İşte Amerika'nın en büyüklerinden biri
Springfield’in güneyindeki tepelerde inşaatı halen devam etmekte olan The Pensmore Mansion, Amerika’nın en büyük evleri arasına şimdiden adını yazdırdı. Alanı Beyaz Saray’dan daha geniş olan Pensmore Malikânesi’nin sahibi ise beton işiyle uğraşan Steven Huff. Deprem, bombalı saldırı ve füzelere karşı dayanıklı olarak tasarlanan evin gizli geçitlere de sahip olduğu söylentiler arasında yer alıyor. Steven Huff’ın eski bir CIA ajanı olduğu düşünüldüğünde ev ile ilgili ortaya atılan bu tarz söylentiler kulağa çok da garip gelmiyor. Gizemli yapısıyla dikkat çeken yapının bazı bölge sakinleri tarafından askeri bir depo olduğu da ileri sürülüyor.
Springfield’in güneyindeki tepelerde inşaatı halen devam etmekte olan The Pensmore Mansion, Amerika’nın en büyük evleri arasına şimdiden adını yazdırdı. Alanı Beyaz Saray’dan daha geniş olan Pensmore Malikânesi’nin sahibi ise beton işiyle uğraşan Steven Huff. Deprem, bombalı saldırı ve füzelere karşı dayanıklı olarak tasarlanan evin gizli geçitlere de sahip olduğu söylentiler arasında yer alıyor. Steven Huff’ın eski bir CIA ajanı olduğu düşünüldüğünde ev ile ilgili ortaya atılan bu tarz söylentiler kulağa çok da garip gelmiyor. Gizemli yapısıyla dikkat çeken yapının bazı bölge sakinleri tarafından askeri bir depo olduğu da ileri sürülüyor.
2008 yılında inşaatına başlanan Pensmore Malikânesi’nin yapısı yalıtım betonlarından oluşuyor. Huff, inşa ettirdiği evin 2000 yıl sonra bile dimdik ayakta duracağını iddia ediyor ve evi yaptırma amaçlarından birinin yalıtım betonu inşaat tekniklerinin büyük ölçekte uygulanabileceğini kanıtlamak olduğunu ifade ediyor. Kendi kendine yetebilen bir ev olarak dizayn edilen Pensmore Malikânesi, özel yalıtım sistemi ile iç ısısını hava şartlarına göre düzenleyip ayarlayabiliyor. Ferah bir iç dizayna sahip olan evin özellikle balo salonunda tavan yüksekliği 10 metreye kadar çıkabiliyor. Evi tasarlarken kızının ve eşinin fikirlerinden de faydalanan Huff, evdeki teknik detayları kendisinin belirlediğini fakat geriye kalan bütün güzel dokunuşların ailesinden geldiğini belirtiyor.
Bina planında jeotermal enerji ve güneş enerjisi gibi doğal enerji kaynakları ile ısıtılması öngörülen Pensmore Malikânesi’ne aynı zamanda yağmur suyunu kullanılabilir suya dönüştürebilecek bir teknoloji entegre edilmesi de planlanıyor. Çevre dostu dev bir ev inşa ederek inşaat metotlarına yeni bir soluk kazandırmak isteyen Huff, yakın bir gelecekte bütün hastane, okul ve ofis binaları gibi yapıların benzer bir teknolojisi ile inşa edileceğini ileri sürüyor.İnşaatı bütünüyle betondan oluşan Pensmore Malikânesi, “helix” adı verilen özel çeliklerle destekleniyor ve Huff’ın da iddia ettiği ortaya milenyumlar boyunca ayakta kalacak bir yapı ortaya çıkıyor.
Evin yer aldığı Ozark Dağları’nda hem yüksek hem de çok düşük sıcaklıklar görülebiliyor. Zaman zaman tornadolara da ev sahipliği yapan sıradağların eşsiz manzarasının en güzel şekilde görülebildiği bir yere konuşlandırılmış olan Pensmore Malikânesi en yeni inşaat teknikleri kullanılarak inşa ediliyor ve bizlere geleceğin evlerinden bir kesit sunuyor. Son olarak Huff, inşa ettiği evin sadece bir aile evi olmadığını, aynı zamanda enerji etkinliği yüksek, çevreci ve her türlü afete veya savaşa dayanabilecek bir yapı olduğuna dikkat çekiyor.