Ekonomi
08 Mayıs 2017 15:32
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 05:09
Kale Grubu ve Rolls-Royce el sıkıştı!
Dünyanın en büyük uçak motor üreticisi Rolls-Royce ile Kale Grubu el sıkıştı. Dev ikili, Türkiye için yerli uçak motorları geliştirecek.
Yüzde 51 Kale Grubu, yüzde 49 Rolls-Royce ortaklığıyla bir şirket
kuracak olan iki grup, başta Türkiye'nin milli savaş uçağı projesi
TF-X olmak üzere, ülkenin sivil ve askeri alanda ihtiyaç duyduğu
uçak motorlarını geliştirmeyi hedefliyor.
Söz konusu girişim sayesinde, Türkiye'nin dünyada az sayıdaki uçak motoru üreticisinden biri olması ve uçak motoru ihracatçısı konumuna yükselmesi bekleniyor.
"Büyük bir üretim hedefinden söz ediyoruz"
Kale Grubu Başkan Yardımcısı Osman Okyay, anlaşmanın imza töreninde yaptığı konuşmada, küresel üretim kabiliyeti ve bilgi birikimlerinin kendilerini Türkiye'nin havacılık ve savunma sanayisi için daha büyük sorumluluklar almaya teşvik ettiğini söyledi.
Türkiye'nin önündeki en büyük hedeflerden birinin kendi uçağını yapmak olduğunu anlatan Okyay, şöyle devam etti:
"Adına TF-X denilen milli savaş uçağından sivil uçaklara kadar çok büyük bir üretim hedefinden söz ediyoruz. Dünyada kendi uçağını üretebilen çok az ülke var ve bu gerçekten çok iddialı olmayı gerektiren bir hedef. Ülkemize ve üretim kabiliyetimize olan inancımız, bizi bu projede rol alma arayışına itti. Bu süreçte karşımıza en az bizim kadar hevesli bir grup olan Rolls-Royce çıktı. Kale Grubu ve Rolls-Royce olarak, ülkemizin sivil ve askeri uçak projelerinin motorlarını tasarlayıp üretmek üzere ortak olma kararı aldık."
"İlk motoru 2023'te uçurmayı hedefliyoruz"
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Okyay, ortaklık sürecinin, Türk mühendislerin işe alınıp onların İngiltere’de eğitimiyle başlayacağını bildirdi.
Sıfırdan bir motor olacağı için projede uzun bir tasarım ve geliştirme dönemi bulunduğunu anlatan ifade eden "İlk motoru 2023'te uçurmak hedefimiz var. Ancak sertifikasyon ve iyileştirme süreçleri bir miktar daha vakit alacaktır. Bizim tahminimiz, bütün sertifikasyon süreçleri tamamlanmış halde en geç 2030 gibi seri üretime başlanmasıdır. İnşallah daha erken de bunu başarırız." dedi.
İleride başka motorların geliştirilmesini de hedeflediklerini aktaran Okyay, kurulacak şirketin adının TAEC Uçak Motor Sanayi AŞ olacağını söyledi.
Cholerton: Türkiye'ye inanıyoruz
Rolls-Royce Savunma ve Havacılık Grubu Başkanı Chris Cholerton da TF-X projesinde milli bir motor geliştirmek üzere Kale Grubu ile birlikte çalışma fırsatına sahip oldukları için mutluluk duyduklarını ifade etti.
Rolls-Royce olarak 2015 yılında bir Gelişmiş Üretim ve Teknoloji Merkezi kurma adımı atarak Türkiye'nin savunma ve havacılıkta küresel oyuncu olma iddiasına inancını ortaya koymuş bir grup olduklarını belirten Cholerton, şöyle konuştu:
"Bu ülkenin bu alandaki hevesi bizi de çok heyecanlandırıyor. Türkiye'nin dünya çapında güçlü bir savunma ve havacılık endüstrisi kurmasında önemli bir rol oynayacağımıza inanıyoruz."
Türkiye'nin savunmada yerlileşme hedefini desteklediklerine işaret eden Cholerton, "Türkiye, bu projenin her aşamasında yer alacak. Sağlayacağı yerel katkıya çok inanıyoruz. İngiltere, Türkiye ile ortak olmak konusunda çok kararlı. Türkiye'ye inanıyoruz. Bu proje de Türkiye'ye bağlılığımızın bir göstergesi. Türkiye'de enerji alanında da bir heves var. Bu ve benzer projelerle kabiliyetimizi buraya taşımak bizim için güzel bir fırsat." değerlendirmesinde bulundu.
Söz konusu girişim sayesinde, Türkiye'nin dünyada az sayıdaki uçak motoru üreticisinden biri olması ve uçak motoru ihracatçısı konumuna yükselmesi bekleniyor.
"Büyük bir üretim hedefinden söz ediyoruz"
Kale Grubu Başkan Yardımcısı Osman Okyay, anlaşmanın imza töreninde yaptığı konuşmada, küresel üretim kabiliyeti ve bilgi birikimlerinin kendilerini Türkiye'nin havacılık ve savunma sanayisi için daha büyük sorumluluklar almaya teşvik ettiğini söyledi.
Türkiye'nin önündeki en büyük hedeflerden birinin kendi uçağını yapmak olduğunu anlatan Okyay, şöyle devam etti:
"Adına TF-X denilen milli savaş uçağından sivil uçaklara kadar çok büyük bir üretim hedefinden söz ediyoruz. Dünyada kendi uçağını üretebilen çok az ülke var ve bu gerçekten çok iddialı olmayı gerektiren bir hedef. Ülkemize ve üretim kabiliyetimize olan inancımız, bizi bu projede rol alma arayışına itti. Bu süreçte karşımıza en az bizim kadar hevesli bir grup olan Rolls-Royce çıktı. Kale Grubu ve Rolls-Royce olarak, ülkemizin sivil ve askeri uçak projelerinin motorlarını tasarlayıp üretmek üzere ortak olma kararı aldık."
"İlk motoru 2023'te uçurmayı hedefliyoruz"
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Okyay, ortaklık sürecinin, Türk mühendislerin işe alınıp onların İngiltere’de eğitimiyle başlayacağını bildirdi.
Sıfırdan bir motor olacağı için projede uzun bir tasarım ve geliştirme dönemi bulunduğunu anlatan ifade eden "İlk motoru 2023'te uçurmak hedefimiz var. Ancak sertifikasyon ve iyileştirme süreçleri bir miktar daha vakit alacaktır. Bizim tahminimiz, bütün sertifikasyon süreçleri tamamlanmış halde en geç 2030 gibi seri üretime başlanmasıdır. İnşallah daha erken de bunu başarırız." dedi.
İleride başka motorların geliştirilmesini de hedeflediklerini aktaran Okyay, kurulacak şirketin adının TAEC Uçak Motor Sanayi AŞ olacağını söyledi.
Cholerton: Türkiye'ye inanıyoruz
Rolls-Royce Savunma ve Havacılık Grubu Başkanı Chris Cholerton da TF-X projesinde milli bir motor geliştirmek üzere Kale Grubu ile birlikte çalışma fırsatına sahip oldukları için mutluluk duyduklarını ifade etti.
Rolls-Royce olarak 2015 yılında bir Gelişmiş Üretim ve Teknoloji Merkezi kurma adımı atarak Türkiye'nin savunma ve havacılıkta küresel oyuncu olma iddiasına inancını ortaya koymuş bir grup olduklarını belirten Cholerton, şöyle konuştu:
"Bu ülkenin bu alandaki hevesi bizi de çok heyecanlandırıyor. Türkiye'nin dünya çapında güçlü bir savunma ve havacılık endüstrisi kurmasında önemli bir rol oynayacağımıza inanıyoruz."
Türkiye'nin savunmada yerlileşme hedefini desteklediklerine işaret eden Cholerton, "Türkiye, bu projenin her aşamasında yer alacak. Sağlayacağı yerel katkıya çok inanıyoruz. İngiltere, Türkiye ile ortak olmak konusunda çok kararlı. Türkiye'ye inanıyoruz. Bu proje de Türkiye'ye bağlılığımızın bir göstergesi. Türkiye'de enerji alanında da bir heves var. Bu ve benzer projelerle kabiliyetimizi buraya taşımak bizim için güzel bir fırsat." değerlendirmesinde bulundu.