Öncelik makine sektörüne verilecek
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 'Uçtan Uca Yerlileştirme Programı'nda önceliğin makine sektörüne verileceğini açıkladı.
Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) tarafından düzenlenen "Makine Zirvesi-Vizyon 2030"da konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, sanayi öncülüğünde büyümenin, sağlıklı bir ekonominin en net göstergesi olduğunu söyledi.
Makine üreticisi firmalarının dünyanın dört bir yanına, 200 ülkeye makine satar hale geldiğini aktaran Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa’nın en büyük 6. makine üreticisiyiz. Elbette bu önemli başarılarda, sizlerin çabası ve katkıları çok büyüktür. Başarıyı artık ufku geniş, dünyayı tanıyan, trendleri takip eden, ortaya yenilik koyanlar elde ediyor. Bu vesileyle, izleyen değil öncülük eden ve vizyonuyla örnek olan tüm iş insanlarımızı, üreticilerimizi tebrik ediyorum.
Amacımız sizlerin bu başarılarını daha da ileri seviyelere taşımak için sizlere yol arkadaşlığı yapmaktır. Türkiye’nin yeni başarı hikayesini teknolojiyle büyüyen sanayi sektörü, yani sizler yazacaksınız. Biz de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, ilgili ve bağlı kuruluşlarımızla birlikte sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz."
Varank, tüm kaynak ve imkanları, teşvik stratejilerini sanayi sektörüne sıçrama yaptırmak için planladıklarını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte sanayimize sağlanan destekleri büyük ölçüde bakanlığımız bünyesinde toplamış bulunuyoruz. Böylece, firmalarımızın ihtiyaç duyduğu destekleri tek elden, daha verimli ve organize bir şekilde vereceğiz.
Tabi sadece destekler değil, özel endüstri bölgeleri gibi sanayicinin iş ve işlemlerinin tamamını bakanlığımıza gelip, tek bir kapıdan, hızlıca halledebileceği yenilikçi adımları da hayata geçirmeye devam ediyoruz. Kısacası, bizler sırtınızdaki bürokrasi yükünü hafifleteceğiz, sizler de zamanınızı ve enerjinizi üretime harcayacaksınız."
"İmalatçılarımızı, teknoparklarımıza davet ediyorum"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, bakanlığın makine sektörüne verdiği desteklere değinerek, "Sağlanan desteklerin en önemli enstrümanlarından birini, tüm sektörlere sağlanan teşvik sistemi oluşturuyor. Teşvik sistemi kapsamında; orta-yüksek teknolojili sanayi sınıfında yer alan makine imalatı sektörüne özel önem veriyoruz." bilgisini verdi.
Son dört yılda makine imalatı sektörü için sağladıkları bin 473 yatırım teşvik belgesi ile yaklaşık 20 milyar lira tutarında yatırım ve bu yatırıma bağlı olarak 32 bin kişilik istihdamı desteklediklerini dile getiren Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aynı şekilde, bu yılın ilk 4 ayında da yatırımcı iştahı devam etti ve 115 yeni teşvik belgesi düzenledik. Bunun yanı sıra üretici kobilerimizin en büyük destekçilerinden olan bağlı kuruluşumuz KOSGEB aracılığı ile de makine imalatına büyük teşvikler sunuyoruz. KOSGEB, 2023 vizyonu doğrultusunda; imalat sanayini, dijitalleşmeyi, yerli ve milli üretimi öncelikli hedefleri arasına aldı. Bu kapsamda, makine sektöründe faaliyet gösteren işletmeler; üst limiti 5 milyon lira olan stratejik ürün, teknoyatırım, girişimciliği geliştirme, Ar-Ge inovasyon ve endüstriyel uygulama, kobi gelişim ve iş birliği destek programlarımızdan faydalanıyorlar.
KOSGEB bu destek programları kapsamında; son 3 yılda makine imalatı alanında faaliyet gösteren 7 bin 154 işletmemize yaklaşık 200 milyon lira destek sağladı. Makine teçhizat kredi finansman destekleri kapsamında; bin 232 işletmeye yaklaşık 100 milyon lira destek verdik ve 485 milyon lira kredi hacmi oluşturduk. Ayrıca; TÜBİTAK, TEYDEP kapsamında geçen yıl makine sektörümüzle ilgili 289 projeye, 193 milyon lira destek verdik."
Varank, sanayi ve teknolojinin en önemli dinamolarından birinin de teknoparklar, Ar-Ge ve tasarım merkezleri olduğunu, bugün itibarıyla, Ar-Ge ve tasarım merkezleri sayısının bin 519’a ulaştığını dile getirdi.
Bakan Varank, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu merkezlerde, 65 bin nitelikli personel, Ar-Ge faaliyetleri için alın teri döküyor. Bu merkezlerin 209’unu makine ve teçhizat imalatı sektöründe faaliyet gösteren firmalarımız oluşturuyor. Teknoparklarımız; yenilik ve teknolojiye odaklanmış 5 bin 300 firmayla, 54 bin personelle, 32 bini tamamlanmış, 9 bini devam eden projeyle katma değer üretmeye devam ediyor.
Burada yer alan firmaların da yaklaşık yüzde 6’sı makine sektöründe faaliyet gösteriyor. Tabi bana göre bu oran, geçen sene ihracat rekoru kıran, 200 ülkeye ürün satan makine sektörümüz için yeterli değil. Ar-Ge’ye yapılacak her yatırımın misliyle makine sektörümüzü büyüteceğini bilmenizi isterim. Bu anlamda, imalatçılarımızı, Ar-Ge ve tasarım merkezi kurmaya ve teknoparklarımızda faaliyet göstermeye davet ediyorum."
"Türkiye’yi yüksek teknoloji üreten ülkeler ligine taşıyacağız"
Mustafa Varank, makinelerin her anlamda yükselip ve yükselttiğini belirterek, "Biz de Türkiye olarak, bu yükseliş ve dönüşüm çağının gerisinde kalamayız. Sanayide ve teknolojide oyunun kuralları yeniden yazılırken; biz kuralları takip eden değil, kural koyan bir vizyonla başarıyı yakalamak durumundayız. Bu nedenle; ülkemizin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını temin edecek, yapay zekâ gibi kritik teknolojilerde atılım sağlayacak politikalarımızı, milli teknoloji hamlesi olarak benimsedik." şeklinde konuştuk.
Milli teknoloji hamlesinin; ülkenin dünyadaki hızlı dönüşüm sürecine vereceği stratejik yanıtın ta kendisi olduğunu vurgulayan Varank, bu yaklaşım çerçevesinde; savunma sanayi alanında elde ettikleri örnek başarıları, başta makine sektörü olmak üzere, diğer sektörlere de yaygınlaştırmak için çalışmalarını hızlandırdıklarını söyledi.
Varank, bunun için bakanlık olarak uzun süredir Uçtan Uca Yerlileştirme Programı üzerinde çalıştıklarını anımsatarak, şu bilgileri verdi:
"Bu programla Türkiye’yi yüksek teknoloji üreten ülkeler ligine taşıyacağız. Milli teknoloji hamlemizin temellerinden birini oluşturacak yeni destek programımızın nihai hedefi, dünyanın geçirdiği teknolojik dönüşüm sürecinde Türk sanayisini öncü konuma getirmektir. Tabi bu noktada, sanayide dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte, makine sektörünün rolü de gittikçe önem kazanıyor. İşte bu nedenle, yeni destek programımızda önceliği makine sektörümüze vereceğimizi buradan ifade etmek istiyorum."
Makine sektöründe hedefledikleri kapasite gelişiminin, cari açığı azaltmanın da ötesinde, teknolojik bilgi sermayesi açısından dışa bağımlılığı en aza indireceğini, diğer sektörlere de önemli faydalar sunacağını aktaran Varank, bu program ile MAKFED’in ortaya koyduğu 2030 vizyonu ve hedeflerine hızla ulaşılacağına yürekten inandığını kaydetti.
"Binali bey, kendini tüm dünyaya kanıtlamış bir isim"
Bakan Varank, artık; savunmadan enerjiye, sağlıktan tarıma, ulaştırmadan sanayiye çok geniş bir yelpazede, kendi milli teknolojisini üretebilen, hatta ihraç edebilen bir Türkiye'nin bulunduğunu belirterek, mücadelesini verdikleri tam bağımsız büyük ve güçlü Türkiye idealinin temelinin sanayi ve üretim seferberliği olduğunu ve bu seferberliğin lokomotifinin de hiç kuşkusuz İstanbul olduğunu söyledi.
Her alanda uyum içinde çalışıp etkin politikalar üretirken, İstanbul’un itici gücü hissedilmezse menzile geç ulaşılacağına işaret eden Varank, şu ifadeleri kullandı:
"Bunun için de İstanbul’da istikrarın sürmesi gerekiyor. İstanbul’un ihtiyacı bilgili, tecrübeli, beyefendi, en önemlisi de çalışkan bir büyükşehir belediye başkanıdır. Yani adres belli. Binali Yıldırım uluslararası tecrübesiyle, üstlendiği görevler ve icraatlarıyla kendini yalnızca Türkiye’ye değil, tüm dünyaya kanıtlamış bir isim. Onun belediye başkanlığıyla birlikte İstanbulun yıldızı daha da parlayacaktır. İstanbul çağını yakalamış bir şekilde Türkiye’nin lokomotifi olarak yoluna devam edecektir. Ben İstanbullu hemşehrilerimizin bu resmi gördüğüne, 23 Haziran günü emaneti ehline teslim edeceğine yürekten inanıyorum."