Konut Haberleri
11 Tem 2016 07:12
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 04:28
Suriyeliye TOKİ'den konut verilecek
Cumhurbaşkanı, vatandaşlık hakkı verilmesi tartışılan Suriyelilerin TOKİ’nin elindeki boş konutlara yerleştirilebileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Polonya’daki NATO Liderler
Zirvesi dönüşünde, geziye katılan gazetecilerin sorularını
yanıtlarken, vatandaşlık hakkı verilmesi tartışılan Suriyelilerin
TOKİ’nin elindeki boş konutlara yerleştirilebileceğini söyledi.
Gazetecilerin soruları ve Erdoğan’ın yanıtları özetle şöyle:
Suriyelilerle ilgili bir vatandaşlık açıklaması yapmıştınız. Çok konuşuldu, bu konuyla alakalı bir şey söylemek ister misiniz?
Şimdi ben şunu çok açık net söyleyeyim: Bazı siyasilerin vatandaşlık konusunda ileri geri konuşmaları beni ciddi manada üzüyor. Yani bir insanoğlu, herhangi bir ülkeye vatandaşlık müracaatında bulunsa, “Hayır ben seni almam” şeklinde bir yaklaşımla peşinen karşı çıkılması doğru olur mu?
Bugün bir Türk, Alman vatandaşı oluyor da, Amerikan vatandaşı oluyor da, benzer durumlar bizim ülkemizde yaşayanlar için neden mümkün olmasın? Kaldı ki bizler, burada bu insanlarla yıllardır arkadaşlık, kardeşlik, akrabalık hukuku içerisinde yaşamışız.
Şu anda vatanlarından hicret ederek, ensar olarak bizi görmüş bize sığınmışlar. Biz bu mültecileri yıllarca kamplarda barınmaya, boş buldukları apartmanların bodrum katlarına mı mahkûm edeceğiz? Bakıyorsunuz bir bodrumda 10-15 kişi tıkış tıkış kalıyor. Böyle olacağına, ilgili bakanlıklarımız, istihbarat teşkilatımız bir çalışma yapsınlar. Kamplar, evler, buralardaki insanlar bir gözden geçirilsin ve bu gelmiş olan Suriyelileri ülkemizin belli yerlerine yerleştirelim. Hatta gerekirse, TOKİ’nin elinde boş konutlar var.
Biz nasıl Ahıska Türklerine Erzincan’da konutlar verdiysek, ki onlar bunu taksitlendirdiler ve ödeyecekler, biz bunlara da belirli bir iskân ve istihdam politikası uygulamak suretiyle aynı şeyi yapabiliriz. Mesela çoğu şu an kaçak çalıştırılıyor. Biz diyoruz ki bunlara bir çözüm üretilmeli. Bu insanların içinde doktoru var, mühendisi var, avukatı var, sağlık elemanları, öğretmenleri var, bütün bunlardan ülkemiz istifade edebilir; bunlara vatandaşlık verilebilir.
“Ya geri dönmezlerse” deniliyor...
Çifte vatandaşlık esas alınır. Çifte vatandaş olanların, vatandaşlık alanların, dönmesi şart mı? Amerika’da vatandaşlık alanlardan kendi ülkelerine dönen de oluyor, dönmeyen de oluyor. Almanya’dan vatandaşlık alan Türklerin tümü ülkelerine dönüyor mu? 1963’te gittikleri zaman kimse onlara dönecek misin, dönmeyecek misin demedi ki. Hiç çekinmeye gerek yok, bu millet şu anda 79 milyonuyla 780 bin kilometrekarede yaşıyor. Bizim yarı yüzölçümümüzdeki Almanya şu an 85 milyon. Bunların rahatlıkla üstesinden gelebilecek bir ülkeyiz.
NATO’nun caydırıcılığını güçlendirmek için ABD’nin Polonya civarına asker yerleştirme konusu açıklandı. Türkiye’den bir talepte bulunuldu mu, Türkiye buraya asker verecek midir?
Bize o türden bir talep gelmedi. Bizler genelde biliyorsunuz, Afganistan örneğinde de görüldüğü üzere lojistik destek sağlıyoruz. Şu anda Kabil’deki havalimanının işletilmesini üstlenmiş durumdayız. 2017’nin sonuna kadar biz bu işi uzatabiliriz dedik. Bu teklifimize olumlu bakılıyor. Ama farklı yerlerde de lojistik destek talepleri olursa, ayrıca değerlendirilir.
Özellikle sınır güvenliği konusunda NATO bizi epey yalnız bırakmış durumda. Oysa Kilis’e füze saldırıları 5’inci maddenin hayata geçirilmesi için teknik olarak yeterli. Ama, öyle bir adım atacak gibi görünmüyorlar. Siz bundan sonra daha fazla bizim yanımızda olacaklarına dair biz izlenim edindiniz mi, bu konu gündeme geldi mi?
İkili görüşmelerde hepsi bizi destekleyeceklerini söylüyorlar. Ancak Varşova’daki toplantının gündeminde daha çok küresel sınamalar karşısında NATO’nun neler yapabileceği, Ukrayna, Afganistan gibi meseleler vardı.
Hürriyet
Gazetecilerin soruları ve Erdoğan’ın yanıtları özetle şöyle:
Suriyelilerle ilgili bir vatandaşlık açıklaması yapmıştınız. Çok konuşuldu, bu konuyla alakalı bir şey söylemek ister misiniz?
Şimdi ben şunu çok açık net söyleyeyim: Bazı siyasilerin vatandaşlık konusunda ileri geri konuşmaları beni ciddi manada üzüyor. Yani bir insanoğlu, herhangi bir ülkeye vatandaşlık müracaatında bulunsa, “Hayır ben seni almam” şeklinde bir yaklaşımla peşinen karşı çıkılması doğru olur mu?
Bugün bir Türk, Alman vatandaşı oluyor da, Amerikan vatandaşı oluyor da, benzer durumlar bizim ülkemizde yaşayanlar için neden mümkün olmasın? Kaldı ki bizler, burada bu insanlarla yıllardır arkadaşlık, kardeşlik, akrabalık hukuku içerisinde yaşamışız.
Şu anda vatanlarından hicret ederek, ensar olarak bizi görmüş bize sığınmışlar. Biz bu mültecileri yıllarca kamplarda barınmaya, boş buldukları apartmanların bodrum katlarına mı mahkûm edeceğiz? Bakıyorsunuz bir bodrumda 10-15 kişi tıkış tıkış kalıyor. Böyle olacağına, ilgili bakanlıklarımız, istihbarat teşkilatımız bir çalışma yapsınlar. Kamplar, evler, buralardaki insanlar bir gözden geçirilsin ve bu gelmiş olan Suriyelileri ülkemizin belli yerlerine yerleştirelim. Hatta gerekirse, TOKİ’nin elinde boş konutlar var.
Biz nasıl Ahıska Türklerine Erzincan’da konutlar verdiysek, ki onlar bunu taksitlendirdiler ve ödeyecekler, biz bunlara da belirli bir iskân ve istihdam politikası uygulamak suretiyle aynı şeyi yapabiliriz. Mesela çoğu şu an kaçak çalıştırılıyor. Biz diyoruz ki bunlara bir çözüm üretilmeli. Bu insanların içinde doktoru var, mühendisi var, avukatı var, sağlık elemanları, öğretmenleri var, bütün bunlardan ülkemiz istifade edebilir; bunlara vatandaşlık verilebilir.
“Ya geri dönmezlerse” deniliyor...
Çifte vatandaşlık esas alınır. Çifte vatandaş olanların, vatandaşlık alanların, dönmesi şart mı? Amerika’da vatandaşlık alanlardan kendi ülkelerine dönen de oluyor, dönmeyen de oluyor. Almanya’dan vatandaşlık alan Türklerin tümü ülkelerine dönüyor mu? 1963’te gittikleri zaman kimse onlara dönecek misin, dönmeyecek misin demedi ki. Hiç çekinmeye gerek yok, bu millet şu anda 79 milyonuyla 780 bin kilometrekarede yaşıyor. Bizim yarı yüzölçümümüzdeki Almanya şu an 85 milyon. Bunların rahatlıkla üstesinden gelebilecek bir ülkeyiz.
NATO’nun caydırıcılığını güçlendirmek için ABD’nin Polonya civarına asker yerleştirme konusu açıklandı. Türkiye’den bir talepte bulunuldu mu, Türkiye buraya asker verecek midir?
Bize o türden bir talep gelmedi. Bizler genelde biliyorsunuz, Afganistan örneğinde de görüldüğü üzere lojistik destek sağlıyoruz. Şu anda Kabil’deki havalimanının işletilmesini üstlenmiş durumdayız. 2017’nin sonuna kadar biz bu işi uzatabiliriz dedik. Bu teklifimize olumlu bakılıyor. Ama farklı yerlerde de lojistik destek talepleri olursa, ayrıca değerlendirilir.
Özellikle sınır güvenliği konusunda NATO bizi epey yalnız bırakmış durumda. Oysa Kilis’e füze saldırıları 5’inci maddenin hayata geçirilmesi için teknik olarak yeterli. Ama, öyle bir adım atacak gibi görünmüyorlar. Siz bundan sonra daha fazla bizim yanımızda olacaklarına dair biz izlenim edindiniz mi, bu konu gündeme geldi mi?
İkili görüşmelerde hepsi bizi destekleyeceklerini söylüyorlar. Ancak Varşova’daki toplantının gündeminde daha çok küresel sınamalar karşısında NATO’nun neler yapabileceği, Ukrayna, Afganistan gibi meseleler vardı.
Hürriyet