Konut Haberleri
28 Şub 2016 08:33 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 04:06

Konut kredisi kullananlar dikkat! Eş onayı olmadan...

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarihi hükmüne göre, artık eşin onayı alınmayan evlerin ipoteği geçersiz sayılacak.

Konut kredisi kullananlar dikkat! Eş onayı olmadan...
Ev satışı ya da ipotek de emsal karar... Bursa’da bir vatandaş, bankadan aldığı kredinin teminatı olarak, ailesiyle oturduğu tapusu kendi üzerine olan evini ipotek ettirdi. Ancak kredi borcunu ödeyemeyince, banka, ev için icra takibi başlattı. Borçlu vatanda- şın karısı durumu öğrenince “ipotek edilen evin aile konutu” olduğunu belirtip, banka tarafından konulan ipoteğin kaldırılması talebiyle dava açtı. gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı reddetti. Yerel mahkeme kararında, “ev sahibinin birden fazla taşınmazının olduğu, davalı bankanın söz konusu evin aile konutu olduğunu bildiğinin kanıtlanamadığı” belirtildi.

Borçlunun eşi temyiz etti
Borçlu vatandaşın karısı kararı temyiz etti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Bozma kararında, Yargı- tay Hukuk Genel Kurulu’nun bu konuda yeni bir uygulamaya geçtiği belirtildi. Kararda, Türk Medeni Kanunu’nun “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” diyen 194. maddesine vurgu yapılarak, şu ifadeler kullanıldı: “Bu hüküm, ‘aile konutu’ şerhi konulmuş olmasa da, eşlerin birlikte yaşadıkları konut üzerinde tek başına fiili ehliyetlerini sınırlandırıyor. Tapuya ‘aile konutu’ şerhi düşülmemiş olsa bile, o konut aile konutu özelliği taşır.”

Türk Medeni Kanunu...
Türk Medeni Kanunu gereği bazı hukuksal işlemlerin eşin rızasına bağlı olduğu ve bununla “aile birliğinin korunmasının amaçlandığı” kaydedilen Yargıtay kararında şöyle denildi: “Aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi ‘tek başına’ bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma ancak diğer eşin açık rızası alınarak yapılabilir. Her ne kadar ipotek, doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötü niyetli ve muvazaalı işlemleriyle aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işleminde diğer eşin açık rızası şarttır. Yapılan soruşturmada, dava konusu taşınmazın davacı ve eşinin aile konutu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı banka, bu işlem sırasında davacı kadının işleme açık izin verdiğini kesin olarak ispat edememiştir. Bu çerçevede, eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin (ipoteğin) geçerli olduğunu kabul etmek imkânsızdır.”