Ekonomi
11 Mayıs 2015 07:29
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:40
İstikrar adası Türkiye
MÜSİAD’ın 25. kuruluş yıldönümünde konuşan Davutoğlu, “Şimdi baktığımda, Düyun-u Umumiye neyi temsil ediyorsa, MÜSİAD tam da onun zıddını temsil ediyor” dedi
Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Şimdi baktığımda, Düyun-u Umumiye neyi
temsil ediyorsa, MÜSİAD tam da onun zıddını temsil ediyor”
dedi.
Cevahir Kongre Merkezi’ndeki Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) 25. kuruluş yıldönümü programına katılan Davutoğlu, Osmanlı’nın son asrının direniş odaklarından birinin, ekonomideki bağımsızlığı yitirme konusunda olduğunu belirterek, şunları anlattı:
İstikrar adası Türkiye
“Ben bunu kendi hayatımda çarpıcı şekilde yaşadım. 7 yıl okuduğum İstanbul Lisesi, Düyun-u Umumiye binasıydı. Osmanlı’nın dış borçlarının tahsil edilmesi için yabancı güçlerin Türkiye’de kurdukları müessese. Şimdi baktığımda çocuk yaşta o binaya girdiğimde, o yüksek duvarlar arasında bazı odalar vardı ki kasa odalar. Kapıları da muazzam organize edilmiş. Şimdi baktığımda, Düyun-u Umumiye neyi temsil ediyorsa, MÜSİAD tam da onun zıddını temsil ediyor.”
Türkiye’de iş dünyasının devletle ilişkiler üzerinden zenginleşen bir dünya haline zamanla geldiğini belirten Davutoğlu, devlet üzerinden zenginleşen bir iş dünyası konseptinin oluştuğunu, MÜSİAD’ın ise tam da bunun karşısında ortaya çıktığını vurguladı.
Her dönüm noktasında milletten aldıkları gücü ve enerjiyi, tarihi akışı yönlendirecek şekilde toplumla buluşturarak yola devam edeceklerini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye için kaos senaryoları yapanlar çıkabilir. Etrafımızda bir ateş çemberi var. Suriye, Irak, Lübnan, Libya, Ukrayna, Yemen. Ülkeler parçalanma riskleriyle karşı karşıya. Türkiye ise bütün bu ateş çemberi içinde bir istikrar adası. Demokrasisini sağlam bir şekilde sürdürüyor. Toplumsal gelişmesini özgürlükler temelinde güçlendiriyor ve ekonomik kalkınmasını da dünya ekonomisinin daralmasına ve krizlere rağmen sürdürebiliyor. Bunun arkasındaki temel saik, bütün bu ateş çemberinin ortasında bizi bir arada tutan o tarih mayasıdır. Bu mayayı güçlendireceğiz. Ekonomik anlamda kaos senaryoları çıkaranlar olabilir. Türkiye’de kaos senaryosunun olmasından memnun olacak çevreler olabilir içeride ve dışarıda. Ama gücünü Anadolu’dan ve Rumeli’den, sınırlarımızı genişletmeden büyüttüğümüz gönül coğrafyamızdan alanlar için bu kaos senaryosunun hiçbir karşılığı yoktur.”
* Kısaca Düyun-u Umumiye olarak anılan Osmanlı Genel Borçlarına Tahsis Edilmiş Gelirler İdaresi, 1872’den itibaren Osmanlı İmparatorluğu dış borçlarını denetleyen kurum olarak faaliyet gösterdi. Düyun-u Umumiye, Osmanlı’nın bağımsız maliye ve vergi toplama haklarının bir kısmını elinden aldı. Osmanlı borçlarının geri ödenmesi 1954’e kadar sürdü. Düyun-u Umumiye binası Atatürk’ün emriyle 1933’te İstanbul Lisesi oldu.
Cevahir Kongre Merkezi’ndeki Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) 25. kuruluş yıldönümü programına katılan Davutoğlu, Osmanlı’nın son asrının direniş odaklarından birinin, ekonomideki bağımsızlığı yitirme konusunda olduğunu belirterek, şunları anlattı:
İstikrar adası Türkiye
“Ben bunu kendi hayatımda çarpıcı şekilde yaşadım. 7 yıl okuduğum İstanbul Lisesi, Düyun-u Umumiye binasıydı. Osmanlı’nın dış borçlarının tahsil edilmesi için yabancı güçlerin Türkiye’de kurdukları müessese. Şimdi baktığımda çocuk yaşta o binaya girdiğimde, o yüksek duvarlar arasında bazı odalar vardı ki kasa odalar. Kapıları da muazzam organize edilmiş. Şimdi baktığımda, Düyun-u Umumiye neyi temsil ediyorsa, MÜSİAD tam da onun zıddını temsil ediyor.”
Türkiye’de iş dünyasının devletle ilişkiler üzerinden zenginleşen bir dünya haline zamanla geldiğini belirten Davutoğlu, devlet üzerinden zenginleşen bir iş dünyası konseptinin oluştuğunu, MÜSİAD’ın ise tam da bunun karşısında ortaya çıktığını vurguladı.
Her dönüm noktasında milletten aldıkları gücü ve enerjiyi, tarihi akışı yönlendirecek şekilde toplumla buluşturarak yola devam edeceklerini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye için kaos senaryoları yapanlar çıkabilir. Etrafımızda bir ateş çemberi var. Suriye, Irak, Lübnan, Libya, Ukrayna, Yemen. Ülkeler parçalanma riskleriyle karşı karşıya. Türkiye ise bütün bu ateş çemberi içinde bir istikrar adası. Demokrasisini sağlam bir şekilde sürdürüyor. Toplumsal gelişmesini özgürlükler temelinde güçlendiriyor ve ekonomik kalkınmasını da dünya ekonomisinin daralmasına ve krizlere rağmen sürdürebiliyor. Bunun arkasındaki temel saik, bütün bu ateş çemberinin ortasında bizi bir arada tutan o tarih mayasıdır. Bu mayayı güçlendireceğiz. Ekonomik anlamda kaos senaryoları çıkaranlar olabilir. Türkiye’de kaos senaryosunun olmasından memnun olacak çevreler olabilir içeride ve dışarıda. Ama gücünü Anadolu’dan ve Rumeli’den, sınırlarımızı genişletmeden büyüttüğümüz gönül coğrafyamızdan alanlar için bu kaos senaryosunun hiçbir karşılığı yoktur.”
* Kısaca Düyun-u Umumiye olarak anılan Osmanlı Genel Borçlarına Tahsis Edilmiş Gelirler İdaresi, 1872’den itibaren Osmanlı İmparatorluğu dış borçlarını denetleyen kurum olarak faaliyet gösterdi. Düyun-u Umumiye, Osmanlı’nın bağımsız maliye ve vergi toplama haklarının bir kısmını elinden aldı. Osmanlı borçlarının geri ödenmesi 1954’e kadar sürdü. Düyun-u Umumiye binası Atatürk’ün emriyle 1933’te İstanbul Lisesi oldu.