Konut Haberleri
14 Haz 2015 14:57
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:48
Tarım arazilerimiz yok yere elden çıkıyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar açıkladı
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, tarım arazilerinin geri dönüşü olmayan bir şekilde elden
çıktığını, işlenen ve uzun ömürlü bitkilerle kaplı kişi başına
düşen arazi miktarının, nüfus artışının da etkisiyle 1990-2014
döneminde 4,9 dekardan 3,1 dekara indiğini bildirdi.
Bayraktar, Toprak Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, toprağın doğal kaynakların başında geldiğini ve yaşamın temeli olduğunu, çoğaltma olanağı olmayan tek üretim aracı olan toprağın, hızlı nüfus artışı nedeniyle gittikçe artan oranda değer kazandığını belirtti.
1990-2014 döneminde, işlenen tarım arazisi ve uzun ömürlü bitki alanının yüzde 14 azaldığını kaydeden Bayraktar, bu dönemde nüfusun 56,5 milyondan 77,7 milyona çıkmasıyla kişi başına düşen arazi miktarının, yüzde 37,5 azalarak 4,9 dekardan 3,1 dekara indiğini ifade etti.
Türkiye'nin dünyada toprak rezervi en fazla azalan 20 ülkeden biri olduğunu aktaran Bayraktar, şunları kaydetti:
"Tarım arazileri, geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıkıyor. Bunun sebepleri bellidir. Sebepler içinde, geçmişte yaşanan hızlı nüfus artışını, kırsaldan kente göçü, yerleşimlerin içinden veya yakınından geçen karayollarını, otobanları, bunların çevresinde kurulan sanayiyi, turizmi, madenciliği, kamu yatırımlarını ve yerleşim alanlarını sayabiliriz. Ayrıca, her geçen gün erozyon, çölleşme, toprak kirlenmesi, tuzlanma, toprak içindeki organik madde ve mikroorganizma varlığının azalması gibi sebepler, topraklarda sürekli bozulmalara neden olmaktadır. Bunların yanında aşırı ve bilinçsiz sulama ve gübreleme işlemleri, uygun miktarda kullanılmayan pestisitler, ağır ve sürekli toprak işlemeleri ve aşırı hayvan otlatma gibi tarımsal uygulamalar da topraklarımıza zarar vermektedir."
Bayraktar, tarım arazilerinin verimli kullanılamamasının en önemli nedenlerinden birinin miras hükümlerinden kaynaklanan arazi parçalanması olduğunu, tarımsal işletmelerin küçük, arazilerin çok parçalı bir hale geldiğini vurgularken, Arazi Kullanımı ve Toprak Koruma Kanunu'nun parçalanmanın önüne geçeceğini bildirdi. Kanunun sorunu çözmek konusunda tek başına yeterli olmayacağını, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının arazi toplulaştırma çalışmalarının tamamlanmasının da çok önemli olduğunu belirten Bayraktar, 4,5 milyon hektara ulaştırılan toplulaştırma çalışmalarının hızla tamamlanması ve 14 milyon hektara ulaştırılması gerektiğini savundu.
Tarım alanlarının şehirleşme ve sanayi tesisleri için kullanılmasının en büyük sorun olduğuna dikkati çeken Bayraktar, "Ülke olarak 'bir kilo toprak bir kilo altına eşdeğerdir' sözünü benimseyerek topraklarımıza daha fazla sahip çıkmalı, tarım arazilerimizi daha verimli kullanmanın yollarını bulmalıyız. Alternatif marjinal tarım arazileri mevcutken, verimli tarım arazilerini tarım dışı amaçlarla kullanmak, büyük bir savurganlıktır. Birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerimizi imara açmayalım. Bu arazilerin üzerine sanayi tesisleri, şehirler kurmayalım. Turizm, madencilik ve ulaştırma için verimli tarım arazilerimizi kullanmayalım. Meyve ağaçlarını, zeytinlikleri kesip, yazlıklar inşa etmeyelim. Üstün vasıflı tarım arazilerimize gözümüz gibi bakalım" değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, Toprak Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, toprağın doğal kaynakların başında geldiğini ve yaşamın temeli olduğunu, çoğaltma olanağı olmayan tek üretim aracı olan toprağın, hızlı nüfus artışı nedeniyle gittikçe artan oranda değer kazandığını belirtti.
1990-2014 döneminde, işlenen tarım arazisi ve uzun ömürlü bitki alanının yüzde 14 azaldığını kaydeden Bayraktar, bu dönemde nüfusun 56,5 milyondan 77,7 milyona çıkmasıyla kişi başına düşen arazi miktarının, yüzde 37,5 azalarak 4,9 dekardan 3,1 dekara indiğini ifade etti.
Türkiye'nin dünyada toprak rezervi en fazla azalan 20 ülkeden biri olduğunu aktaran Bayraktar, şunları kaydetti:
"Tarım arazileri, geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıkıyor. Bunun sebepleri bellidir. Sebepler içinde, geçmişte yaşanan hızlı nüfus artışını, kırsaldan kente göçü, yerleşimlerin içinden veya yakınından geçen karayollarını, otobanları, bunların çevresinde kurulan sanayiyi, turizmi, madenciliği, kamu yatırımlarını ve yerleşim alanlarını sayabiliriz. Ayrıca, her geçen gün erozyon, çölleşme, toprak kirlenmesi, tuzlanma, toprak içindeki organik madde ve mikroorganizma varlığının azalması gibi sebepler, topraklarda sürekli bozulmalara neden olmaktadır. Bunların yanında aşırı ve bilinçsiz sulama ve gübreleme işlemleri, uygun miktarda kullanılmayan pestisitler, ağır ve sürekli toprak işlemeleri ve aşırı hayvan otlatma gibi tarımsal uygulamalar da topraklarımıza zarar vermektedir."
Bayraktar, tarım arazilerinin verimli kullanılamamasının en önemli nedenlerinden birinin miras hükümlerinden kaynaklanan arazi parçalanması olduğunu, tarımsal işletmelerin küçük, arazilerin çok parçalı bir hale geldiğini vurgularken, Arazi Kullanımı ve Toprak Koruma Kanunu'nun parçalanmanın önüne geçeceğini bildirdi. Kanunun sorunu çözmek konusunda tek başına yeterli olmayacağını, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının arazi toplulaştırma çalışmalarının tamamlanmasının da çok önemli olduğunu belirten Bayraktar, 4,5 milyon hektara ulaştırılan toplulaştırma çalışmalarının hızla tamamlanması ve 14 milyon hektara ulaştırılması gerektiğini savundu.
Tarım alanlarının şehirleşme ve sanayi tesisleri için kullanılmasının en büyük sorun olduğuna dikkati çeken Bayraktar, "Ülke olarak 'bir kilo toprak bir kilo altına eşdeğerdir' sözünü benimseyerek topraklarımıza daha fazla sahip çıkmalı, tarım arazilerimizi daha verimli kullanmanın yollarını bulmalıyız. Alternatif marjinal tarım arazileri mevcutken, verimli tarım arazilerini tarım dışı amaçlarla kullanmak, büyük bir savurganlıktır. Birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerimizi imara açmayalım. Bu arazilerin üzerine sanayi tesisleri, şehirler kurmayalım. Turizm, madencilik ve ulaştırma için verimli tarım arazilerimizi kullanmayalım. Meyve ağaçlarını, zeytinlikleri kesip, yazlıklar inşa etmeyelim. Üstün vasıflı tarım arazilerimize gözümüz gibi bakalım" değerlendirmesinde bulundu.