Ekonomi
21 Ara 2013 13:59
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 00:46
MÜSİAD: Endişeyle takip ediyoruz
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Genel Başkanı Nail Olpak,operasyona ilişkin açıklamalarda bulundu.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı
Nail Olpak, İstanbul merkezli
operasyona ilişkin, "17 Aralık'ta başlatılan
soruşturmayla oluşan ortamın adli boyutunu ayrı
tutmak kaydıyla, ülke ekonomimize ve güven ortamına verdiği ve
vereceği zararlar bakımından tüm kamuoyu ile endişeyle takip
ediyoruz" dedi.
Olpak, Türkiye gündemine ilişkin son gelişmeleri değerlendirmek üzere düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, bu toplantıyı aslında Diyarbakır'da gerçekleştireceklerini, ancak olumsuz hava şartları nedeniyle İstanbul'da yaptıklarını belirtti.
MÜSİAD'ın, kurulduğu 1990 yılından bugüne, hakkın, hukukun, adaletin, eşitliğin, barışın, güvenin, refahın, mutluluğun yanında olduğunu, bu değerlerin Türkiye'de kökleşmesi için çalıştığını ve gerektiğinde sorumluluk almaktan kaçınmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Medeniyetimizden beslenen birlik ve beraberlik ruhuyla ülkemizin maddi ve manevi yönden gelişmesine katkıda bulunmak en önemli misyonumuzdur. İşadamları olarak, ülkemizin geleceğine daha fazla yatırım yapabilmemiz için temel beklentimiz; büyük bedeller ödeyerek elde ettiğimiz huzur, güven ve istikrar ortamımızın devamı, daha hızlı ve adil işleyen bir yargı sistemi ve bireysel hak ve özgürlükleri daha da gelişmiş bir Türkiye'de yaşamaktır. Bu çerçevede, Gezi olaylarından başlayarak, sonuçlarıyla ekonomimize olumsuz yansımaları olan gelişmeleri de yakinen izliyoruz."
- "Endişe ile takip ediyoruz"
İstanbul merkezli operasyona da değinen Olpak, "Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları sebebiyle 17 Aralık'ta başlatılan soruşturmayla oluşan ortamı da adli boyutunu ayrı tutmak kaydıyla, ülke ekonomimize ve güven ortamına verdiği ve vereceği zararlar bakımından tüm kamuoyu ile endişe ile takip ediyoruz" diye konuştu.
Olpak, nerede ve kim tarafından gündeme getirilirse getirilsin, muhtevası ve muhataplarına bakılmaksızın yolsuzluk ve rüşvet iddialarının sonuna kadar araştırılmasının herkesin ortak arzusu olduğunu anlatarak, bu sürecin, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkesinden taviz verilmeden kurumların görev alanları içinde takip edilmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
İddialar kapsamında, hukukun temel doktrini olan masumiyet karinesinin önemine de işaret eden Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her olayda geçerli olduğu gibi sözkonusu soruşturmada ismi geçen kişilerin de peşinen hükümlü ilan edilmiş gibi gösterilmemeleri ve ilgileri yoksa iddiaların ailelerini de kapsayacak şekilde genişletilmiş gibi gösterilmemesi, toplumsal adalet duygumuzun törpülenmemesi için çok önemlidir. Bunların yanında, muhataplarının ve içeriklerinin birbirinden farklı olduğu ifade edilen dosyaların, hangi gerekçeyle birlikte mütalaa edildiği ve birlikte koğuşturma konusu yapıldığı, kamuoyunda cevabını bekleyen en temel soru olarak görülmektedir."
- Gelecek seçimlere etkisi
Olpak, yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler sürecine girilen bugünlerde soruşturma sebebiyle yaşananların, ekonomi dahil olmak üzere beklenmedik yansımaların, kamuoyunda doğuracağı muhtemel etkiler bakımından siyasal alana yönelik ciddi bir çalışma olarak algılandığını, buna izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Türkiye'de geride bıraktığı 10 yılda temel hak ve özgürlükler alanında büyük mesafeler katedildiğini, hayata geçirdiği reformlarla siyasi ve ekonomik istikrar sonucu büyümesini gerçekleştirmiş bir ülke olarak bölgesinde lider bir konuma geldiğini ifade eden Olpak, şunları kaydetti:
"Dünyanın ve özellikle Avrupa'nın en büyük ekonomilerini olumsuz etkileyen küresel ekonomik krize rağmen Türkiye, istikrarlı büyümesini sürdürmektedir. Kaynaklarımızın ve değerlerimizin hoyratça heba edildiği, kısır tartışmaların ve sonu gelmez tahriklerin yaşandığı sisli yıllar gerilerde kalmıştır. Uzun ve meşakkatli çalışmalar sonucunda ulaştığımız huzur, güven ve istikrar ortamımıza hep birlikte ve mutlaka sahip çıkmalıyız. Siyasi ve ekonomik kazanımlarımızı önceleyen bir yaklaşımla herkesi bu gelişmeleri bir kez daha değerlendirmeye davet ediyoruz."
- "Anlaşılmaz bir şekilde ekonomik beklentilere yansıması oldu"
Olpak, gündeme ışık tutması için işadamları penceresinden söz konusu yolsuzluk iddialarının ardından, tam da FED'in tahvil alımı ile ilgili yeni kararlarını açıkladığı bir süreçte, bazı verilerde yaşanan değişimleri ve bu değişimlerin ekonomiye yüklediği maliyeti de şöyle anlattı:
"Temelinde tamamen adli bir soruşturma olan söz konusu iddiaların ardından anlaşılmaz bir şekilde bunun ekonomik beklentilere yansıtılması sonucu, dolar/TL kuru 2,098 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı, borsada yüzde 7,5'lere varan düşüşler yaşandı, gösterge tahvil faizi 0,8 puan artarak, yüzde 9,6 seviyesine yükseldi. Sadece faizdeki bu 0,8 puanlık artış bile, ekonomimize 8 milyar liralık ek bir yük getirmiş durumdadır. Tam da bu noktada, sormak istiyorum; hiçkimsenin itirazı olmayan ve kendi mecrasında yürüyecek adli bir operasyonun, ülke ekonomimize yansıması böyle mi olmalı? Bu durumu ne anlayabiliyoruz ne de doğru buluyoruz."
Olpak, MÜSİAD olarak başından beri destek verdikleri çözüm süreci ve Demokratikleşme Paketi ile toplumsal barış açısından normalleşme yolunda hızla ilerleyen Türkiye'nin, adli boyutunun dışına çıkartılan bir olayın gündemiyle meşgul edilmesinin kimseye yarar sağlamayacağını aktararak, "Uluslararası arenada ülkemize yönelik algıları olumsuz yönde etkileyen bir itibarsızlaştırma operasyonunun, belirli çevreler tarafından manipüle edildiği intibası kamuoyunda yaygın bir kanaat olarak yer bulmaktadır. Bu kanaat, gerekçeleriyle hızla ortadan kaldırılmalıdır" diye konuştu.
Nail Olpak, iş dünyası olarak 2023 vizyonuna kilitlendikleri bugünlerde, Türkiye'nin ve gelecek nesillerin geleceği için daha fazla kenetlenilmesi ve aklıselim ile huzur, güven ve istikrar ortamına hep birlikte sahip çıkılması gerektiğini söyledi.
Olpak, Türkiye gündemine ilişkin son gelişmeleri değerlendirmek üzere düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, bu toplantıyı aslında Diyarbakır'da gerçekleştireceklerini, ancak olumsuz hava şartları nedeniyle İstanbul'da yaptıklarını belirtti.
MÜSİAD'ın, kurulduğu 1990 yılından bugüne, hakkın, hukukun, adaletin, eşitliğin, barışın, güvenin, refahın, mutluluğun yanında olduğunu, bu değerlerin Türkiye'de kökleşmesi için çalıştığını ve gerektiğinde sorumluluk almaktan kaçınmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Medeniyetimizden beslenen birlik ve beraberlik ruhuyla ülkemizin maddi ve manevi yönden gelişmesine katkıda bulunmak en önemli misyonumuzdur. İşadamları olarak, ülkemizin geleceğine daha fazla yatırım yapabilmemiz için temel beklentimiz; büyük bedeller ödeyerek elde ettiğimiz huzur, güven ve istikrar ortamımızın devamı, daha hızlı ve adil işleyen bir yargı sistemi ve bireysel hak ve özgürlükleri daha da gelişmiş bir Türkiye'de yaşamaktır. Bu çerçevede, Gezi olaylarından başlayarak, sonuçlarıyla ekonomimize olumsuz yansımaları olan gelişmeleri de yakinen izliyoruz."
- "Endişe ile takip ediyoruz"
İstanbul merkezli operasyona da değinen Olpak, "Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları sebebiyle 17 Aralık'ta başlatılan soruşturmayla oluşan ortamı da adli boyutunu ayrı tutmak kaydıyla, ülke ekonomimize ve güven ortamına verdiği ve vereceği zararlar bakımından tüm kamuoyu ile endişe ile takip ediyoruz" diye konuştu.
Olpak, nerede ve kim tarafından gündeme getirilirse getirilsin, muhtevası ve muhataplarına bakılmaksızın yolsuzluk ve rüşvet iddialarının sonuna kadar araştırılmasının herkesin ortak arzusu olduğunu anlatarak, bu sürecin, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkesinden taviz verilmeden kurumların görev alanları içinde takip edilmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
İddialar kapsamında, hukukun temel doktrini olan masumiyet karinesinin önemine de işaret eden Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her olayda geçerli olduğu gibi sözkonusu soruşturmada ismi geçen kişilerin de peşinen hükümlü ilan edilmiş gibi gösterilmemeleri ve ilgileri yoksa iddiaların ailelerini de kapsayacak şekilde genişletilmiş gibi gösterilmemesi, toplumsal adalet duygumuzun törpülenmemesi için çok önemlidir. Bunların yanında, muhataplarının ve içeriklerinin birbirinden farklı olduğu ifade edilen dosyaların, hangi gerekçeyle birlikte mütalaa edildiği ve birlikte koğuşturma konusu yapıldığı, kamuoyunda cevabını bekleyen en temel soru olarak görülmektedir."
- Gelecek seçimlere etkisi
Olpak, yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler sürecine girilen bugünlerde soruşturma sebebiyle yaşananların, ekonomi dahil olmak üzere beklenmedik yansımaların, kamuoyunda doğuracağı muhtemel etkiler bakımından siyasal alana yönelik ciddi bir çalışma olarak algılandığını, buna izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Türkiye'de geride bıraktığı 10 yılda temel hak ve özgürlükler alanında büyük mesafeler katedildiğini, hayata geçirdiği reformlarla siyasi ve ekonomik istikrar sonucu büyümesini gerçekleştirmiş bir ülke olarak bölgesinde lider bir konuma geldiğini ifade eden Olpak, şunları kaydetti:
"Dünyanın ve özellikle Avrupa'nın en büyük ekonomilerini olumsuz etkileyen küresel ekonomik krize rağmen Türkiye, istikrarlı büyümesini sürdürmektedir. Kaynaklarımızın ve değerlerimizin hoyratça heba edildiği, kısır tartışmaların ve sonu gelmez tahriklerin yaşandığı sisli yıllar gerilerde kalmıştır. Uzun ve meşakkatli çalışmalar sonucunda ulaştığımız huzur, güven ve istikrar ortamımıza hep birlikte ve mutlaka sahip çıkmalıyız. Siyasi ve ekonomik kazanımlarımızı önceleyen bir yaklaşımla herkesi bu gelişmeleri bir kez daha değerlendirmeye davet ediyoruz."
- "Anlaşılmaz bir şekilde ekonomik beklentilere yansıması oldu"
Olpak, gündeme ışık tutması için işadamları penceresinden söz konusu yolsuzluk iddialarının ardından, tam da FED'in tahvil alımı ile ilgili yeni kararlarını açıkladığı bir süreçte, bazı verilerde yaşanan değişimleri ve bu değişimlerin ekonomiye yüklediği maliyeti de şöyle anlattı:
"Temelinde tamamen adli bir soruşturma olan söz konusu iddiaların ardından anlaşılmaz bir şekilde bunun ekonomik beklentilere yansıtılması sonucu, dolar/TL kuru 2,098 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı, borsada yüzde 7,5'lere varan düşüşler yaşandı, gösterge tahvil faizi 0,8 puan artarak, yüzde 9,6 seviyesine yükseldi. Sadece faizdeki bu 0,8 puanlık artış bile, ekonomimize 8 milyar liralık ek bir yük getirmiş durumdadır. Tam da bu noktada, sormak istiyorum; hiçkimsenin itirazı olmayan ve kendi mecrasında yürüyecek adli bir operasyonun, ülke ekonomimize yansıması böyle mi olmalı? Bu durumu ne anlayabiliyoruz ne de doğru buluyoruz."
Olpak, MÜSİAD olarak başından beri destek verdikleri çözüm süreci ve Demokratikleşme Paketi ile toplumsal barış açısından normalleşme yolunda hızla ilerleyen Türkiye'nin, adli boyutunun dışına çıkartılan bir olayın gündemiyle meşgul edilmesinin kimseye yarar sağlamayacağını aktararak, "Uluslararası arenada ülkemize yönelik algıları olumsuz yönde etkileyen bir itibarsızlaştırma operasyonunun, belirli çevreler tarafından manipüle edildiği intibası kamuoyunda yaygın bir kanaat olarak yer bulmaktadır. Bu kanaat, gerekçeleriyle hızla ortadan kaldırılmalıdır" diye konuştu.
Nail Olpak, iş dünyası olarak 2023 vizyonuna kilitlendikleri bugünlerde, Türkiye'nin ve gelecek nesillerin geleceği için daha fazla kenetlenilmesi ve aklıselim ile huzur, güven ve istikrar ortamına hep birlikte sahip çıkılması gerektiğini söyledi.