Mustafa Alabora Şile'deki evinin kapılarını açtı
Mustafa Alabora, iki hafta önce Şile-İstanbul yolunda ağır bir trafik kazası geçirdi. Şans eseri hayatta kalan usta oyuncu, birkaç gün önce yoğun bakımdan çıkarılarak normal odaya alındı. Alabora, tüm sanat dünyasının ve sevenlerinin yüreğini ağzına getiren kazadan kısa süre önce, Banu Zeytinoğlu ile yaşadığı Şile’deki evinin kapılarını açtı.
Mustafa Alabora, iki hafta önce Şile-İstanbul yolunda ağır bir trafik kazası geçirdi. Şans eseri hayatta kalan usta oyuncu, birkaç gün önce yoğun bakımdan çıkarılarak normal odaya alındı. Alabora, tüm sanat dünyasının ve sevenlerinin yüreğini ağzına getiren kazadan kısa süre önce, Banu Zeytinoğlu ile yaşadığı Şile’deki evinin kapılarını açtı.
Şile’de, köy hayatının tam ortasında, doğanın sarıp sarmaladığı huzur dolu bir atmosferde konumlanan bu ev, Mustafa Alabora ve Banu Zeytinoğlu’nun, köpekleri, çiçekleri, ağaçları ve kahkahalarıyla zenginleşmiş mutlu yaşamlarına tanıklık ediyor.
Alabora, arsayı 12 yıl önce aldığını, 10 yıl önce inşaata başlandığını ve 7 ayda evin tamamlandığını söylüyor. Beton yapıya yerleştirilen geniş pencereler, farklı cephelerinden açılan girişler, yüksek tavan, aydınlık ve özgür bir mekan yaratıyor. Ahşap zeminler, kirişler ve bölgesel taş duvarlar da doğallığın altını çiziyor.Buraya ilk geldiklerinde tek bir ağacın bile olmadığını belirten Alabora, leylandi, zakkum, manolya, mavi ladin, hatmi, zeytin, pavlonya, defne, incir, kiraz, dut, erik, vişne, nar, armut, elmadan oluşan tam 360 ağaç diktiklerini söylüyor.Sadece evlerinin bahçesine değil, belediyenin bahçesi de dahil olmak üzere, evlerinin etrafını da ağaçlandırmışlar. Zaten yaşam biçimlerinden ve hayata bakış açılarından dolayı buna şaşırmak pek mümkün değil.
Hafta içi İstanbul’da ayrı evlerde yaşayan çift, yaz-kış demeden her hafta sonu burada buluştuklarını söylüyor. Banu Zeytinoğlu, bunun ilişkileri açısından da çok daha faydalı olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Bence ideali bu. Öbür türlü ilişkiler kendi içinde beslenmek yerine sosyal sorumluluk projesi haline geliyor. Bizimki hep tatil aşkı.”Zeytinoğlu, özellikle son altı yıldır dekorasyon dergilerine duyduğu ilgiden bahsediyor; yerli yabancı bütün dergileri karıştırıp yeni fikirler ve ilham alıyormuş.Hatta eski usul dergicilerin yaptığı gibi beğendiği sayfaları koparıp saklıyormuş. Çaba gösterilmiş görüntülerden hiç hoşlanmadığını belirten ev sahibesi, insanın kendini ne iyi hissettiriyorsa onu ortaya çıkaracak ya da geliştirecek şeyler yapması gerektiğini söylüyor. Buna örnek de veriyor; şu aralar sprey boyalarla evdeki her şeyi ve her yeri boyadığını anlatıyor gülerek...