Ekonomi
31 Mayıs 2016 07:27
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 04:23
Kıdem tazminatında Avusturya modeli
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Çalışma Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmesi sonrasında yeni kıdem tazminatı sistemi için bireysel hesap ve 15 günlük kıdeme dayalı Avusturya modelinin öne çıktığını söyledi...
Kıdem tazminatında Brezilya ile birlikte gündeme gelen Avusturya
modelinin Türkiye’de de uygulanabilirliğinin kararlaştırıldığı öne
sürüldü. Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir,
geçtiğimiz günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman
Soylu ile görüştüğünü ve kendisine çok ümit verdiğini söyledi.
Özdebir, “Bizim gündeme getirdiğimiz Avusturya modelini yerinde incelediler. Bu modeli herhalde gerçekleştirecekler. Temel olarak Avusturya’da bu modeli sendikalar teşvik etmiş” dedi. Özdebir, Avusturya modelinde kıdem tazminatı hesaplanmasında dikkate alınan sürenin 15 gün olduğunu, Türkiye’de ise 30 gün olduğunu dile getiren Özdebir, yeni sistemle işverene yüzde 8 olan maliyetin 3.8’lere ineceğini belirtti. Ayrıca sistem bireysel kıdem hesabı oluşturulmasına dayanıyor.
Özdebir, bir grup gazeteciyle yaptığı sohbet toplantısında kıdem tazminatına yönelik yeni sisteme Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) çok sıcak bakmadığını ifade ederek, mevcut sistemde haklı sebeple sözleşmenin fes edilmesi halinde kıdem tazminatı ödenmediğini ancak yeni sistemde herkesin kıdem alabileceği gerekçesini ortaya koyduğunu anlattı. Özdebir, “Haklı fesihte çalışan işten çıkartıldığında kıdem tazminatı ödenmiyor. ‘Ödemediğimiz yükü peşinen ödemeye başlamış olacağız’ diyen var. Örneğin hırsızlık ya da kavgadan dolayı işten çıkartılan bir kişiye kıdem tazminatı ödenmiyor, kıdemi yanıyor. Şimdi onlar da alabilecek” açıklamasını yaptı.
“Çalışanlar varsa biz varız” diyen Özdebir, işçi ve işveren bir araya geldiğinde bir değer yaratıldığını söyledi. 1976 yılında lokavt ilan etmek zorunda kaldığını anlatan Özdebir, “Tüm çalışanları uzaklaştırdık. Babamla ben tek başımıza kaldık. Her işi yeniden öğretmek zorunda kaldık. Fabrikadan insanları çıkardığında geriye bina ve makina kalır. İnsanlarla değer kazanır fabrika. Çin düşük maliyetlerle rekabet ortamını altüst etti. İşletmelerin eski karları kalmadı. Her şeyden tasarruf etmeleri lazım ki rekabet edebilsinler. Rekabet gücü açısından bazı acı reçetelerin uygulanabiliyor olması lazım. Hükümetler yeni seçildikleri zaman yaparsa yapar, seçim yaklaşınca yapabilme imkanları kalmaz” dedi.
Avusturya modeli nedir?
Avusturya 2003 yılında kıdem tazminatı sisteminde değişikliğe gitti. Yapılan değişiklikte, mevcut iş sözleşmeleri devam eden işçilere hem eski sistemle devam etme, hem de yeni sisteme geçiş hakkı tanındı. Her ay işverenlerin işçiler için ödedikleri brüt ücretin yüzde 1.53’ünü kendi seçtikleri bireysel kıdem tazminatı hesabına aktarmasını öngören yeni sistemde, hesapta biriken paraların işçiye ödenmesinde de iki şart aranıyor. Bunlar “işçi adına üç yıl boyunca prim yatırılmış olması ve iş sözleşmesinin işçi tarafından kendi arzu ve iradesiyle feshedilmemesi” olarak sıralanıyor. Hesaptaki para işçi hiç çalışmazsa emeklilikte, eğer çalışırsa ikinci çalışmasındaki sürelere bağlı olarak ödeniyor. Aynı şekilde işçi iş gücü piyasasından çıkar, başka bir ülkeye gider, kendi işini kurar yahut çocuk bakımı amacıyla çalışmaktan vazgeçerse de; işten çıktığı tarihten sonra 5 yıl geçmesi şartıyla hesabında biriken parayı çekebiliyor.
İflas erteleme sayısındaki artışa ilişkin bir soru üzerine Özdebir, geçmişte iflas erteleme kararlarının hakimler heyeti tarafından verilmesini istediklerini anımsattı. Kararı bir hakim verdiğinde etki altında kalabildiğini savunan Özdebir, “Bu işlerde belli illerde yoğunlaşma var. Ağırlıklı bir kısmı Kocaeli’de açılıyor. Firmalar aslında Kocaeli firması değil. Kocaeli’den kararı kolay alabildikleri için merkezlerini orada bir ofise taşıyorlar. Oradan müracaat ediyorlar. Demek ki orada böyle bir organizasyon var. (Biz sana iflas erteleme kararı alırız abi) mekanizması çalışıyor” bilgisini verdi. Kocaeli gibi Anadolu’da birkaç il daha bulunduğunu anlatan Özdebir, “Türkiye’de bilirkişi müessesinin nasıl çalıştığını hepimiz biliyoruz. Bilirkişi müessesi gibi orada bir menfaat ilişkisinin de dahil olduğu bir sistem var. ‘Hakimler de bunun içindedir.’ demiyorum. Bilirkişi, danışmanlar, avukatlar öyle. Herkes şirket merkezini Kocaeli’ne taşıyor” dedi.
Vergi aflarına karşı olduklarını ancak yapılandırmaların olduğu dönemlerde tatil modelinin uygulanmasını öneren Özdebir, “Ekonominin en sıkıştığı dönemde borçların yapılandırılması gündeme geliyor. İnsanlar zaten parası olsa devlete borçlarını öder. Borç olunca, ihaleye giremiyorsun, her yerde karşına çıkıyor, sıkı takip ediliyor. Sıkıştığı dönemde tatil etmek lazım. Örneğin büyüme hızı yüzde 4’ün altına düştüğü dönemde borç yapılandırmalarını tatil etmek lazım. Şu an tatil dönemi, üç aylık tatil nefes aldırır” dedi.
Özdebir, “Bizim gündeme getirdiğimiz Avusturya modelini yerinde incelediler. Bu modeli herhalde gerçekleştirecekler. Temel olarak Avusturya’da bu modeli sendikalar teşvik etmiş” dedi. Özdebir, Avusturya modelinde kıdem tazminatı hesaplanmasında dikkate alınan sürenin 15 gün olduğunu, Türkiye’de ise 30 gün olduğunu dile getiren Özdebir, yeni sistemle işverene yüzde 8 olan maliyetin 3.8’lere ineceğini belirtti. Ayrıca sistem bireysel kıdem hesabı oluşturulmasına dayanıyor.
Özdebir, bir grup gazeteciyle yaptığı sohbet toplantısında kıdem tazminatına yönelik yeni sisteme Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) çok sıcak bakmadığını ifade ederek, mevcut sistemde haklı sebeple sözleşmenin fes edilmesi halinde kıdem tazminatı ödenmediğini ancak yeni sistemde herkesin kıdem alabileceği gerekçesini ortaya koyduğunu anlattı. Özdebir, “Haklı fesihte çalışan işten çıkartıldığında kıdem tazminatı ödenmiyor. ‘Ödemediğimiz yükü peşinen ödemeye başlamış olacağız’ diyen var. Örneğin hırsızlık ya da kavgadan dolayı işten çıkartılan bir kişiye kıdem tazminatı ödenmiyor, kıdemi yanıyor. Şimdi onlar da alabilecek” açıklamasını yaptı.
“Çalışanlar varsa biz varız” diyen Özdebir, işçi ve işveren bir araya geldiğinde bir değer yaratıldığını söyledi. 1976 yılında lokavt ilan etmek zorunda kaldığını anlatan Özdebir, “Tüm çalışanları uzaklaştırdık. Babamla ben tek başımıza kaldık. Her işi yeniden öğretmek zorunda kaldık. Fabrikadan insanları çıkardığında geriye bina ve makina kalır. İnsanlarla değer kazanır fabrika. Çin düşük maliyetlerle rekabet ortamını altüst etti. İşletmelerin eski karları kalmadı. Her şeyden tasarruf etmeleri lazım ki rekabet edebilsinler. Rekabet gücü açısından bazı acı reçetelerin uygulanabiliyor olması lazım. Hükümetler yeni seçildikleri zaman yaparsa yapar, seçim yaklaşınca yapabilme imkanları kalmaz” dedi.
Avusturya modeli nedir?
Avusturya 2003 yılında kıdem tazminatı sisteminde değişikliğe gitti. Yapılan değişiklikte, mevcut iş sözleşmeleri devam eden işçilere hem eski sistemle devam etme, hem de yeni sisteme geçiş hakkı tanındı. Her ay işverenlerin işçiler için ödedikleri brüt ücretin yüzde 1.53’ünü kendi seçtikleri bireysel kıdem tazminatı hesabına aktarmasını öngören yeni sistemde, hesapta biriken paraların işçiye ödenmesinde de iki şart aranıyor. Bunlar “işçi adına üç yıl boyunca prim yatırılmış olması ve iş sözleşmesinin işçi tarafından kendi arzu ve iradesiyle feshedilmemesi” olarak sıralanıyor. Hesaptaki para işçi hiç çalışmazsa emeklilikte, eğer çalışırsa ikinci çalışmasındaki sürelere bağlı olarak ödeniyor. Aynı şekilde işçi iş gücü piyasasından çıkar, başka bir ülkeye gider, kendi işini kurar yahut çocuk bakımı amacıyla çalışmaktan vazgeçerse de; işten çıktığı tarihten sonra 5 yıl geçmesi şartıyla hesabında biriken parayı çekebiliyor.
İflas erteleme sayısındaki artışa ilişkin bir soru üzerine Özdebir, geçmişte iflas erteleme kararlarının hakimler heyeti tarafından verilmesini istediklerini anımsattı. Kararı bir hakim verdiğinde etki altında kalabildiğini savunan Özdebir, “Bu işlerde belli illerde yoğunlaşma var. Ağırlıklı bir kısmı Kocaeli’de açılıyor. Firmalar aslında Kocaeli firması değil. Kocaeli’den kararı kolay alabildikleri için merkezlerini orada bir ofise taşıyorlar. Oradan müracaat ediyorlar. Demek ki orada böyle bir organizasyon var. (Biz sana iflas erteleme kararı alırız abi) mekanizması çalışıyor” bilgisini verdi. Kocaeli gibi Anadolu’da birkaç il daha bulunduğunu anlatan Özdebir, “Türkiye’de bilirkişi müessesinin nasıl çalıştığını hepimiz biliyoruz. Bilirkişi müessesi gibi orada bir menfaat ilişkisinin de dahil olduğu bir sistem var. ‘Hakimler de bunun içindedir.’ demiyorum. Bilirkişi, danışmanlar, avukatlar öyle. Herkes şirket merkezini Kocaeli’ne taşıyor” dedi.
Vergi aflarına karşı olduklarını ancak yapılandırmaların olduğu dönemlerde tatil modelinin uygulanmasını öneren Özdebir, “Ekonominin en sıkıştığı dönemde borçların yapılandırılması gündeme geliyor. İnsanlar zaten parası olsa devlete borçlarını öder. Borç olunca, ihaleye giremiyorsun, her yerde karşına çıkıyor, sıkı takip ediliyor. Sıkıştığı dönemde tatil etmek lazım. Örneğin büyüme hızı yüzde 4’ün altına düştüğü dönemde borç yapılandırmalarını tatil etmek lazım. Şu an tatil dönemi, üç aylık tatil nefes aldırır” dedi.