Konut Haberleri
23 Kas 2017 13:04
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 05:34
Siluete darbe vuracak karar yargıda!
Haliç'te kat sınırının 10'a çıkarılmasına tepkiler sürerken konu mahkemeye taşındı. Kararın İstanbul'un siluetine darbe vuracağı düşünülüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İstanbul'a ihanet
ettik" şeklindeki açıklamalarına rağmen Haliç'te kat sınırı 4'ten
10'a çıkarıldı. İBB Meclisinde karara itiraz eden CHP grubu konuyu
yargıya taşıdı.
SİLUETE DARBE OLUR
SİLUETE DARBE OLUR
Gazete Habertürk yazar Esra Boğazlıyan bugünkü köşesinde
Haliç'i yazdı.
İşte o yazı...
İşte o yazı...
Eyüp Silahtarağa’daki 10 bin metrekarelik alanda kat sınırının
4’ten 10’a çıkarıldığını geçen hafta gündeme taşımıştık. İBB”
Meclisi’nden CHP ve MHP’nin itirazlarına rağmen geçen yeni plana
göre; içinde bir pazar yeri ve iki marketin de bulunduğu arazide 10
kat inşaat yapımının önü açılıyordu.
Bu plan tadilatına karşı çıkan İBB İmar Komisyonu’nun CHP’li
üyesi Sedat Özkan, “Haliç’in kenarında 10 kata izin verilmesi
siluete darbe vurur, Haliç’in 16/9’u olur” diyerek karara tepki
göstermişti. Ardından şehir plancıları ve mimarlardan da bu plan
tadilatına tepki yağmıştı. Bu tepkiler üzerine ise İstanbul
Büyükşehir Belediyesi bir açıklama yapmış ve “Haliç’te 5 kattan
fazla yapıya izin verilmeyecek” demişti.
Ancak bu açıklamayla tatmin olmayan ve kararın ortada durduğu
sürece Haliç’in silueti için tehlike yarattığını düşünen CHP grubu
kararı yargıya taşıdı. İstanbul 10. İdare Mahkemesi’ne verilen
dilekçede yürütmenin durdurulması ve plan tadilatının iptali
istendi. Dava dilekçesinde; imar planının kat artışıyla birlikte
yoğunluk artışı da getireceğine, hukuka ve kamu menfaatine aykırı
nitelikte olduğuna dikkat çekildi. Dilekçede, şu ifadelere yer
verildi:
‘BÜTÜNLÜĞÜ BOZAR’
“Bu plan tadilatıyla tıpkı 16/9 kulelerinde olduğu gibi Haliç
kıyısında yer almasından dolayı siluette bozulma meydana
gelecektir. 4 kat olan yapılaşmanın 10 kata çıkarılması, sadece
rant amacı güden, manzarayı kapatan ve eşitsizlik yaratan, ayrıca
Haliç siluetini bozan niteliktedir. Dava konusu plan parsel
bazlıdır ve Danıştay kararlarında parsel bazlı plan
değişikliklerinin plan bütünlüğünü bozduğu kabul edilmektedir.
Üstelik planlama çevresiyle birlikte değerlendirildiğinde emsal ve
yoğunluk artırıcı olduğu görülecektir...”