Kentsel dönüşümle 6 bin 939 hektarlık riskli alan belirlendi!

Kentsel dönüşüm kapsamında riskli alanlarda planlama çalışmalarının sürdüğünü belirten Güllüce, bunun devamında uzlaşma görüşmelerinin başlayacağını söyledi. Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Güllüce, şöyle konuştu: “Riskli alan ilan edilme sebebi zemin yapısındaki sıvılaşma, depremsellik, heyelan, kaya düşmesi, su taşkını sahası içinde yer alması gibi nedenlere dayanıyorsa Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın görüşü alınarak alana ait daha önceden alınmış herhangi bir afete maruz bölge kararı olup olmadığı belirlenir. Şayet afete maruz bölge kararı alınmışsa, alan yerleşime kapatılıp, rezerv yapı alanları belirlenerek alandaki hak sahiplerinin bu yerleşim alanına taşınmaları sağlanır. Daha evvel afete maruz bölge kararı alınmamışsa ve mevcut jeolojik etüd raporlarında alan önemli alanlar sınırları dahilinde kalıyorsa projelendirme sürecinde söz konusu riskin önüne geçilmesi için gerekli önlemler alınarak dönüşüm planlanır. 6306 Sayılı Kanun kapsamında Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye genelinde 106 adet alan ilan edilirken, toplam 6 bin 939 hektarlık alanı kapsıyor. Söz konusu alanların 28’inde dönüşüm uygulamalarındaki işlemler bakanlığımızca yürütülürken, 68’inde ilgili belediyenin talebiyle yetki devri yapıldı.

ORAN NETLEŞECEK

Uygulaması yürütülen riskli alanlara ilişkin planlama çalışmaları dört aşamadan oluşuyor. Birinci aşama alanın jeolojik ve jeoteknik etüd raporlarını içeriyor. İkinci aşamada alanda yaşayan hak sahipleri belirleniyor. Üçüncü aşama ikinci aşamadaki verilere dayalı olarak alanın imar planları yapılıyor. Dördüncü aşama ise dönüşüm modelleri çerçevesinde alandaki hak sahipleriyle uzlaşma görüşmelerini kapsıyor. Bu aşamada alandaki hak sahipleriyle birebir görüşmeler yapılarak alanda yapılacak uygulamaya, hak sahibi olduğu taşınmazın değeri ve alacağı konutun değerine, 6306 Sayılı Kanun kapsamında faydalanacağı finansal desteklere ilişkin bilgi verilerek uzlaşma sağlanmasını hedefliyoruz. Tüm riskli alanlarda planlama çalışmaları devam ediyor. Planlama çalışmalarının tamamlanmasının ardından gerçekleştirilecek uzlaşma görüşmeleri sonrasında hak sahiplerine tahsis edilecek alanların oranı ortaya çıkacak. Projeler alanın büyüklüğü ve dönüşümün sosyal boyutu ele alındığında farklılık gösterebilir. Bu bağlamda her alanda uygulanan yöntem ve süreç farklı olabiliyor.”

Hürriyet