Konut Haberleri
27 Kas 2018 18:09
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 06:03
Müteahhitlerden 'Tasfiye Kararnamesi' için öneri
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Yenigün, "Hükümetimizin Tasfiye Kararnamesi üzerinde çalıştığı duyumlarını almaktayız ancak bu düzenleme tek başına adil olmayacaktır." dedi.
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, yaptığı
açıklamada, ekonominin genel dinamiklerinin tüm dünyada olduğu gibi
Türkiye'de de inşaat sektörünün performansını doğrudan
etkilediğini, sektörün yaşanan gelişmelere çarpan etkisiyle tepki
verdiğini söyledi.
Yapım işlerinde ağırlıklı olarak kullanılan çimento, akaryakıt, demir, bitüm, boru gibi malzeme fiyatlarında özellikle son 2 yıldır yüksek artışlar yaşandığına işaret eden Yenigün, döviz kurunda son 6 ayda öngörülmesi mümkün olmayan yükseliş nedeniyle inşaat firmalarının ciddi zorluklar yaşadığını bildirdi.
Yenigün, enflasyonla mücadele için yürütülen parasal sıkılaştırma politikasının da sektörün yaşadığı zorlukları artırdığını dile getirerek, "Ülkemizde kamuya yapılan işlerin bir kısmının sözleşmesinde hiçbir fiyat farkı ödemesi öngörülmemişken birçok sözleşmede fiyat farkı hesap yöntemi, TÜFE ve ÜFE genel endeksleriyle ilişkilendirildi. Oysa son yıllarda inşaat sektörünün temel girdi malzemelerinde TÜFE ve ÜFE oranlarından çok daha yüksek fiyat artışları yaşandı." diye konuştu.
"Ülkemizin zorlu süreci atlatacağına inanıyoruz"
Malzeme fiyatlarında görülen yüksek oranlı artışların fiyat farkı düzenlemesinin acilen yapılması ihtiyacını doğurduğunu vurgulayan Yenigün, şöyle devam etti:
"Hükümetimizin Tasfiye Kararnamesi üzerinde çalıştığı duyumlarını almaktayız ancak bu düzenleme tek başına adil olmayacaktır. Öngörülmesi mümkün olmayan maliyet artışlarının bir ölçüde de olsa telafisi için ihale ve sözleşme şartlarına bakılmaksızın devam etmekte olan tüm işlerin kapsama alınması, piyasadaki maliyet artışlarının adil bir şekilde sözleşme fiyatlarına yansıtılmasını sağlayacaktır. Daha önce dışsal şoklara karşı dirençli olduğunu kanıtlamış ülkemizin, bu zorlu süreci de atlatacağına inancımız tamdır. Bu çerçevede ekonomide ihtiyaç duyulan kalıcı önlemlerle yapısal reformların bir an önce gerçekleştirilmesi ve güven ortamının muhafaza edilmesi en büyük ihtiyaçtır."
Yurt dışı müteahhitlikte 20 milyar dolar beklentisi
Yenigün, ekim sonu itibarıyla yurt dışında üstlenilen proje tutarının 13,8 milyar dolara ulaştığını ifade ederek, gelecek dönemde artan enerji fiyatlarının, Suudi Arabistan, Cezayir gibi Türk müteahhitlik firmalarının referanslarının güçlü olduğu pazarlardaki yatırım ortamı ve finansman koşullarına olumlu yansıyabileceğini dile getirdi.
Mithat Yenigün, "Rusya ile ilişkilerimizdeki normalleşmenin yanı sıra Sahra altı Afrika, Hindistan ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği bölgesi gibi potansiyel pazarlardaki fırsatlar da göz önüne alındığında yıllık iş tutarımızın yakın zamanda yeniden 20 milyar dolar bandını aşmasını beklemekteyiz." ifadesini kullandı.
"Irak ve Libya'dan 2,5 milyar dolar hak ediş alacağı var"
Firmaların yurt dışındaki işleriyle ilgili teminat mektubu ve kontrgaranti sorunlarının arttığını belirten Yenigün, ihalelere girilen birçok ülkede Türk bankalarının teminat mektuplarının doğrudan kabul edilmediğini bildirdi.
Yenigün, "Ülkemiz ekonomisiyle yarışamayacak bazı ülkelerin bankalarının, düne kadar iş yapmak için peşinden koştukları bankalarımızın kontrgarantilerini kabul etmediğini, kimi ülke bankalarının da Türk bankalarının riskini almak istemediklerini ifade ettiğini görmekteyiz." diye konuştu.
Yenigün, Irak'taki işlerden doğan 1,5 milyar dolar civarındaki alacak konusunda henüz bir gelişme yaşanmadığını vurguladı.
Firmaların Libya'da yarım kalmış projelerinin toplam tutarının 19 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Yenigün, tahsil edilmemiş hak ediş alacaklarının yaklaşık 1 milyar dolar, avans ve kesin teminat tutarının 1,5 milyar dolar, makine, ekipman gibi envanter ile diğer zararlar toplamının da 1,1 milyar dolar civarında olduğunu aktardı.
Yapım işlerinde ağırlıklı olarak kullanılan çimento, akaryakıt, demir, bitüm, boru gibi malzeme fiyatlarında özellikle son 2 yıldır yüksek artışlar yaşandığına işaret eden Yenigün, döviz kurunda son 6 ayda öngörülmesi mümkün olmayan yükseliş nedeniyle inşaat firmalarının ciddi zorluklar yaşadığını bildirdi.
Yenigün, enflasyonla mücadele için yürütülen parasal sıkılaştırma politikasının da sektörün yaşadığı zorlukları artırdığını dile getirerek, "Ülkemizde kamuya yapılan işlerin bir kısmının sözleşmesinde hiçbir fiyat farkı ödemesi öngörülmemişken birçok sözleşmede fiyat farkı hesap yöntemi, TÜFE ve ÜFE genel endeksleriyle ilişkilendirildi. Oysa son yıllarda inşaat sektörünün temel girdi malzemelerinde TÜFE ve ÜFE oranlarından çok daha yüksek fiyat artışları yaşandı." diye konuştu.
"Ülkemizin zorlu süreci atlatacağına inanıyoruz"
Malzeme fiyatlarında görülen yüksek oranlı artışların fiyat farkı düzenlemesinin acilen yapılması ihtiyacını doğurduğunu vurgulayan Yenigün, şöyle devam etti:
"Hükümetimizin Tasfiye Kararnamesi üzerinde çalıştığı duyumlarını almaktayız ancak bu düzenleme tek başına adil olmayacaktır. Öngörülmesi mümkün olmayan maliyet artışlarının bir ölçüde de olsa telafisi için ihale ve sözleşme şartlarına bakılmaksızın devam etmekte olan tüm işlerin kapsama alınması, piyasadaki maliyet artışlarının adil bir şekilde sözleşme fiyatlarına yansıtılmasını sağlayacaktır. Daha önce dışsal şoklara karşı dirençli olduğunu kanıtlamış ülkemizin, bu zorlu süreci de atlatacağına inancımız tamdır. Bu çerçevede ekonomide ihtiyaç duyulan kalıcı önlemlerle yapısal reformların bir an önce gerçekleştirilmesi ve güven ortamının muhafaza edilmesi en büyük ihtiyaçtır."
Yurt dışı müteahhitlikte 20 milyar dolar beklentisi
Yenigün, ekim sonu itibarıyla yurt dışında üstlenilen proje tutarının 13,8 milyar dolara ulaştığını ifade ederek, gelecek dönemde artan enerji fiyatlarının, Suudi Arabistan, Cezayir gibi Türk müteahhitlik firmalarının referanslarının güçlü olduğu pazarlardaki yatırım ortamı ve finansman koşullarına olumlu yansıyabileceğini dile getirdi.
Mithat Yenigün, "Rusya ile ilişkilerimizdeki normalleşmenin yanı sıra Sahra altı Afrika, Hindistan ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği bölgesi gibi potansiyel pazarlardaki fırsatlar da göz önüne alındığında yıllık iş tutarımızın yakın zamanda yeniden 20 milyar dolar bandını aşmasını beklemekteyiz." ifadesini kullandı.
"Irak ve Libya'dan 2,5 milyar dolar hak ediş alacağı var"
Firmaların yurt dışındaki işleriyle ilgili teminat mektubu ve kontrgaranti sorunlarının arttığını belirten Yenigün, ihalelere girilen birçok ülkede Türk bankalarının teminat mektuplarının doğrudan kabul edilmediğini bildirdi.
Yenigün, "Ülkemiz ekonomisiyle yarışamayacak bazı ülkelerin bankalarının, düne kadar iş yapmak için peşinden koştukları bankalarımızın kontrgarantilerini kabul etmediğini, kimi ülke bankalarının da Türk bankalarının riskini almak istemediklerini ifade ettiğini görmekteyiz." diye konuştu.
Yenigün, Irak'taki işlerden doğan 1,5 milyar dolar civarındaki alacak konusunda henüz bir gelişme yaşanmadığını vurguladı.
Firmaların Libya'da yarım kalmış projelerinin toplam tutarının 19 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Yenigün, tahsil edilmemiş hak ediş alacaklarının yaklaşık 1 milyar dolar, avans ve kesin teminat tutarının 1,5 milyar dolar, makine, ekipman gibi envanter ile diğer zararlar toplamının da 1,1 milyar dolar civarında olduğunu aktardı.