Konut Haberleri
24 Tem 2014 08:04
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 01:34
Sanayiden kaçıp konut yapıyoruz
Başbakan Yardımcısı Babacan sanayi üretiminin milli gelirdeki payının düştüğünü ve bunun kaygı yarattığını belirterek, “Sanayide yatırımlar düşerken yüksek gelir ve getiri olduğu için gayrimenkule yoğun ilgi var” dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’de üretim yapısının
değişmesinin önemli konular arasında yer aldığının altını çizerek,
“Türkiye’nin üretim ve ihracatı fason ağırlıklı. Katma değerli ürün
üretilemediğinde milli gelir düşük, cari açık yüksek çıkıyor”
dedi.
Bir televizyon programında soruları yanıtlayan Babacan, sanayi üretiminin milli gelirdeki payının düşmeye başladığına dikkati çekerek şunları söyledi: “Bu tehlikeli bir trend. Özel sektörün sabit sermaye yatırımı harcamaları iç açıcı değil. Büyümede özel sektörün sabit sermaye harcaması arzu ettiğimiz seviyelerde gitmiyor. Bu hem bugünkü büyümemizi biraz baskı altında tutuyor hem de geleceğin büyümesi için bizi kaygılandırıyor. Sektörler arasında dengesizlik var. Son dönemde özellikle gayrimenkul sektörüne ilgi çok yoğun. “
Sanayide ciddi bir rekabet yaşandığını ve yatırım ortamı ile ilgili sorunların bulunduğunu dile getiren Babacan, bu konuda adım atıldıkça yeni sorunların ortaya çıktığını belirtti. Buna karşın gayrimenkul alanında her bir projenin adeta yeni bir tekel olduğunu anlatan Babacan, bu alanda yüksek gelir ve getiri sağlamanın mümkün olduğunu ifade etti.
Daha lüks AVM’lerde alışveriş yapmak ve daha lüks konutlarda oturmak için öncelikle üretim yapmanını önemine işaret eden Babacan, “Üretmeden, hak etmeden, hele hele dışarıdan sağlanan krediyle lüks alışveriş, lüks konut... Bu, Türkiye’yi çıkmaza sokabilir” dedi. Gayrimenkul alanında rekabetin artması için ve tekellerin önlenmesi ile ilgili özel bir gayret gerektiğini dile getiren Babacan, sektördeki haksız kazancı önleyici tedbirler alınması gerektiğini belirtti.
Yüzde 4 büyüme ulaşılabilir
JEOPOLİTİK gelişmelerin yakın coğrafyaya yapılan ihracatı olumsuz etkilemeye başladığını belirten Babacan, “İhracatta çok büyük olumsuz tabloyu görmezsek, yüzde 4’lük hedefimiz ulaşılabillir bir hedef. Öngördüğümüzden daha fazla bozulma görülürse, yüzde 4 değil de belki miktar daha inebilir. Onu da hesaba katmak lazım” dedi. Babacan, hükümet olarak yılbaşında açıklanan yüzde 4’lük büyüme hedefiyle alakalı bir revizyon ihtiyacı duymadıklarını ifade etti.
Yüzde 6’nın altında cari açık
İÇ piyasada israf, aşırı borçlanma, ithal ürünleri tüketmeyi kontrol altında tutmak için aldıkları tedbirlerin işe yaradığını kaydeden Babacan, şöyle devam etti: “Şimdi biz büyümemizi yüzde 4 seviyesinde koruyoruz, ama cari açığımızda da ciddi bir düşüş süreci başladı. Bu yıl yüzden 6 hatta yüzde 6’nın da altında bir cari açık şu anda görünüyor. Petrol fiyatlarına bağlı.”
3 döneme uyulmalı
BABACAN, Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi takdirde yeni bir hükümet kurulacağını belirterek, bu konularla ilgili ise şu anda verilmiş bir karar olmadığını ifade etti. Ak Parti’nin bir “3 dönem kuralı” olduğunu hatırlatan Babacan, bu kuralı kendisinin de savunduğunu bildirdi. Partinin sıhhatli bir yapıyla geleceğe yürümesi için de bu kuralın olması gerektiğini vurgulayan Babacan, “Kendimle ilgili sorduğunuz sorulara daha önce çok da net cevaplar vermiştim, herhangi bir değişiklik yok. Önemli olan Türkiye’nin çok daha istikrarlı seviyeye ulaşması için çalışmak” dedi.
Bir televizyon programında soruları yanıtlayan Babacan, sanayi üretiminin milli gelirdeki payının düşmeye başladığına dikkati çekerek şunları söyledi: “Bu tehlikeli bir trend. Özel sektörün sabit sermaye yatırımı harcamaları iç açıcı değil. Büyümede özel sektörün sabit sermaye harcaması arzu ettiğimiz seviyelerde gitmiyor. Bu hem bugünkü büyümemizi biraz baskı altında tutuyor hem de geleceğin büyümesi için bizi kaygılandırıyor. Sektörler arasında dengesizlik var. Son dönemde özellikle gayrimenkul sektörüne ilgi çok yoğun. “
Sanayide ciddi bir rekabet yaşandığını ve yatırım ortamı ile ilgili sorunların bulunduğunu dile getiren Babacan, bu konuda adım atıldıkça yeni sorunların ortaya çıktığını belirtti. Buna karşın gayrimenkul alanında her bir projenin adeta yeni bir tekel olduğunu anlatan Babacan, bu alanda yüksek gelir ve getiri sağlamanın mümkün olduğunu ifade etti.
Daha lüks AVM’lerde alışveriş yapmak ve daha lüks konutlarda oturmak için öncelikle üretim yapmanını önemine işaret eden Babacan, “Üretmeden, hak etmeden, hele hele dışarıdan sağlanan krediyle lüks alışveriş, lüks konut... Bu, Türkiye’yi çıkmaza sokabilir” dedi. Gayrimenkul alanında rekabetin artması için ve tekellerin önlenmesi ile ilgili özel bir gayret gerektiğini dile getiren Babacan, sektördeki haksız kazancı önleyici tedbirler alınması gerektiğini belirtti.
Yüzde 4 büyüme ulaşılabilir
JEOPOLİTİK gelişmelerin yakın coğrafyaya yapılan ihracatı olumsuz etkilemeye başladığını belirten Babacan, “İhracatta çok büyük olumsuz tabloyu görmezsek, yüzde 4’lük hedefimiz ulaşılabillir bir hedef. Öngördüğümüzden daha fazla bozulma görülürse, yüzde 4 değil de belki miktar daha inebilir. Onu da hesaba katmak lazım” dedi. Babacan, hükümet olarak yılbaşında açıklanan yüzde 4’lük büyüme hedefiyle alakalı bir revizyon ihtiyacı duymadıklarını ifade etti.
Yüzde 6’nın altında cari açık
İÇ piyasada israf, aşırı borçlanma, ithal ürünleri tüketmeyi kontrol altında tutmak için aldıkları tedbirlerin işe yaradığını kaydeden Babacan, şöyle devam etti: “Şimdi biz büyümemizi yüzde 4 seviyesinde koruyoruz, ama cari açığımızda da ciddi bir düşüş süreci başladı. Bu yıl yüzden 6 hatta yüzde 6’nın da altında bir cari açık şu anda görünüyor. Petrol fiyatlarına bağlı.”
3 döneme uyulmalı
BABACAN, Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi takdirde yeni bir hükümet kurulacağını belirterek, bu konularla ilgili ise şu anda verilmiş bir karar olmadığını ifade etti. Ak Parti’nin bir “3 dönem kuralı” olduğunu hatırlatan Babacan, bu kuralı kendisinin de savunduğunu bildirdi. Partinin sıhhatli bir yapıyla geleceğe yürümesi için de bu kuralın olması gerektiğini vurgulayan Babacan, “Kendimle ilgili sorduğunuz sorulara daha önce çok da net cevaplar vermiştim, herhangi bir değişiklik yok. Önemli olan Türkiye’nin çok daha istikrarlı seviyeye ulaşması için çalışmak” dedi.