Kentsel Dönüşüm
05 Şub 2014 10:28
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 00:52
Kentsel dönüşümde yıkım var kural yok
Kentsel dönüşüm kapsamında 20 yılda Türkiye genelinde 6.5 milyon konutun yenilenmesi planlanırken hala bir yıkım yönetmeliği yok
Ankara Altındağ’da, kentsel dönüşüm kapsamında
yıkımı yapılan 5 katlı binanın göçerek yanındaki gecekonduyu yerle
bir etmesi, Türkiye ’deki yıkımların ne kadar güvenli olduğu
sorusunu akla getirdi. Hürriyet'ten Gülistan Alagöz'ün haberine
göre, yıkım konusunda faaliyet gösteren firma ve teknik eleman
sayısının ihtiyacı karşılamada yetersiz kaldığını söyleyen
Yıkım Müteahhitleri Derneği Başkanı Mehmet Ali
Bulut, “Yıkım yapan firma sayısı son iki yılda 50’den
300’e kadar çıktı. Ancak bunların en fazla 5 tanesi yeterli alt
yapıya sahip” dedi. Bulut, 1999 depremi öncesi her yıl ortalama 250
bina yıkımının yapıldığını, bugün ise bu rakamın 20 binlere
ulaştığını söyledi.
Bina yıkımı konusunda uzmanlaşma olmadığını belirten Bulut, hafriyat, hurda geri dönüşüm alanında faaliyet gösteren firmaların sektörde belli bir standart olmadığı için yıkım da gerçekleştirdiğini iddia etti. Firmaların kentsel dönüşümdeki yıkım talebini karşılamada yetersiz kalacağını söyleyen Bulut, “Her bir firma kapasitesini arttırarak çalışsa dahi yılda profesyonel anlamda en fazla 10 bin bina yıkılabilir. Ama sokak arası iş yapanları da dahil edersek bu rakam artar” dedi.
Belge zorunlu olacak
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yıkım yönetmeliği konusunda çalıştığını söyleyen Mehmet Ali Bulut şunları söyledi: “Yönetmelik sorunu çözmek için yeterli değil. Bu alanda uzman kişiler yetiştirilmeli ve firmalar sürekli denetlenmeli. Bu alanda fırsat görenler sektörü büyütecek. Kontrolsüz büyümenin önüne geçmek içim yasal düzenleme şart.” Yıkım sektöründeki iş kalitesinin her geçen gün daha iyiye gittiğini ancak henüz istenilen seviyelerde olmadığını belirten KENTDER (Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Derneği) Başkanı Rıza Hüseyin Erkanlı, “Sektöre olan ilgi nedeniyle yıkım firması adı altında çalışan onlarca firma bulunuyor. Ancak yeni yönetmelikle beraber yıkım firmalarının yıkım müteahhitliği belgesi alması zorunlu hale gelecektir. Bu belgeyi alamayan firmalar yıkım hizmetlerini veremeyecek” dedi.
Teknik belli olmalı
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım ise Türkiye’de yeterli mühendis ve teknik eleman bulunduğunu söyledi. Bina yıkımlarındaki tüm süreçten inşaat şirketinin sorumlu olduğunu söyleyen Durbakayım, gerekli önlemler alındığında kentsel dönüşümde hiçbir sorun yaşanmayacağını ifade etti. Türkiye’deki müteahhit firmaların sayısal fazlalığını eleştiren Durbakayım, kentsel dönüşüm işlerinin uzman şirketlerce yapılması gerektiğine dikkat çekti. Yıkım konusunda bir yönetmelik olmadığını söyleyen Durbakayım, “Binanın nasıl yapılacağı belliyse nasıl, hangi teknikle yıkılacağı da belli olmalı. Şu an sadece yıkım ruhsatı alınıp, çevresel etkilere bakılıyor. Ama bu binayı nasıl yıkacaksın sorusu sorulmuyor” dedi.
‘Komşu bina’ riski
Yıkımda yaşanan can kaybı ihmal zincirini gözler önüne serdi. Ruhsatsız yıkım yapılamayacağına dikkat çeken TMMOB, “Tüm kentsel dönüşüm yıkımlarında belediye ekiplerinin çevrede inceleme yapması gerekiyor. Belediyenin nasıl izin verdiği soruşturulmalı. Kontrol etmeden izin verenler için ağır suç vardır. Eğer inceleme yapıldıktan sonra yıkım başladıysa çevredeki binalar boşaltılmalıydı. Burada sorumluluk belediyenin” dedi. Hayatını kaybeden Öcal Çetinkaya ise toprağa verildi. Aile, ölümün ihmal yüzünden olduğu iddiasıyla dava açmaya hazırlanıyor.
Alttan çökertme yasaklanmalı
Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacak binaların ortalama kat yüksekliklerinin 4-5 kat olduğunu söyleyen Yıkım Müteahhitleri Derneği Başkanı Mehmet Ali Bulut doğru yıkım tekniğini şöyle anlattı; “Yıkım işlemini yapacak iş makinası yıkılacak binanın en üst noktasına ulaşacak düzeyde olmalı. Ulaşamadığı noktalara ise uygun mini makinalarla çalışılmalı. Alt katlardan çökertme dediğimiz yöntem ucuz olduğu için seçiliyor. Ancak bu sistem oldukça tehlikeli. Çünkü binanın yüzde 100 nereye çökeceğini bilmemize imkan yok. Bina iş makinasının üstüne ya da yan binaya çökebilir. Yeni yönetmelikle bu sistemin yasaklanmasını bekliyoruz.” Türkiye’de Avrupa standartlarında dinamitli yıkım yapılmasının mümkün olduğunu söyleyen Bulut, bu yıkımların bitişik nizam olmayan ve etrafında yeterince güvenli alana sahip yapılarda kullanıldığını kaydetti. Dinamitli yani patlayıcılı yıkım konusunda bir yasaklama olmamasına karşın uygulamada sorun olduğunu belirten Bulut, “Patlayıcı maddeleri alınca en fazla 2 gün elimizde bulundurabiliyoruz. Oysa bunu binaya yerleştirmek için daha uzun süreye ihtiyacımız var. Yeni yönetmelikle bu konuda da düzenleme olacak” dedi.
Bina yıkımı konusunda uzmanlaşma olmadığını belirten Bulut, hafriyat, hurda geri dönüşüm alanında faaliyet gösteren firmaların sektörde belli bir standart olmadığı için yıkım da gerçekleştirdiğini iddia etti. Firmaların kentsel dönüşümdeki yıkım talebini karşılamada yetersiz kalacağını söyleyen Bulut, “Her bir firma kapasitesini arttırarak çalışsa dahi yılda profesyonel anlamda en fazla 10 bin bina yıkılabilir. Ama sokak arası iş yapanları da dahil edersek bu rakam artar” dedi.
Belge zorunlu olacak
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yıkım yönetmeliği konusunda çalıştığını söyleyen Mehmet Ali Bulut şunları söyledi: “Yönetmelik sorunu çözmek için yeterli değil. Bu alanda uzman kişiler yetiştirilmeli ve firmalar sürekli denetlenmeli. Bu alanda fırsat görenler sektörü büyütecek. Kontrolsüz büyümenin önüne geçmek içim yasal düzenleme şart.” Yıkım sektöründeki iş kalitesinin her geçen gün daha iyiye gittiğini ancak henüz istenilen seviyelerde olmadığını belirten KENTDER (Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Derneği) Başkanı Rıza Hüseyin Erkanlı, “Sektöre olan ilgi nedeniyle yıkım firması adı altında çalışan onlarca firma bulunuyor. Ancak yeni yönetmelikle beraber yıkım firmalarının yıkım müteahhitliği belgesi alması zorunlu hale gelecektir. Bu belgeyi alamayan firmalar yıkım hizmetlerini veremeyecek” dedi.
Teknik belli olmalı
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım ise Türkiye’de yeterli mühendis ve teknik eleman bulunduğunu söyledi. Bina yıkımlarındaki tüm süreçten inşaat şirketinin sorumlu olduğunu söyleyen Durbakayım, gerekli önlemler alındığında kentsel dönüşümde hiçbir sorun yaşanmayacağını ifade etti. Türkiye’deki müteahhit firmaların sayısal fazlalığını eleştiren Durbakayım, kentsel dönüşüm işlerinin uzman şirketlerce yapılması gerektiğine dikkat çekti. Yıkım konusunda bir yönetmelik olmadığını söyleyen Durbakayım, “Binanın nasıl yapılacağı belliyse nasıl, hangi teknikle yıkılacağı da belli olmalı. Şu an sadece yıkım ruhsatı alınıp, çevresel etkilere bakılıyor. Ama bu binayı nasıl yıkacaksın sorusu sorulmuyor” dedi.
‘Komşu bina’ riski
Yıkımda yaşanan can kaybı ihmal zincirini gözler önüne serdi. Ruhsatsız yıkım yapılamayacağına dikkat çeken TMMOB, “Tüm kentsel dönüşüm yıkımlarında belediye ekiplerinin çevrede inceleme yapması gerekiyor. Belediyenin nasıl izin verdiği soruşturulmalı. Kontrol etmeden izin verenler için ağır suç vardır. Eğer inceleme yapıldıktan sonra yıkım başladıysa çevredeki binalar boşaltılmalıydı. Burada sorumluluk belediyenin” dedi. Hayatını kaybeden Öcal Çetinkaya ise toprağa verildi. Aile, ölümün ihmal yüzünden olduğu iddiasıyla dava açmaya hazırlanıyor.
Alttan çökertme yasaklanmalı
Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacak binaların ortalama kat yüksekliklerinin 4-5 kat olduğunu söyleyen Yıkım Müteahhitleri Derneği Başkanı Mehmet Ali Bulut doğru yıkım tekniğini şöyle anlattı; “Yıkım işlemini yapacak iş makinası yıkılacak binanın en üst noktasına ulaşacak düzeyde olmalı. Ulaşamadığı noktalara ise uygun mini makinalarla çalışılmalı. Alt katlardan çökertme dediğimiz yöntem ucuz olduğu için seçiliyor. Ancak bu sistem oldukça tehlikeli. Çünkü binanın yüzde 100 nereye çökeceğini bilmemize imkan yok. Bina iş makinasının üstüne ya da yan binaya çökebilir. Yeni yönetmelikle bu sistemin yasaklanmasını bekliyoruz.” Türkiye’de Avrupa standartlarında dinamitli yıkım yapılmasının mümkün olduğunu söyleyen Bulut, bu yıkımların bitişik nizam olmayan ve etrafında yeterince güvenli alana sahip yapılarda kullanıldığını kaydetti. Dinamitli yani patlayıcılı yıkım konusunda bir yasaklama olmamasına karşın uygulamada sorun olduğunu belirten Bulut, “Patlayıcı maddeleri alınca en fazla 2 gün elimizde bulundurabiliyoruz. Oysa bunu binaya yerleştirmek için daha uzun süreye ihtiyacımız var. Yeni yönetmelikle bu konuda da düzenleme olacak” dedi.