Krediler
03 Nis 2018 16:12
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 05:44
Yargıtaydan 'kredi masrafı' kararı
Yargıtay, bankadan kullanılan krediler için çeşitli adlar altında kesilen masrafların iadesi talebiyle açılan davayı reddeden yerel mahkeme kararını bozdu.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, kullanılan krediler için çeşitli adlar
altında kesilen masrafların iadesi talebiyle açılan davayı reddeden
yerel mahkeme kararını bozdu.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Antalya'da yaşayan Ramazan Güney, bir bankadan kullandığı krediler nedeniyle değişik adlar altında yapılan kesintilerin iadesi için Tüketici Hakem Heyetine başvurdu.
Başvurusu reddedilen Güney, Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali ile belirlenebilir olduğunda artırılmak üzere 1 liranın tahsili istemiyle mahkemeye başvurdu.
Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, kredi kullanımı sırasında 220 ve 250 lira olmak üzere masraf kesildiği, bunun kullanılan kredi miktarları ile karşılaştırıldığında tüketici aleyhine dengesizlik oluşturmadığı gerekçesiyle davayı reddetti.
Karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozulması talebiyle temyiz edildi.
İtiraz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Bozma kararında, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 5. maddesinde "Tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlar"ın düzenlendiği anlatıldı.
Kararda, söz konusu kanun maddesinde "Haksız şart, tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır. Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür." düzenlemesinin yer aldığına işaret edildi.
Davacının iki ayrı ihtiyaç kredisi kullandığı ve değişik adlarla kesintiler yapıldığı belirtilen kararda, şöyle denildi:
"Banka tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceği, belgelendirmediği masrafları isteyemeyeceği, davalı bankanın davacıdan tahsis ücreti ve dosya masrafı adı altında alınan masrafların zorunlu olduğu hususunda dosyaya herhangi bir belge sunmamış olduğu görülmekle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin açıklanan bu nedenle kabulü gerekmiştir."
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Antalya'da yaşayan Ramazan Güney, bir bankadan kullandığı krediler nedeniyle değişik adlar altında yapılan kesintilerin iadesi için Tüketici Hakem Heyetine başvurdu.
Başvurusu reddedilen Güney, Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali ile belirlenebilir olduğunda artırılmak üzere 1 liranın tahsili istemiyle mahkemeye başvurdu.
Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, kredi kullanımı sırasında 220 ve 250 lira olmak üzere masraf kesildiği, bunun kullanılan kredi miktarları ile karşılaştırıldığında tüketici aleyhine dengesizlik oluşturmadığı gerekçesiyle davayı reddetti.
Karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozulması talebiyle temyiz edildi.
İtiraz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Bozma kararında, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 5. maddesinde "Tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlar"ın düzenlendiği anlatıldı.
Kararda, söz konusu kanun maddesinde "Haksız şart, tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır. Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür." düzenlemesinin yer aldığına işaret edildi.
Davacının iki ayrı ihtiyaç kredisi kullandığı ve değişik adlarla kesintiler yapıldığı belirtilen kararda, şöyle denildi:
"Banka tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceği, belgelendirmediği masrafları isteyemeyeceği, davalı bankanın davacıdan tahsis ücreti ve dosya masrafı adı altında alınan masrafların zorunlu olduğu hususunda dosyaya herhangi bir belge sunmamış olduğu görülmekle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin açıklanan bu nedenle kabulü gerekmiştir."