geçmiş olacak"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, güneş panellerinin maliyetlerinin hızlı bir şekilde düştüğünü, kapasitenin arttığını belirterek, Türkiye'nin de bu alanda hızlı adımlar attığını, çatılara güneş panellerinin kurulmasının kolaylaştırıldığını, bu konuda yapılması gereken ne varsa yapacaklarını anlattı.
Elektrikli araçların 2040'tan önce geleneksel enerjiyi kullanan araçların önüne geçeceğini dile getiren Şimşek, 2040 yılında elektrikli araçların satışının diğer bütün araçları geçmiş olacağını vurguladı.
"Son 2 yılda yenilenebilir enerjide ciddi adımlar atıldı"
Mehmet Şimşek, "Yenilenebilir enerjinin payı artıyor. 2005'te yüzde 24,5 idi. Yüzde 32'ye çıkmış durumda 2015 itibarıyla... Şu anda güçlü bir şekilde yatırımlarımızın hemen hemen neredeyse tamamı yerli ve yenilenebilir..." diye konuştu.
Tartışmalarda kömür konusunun ön plana çıktığını belirten Şimşek, en son teknolojiyi kullanıp çevreye zararı minimize edecek bir yaklaşım içerisinde olmanın önemine işaret etti.
Şimşek, Türkiye'nin yenilenebilir enerjide hidroelektriğin yüzde 100 olan payının geçen süreçte yüzde 80'e düştüğünü, yüzde 20'nin ise güneş, rüzgar, jeotermal gibi kalemlerden oluştuğunu aktardı. Bu rakamların 2015'e ait olduğunu dile getiren Şimşek, son 2 yılda ciddi gelişmeler yaşandığını, güneş ve rüzgarda önemli adımlar atıldığını, bunların devreye girmesiyle yenilenebilir enerjinin toplam enerjideki payının artacağını, toplam yenilenebilir enerjinin içindeki hidroelektriğin payının düşmüş olacağını anlattı.
Türkiye'nin 350 milyar liralık bir kaynağı yenilenebilir enerji ve diğer ilgili alanlara kanalize etmesi gerektiğini belirten Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnanıyorum ki bu gerçekleşir. Aslında bu yönde öncü olan adımlar da var. TSKB, ilk tahvil ihracını bu çerçevede yaptı. Borsa İstanbul, sürdürülebilir endeksini geliştirdi. BDDK, raporlama noktasında bir çerçeve çizdi. Elazığ Şehir Hastanesi'nin finansmanı tam da bu çerçeveye uyuyor. Dünyada da örnek olarak görülmeye başlandı."
İklim değişikliğiyle mücadelede enerjinin en kritik sektör olduğunu, ulaştırmanın da büyük önem arz ettiğini vurgulayan Şimşek, kişi başına düşen emisyon oranlarının gelişmiş ülkelerde daha yoğun olduğunu, Rusya ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelerde de bu yoğunluğun görüldüğünü söyledi.
Mehmet Şimşek, iklim değişikliğine karşı gezegenin artık kendi kendini dengeleyemediğini, karbon salınımına karşı insanların ilave çaba göstermesi gerektiğini vurguladı.
İklim değişikliği, karbon salınımı gibi konuların büyük risk barındırdığına işaret eden Şimşek, UNDP'nin bir çalışmasına göre, düşük dozda küresel ısınma yaşanması halinde 21 trilyon dolarlık bir ekonomik maliyetle karşı karşıya kalınacağını, daha yüksek bir senaryoda bu rakamın 33 trilyon dolara çıkabileceğini söyledi.
Şimşek, "Gerçekten ekonomik maliyetleri çok yüksek olduğu için bugünden şirketlerimizin ve devletin politikalar geliştirerek yatırımları o çerçevede şekillendirerek bunu engellemesi gerekiyor." dedi.
Enerji verimliliğini artırmaları gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Yenilenebilir enerjiye daha çok teşvik verilmesi gerekiyor. Ülkemiz bu noktada hakikaten doğru yolda. Gerek güneş olsun gerek rüzgar ve jeotermal, bütün bu alanlarda ciddi teşvik var. Bunun daha da güçlendirilerek devam ettirilmesi gerekiyor. Çevre dostu ürünlere daha çok teşvik vermek ve onları desteklemek lazım." ifadelerini kullandı.
Çevre dostu teknolojiler, yatırımlar ve enerjinin finansmanında yeni bir döneme girildiğini, doğru fiyatlama ve vergi politikasıyla buraya doğru gidilebileceğini belirten Şimşek, özel sektör ile kamunun bu konuda iş birliğinin önemine dikkati çekti. Şimşek, Paris İklim Anlaşması'na uyumun önemine işaret etti.
Şimşek, yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimindeki payının her geçen gün arttığını, bu sürece teknolojinin de katkı sunduğunu kaydetti.
"Elektrikli araçların satışı 2040'ta diğer tüm araçları geçmiş olacak"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, güneş panellerinin maliyetlerinin hızlı bir şekilde düştüğünü, kapasitenin arttığını belirterek, Türkiye'nin de bu alanda hızlı adımlar attığını, çatılara güneş panellerinin kurulmasının kolaylaştırıldığını, bu konuda yapılması gereken ne varsa yapacaklarını anlattı.
Elektrikli araçların 2040'tan önce geleneksel enerjiyi kullanan araçların önüne geçeceğini dile getiren Şimşek, 2040 yılında elektrikli araçların satışının diğer bütün araçları geçmiş olacağını vurguladı.
"Son 2 yılda yenilenebilir enerjide ciddi adımlar atıldı"
Mehmet Şimşek, "Yenilenebilir enerjinin payı artıyor. 2005'te yüzde 24,5 idi. Yüzde 32'ye çıkmış durumda 2015 itibarıyla... Şu anda güçlü bir şekilde yatırımlarımızın hemen hemen neredeyse tamamı yerli ve yenilenebilir..." diye konuştu.
Tartışmalarda kömür konusunun ön plana çıktığını belirten Şimşek, en son teknolojiyi kullanıp çevreye zararı minimize edecek bir yaklaşım içerisinde olmanın önemine işaret etti.
Şimşek, Türkiye'nin yenilenebilir enerjide hidroelektriğin yüzde 100 olan payının geçen süreçte yüzde 80'e düştüğünü, yüzde 20'nin ise güneş, rüzgar, jeotermal gibi kalemlerden oluştuğunu aktardı. Bu rakamların 2015'e ait olduğunu dile getiren Şimşek, son 2 yılda ciddi gelişmeler yaşandığını, güneş ve rüzgarda önemli adımlar atıldığını, bunların devreye girmesiyle yenilenebilir enerjinin toplam enerjideki payının artacağını, toplam yenilenebilir enerjinin içindeki hidroelektriğin payının düşmüş olacağını anlattı.
Türkiye'nin 350 milyar liralık bir kaynağı yenilenebilir enerji ve diğer ilgili alanlara kanalize etmesi gerektiğini belirten Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnanıyorum ki bu gerçekleşir. Aslında bu yönde öncü olan adımlar da var. TSKB, ilk tahvil ihracını bu çerçevede yaptı. Borsa İstanbul, sürdürülebilir endeksini geliştirdi. BDDK, raporlama noktasında bir çerçeve çizdi. Elazığ Şehir Hastanesi'nin finansmanı tam da bu çerçeveye uyuyor. Dünyada da örnek olarak görülmeye başlandı."