Ekonomi
24 Mayıs 2015 08:37
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:43
Yalancı bahar yaşıyor Borsa...
Borsada, güçlü çıkış ve trendler için ‘güçlü beklentiler gerekir’ gerçeğini birkez daha hatırladık.
SON günlerde borsada para girişine bağlı olumlu seyir vardı. Son
iki haftaki yazımızda iyimser piyasa görünümüne rağmen piyasayı
taşıyacak beklenti eksikliği ve seçim belirsizliğini vurgulamıştık.
Bu durum geçtiğimiz hafta kendini borsada satış, döviz kurlarında
ise tepki yükselişi olarak gösterdi. Borsada güçlü çıkış ve
trendler için güçlü beklentiler gerekir, gerçeğini bir kez daha
hatırlattı. “Yalancı bahar” izlenimi veren iyimserlik yerini
temkinli bir görünüme bıraktı. Çok farklı sonuçlar gösteren seçim
anketlerine göre yön belirlemek bu aşamada zor. Küçük yüzdelik
değişimlerin bile çok farklı sonuçları beraberinde getirecek olacak
olması tahmin ve kararları zorlaştırıyor. Seçim yaklaştıkça
piyasalarda dalgalı seyir ve yön arayışı sürebilir. Önümüzdeki
hafta borsada destek noktalarında tepki alımlarının görüldüğü,
ancak direnç seviyelerinin geçilmekte zorlanıldığı ve satış
baskısının korunduğu bir piyasa yapısı öne çıkabilir. Benzer
görünüm döviz kurları için de söylenebilir. Gündemde ise ABD Nisan
Dayanıklı Mal Siparişleri ve ABD haftalık İşsizlik başvuruları
başta olmak üzere ağırlıklı olarak ABD verileri izlenecek.
Borsa direnç seviyelerine takıldı
BIST100 Endeksinde kâr satışlarına bağlı düşüş sürüyor. 85.300 ilk destek noktası olarak görülürken sonraki destekler 83.500-84.000 seviyelerinde. Dirençler ise 87.500 ve 88.650-89.000 seviyelerinde bulunuyor. Destek seviyelerinde tepki alımları görülse de kâr satışları bir süre daha etkisini sürdürebilir.
Dolar/TL desteklerinden tepki geldi
Dolar/TL’de kâr satışlarının ardından son dönemde belirmeye başlayan çıkış formasyonlarından “Alçalan takoz” formasyonunun etkisiyle tepki alımları görüldü. 2.61 ve 2.645-2.70 direnç seviyeleri olarak görülürken destek noktaları 2.575-2.56 ve 2.54 seviyelerinde. 2.575 seviyesinin üzerinde kalınması durumunda tepki çıkışının devamı beklenebilir.
Tasarruf oranı azalınca yatırımcı borsadan uzaklaştı
Son yıllarda borsadan küçük yatırımcının uzaklaştığı ve eski ilginin olmadığı biliniyor. Bunun nedenleri arasında bir çok sebep sayılabilir. İşlem sırası kapatılan hisse mağdurlarından kriz yıllarında oluşan sert düşüşler ve büyük kayıplardan söz edilir genellikle. Ancak tasarruf ve gelir tarafının etkisini de göz ardı etmemek gerekir. İnsanlar iş bulacak, çalışacak, kazanacak, tasarruf edecek ve bunun bir kısmıyla borsaya yatırımcı olarak gelecek. Son yıllarda yüzde 2.9 seviyesine gerileyen ekonomik büyüme hızı ve yüzde 11.2 seviyesine yükselen işsizlik bu açıdan önemli bir gösterge. Bunun dışında 2000’li yılların başındaki yüzde 23-24 seviyelerinden son yıllarda yüzde 12-13 seviyelerine kadar gerileyen Özel Tasarrufların Milli Gelire (GSYH) oranı önemli bir başka gösterge. Faiz oranlarındaki düşüşün tasarruflar üzerindeki etkisi tartışılabilir belki ama gerek 2000’li yıllara göre gerekse Türkiye’nin aynı ligde yer aldığı gelişen ülkelere göre son dönemde tasarruf oranlarındaki zayıflama ciddi sayılabilir. Yine benzer görünüm bankalardaki Hane Halkı Borç Stoku/Milli Gelir oranlarında görülebilir. 2004 yılında yüzde 5 olan bu oran 2014 yılı itibariyle yüzde 19’a kadar yükselmiş durumda.
Ayrıca 2004-2014 yılları arasında Gelir ve Hane Halkı Borç rakamlarına da göz attık. Hane halkı borcu 2004 yılında 26 milyar TL iken 2014 yılında 367 milyar TL’ye yükselmiş. Artış yüzde 1.312 yani yaklaşık 13 kat. Milli Gelir (GSYH) ise 428 milyar TL’den 1.749 milyar TL’ye yükselmiş. Gelir artışı yüzde 309, yani yaklaşık 3 kat. Borç gelirden çok daha hızlı artmış. Bu tabloda servet artışları görülmüyor. Bankadan alınan krediyle alınan konut veya otomobilin değer artışları veya şu anki ederi tabloya yansımış değil. Daha çok tabloda borç gelir ile ödenir, anlayışı üzerinden gidildi.
Önemli yatırım araçlarından döviz kurları ve konut fiyatlarındaki yükselişler de alternatif oluşturması açısından borsaya gelecek küçük yatırımcının ilgisini azaltan bir başka gelişme olarak görülebilir. Geçtiğimiz aylardan yaptığımız ve yine bu sayfalarda yayınladığımız bir çalışmada son beş yılda özellikle İstanbul’da konut fiyat artışlarının tüm yatırım araçlarının üzerinde getiriye ulaştığını gördük. Özetle küçük yatırımcının tekrar borsaya dönüş yapması güvenin tekrar kazanılması, alternatif piyasaların durumu kadar önemli ölçüde gelir ve tasarruf oranlarının artmasına bağlı, gibi görülüyor.
Borsa direnç seviyelerine takıldı
BIST100 Endeksinde kâr satışlarına bağlı düşüş sürüyor. 85.300 ilk destek noktası olarak görülürken sonraki destekler 83.500-84.000 seviyelerinde. Dirençler ise 87.500 ve 88.650-89.000 seviyelerinde bulunuyor. Destek seviyelerinde tepki alımları görülse de kâr satışları bir süre daha etkisini sürdürebilir.
Dolar/TL desteklerinden tepki geldi
Dolar/TL’de kâr satışlarının ardından son dönemde belirmeye başlayan çıkış formasyonlarından “Alçalan takoz” formasyonunun etkisiyle tepki alımları görüldü. 2.61 ve 2.645-2.70 direnç seviyeleri olarak görülürken destek noktaları 2.575-2.56 ve 2.54 seviyelerinde. 2.575 seviyesinin üzerinde kalınması durumunda tepki çıkışının devamı beklenebilir.
Tasarruf oranı azalınca yatırımcı borsadan uzaklaştı
Son yıllarda borsadan küçük yatırımcının uzaklaştığı ve eski ilginin olmadığı biliniyor. Bunun nedenleri arasında bir çok sebep sayılabilir. İşlem sırası kapatılan hisse mağdurlarından kriz yıllarında oluşan sert düşüşler ve büyük kayıplardan söz edilir genellikle. Ancak tasarruf ve gelir tarafının etkisini de göz ardı etmemek gerekir. İnsanlar iş bulacak, çalışacak, kazanacak, tasarruf edecek ve bunun bir kısmıyla borsaya yatırımcı olarak gelecek. Son yıllarda yüzde 2.9 seviyesine gerileyen ekonomik büyüme hızı ve yüzde 11.2 seviyesine yükselen işsizlik bu açıdan önemli bir gösterge. Bunun dışında 2000’li yılların başındaki yüzde 23-24 seviyelerinden son yıllarda yüzde 12-13 seviyelerine kadar gerileyen Özel Tasarrufların Milli Gelire (GSYH) oranı önemli bir başka gösterge. Faiz oranlarındaki düşüşün tasarruflar üzerindeki etkisi tartışılabilir belki ama gerek 2000’li yıllara göre gerekse Türkiye’nin aynı ligde yer aldığı gelişen ülkelere göre son dönemde tasarruf oranlarındaki zayıflama ciddi sayılabilir. Yine benzer görünüm bankalardaki Hane Halkı Borç Stoku/Milli Gelir oranlarında görülebilir. 2004 yılında yüzde 5 olan bu oran 2014 yılı itibariyle yüzde 19’a kadar yükselmiş durumda.
Ayrıca 2004-2014 yılları arasında Gelir ve Hane Halkı Borç rakamlarına da göz attık. Hane halkı borcu 2004 yılında 26 milyar TL iken 2014 yılında 367 milyar TL’ye yükselmiş. Artış yüzde 1.312 yani yaklaşık 13 kat. Milli Gelir (GSYH) ise 428 milyar TL’den 1.749 milyar TL’ye yükselmiş. Gelir artışı yüzde 309, yani yaklaşık 3 kat. Borç gelirden çok daha hızlı artmış. Bu tabloda servet artışları görülmüyor. Bankadan alınan krediyle alınan konut veya otomobilin değer artışları veya şu anki ederi tabloya yansımış değil. Daha çok tabloda borç gelir ile ödenir, anlayışı üzerinden gidildi.
Önemli yatırım araçlarından döviz kurları ve konut fiyatlarındaki yükselişler de alternatif oluşturması açısından borsaya gelecek küçük yatırımcının ilgisini azaltan bir başka gelişme olarak görülebilir. Geçtiğimiz aylardan yaptığımız ve yine bu sayfalarda yayınladığımız bir çalışmada son beş yılda özellikle İstanbul’da konut fiyat artışlarının tüm yatırım araçlarının üzerinde getiriye ulaştığını gördük. Özetle küçük yatırımcının tekrar borsaya dönüş yapması güvenin tekrar kazanılması, alternatif piyasaların durumu kadar önemli ölçüde gelir ve tasarruf oranlarının artmasına bağlı, gibi görülüyor.