Ekonomi
25 Tem 2015 14:59
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:59
Türk yatırımcıya komşu uyarısı
Türkiye-Yunanistan İş Konseyi Yürütme Kurulu Başkan Vekili Tevfik Bilgen, "AB ülkelerinin bile güvenmediği Yunanistan'a Türkiye'nin de kısa vadede biraz uzakta durması lazım" dedi
Bilgen, Yunanistan'ın içinde bulunduğu durum, Türk yatırımcıların
ülkeye mesafesi ve üçüncü kurtarma paketinin kapsamları konusunda
AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Avro Bölgesi liderlerinin sunduğu "86 milyar avroluk üçüncü kurtarma paketi" hakkında değerlendirmelerde bulunan Bilgen, koşullar arasında yer alan 50 milyar avroluk özelleştirmeye dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu çok daha önceden beri konuşulan bir özelleştirme ve hala yapılmadı. Bu konu herkesin tahmin yürütebileceği bir konu olmasına rağmen, Türk olarak çekinerek yorum yapıyorum, çünkü bazı Yunanlı dostlarımız Türklerin bakış açısı gibi görebilir. Ama Belçikalı da aynı şeyi söyleyecektir, Portekizli de aynı şeyi söyleyecektir.
O kadar borcu olan herhangi bir ülke, bu Portekiz de olabilir başka bir ülke de olabilir, özelleştirme yapmıyorsa ve senelerce yapmamak için direniyorsa, ilk 'Nasılsa AB bana istediğimi verecek, ben özelleştirmeyle uğraşmayayım, benim servetim bende kalsın" diye düşündü dersiniz. Akla ilk gelen bu. Ama bunu ben Türk olarak söylediğim zaman yanlış anlaşılabilir."
Bilgen, Yunanistan ekonomisindeki daralma sırasında yatırım karlılıkları azaldığı için Türkiye'den ülkeye giden yatırım kalmadığını, daha önce gitmiş olan perakendecilerden de mağaza adetlerini azalttıp geri dönenler ya da tamamen kapatıp dönenler olduğunu kaydetti.
Şu an içinde bulunduğu durumdan dolayı fırsat değerlendirmek amacıyla Yunanistan'a yatırım için eğilen Türk İş adamı bulunmadığını belirten Bilgen, şunları söyledi:
"Çünkü bizim dışarıdan baktığımız zaman, Yunanistan hala daha bütün AB ülkeleri arasında Türklerin gidip yatırım yapıp rahatlıkla çalışabileceği ülkeler sıralamasında sonuncu gelir. Türkiye'den gidip orada bir yatırım yapıyorsunuz, müdürünüzü Türkiye'den oraya götürüp çalıştırmak, oturma izni almak için aylarca, yıllarca izin alma peşinde koşuyorsunuz. AB üyesi olmayan ülkeler için zorlayıcı koşulları, bürokratik engelleri olan bir yer.
Yunanistan Türk yatırımcının rahat hareket edebildiği bir yer değil, zaten rahat hareket edemediği bir yerde bir de kar marjları iyice daraldıysa, gidip o ülkede yatırım yapmazsınız. Onun yerine daha rahat bir yerde yaparsınız."
Bilgen, şu an için Türk yatırımcının Yunanistan'a yatırım konusuna biraz uzak durması gerektiğini belirterek, "AB ülkelerinde bile Yunansitan'a çok ciddi güven kaybı oldu. Avrupalılar bile yatırım yapmak için veya borç vermek için çok istekli görünmüyorlar, şu an herkes tereddütle yaklaşıyor. Biz AB dışında bir ülke olarak rahat hareket etme imkanı bulamayacağımız bir Yunanistan pazarına gidersek zorlanacağız. AB ülkelerinin bile güvenmediği Yunanistan'a Türkiye'nin kısa vadede biraz uzakta durması lazım" diye konuştu.
Yunanistan'ın içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle ada sattığı haberlerine de açıklık getiren Bilgen, satılan adaların Yunan devletin tarafından değil, kişi ya da kurumlar tarafından satıldığını, dolayısıyla buradan elde edilecek gelirin Yunan ekonomisine bir getirisi olmadığını, bunun sadece bir pazarlama stratejisi olduğunu belirtti.
Avro Bölgesi liderlerinin sunduğu "86 milyar avroluk üçüncü kurtarma paketi" hakkında değerlendirmelerde bulunan Bilgen, koşullar arasında yer alan 50 milyar avroluk özelleştirmeye dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu çok daha önceden beri konuşulan bir özelleştirme ve hala yapılmadı. Bu konu herkesin tahmin yürütebileceği bir konu olmasına rağmen, Türk olarak çekinerek yorum yapıyorum, çünkü bazı Yunanlı dostlarımız Türklerin bakış açısı gibi görebilir. Ama Belçikalı da aynı şeyi söyleyecektir, Portekizli de aynı şeyi söyleyecektir.
O kadar borcu olan herhangi bir ülke, bu Portekiz de olabilir başka bir ülke de olabilir, özelleştirme yapmıyorsa ve senelerce yapmamak için direniyorsa, ilk 'Nasılsa AB bana istediğimi verecek, ben özelleştirmeyle uğraşmayayım, benim servetim bende kalsın" diye düşündü dersiniz. Akla ilk gelen bu. Ama bunu ben Türk olarak söylediğim zaman yanlış anlaşılabilir."
Bilgen, Yunanistan ekonomisindeki daralma sırasında yatırım karlılıkları azaldığı için Türkiye'den ülkeye giden yatırım kalmadığını, daha önce gitmiş olan perakendecilerden de mağaza adetlerini azalttıp geri dönenler ya da tamamen kapatıp dönenler olduğunu kaydetti.
Şu an içinde bulunduğu durumdan dolayı fırsat değerlendirmek amacıyla Yunanistan'a yatırım için eğilen Türk İş adamı bulunmadığını belirten Bilgen, şunları söyledi:
"Çünkü bizim dışarıdan baktığımız zaman, Yunanistan hala daha bütün AB ülkeleri arasında Türklerin gidip yatırım yapıp rahatlıkla çalışabileceği ülkeler sıralamasında sonuncu gelir. Türkiye'den gidip orada bir yatırım yapıyorsunuz, müdürünüzü Türkiye'den oraya götürüp çalıştırmak, oturma izni almak için aylarca, yıllarca izin alma peşinde koşuyorsunuz. AB üyesi olmayan ülkeler için zorlayıcı koşulları, bürokratik engelleri olan bir yer.
Yunanistan Türk yatırımcının rahat hareket edebildiği bir yer değil, zaten rahat hareket edemediği bir yerde bir de kar marjları iyice daraldıysa, gidip o ülkede yatırım yapmazsınız. Onun yerine daha rahat bir yerde yaparsınız."
Bilgen, şu an için Türk yatırımcının Yunanistan'a yatırım konusuna biraz uzak durması gerektiğini belirterek, "AB ülkelerinde bile Yunansitan'a çok ciddi güven kaybı oldu. Avrupalılar bile yatırım yapmak için veya borç vermek için çok istekli görünmüyorlar, şu an herkes tereddütle yaklaşıyor. Biz AB dışında bir ülke olarak rahat hareket etme imkanı bulamayacağımız bir Yunanistan pazarına gidersek zorlanacağız. AB ülkelerinin bile güvenmediği Yunanistan'a Türkiye'nin kısa vadede biraz uzakta durması lazım" diye konuştu.
Yunanistan'ın içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle ada sattığı haberlerine de açıklık getiren Bilgen, satılan adaların Yunan devletin tarafından değil, kişi ya da kurumlar tarafından satıldığını, dolayısıyla buradan elde edilecek gelirin Yunan ekonomisine bir getirisi olmadığını, bunun sadece bir pazarlama stratejisi olduğunu belirtti.