Konut Haberleri
15 Ara 2014 07:24
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:18
OTOMOTİV ipten döndü
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından, 6 Şubat’ta torba kanuna eklenen bir maddeyle ekonominin lokomotifi olan otomotiv sektörü tamamen iflas noktasına gelmiş.
6 Ağustos’tan itibaren Türkiye’de üretilen tüm minibüs, midibüs ve
otobüslerin engelli erişimine uygun hale getirilmesini öngören bu
madde son dakikada dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından kanundan
çıkarttırılmış.
YILDA 20 milyar doları aşan ihracat geliri, 1.2 milyon adedi aşan üretim ve 230 bini aşan istihdamla Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan otomotiv sektörü, bugün Avrupa’da hafif ticari araç (kamyonet, panel ve minibüs) üretiminde 1’inci, otobüs üretiminde ikinci, otomobil üretiminde 6’ncı sırada yer alıyor ve bu sıralama yeni yatırımlarla hızla artıyor. Ama gelin görün ki kısa süre önce Türk otomotiv sanayi az kalsın iflas bayrağını çekiyormuş. İflas derken gerçekten fabrikalara kilit vurulacak noktaya gelinmiş ve sanayi tabiri caizse direkten dönmüş. Bunu da ben değil Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün geçtiğimiz hafta Rusya’da Cargo üretim anlaşmasıyla ilgili düzenlenen toplantıda söyledi. Aslında Yenigün’le konuşmamızda konu Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanı Fikri Işık’tan açılmıştı. Biz otomotiv editörleri olarak Bakan Işık’ı eski bakanlar gibi tanımadığımızı, bize biraz uzak durduğundan, görüşmediğinden yakınırken, Yenigün, “O tarafını bilemem ama otomotiv sektörü olarak kendisini çok başarılı ve etkili buluyoruz. Çok zeki biri. En önemlisi sorunlarımızı bir kerede anlayıp çözüm yolu için mücadele veriyor ve sonunda sorunu hallediyor” yorumunu yaptı.
ÖNCE K2’Yİ ÇÖZDÜ
Bakan Işık’la daha tanışma fırsatı bulmadığımız ve otomotive ilişkin yaptığı neredeyse tüm açıklamalarda ağırlıklı olarak yerli oto gelişimi ve alternatif sistemler üstünde durduğu için Yenigün’ün söyledikleri bizi şaşırttı. Yenigün, Bakan Işık’ın son dönemde 2 kritik kararla sektörü adeta ipten aldığını belirterek bunları şöyle sıraladı: “Biliyorsunuz hafif ticari araç satışları son yıllarda oldukça büyük darbe görmüştü. Bundaki asıl etken ÖTV’nin yüzde 10’dan 15’e çıkmasından ziyade K2 belgesiydi. Ticari araç kullanımı için gereken K2 belgesini almak hem zorlaşmış hem de vergiden daha maliyetli hale gelmişti. Bunun etkisiyle hafif ticari araç satışlarında çok dramatik düşüşler yaşanmıştı. Bu durumu Fikri Işık’a anlattık ve bize ‘Tamam ilgileneceğim’ dedi. Aradan çok geçmeden ‘İşi çözdük’ diye cevap verince açıkçası şaşırdık. Bakan K2 belgesinde gerçekten dediğini yerine getirdi ve hem alımını hem de maliyetini düşürdü. Bunun etkisi bu yıl kendini gösterdi. Ticari araç satışlarında ciddi bir sıçrama oldu.”
SON DAKİKADA ERDOĞAN
Haydar Yenigün, Bakan Işık’ın sektörü adeta kapanmaktan kurtarmasının ise bu yılın başında torba kanuna eklenen bir madde sonrası gerçekleştiğini söyledi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Şubat 2014’te torba kanuna bir madde eklendiğini kaydeden Yenigün, “Bu madde ağustos ayından itibaren Türkiye’de satılan tüm minibüs, midibüs ve otobüslerin engelli erişimine uygun olarak üretilmesini zorunlu hale getiriyordu. Kuşkusuz özellikle şehir içi yolcu taşımacılığındaki araçların engelliler için uygun olması gerekir ki bu zaten kanunla böyle. Sektör bu konuda hassas ve belli bir kotasını buna ayırıyor. Ama bu yeni kanun üretimin tümünü buna göre değiştirmek anlamına geliyordu. Yani üretim planları, maliyetler ve yatırımlar baştan aşağıya değişmeliydi. Bu ağırlıklı olarak ihracat yapan sanayi için tamamen imkansızdı. Açıkçası bu madde yürürlüğe girerse, iflas bayrağını çekmek zorunda kalacaktık. Ayrıca bu maddenin kapsamı daha ilerde tüm araçları kapsayacak şekilde düzenlenmişti. Türkiye böylece otomotiv üretimindeki tüm gücünü kaybedecekti. Dernekler ve yetkililer bunun için uzun bir süre mücadele verdi. Bizde Ankara’ya giderek konuyu Bakan Fikri Işık’a anlattık. Kendisi sorunu bir kerede anladı ve gereken girişimleri yaptı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nı bu madde konusunda vazgeçiremeyince son dakika dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın makamına çıkarak durumun ciddiyetini anlatmış. Erdoğan da, ‘Olur mu ya böyle bir şey’ diyerek maddeyi yasadan çıkarttırmış. Böylece sektör adeta direkten döndü. Bu yüzden Fikri Işık’ı sektör olarak çok takdir ediyoruz.”
Ağustostan itibaren üretim sona erecekti
HAYDAR Yenigün’ün bu açıklamalarından sonra iki kararla ilgili detayları almak için işin uzmanı olan Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Genel Sekreteri Ercan Tezer’i aradım. Tezer, aynı Haydar Yenigün’ün anlattığı gibi çok kritik bir süreçten geçildiğini belirterek, “6 aydan fazla uğraştık. Aksi durumda sektör çok zor durumda kalacaktı” dedi. Tezer, torba kanuna Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından eklenen maddeyi de şöyle anlattı: “1 Temmuz 2005 tarih ve 5378 Sayılı Engelliler Kanunu’na geçici madde ile 6 Şubat 2014 tarihinde 6518 sayılı kanunun 75’inci maddesi ile “Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden altı aylık süreden sonra üretilen, sürücü koltuğu hariç dokuz veya daha fazla oturma yeri olan araçlardan erişilebilir olmayanlara şehir içi ve şehirler arası yolcu taşıma hizmeti için yetki belgesi, izin veya ruhsat verilmez” eklemesi yapıldı. Yani kanunun yürürlüğe giriş tarihi olan 6 Şubat 2014’ten 6 ay sonra, 6 Ağustos 2014’ten itibaren engelli erişimini öngören 2001/85/AT teknik mevzuatına göre tekerlekli sandalye ile birlikte engelli bireyin tüm taşımacılık modlarında (şehir içi; şehirlerarası; personel ve öğrenci servisleri ile turizm taşımacılığı) yolcu taşıtlarına erişilmesi zorunlu hale getirildi. Aksi halde bu araçlara yolcu taşıma hizmeti için yetki belgesi, izin veya ruhsat verilmeyeceği için doğrudan üretiminin de de sona ermesi gerekiyordu. Oysa 2001/85/AT mevzuatı zorunlu olarak 13 Şubat 2009 tarihinden bu yana yalnız şehirci otobüslerde zaten uygulanmaktaydı. Bu mevzuatın sanayimizde üretimi tümü ile sınırlaması nedeni ile 10 Eylül 2014 tarih ve 6552 sayılı kanunun 144’üncü Maddesi ile yürürlükten kaldırıldı.”
1 yıl içinde yeni yönetmelik
OSD Genel Sekreteri Ercan Tezer, yürürlükten kaldırılan madde yerine geçici 3’üncü maddeye 18 Kasım 2014’te 6567 sayılı kanunda şu paragrafın eklendiğini söyledi: “Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten sonra üretilen şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacılığı ile servis ve turizm taşımacılığı yapan araçlar dışında şehir içi yolcu taşıma hizmeti yapan araçlardan erişilebilir olmayanlara yolcu taşıma hizmeti için yetki belgesi, izin ve çalışma ruhsatı verilmez. Şehirlerarası yolcu taşıma hizmeti ile şehir içi servis ve turizm taşımacılığı hizmetinin erişilebilir hale getirilmesi için usul ve esaslar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının görüşleri alınmak suretiyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca bu fıkranın yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
K2, 2.281’den 961 TL’ye düştü
ERCAN Tezer, K2 belgesinde yapılan değişiklikle ilgili ise şu bilgeleri verdi: “Zaten tüm hafif ticari araç kullanıcılarının K2 belgesi alması ve bu belgenin sorgulamasına tabi olması son dönemde bu tip araçların satışında ciddi azalma yaratmıştı. Bunun üstüne söz konusu belgenin fiyatının 2 bin 281 TL’ye çıkması da satışların bıçak gibi kesilmesini sağlamıştı.K2 belge maliyeti yıllar bazında artmış, 2006 yılında 700 TL iken sürekli artış ile 2.281 TL’ye kadar ulaşmıştı. K2 belgesinin alınması için gereken bedel, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından Temmuz 2014 sonu itibari ile 961 TL’ye düşürülünce satışlarda ciddi etkilenme kendini gösterdi. Ama bu indirim, K2 belge yükünü az da olsa düşürmesine rağmen toplam vergi yükü halen çok yüksek oranda.”
YILDA 20 milyar doları aşan ihracat geliri, 1.2 milyon adedi aşan üretim ve 230 bini aşan istihdamla Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan otomotiv sektörü, bugün Avrupa’da hafif ticari araç (kamyonet, panel ve minibüs) üretiminde 1’inci, otobüs üretiminde ikinci, otomobil üretiminde 6’ncı sırada yer alıyor ve bu sıralama yeni yatırımlarla hızla artıyor. Ama gelin görün ki kısa süre önce Türk otomotiv sanayi az kalsın iflas bayrağını çekiyormuş. İflas derken gerçekten fabrikalara kilit vurulacak noktaya gelinmiş ve sanayi tabiri caizse direkten dönmüş. Bunu da ben değil Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün geçtiğimiz hafta Rusya’da Cargo üretim anlaşmasıyla ilgili düzenlenen toplantıda söyledi. Aslında Yenigün’le konuşmamızda konu Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanı Fikri Işık’tan açılmıştı. Biz otomotiv editörleri olarak Bakan Işık’ı eski bakanlar gibi tanımadığımızı, bize biraz uzak durduğundan, görüşmediğinden yakınırken, Yenigün, “O tarafını bilemem ama otomotiv sektörü olarak kendisini çok başarılı ve etkili buluyoruz. Çok zeki biri. En önemlisi sorunlarımızı bir kerede anlayıp çözüm yolu için mücadele veriyor ve sonunda sorunu hallediyor” yorumunu yaptı.
ÖNCE K2’Yİ ÇÖZDÜ
Bakan Işık’la daha tanışma fırsatı bulmadığımız ve otomotive ilişkin yaptığı neredeyse tüm açıklamalarda ağırlıklı olarak yerli oto gelişimi ve alternatif sistemler üstünde durduğu için Yenigün’ün söyledikleri bizi şaşırttı. Yenigün, Bakan Işık’ın son dönemde 2 kritik kararla sektörü adeta ipten aldığını belirterek bunları şöyle sıraladı: “Biliyorsunuz hafif ticari araç satışları son yıllarda oldukça büyük darbe görmüştü. Bundaki asıl etken ÖTV’nin yüzde 10’dan 15’e çıkmasından ziyade K2 belgesiydi. Ticari araç kullanımı için gereken K2 belgesini almak hem zorlaşmış hem de vergiden daha maliyetli hale gelmişti. Bunun etkisiyle hafif ticari araç satışlarında çok dramatik düşüşler yaşanmıştı. Bu durumu Fikri Işık’a anlattık ve bize ‘Tamam ilgileneceğim’ dedi. Aradan çok geçmeden ‘İşi çözdük’ diye cevap verince açıkçası şaşırdık. Bakan K2 belgesinde gerçekten dediğini yerine getirdi ve hem alımını hem de maliyetini düşürdü. Bunun etkisi bu yıl kendini gösterdi. Ticari araç satışlarında ciddi bir sıçrama oldu.”
SON DAKİKADA ERDOĞAN
Haydar Yenigün, Bakan Işık’ın sektörü adeta kapanmaktan kurtarmasının ise bu yılın başında torba kanuna eklenen bir madde sonrası gerçekleştiğini söyledi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Şubat 2014’te torba kanuna bir madde eklendiğini kaydeden Yenigün, “Bu madde ağustos ayından itibaren Türkiye’de satılan tüm minibüs, midibüs ve otobüslerin engelli erişimine uygun olarak üretilmesini zorunlu hale getiriyordu. Kuşkusuz özellikle şehir içi yolcu taşımacılığındaki araçların engelliler için uygun olması gerekir ki bu zaten kanunla böyle. Sektör bu konuda hassas ve belli bir kotasını buna ayırıyor. Ama bu yeni kanun üretimin tümünü buna göre değiştirmek anlamına geliyordu. Yani üretim planları, maliyetler ve yatırımlar baştan aşağıya değişmeliydi. Bu ağırlıklı olarak ihracat yapan sanayi için tamamen imkansızdı. Açıkçası bu madde yürürlüğe girerse, iflas bayrağını çekmek zorunda kalacaktık. Ayrıca bu maddenin kapsamı daha ilerde tüm araçları kapsayacak şekilde düzenlenmişti. Türkiye böylece otomotiv üretimindeki tüm gücünü kaybedecekti. Dernekler ve yetkililer bunun için uzun bir süre mücadele verdi. Bizde Ankara’ya giderek konuyu Bakan Fikri Işık’a anlattık. Kendisi sorunu bir kerede anladı ve gereken girişimleri yaptı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nı bu madde konusunda vazgeçiremeyince son dakika dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın makamına çıkarak durumun ciddiyetini anlatmış. Erdoğan da, ‘Olur mu ya böyle bir şey’ diyerek maddeyi yasadan çıkarttırmış. Böylece sektör adeta direkten döndü. Bu yüzden Fikri Işık’ı sektör olarak çok takdir ediyoruz.”
Ağustostan itibaren üretim sona erecekti
HAYDAR Yenigün’ün bu açıklamalarından sonra iki kararla ilgili detayları almak için işin uzmanı olan Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Genel Sekreteri Ercan Tezer’i aradım. Tezer, aynı Haydar Yenigün’ün anlattığı gibi çok kritik bir süreçten geçildiğini belirterek, “6 aydan fazla uğraştık. Aksi durumda sektör çok zor durumda kalacaktı” dedi. Tezer, torba kanuna Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından eklenen maddeyi de şöyle anlattı: “1 Temmuz 2005 tarih ve 5378 Sayılı Engelliler Kanunu’na geçici madde ile 6 Şubat 2014 tarihinde 6518 sayılı kanunun 75’inci maddesi ile “Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden altı aylık süreden sonra üretilen, sürücü koltuğu hariç dokuz veya daha fazla oturma yeri olan araçlardan erişilebilir olmayanlara şehir içi ve şehirler arası yolcu taşıma hizmeti için yetki belgesi, izin veya ruhsat verilmez” eklemesi yapıldı. Yani kanunun yürürlüğe giriş tarihi olan 6 Şubat 2014’ten 6 ay sonra, 6 Ağustos 2014’ten itibaren engelli erişimini öngören 2001/85/AT teknik mevzuatına göre tekerlekli sandalye ile birlikte engelli bireyin tüm taşımacılık modlarında (şehir içi; şehirlerarası; personel ve öğrenci servisleri ile turizm taşımacılığı) yolcu taşıtlarına erişilmesi zorunlu hale getirildi. Aksi halde bu araçlara yolcu taşıma hizmeti için yetki belgesi, izin veya ruhsat verilmeyeceği için doğrudan üretiminin de de sona ermesi gerekiyordu. Oysa 2001/85/AT mevzuatı zorunlu olarak 13 Şubat 2009 tarihinden bu yana yalnız şehirci otobüslerde zaten uygulanmaktaydı. Bu mevzuatın sanayimizde üretimi tümü ile sınırlaması nedeni ile 10 Eylül 2014 tarih ve 6552 sayılı kanunun 144’üncü Maddesi ile yürürlükten kaldırıldı.”
1 yıl içinde yeni yönetmelik
OSD Genel Sekreteri Ercan Tezer, yürürlükten kaldırılan madde yerine geçici 3’üncü maddeye 18 Kasım 2014’te 6567 sayılı kanunda şu paragrafın eklendiğini söyledi: “Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten sonra üretilen şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacılığı ile servis ve turizm taşımacılığı yapan araçlar dışında şehir içi yolcu taşıma hizmeti yapan araçlardan erişilebilir olmayanlara yolcu taşıma hizmeti için yetki belgesi, izin ve çalışma ruhsatı verilmez. Şehirlerarası yolcu taşıma hizmeti ile şehir içi servis ve turizm taşımacılığı hizmetinin erişilebilir hale getirilmesi için usul ve esaslar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının görüşleri alınmak suretiyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca bu fıkranın yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
K2, 2.281’den 961 TL’ye düştü
ERCAN Tezer, K2 belgesinde yapılan değişiklikle ilgili ise şu bilgeleri verdi: “Zaten tüm hafif ticari araç kullanıcılarının K2 belgesi alması ve bu belgenin sorgulamasına tabi olması son dönemde bu tip araçların satışında ciddi azalma yaratmıştı. Bunun üstüne söz konusu belgenin fiyatının 2 bin 281 TL’ye çıkması da satışların bıçak gibi kesilmesini sağlamıştı.K2 belge maliyeti yıllar bazında artmış, 2006 yılında 700 TL iken sürekli artış ile 2.281 TL’ye kadar ulaşmıştı. K2 belgesinin alınması için gereken bedel, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından Temmuz 2014 sonu itibari ile 961 TL’ye düşürülünce satışlarda ciddi etkilenme kendini gösterdi. Ama bu indirim, K2 belge yükünü az da olsa düşürmesine rağmen toplam vergi yükü halen çok yüksek oranda.”