Konut Haberleri
29 Eyl 2014 08:33
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 01:55
Konutta kiralık şoku!
Yaz mevsiminde kiralık konutlara yönelik talepteki artışın temel nedeni birçok kişinin evlilik, atanma/tayin ve üniversite kazanma gibi nedenler ile aynı anda kiralık konut arayışına girmesidir…
Yaz mevsiminde kiralık konutlara yönelik talepteki artışın temel nedeni birçok kişinin evlilik, atanma/tayin ve üniversite kazanma gibi nedenler ile aynı anda kiralık konut arayışına girmesidir. Yeni evlenen çiftler, yeni atanan ya da farklı şehirlere tayin olan devlet memurları ile üniversiteyi kazanan öğrenciler başta olmak üzere toplumun büyük bir kesiminin yaz mevsiminde kiralık konut arayışı içine girmesinden kaynaklanan bu talep yoğunluğu, bu yıl da gayrimenkul sektörünü etkilemektedir. Geçmiş yıllardaki yoğunluğa ek olarak konutları kentsel dönüşüm kapsamında olan kişiler ile komşu ülkelerdeki olumsuzluklar nedeniyle ülkemize gelen sığınmacıların da kiralık konut arayışına girmiş olması kiralıklara olan talebin tavan yapmasına neden olmuştur.
Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 65’i kiracı konumundadır. Kiralık konuta en çok talep gösteren kesimleri devlet memurları, alt-orta gelirli çalışanlar ve öğrenciler olarak sıralayabiliriz. Belirli periyotlarda başka illere tayin olan devlet memurları, bu nedenle konut satın almaktan çok kiralamayı tercih etmektedirler. Aynı şekilde üniversiteyi bitirene kadar 4-5 yıllık bir süre için başka bir şehirde ikamet edecek olan üniversite öğrencilerinin de tercihi kiralık konutlardır. Alt ve orta gelirli çalışanlar da konut satın almak için gerekli birikimi yapamadıkları için kiralık konutları tercih etmektedir.
Memur atamaları, evlilik ve öğrenci
Ülkemizde yaklaşık 3 milyon kamu personeli bulunmaktadır. Yaz aylarında öğretmen, asker, polis ve sağlık memurları başta olmak üzere 200 bini aşkın memur başka illere tayin olmaktadır. Aileleri de hesaba katıldığında yaklaşık 500 bin kişinin bu süreçten etkilendiği söylenebilir. Devlet memurlarının atama tercihlerinde doğudan batıya doğru bir hareketlilik söz konusudur. Ankara, öğretmenlerin atamalarında en çok tercih edilen il olurken, Başkent’i sırasıyla Antalya, İstanbul , İzmir ve Bursa izlemektedir. Her yıl yaklaşık 600 bin evlilik gerçekleşirken bunların yüzde 90’ı için yaz mevsimi tercih edilmektedir. Yeni konut satın alanlara ya da ailelerinin yanında yaşayacak olanlara oranla kiralık konutu tercih eden çiftlerin sayısı daha yüksektir. Bu bağlamda, evliliklerin de yaz mevsiminde kiralık konutlardaki talep artışını etkilediği söylenebilir.
Ülkemizde eğitim veren 180 civarındaki devlet ve vakıf üniversitenin 77’si nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu 3 şehrimizde yer almaktadır. Türkiye’de 3 milyonun üzerinde üniversite öğrencisi bulunurken, İstanbul, Ankara ve İzmir’deki toplam üniversite öğrencisi sayısı 1 milyon civarındadır.
2014 yılında gerçekleştirilen Lisans Yerleştirme Sınavı sonrası tercih yaparak üniversiteyi kazanan 922 bin 275 öğrenci ve buna ilaveten ek kontenjandan atanacak öğrencilerle birlikte yaklaşık 1 milyon öğrenci yeni bir hayata başlayacak. Bu noktada üniversiteyi yeni kazananlar kadar, mezun olduktan sonra iş hayatına atılarak yeni bir hayat kuran gençlerin de genellikle yaz döneminde kiralık konut arayışına girdiklerini unutmamak gerekir.
Kentsel dönüşüm ve zorunlu göç
Son yıllarda gayrimenkul piyasasına etki eden farklı etkenler de söz konusudur. Kentsel dönüşüm projeleri ve Suriyeli sığınmacılar bunların başında gelmektedir. Bu iki faktör, mevsime bağlı kalmaksızın genel talebe etki eden iki önemli unsurdur. Ülke genelinde yaygınlaşan kentsel dönüşüm çalışmalarının da kiralık konut talebindeki artışa büyük etkisi olmuştur. Kentsel dönüşüm kapsamında evleri yıkılan vatandaşlar, geçici süre ile kiralık konutlara yerleşmektedir. Kentsel dönüşüm kapsamında vatandaşlara kira yardımı da yapılmaktadır. Türkiye genelinde kira yardımı almak için yaklaşık 6 bin başvuru yapılmıştır.
Son yıllarda kiralık konut piyasasına etki eden bir diğer önemli faktör de Suriyeli sığınmacılar olmuştur. İçişleri Bakanlığı Türkiye’deki Suriyeli sayısını 1 milyon 385 bin olarak açıklamıştır. Başlangıçta sığınmacıların büyük bölümü sınıra yakın illerimizde kendileri için kurulan kamplara yerleştirilmişti. Maddi imkanları iyi olan Suriyeliler ise kiralık konutlara yöneldi. Zamanla sınır kentlerimizdeki Suriyeli sayısının artmasına paralel olarak, Büyükşehirlerimize göç eden Suriyeli sayısı da arttı. Resmi kayıtlara göre İstanbul 330 bin, Gaziantep 220 bin, Hatay 190 bin ve Şanlıurfa 170 bin Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Ankara’da 30 bin, İzmir’de de 13 bin Suriyeli bulunuyor.
Kiralar artıyor
Kiralık konut sorunu sadece büyükşehirlerimize özgü değildir. Özellikle son yıllarda yurt genelinde yaygınlaşan üniversite ağı ile Anadolu’daki birçok küçük il ve ilçemizde de fakülte ve meslek yüksek okulları açılmaktadır. Öğrenciler için yapılan yurt ve benzeri yapıların ihtiyacı karşılayamadığı durumlarda, bu il ve ilçelerimizde de kiralık konutlara yoğun bir ilgi olmakta ancak yeterli sayıda kiralık konut bulunmamasına bağlı sorunlar yaşanmaktadır. Memur sayısındaki artış da bu bağlamda değerlendirilebilir. Mevcut memur sayısının yüzde 40’ı son 10 yılda atanmıştır.
Tüm bu etkenler bir araya geldiğinde artan kiralık konut ihtiyacı karşılanamamaktadır. Belirlenen kira ücretleri, kiralık arayışında olan kesimlerin ödeme imkanlarını zorlar niteliktedir. Kira bedellerinde geçtiğimiz yıllara oranla önemli artışlar meydana gelmektedir. Temmuz 2014 itibari ile yürürlüğe giren madde ile 10 yılını dolduran kiracısını gerekçesiz çıkarma hakkına sahip olan gayrimenkul sahipleri, yeni yapılacak sözleşmelerde yüksek kira bedelleri talep edebileceklerdir.
Kiralık konutlara olan talebin giderek artması, yeni geliştirilen projelerde satış seçeneğinin tercih edilmesi ve yeni yasal düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda geçen yıla göre artış gösteren kira bedellerinin önümüzdeki dönemde de artmaya devam etmesi beklenmektedir.
Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 65’i kiracı konumundadır. Kiralık konuta en çok talep gösteren kesimleri devlet memurları, alt-orta gelirli çalışanlar ve öğrenciler olarak sıralayabiliriz. Belirli periyotlarda başka illere tayin olan devlet memurları, bu nedenle konut satın almaktan çok kiralamayı tercih etmektedirler. Aynı şekilde üniversiteyi bitirene kadar 4-5 yıllık bir süre için başka bir şehirde ikamet edecek olan üniversite öğrencilerinin de tercihi kiralık konutlardır. Alt ve orta gelirli çalışanlar da konut satın almak için gerekli birikimi yapamadıkları için kiralık konutları tercih etmektedir.
Memur atamaları, evlilik ve öğrenci
Ülkemizde yaklaşık 3 milyon kamu personeli bulunmaktadır. Yaz aylarında öğretmen, asker, polis ve sağlık memurları başta olmak üzere 200 bini aşkın memur başka illere tayin olmaktadır. Aileleri de hesaba katıldığında yaklaşık 500 bin kişinin bu süreçten etkilendiği söylenebilir. Devlet memurlarının atama tercihlerinde doğudan batıya doğru bir hareketlilik söz konusudur. Ankara, öğretmenlerin atamalarında en çok tercih edilen il olurken, Başkent’i sırasıyla Antalya, İstanbul , İzmir ve Bursa izlemektedir. Her yıl yaklaşık 600 bin evlilik gerçekleşirken bunların yüzde 90’ı için yaz mevsimi tercih edilmektedir. Yeni konut satın alanlara ya da ailelerinin yanında yaşayacak olanlara oranla kiralık konutu tercih eden çiftlerin sayısı daha yüksektir. Bu bağlamda, evliliklerin de yaz mevsiminde kiralık konutlardaki talep artışını etkilediği söylenebilir.
Ülkemizde eğitim veren 180 civarındaki devlet ve vakıf üniversitenin 77’si nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu 3 şehrimizde yer almaktadır. Türkiye’de 3 milyonun üzerinde üniversite öğrencisi bulunurken, İstanbul, Ankara ve İzmir’deki toplam üniversite öğrencisi sayısı 1 milyon civarındadır.
2014 yılında gerçekleştirilen Lisans Yerleştirme Sınavı sonrası tercih yaparak üniversiteyi kazanan 922 bin 275 öğrenci ve buna ilaveten ek kontenjandan atanacak öğrencilerle birlikte yaklaşık 1 milyon öğrenci yeni bir hayata başlayacak. Bu noktada üniversiteyi yeni kazananlar kadar, mezun olduktan sonra iş hayatına atılarak yeni bir hayat kuran gençlerin de genellikle yaz döneminde kiralık konut arayışına girdiklerini unutmamak gerekir.
Kentsel dönüşüm ve zorunlu göç
Son yıllarda gayrimenkul piyasasına etki eden farklı etkenler de söz konusudur. Kentsel dönüşüm projeleri ve Suriyeli sığınmacılar bunların başında gelmektedir. Bu iki faktör, mevsime bağlı kalmaksızın genel talebe etki eden iki önemli unsurdur. Ülke genelinde yaygınlaşan kentsel dönüşüm çalışmalarının da kiralık konut talebindeki artışa büyük etkisi olmuştur. Kentsel dönüşüm kapsamında evleri yıkılan vatandaşlar, geçici süre ile kiralık konutlara yerleşmektedir. Kentsel dönüşüm kapsamında vatandaşlara kira yardımı da yapılmaktadır. Türkiye genelinde kira yardımı almak için yaklaşık 6 bin başvuru yapılmıştır.
Son yıllarda kiralık konut piyasasına etki eden bir diğer önemli faktör de Suriyeli sığınmacılar olmuştur. İçişleri Bakanlığı Türkiye’deki Suriyeli sayısını 1 milyon 385 bin olarak açıklamıştır. Başlangıçta sığınmacıların büyük bölümü sınıra yakın illerimizde kendileri için kurulan kamplara yerleştirilmişti. Maddi imkanları iyi olan Suriyeliler ise kiralık konutlara yöneldi. Zamanla sınır kentlerimizdeki Suriyeli sayısının artmasına paralel olarak, Büyükşehirlerimize göç eden Suriyeli sayısı da arttı. Resmi kayıtlara göre İstanbul 330 bin, Gaziantep 220 bin, Hatay 190 bin ve Şanlıurfa 170 bin Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Ankara’da 30 bin, İzmir’de de 13 bin Suriyeli bulunuyor.
Kiralar artıyor
Kiralık konut sorunu sadece büyükşehirlerimize özgü değildir. Özellikle son yıllarda yurt genelinde yaygınlaşan üniversite ağı ile Anadolu’daki birçok küçük il ve ilçemizde de fakülte ve meslek yüksek okulları açılmaktadır. Öğrenciler için yapılan yurt ve benzeri yapıların ihtiyacı karşılayamadığı durumlarda, bu il ve ilçelerimizde de kiralık konutlara yoğun bir ilgi olmakta ancak yeterli sayıda kiralık konut bulunmamasına bağlı sorunlar yaşanmaktadır. Memur sayısındaki artış da bu bağlamda değerlendirilebilir. Mevcut memur sayısının yüzde 40’ı son 10 yılda atanmıştır.
Tüm bu etkenler bir araya geldiğinde artan kiralık konut ihtiyacı karşılanamamaktadır. Belirlenen kira ücretleri, kiralık arayışında olan kesimlerin ödeme imkanlarını zorlar niteliktedir. Kira bedellerinde geçtiğimiz yıllara oranla önemli artışlar meydana gelmektedir. Temmuz 2014 itibari ile yürürlüğe giren madde ile 10 yılını dolduran kiracısını gerekçesiz çıkarma hakkına sahip olan gayrimenkul sahipleri, yeni yapılacak sözleşmelerde yüksek kira bedelleri talep edebileceklerdir.
Kiralık konutlara olan talebin giderek artması, yeni geliştirilen projelerde satış seçeneğinin tercih edilmesi ve yeni yasal düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda geçen yıla göre artış gösteren kira bedellerinin önümüzdeki dönemde de artmaya devam etmesi beklenmektedir.