Ekonomi
18 Nis 2015 16:59
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:35
Süte ruble darbesi!
Ulusal Süt Konseyi Başkanı Çallı "Rusya'da ekonomik kriz devam ediyor, ruble her geçen gün değer kaybederken şu anda süt üreticileri garantisini almadan Rusya'ya ihracat yapmak istemiyor" dedi.
Ulusal Süt Konseyi Başkanı Harun Çallı, Rusya'da ekonomik krizin
devam ettiğini ifade ederek, "Ruble her geçen gün değer kaybederken
şu anda süt üreticileri garantisini almadan Rusya'ya ihracat yapmak
istemiyor" dedi.
Rusya'nın AB'ye uyguladığı ambargo nedeniyle ihracatta artış beklentisi içine giren süt üreticileri, rubledeki değer kaybı ve Rusya'daki ekonomik kriz nedeniyle bugüne kadar söz konusu pazardan umduğunu bulamadı.
AB'nin, Ukrayna krizindeki rolü nedeniyle Rusya'ya ekonomik yaptırımlar uygulamasına bu ülkenin AB ülkelerinden yaptığı gıda ithalatına ambargo uygulayarak karşılık vermesi, Rusya'nın süt ve süt ürünlerini Türkiye'den alacağı beklentisini yaratmıştı.
Bu durumun Rusya'ya yönelik süt ve süt ürünleri ihracatına olumlu katkı sağlayacağı düşünülmesine rağmen, özellikle bu ülkedeki ekonomik kriz, ihracatta arzu edilen gelişmelerin yaşanamamasına neden oldu.
Ulusal Süt Konseyi Başkanı Çallı, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ambargo öncesi dönemde Rusya'nın 4,3 milyar dolarlık süt ürünü ithal ettiğini belirterek, bunun 1,5 milyar dolarlık kısmını AB ülkelerinden, kalanını da Belarus, Ukrayna ve Kazakistan'dan gerçekleştirdiğini söyledi.
AB'den ithal edilen ürünlerin yarısının Türkiye'de üretilmeyen sert peynirlerden oluştuğuna dikkati çeken Çallı, "Rusya şu anda gauda, emental gibi sert peynirleri İsviçre'den ithal etmektedir. Geriye kalan açık ise 750 milyon dolar civarındadır. Türkiye bunun ancak 300-350 milyon dolarını verebilir. Bu da yaklaşık 150 bin ton civarında ürün demektir" diye konuştu.
Türk şirketlerin şu anda 100 milyon dolar civarında anlaşma yaptıklarını dile getiren Çallı, bunun da yaklaşık 50 bin tonluk ürün anlamına geldiğini, bu çerçevede 100 bin tona yakın ürünün rahatlıkla Rusya'ya pazarlanabileceğini ifade etti.
"Türk şirketlerinin Rusya'da kalıcı olabilmesi için mutlaka kota uygulaması yapılması gerekmektedir" değerlendirmesinde bulunan Çallı, aksi halde diğer ülkelerin Türkiye'ye karşı yüzde 15-18 fiyat avantajına sahip olacağını kaydetti.
İHRACATÇI GARANTİ İSTİYOR
Bu yılın ilk çeyreğindeki gelişmelere bakıldığında henüz Rusya'ya istenilen düzeyde süt ürünü ihracatı yapılamadığının altını çizen Çallı, şöyle konuştu: "Rusya'da ekonomik kriz devam etmektedir. Ruble her geçen gün değer kaybederken, petrol ve doğalgaz fiyatları da düşüş gösterdi. Bu durum bir taraftan Rus tüketicinin alım gücünü olumsuz etkilerken diğer taraftan da ihracatı Ruble ile yapanlar için büyük maddi kayıpları beraberinde getirdi. Dolayısıyla şu anda kimse garantisini almadan Rusya'ya ihracat yapmak istemiyor."
Geçen yıl Rusya'ya 300 bin dolar karşılığı 55,3 ton süt ve süt ürünleri satıldığını dile getiren Çallı, bu ülkenin garanti verememesi nedeniyle ihracatın devamının gelmediğini sözlerine ekledi.
Rusya'nın AB'ye uyguladığı ambargo nedeniyle ihracatta artış beklentisi içine giren süt üreticileri, rubledeki değer kaybı ve Rusya'daki ekonomik kriz nedeniyle bugüne kadar söz konusu pazardan umduğunu bulamadı.
AB'nin, Ukrayna krizindeki rolü nedeniyle Rusya'ya ekonomik yaptırımlar uygulamasına bu ülkenin AB ülkelerinden yaptığı gıda ithalatına ambargo uygulayarak karşılık vermesi, Rusya'nın süt ve süt ürünlerini Türkiye'den alacağı beklentisini yaratmıştı.
Bu durumun Rusya'ya yönelik süt ve süt ürünleri ihracatına olumlu katkı sağlayacağı düşünülmesine rağmen, özellikle bu ülkedeki ekonomik kriz, ihracatta arzu edilen gelişmelerin yaşanamamasına neden oldu.
Ulusal Süt Konseyi Başkanı Çallı, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ambargo öncesi dönemde Rusya'nın 4,3 milyar dolarlık süt ürünü ithal ettiğini belirterek, bunun 1,5 milyar dolarlık kısmını AB ülkelerinden, kalanını da Belarus, Ukrayna ve Kazakistan'dan gerçekleştirdiğini söyledi.
AB'den ithal edilen ürünlerin yarısının Türkiye'de üretilmeyen sert peynirlerden oluştuğuna dikkati çeken Çallı, "Rusya şu anda gauda, emental gibi sert peynirleri İsviçre'den ithal etmektedir. Geriye kalan açık ise 750 milyon dolar civarındadır. Türkiye bunun ancak 300-350 milyon dolarını verebilir. Bu da yaklaşık 150 bin ton civarında ürün demektir" diye konuştu.
Türk şirketlerin şu anda 100 milyon dolar civarında anlaşma yaptıklarını dile getiren Çallı, bunun da yaklaşık 50 bin tonluk ürün anlamına geldiğini, bu çerçevede 100 bin tona yakın ürünün rahatlıkla Rusya'ya pazarlanabileceğini ifade etti.
"Türk şirketlerinin Rusya'da kalıcı olabilmesi için mutlaka kota uygulaması yapılması gerekmektedir" değerlendirmesinde bulunan Çallı, aksi halde diğer ülkelerin Türkiye'ye karşı yüzde 15-18 fiyat avantajına sahip olacağını kaydetti.
İHRACATÇI GARANTİ İSTİYOR
Bu yılın ilk çeyreğindeki gelişmelere bakıldığında henüz Rusya'ya istenilen düzeyde süt ürünü ihracatı yapılamadığının altını çizen Çallı, şöyle konuştu: "Rusya'da ekonomik kriz devam etmektedir. Ruble her geçen gün değer kaybederken, petrol ve doğalgaz fiyatları da düşüş gösterdi. Bu durum bir taraftan Rus tüketicinin alım gücünü olumsuz etkilerken diğer taraftan da ihracatı Ruble ile yapanlar için büyük maddi kayıpları beraberinde getirdi. Dolayısıyla şu anda kimse garantisini almadan Rusya'ya ihracat yapmak istemiyor."
Geçen yıl Rusya'ya 300 bin dolar karşılığı 55,3 ton süt ve süt ürünleri satıldığını dile getiren Çallı, bu ülkenin garanti verememesi nedeniyle ihracatın devamının gelmediğini sözlerine ekledi.