Ekonomi
18 Haz 2015 13:20
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:49
Kronik hastalığı olanlara oruç uyarısı!
kronik hastalıkları olanlar oruç tutabilecek miyim sorusunun yanıtı endişelendirmeye başladı. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuba Bilsel kalp hastalığı olanlara uyarılarda bulundu.
Kalp hastalıkları hiçbir belirti vermeden sessizce olabileceği gibi
kişinin günlük aktivitelerini engelleyecek düzeyde sorun çıkaran
şikayetlere de dönüşebileceğini belirten Doç. Dr. Bilsel; 'Kalp
hastalığının derecesine göre kontrol altındaki kalp hastaları oruç
tutabilirler. Ancak kalp hastası olan kişinin mutlaka bu konuda
kendisini takip eden doktoruna danışması gerekir. Son 1 yıl içinde
kalp krizi hikayeniz yoksa, semptomları ilaç tedavisiyle kontrol
altında olan kalp, damar ve yüksek tansiyon hastasıysanız
doktorunuza danışarak oruç tutabilirsiniz.' diye konuştu.
Kimlerin Oruç Tutması Çok Risklidir?
• Son 1 yıl içinde yeni kalp krizi geçirenler,
• Kalp hastalığına bağlı kontrol altına alınamayan şikayeti olanlar,
• Çoklu ilaç kullanımını gerektiren kalp yetmezliği olanlar,
• Kontrolsüz hipertansiyon hastaları,
• Kalp kapak protezi ya da artmış inme riski nedeniyle kan sulandırıcı ilaç kullananların oruç tutmaları sağlıklı değildir.
Kalbinde stent olanlar ya da kalp pili kullananlar oruç tutabilir mi?
Eğer stent son 1 yıl içinde takılmışsa, stent ve diğer damarlarda problem çıkmaması için genelde ikili kan sulandırıcı tedavisi uygulanır. Bu dönemde kişinin oruç tutması doğru olmaz. Ancak stent uygulaması ardından 1 yıl geçmiş ve hastanın şikayetleri kontrol altındaysa yine doktoruna danışarak oruç tutmasında sakınca olmayabilir. Kişide sadece kalp pili olması oruç tutmak için engel değildir. Kalp ya da kalp dışı diğer yandaş hastalıkların varlığı kişinin oruç tutmasına engel olabilir.
Kan sulandırıcı ilaç kullananlar oruç tutabilir mi?
Kişinin; İnme riskini azaltmak amacıyla geçici ya da sürekli kan sulandırıcı ilaç kullanması gerekiyorsa, kalp krizi veya kalp krizi olmadan da akut koroner sendrom dediğimiz kalp damar hastalığında akut alevlenmeye bağlı 1 yıl ikili kan sulandırıcı tedavi alması gerekiyorsa oruç tutması uygun değildir. Kronik kalp damar hastalığı olup da kontrol altında olan ve sadece koruyucu olarak düşük doz aspirin kullanması önerilen hastalar doktor kontrolünden geçtikten sonra oruç tutabilirler.
Kalp hastaları oruç tutarken nelere dikkat etmelidir?
Öncelikle oruç tutma kararından önce kendilerini takip eden doktorun görüşünü almaları gerekir. Oruç tutarken kalp hastaları için sorun oluşturabilecek iki temel konu; özellikle sıcak ve uzun yaz günlerinde uzun süre susuz kalmak ve iftarda ani, çabuk ve çok miktarda yemek yemektir. Ağırlıklı olarak Akdeniz mutfağı dediğimiz sebze ve salata ağırlıklı, et olarak da balığın tercih edildiği beslenme tarzı, kalp hastaları için en uygun beslenme biçimidir. En kötüsü ise uzun süren açlık ardından yağlı, çabucak, çok miktarda yemek yemektir. Bu şekilde mide ve barsak sistemine giden kan miktarı artışıyla kalbin iş yükü de artacaktır. Bu da ani kalp krizlerine neden olabilir. Bu yüzden özellikle bilinen kalp hastalığı olanların, aslında herkesin, günlük almaları gereken besin miktarını iftarla sahur arasında bölüştürerek azar azar ve sık alması en uygun yöntemdir.
Su tüketimleri ne düzeyde olmalıdır?
Doktor tarafından başka bir şey önerilmediyse günlük su tüketimi en az 2 litre olmalıdır. Bu miktar yine iftarla sahur arasında bölüştürülerek alınmalıdır. Özellikle ilaç tedavisi altında olan hipertansiyon ve bilinen kalp damar hastası olan hastaların bu konuya özen göstermesi hayati önem taşır.
Kimlerin Oruç Tutması Çok Risklidir?
• Son 1 yıl içinde yeni kalp krizi geçirenler,
• Kalp hastalığına bağlı kontrol altına alınamayan şikayeti olanlar,
• Çoklu ilaç kullanımını gerektiren kalp yetmezliği olanlar,
• Kontrolsüz hipertansiyon hastaları,
• Kalp kapak protezi ya da artmış inme riski nedeniyle kan sulandırıcı ilaç kullananların oruç tutmaları sağlıklı değildir.
Kalbinde stent olanlar ya da kalp pili kullananlar oruç tutabilir mi?
Eğer stent son 1 yıl içinde takılmışsa, stent ve diğer damarlarda problem çıkmaması için genelde ikili kan sulandırıcı tedavisi uygulanır. Bu dönemde kişinin oruç tutması doğru olmaz. Ancak stent uygulaması ardından 1 yıl geçmiş ve hastanın şikayetleri kontrol altındaysa yine doktoruna danışarak oruç tutmasında sakınca olmayabilir. Kişide sadece kalp pili olması oruç tutmak için engel değildir. Kalp ya da kalp dışı diğer yandaş hastalıkların varlığı kişinin oruç tutmasına engel olabilir.
Kan sulandırıcı ilaç kullananlar oruç tutabilir mi?
Kişinin; İnme riskini azaltmak amacıyla geçici ya da sürekli kan sulandırıcı ilaç kullanması gerekiyorsa, kalp krizi veya kalp krizi olmadan da akut koroner sendrom dediğimiz kalp damar hastalığında akut alevlenmeye bağlı 1 yıl ikili kan sulandırıcı tedavi alması gerekiyorsa oruç tutması uygun değildir. Kronik kalp damar hastalığı olup da kontrol altında olan ve sadece koruyucu olarak düşük doz aspirin kullanması önerilen hastalar doktor kontrolünden geçtikten sonra oruç tutabilirler.
Kalp hastaları oruç tutarken nelere dikkat etmelidir?
Öncelikle oruç tutma kararından önce kendilerini takip eden doktorun görüşünü almaları gerekir. Oruç tutarken kalp hastaları için sorun oluşturabilecek iki temel konu; özellikle sıcak ve uzun yaz günlerinde uzun süre susuz kalmak ve iftarda ani, çabuk ve çok miktarda yemek yemektir. Ağırlıklı olarak Akdeniz mutfağı dediğimiz sebze ve salata ağırlıklı, et olarak da balığın tercih edildiği beslenme tarzı, kalp hastaları için en uygun beslenme biçimidir. En kötüsü ise uzun süren açlık ardından yağlı, çabucak, çok miktarda yemek yemektir. Bu şekilde mide ve barsak sistemine giden kan miktarı artışıyla kalbin iş yükü de artacaktır. Bu da ani kalp krizlerine neden olabilir. Bu yüzden özellikle bilinen kalp hastalığı olanların, aslında herkesin, günlük almaları gereken besin miktarını iftarla sahur arasında bölüştürerek azar azar ve sık alması en uygun yöntemdir.
Su tüketimleri ne düzeyde olmalıdır?
Doktor tarafından başka bir şey önerilmediyse günlük su tüketimi en az 2 litre olmalıdır. Bu miktar yine iftarla sahur arasında bölüştürülerek alınmalıdır. Özellikle ilaç tedavisi altında olan hipertansiyon ve bilinen kalp damar hastası olan hastaların bu konuya özen göstermesi hayati önem taşır.