Konut Haberleri
14 Ara 2014 11:47
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:17
İnternetten alışveriş yapanlar dikkat!
Taklit ürün piyasası Türkiye’de 20 milyar dolara ulaştı. İnternet, sahteciliğin en büyük pazarlarından biri haline gelirken, bu yolla alınan her 3 üründen 1’inin sahte olduğu tespit edildi. Yurtdışındaki internet sitelerinden yapılan alışverişlerde de taklit oranı yüzde 30 çıktı
Türkiye’de internetten alınan 3 üründen 1’i sahte çıktı. Dünyada
son 10 yılda 11 kattan fazla büyüyen e-ticaret sektörü, küresel
piyasaya paralel olarak Türkiye’de de taklit ürünlerin satışında
kullanılan en büyük platform haline geldi. Dünya Ticaret Örgütü’ne
göre, global taklit pazarının 350 milyar dolara ulaştığını belirten
Tescilli Markalar Derneği ve 1v1y. com Yönetim Kurulu Başkanı
Tahsin Özlenir, e-ticaretteki patlamanın sahte ürün pazarını
büyüttüğüne dikkat çekti.
Tüketicinin internetten bazen bilerek; ancak, çoğu zaman da farkında olmadan sahte ürünler aldığına dikkat çeken Özlenir, Türkiye’de taklit ürün pazarının 20 milyar dolara ulaştığını, burada internetin payının giderek yükseldiğini söyledi. İnternetten yapılan alışverişte sahte oranının yüzde 33’ü bulduğunu kaydeden Özlenir, “Türkiye’de e-ticaret sektörü 15 milyar lira büyüklüğünde. Bunun 9 milyar lirası, elektronik dahil, giyim, kozmetik, aksesuvar gibi perakende ürünlerden oluşuyor. İnternette satılan taklit ürünler 3 milyar liralık hacme ulaştı. Toplamdaki payına oranlarsak, bu kategorilerde internetten alınan her 3 ürünün 1’i sahte çıkıyor diyebiliriz” şeklinde konuştu.
500 DAVA AÇILDI
Sahte ürünlerin bir kısmının Türkiye’de üretilebildiğini, bir kısmının da paralel ithalatla yurtdışından geldiğini ifade eden Özlenir, “Türkiye taklit malı yalnız üreten değil, ithal de eden bir ülke haline geldi” dedi. E-ticaret sitelerinde satılmak üzere paralel ithalatla ülkeye sokulan yabancı markalı ürünlerin gümrüklerde yapılan denetimde yüzde 10 oranında sahte çıktığını söyleyen Özlenir, “Yabancı markalar, o markanın Türkiye’deki yetkili distribütörlerinden alınmalı. Aksi halde orijinallikten şüphe edilmeli. Şu an Türkiye’de 500 e-ticaret sitesinin sahte ürün satmaktan davası var” diye konuştu. Dünyadaki en büyük taklit üreticisinin yüzde 50 payla Uzakdoğu olduğunu söyleyen Özlenir, şöyle devam etti: “Çin, Kore ve Tayvan başı çekiyor. İkinci grup büyük üretici de Akdeniz Bölgesi. Bu grubun lideri maalesef Türkiye. Bizi İtalya ve Fas takip ediyor. Bu bölgedeki üretim yüzde 80 Avrupa’ya gidiyor. Türkiye’de en çok tekstil ve kozmetik markalarının taklidi üretiliyor.”
‘500 milyon dolar değerinde sahte kozmetik üretimi var’
Türkiye’de sahteciliğin en yoğun olduğu sektörlerden birinin kozmetik olduğunu belirten Selektif Kozmetikçiler Derneği Başkan Yardımcısı ve 1v1y.com ortağı Tekin Acar, “İç piyasada en az 500 milyon dolarlık taklit mal üretildiğini hesapladık” dedi.
CHANEL ETİKETİYLE ALMANYA’YA GİDİYOR
İthalatçı firmaların Mart 2005’e kadar Sağlık Bakanlığı’na ürün formülasyonu verip izin belgesi aldığını hatırlatan Acar, “Bu tarihten itibaren izin belgesi yerine bildirim yapılması yasalaştı. Markaların resmi distribütörleri bu bildirimi yapıyor ancak paralel ithalatçı yapmıyor. Sektörümüzde gümrükte ciddi denetim eksikliği var. Geri gönderilmesi gereken ürünlerin şişeleri tekrar tekrar doldurulup satılabiliyor” diye konuştu. İstanbul’da Zeytinburnu ve Tahtakale ile Güneydoğu Anadolu’daki illerin sahte kozmetik üretiminde merkez haline geldiğini öne süren Acar, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz günlerde Tahtakale’de 80 bin adet Lancome etiketli sahte maskara imha edildi. Bunların önemli kısmı da internetten çok ucuza satılıyor. Bu işin kâr marjı yüzde 40. İnternette yüzde 40-50 indirim yazarsa anlayın ki sahte; çünkü o fiyata satılamaz. Türkiye’de Chanel etiketiyle parfüm üretilip Almanya’ya gönderilen bir noktadayız. Resmi ithalatçıların, markaların bandrollerinin sahtelerini kullanan var.”
DÜNYADA TAKLİT PAZARI 350 MİLYAR DOLAR
Elektronik: Yüzde 25
Moda-Tekstil: Yüzde 20
Kozmetik: Yüzde 10
İlaç: Yüzde 6
Saat: Yüzde 6
-Türkiye'de taklit ürün pazarının büyüklüğü 20 milyar dolara ulaştı.
-2013'te dünya gümrüklerinde 70 milyar dolarlık sahte mal ele geçirildi. Yüzde 1'i Türkiye çıkışlı.
-Türkiye'de e-ticaret vasıtasıyla yurtdışındaki sitelerden alınan ürünlerin yüzde 30'unun sahte çıktığı tespit edildi.
-İç pazarda internetten satılmak üzere Türkiye'ye ithal edilen yabancı meşeili ürünlerin yüzde 10'unun sahte olduğu ortaya çıktı.
-Yurtiçinde sahte ürün satışı yaptığı gerekçesiyle 500 e-ticaret sitesi davalık oldu.
‘YURTDIŞINDAN YAPILAN ALIŞVERİŞ DENETLENMELİ"
Tahsin Özlenir, ayakkabı ve tekstil ürünlerinin satışına gelen ithalat vergileri fiyatları yükseltince, tüketicinin ABD gibi ülkelerdeki internet sitelerinden daha fazla alışveriş yapmaya başladığını söyledi. Özlenir, şu bilgileri verdi: “ABD’den alınan ürünün vergisiz olması fiyatı düşürünce kargo bedeli de ucuz kalıyor. Ancak, araştırmalara göre, yurtdışından alınan ürünlerin de yüzde 30 kadarı sahte çıkıyor. Türkiye’den dünyaya sahte mal ihracı 5 yıl önceye göre yüzde 5’ten yüzde 1’e indi ama ithalat yükseliyor. Bir şirket ithalat yapınca sağlığa uygunluğu, vergisi, markası denetleniyor. Alışverişteyse kargo paketi aynı denetime tabi değil. Sağlıksız, taklit ürün riski söz konusu. Aynı denetimlerin online alışverişi de kapsaması için talebimizi Gümrük Bakanlığı müsteşarına ilettik. İlgiyle karşılık buldu. Tüketici paketinin açılmasına kızabilir ama sağlık da önemli.”
Saat ve Saat Yönetim Kurulu Başkanı RAMAZAN KAYA: Servise gelen bozulmuş saatlerin % 36’sı taklit
“Taklit ürünleri bilerek alanlar var ama internetten alışverişte kandırılma riski çok yüksek. Saatte orijinal ürün fotoğrafıyla taklitlerini satıyorlar. Pek çok yabancı markanın Türkiye distribütörüyüz. Ürün bozulunca servisimize getiriyorlar ama dışarıdan bize gelenlerin yüzde 36’sı sahte çıktı. Türkiye’ye en çok Uzakdoğu’dan sahte saat geliyor. Kâr marjı yüzde 8 ama internetteki bazı fiyatlar akıl almaz.”
Ayaydın & Miroglio Grup Yönetim Kurulu Başkanı YALÇIN AYAYDIN: Sektörün geleceği için en büyük tehdit
“1v1y.com’u kurduğumuzda, kendi markalarımızı internetten satabileceğimiz güvenilir bir platform yaratmak istemiştik. Çünkü geleceği öngördük. E-ticaretin geleceği için en büyük tehdit unsuru taklit ürünler. Bu durum yalnız maddi kayba uğramak ve kandırılmakla ilgili değil. Sağlık açısından da ciddi riskler teşkil ediyor. Çünkü taklit ürünler denetimden geçmiyor; sağlığa uygun olmayan koşullarda üretiliyor.”
MENEKŞE ATASELİM / HT GAZETE
Tüketicinin internetten bazen bilerek; ancak, çoğu zaman da farkında olmadan sahte ürünler aldığına dikkat çeken Özlenir, Türkiye’de taklit ürün pazarının 20 milyar dolara ulaştığını, burada internetin payının giderek yükseldiğini söyledi. İnternetten yapılan alışverişte sahte oranının yüzde 33’ü bulduğunu kaydeden Özlenir, “Türkiye’de e-ticaret sektörü 15 milyar lira büyüklüğünde. Bunun 9 milyar lirası, elektronik dahil, giyim, kozmetik, aksesuvar gibi perakende ürünlerden oluşuyor. İnternette satılan taklit ürünler 3 milyar liralık hacme ulaştı. Toplamdaki payına oranlarsak, bu kategorilerde internetten alınan her 3 ürünün 1’i sahte çıkıyor diyebiliriz” şeklinde konuştu.
500 DAVA AÇILDI
Sahte ürünlerin bir kısmının Türkiye’de üretilebildiğini, bir kısmının da paralel ithalatla yurtdışından geldiğini ifade eden Özlenir, “Türkiye taklit malı yalnız üreten değil, ithal de eden bir ülke haline geldi” dedi. E-ticaret sitelerinde satılmak üzere paralel ithalatla ülkeye sokulan yabancı markalı ürünlerin gümrüklerde yapılan denetimde yüzde 10 oranında sahte çıktığını söyleyen Özlenir, “Yabancı markalar, o markanın Türkiye’deki yetkili distribütörlerinden alınmalı. Aksi halde orijinallikten şüphe edilmeli. Şu an Türkiye’de 500 e-ticaret sitesinin sahte ürün satmaktan davası var” diye konuştu. Dünyadaki en büyük taklit üreticisinin yüzde 50 payla Uzakdoğu olduğunu söyleyen Özlenir, şöyle devam etti: “Çin, Kore ve Tayvan başı çekiyor. İkinci grup büyük üretici de Akdeniz Bölgesi. Bu grubun lideri maalesef Türkiye. Bizi İtalya ve Fas takip ediyor. Bu bölgedeki üretim yüzde 80 Avrupa’ya gidiyor. Türkiye’de en çok tekstil ve kozmetik markalarının taklidi üretiliyor.”
‘500 milyon dolar değerinde sahte kozmetik üretimi var’
Türkiye’de sahteciliğin en yoğun olduğu sektörlerden birinin kozmetik olduğunu belirten Selektif Kozmetikçiler Derneği Başkan Yardımcısı ve 1v1y.com ortağı Tekin Acar, “İç piyasada en az 500 milyon dolarlık taklit mal üretildiğini hesapladık” dedi.
CHANEL ETİKETİYLE ALMANYA’YA GİDİYOR
İthalatçı firmaların Mart 2005’e kadar Sağlık Bakanlığı’na ürün formülasyonu verip izin belgesi aldığını hatırlatan Acar, “Bu tarihten itibaren izin belgesi yerine bildirim yapılması yasalaştı. Markaların resmi distribütörleri bu bildirimi yapıyor ancak paralel ithalatçı yapmıyor. Sektörümüzde gümrükte ciddi denetim eksikliği var. Geri gönderilmesi gereken ürünlerin şişeleri tekrar tekrar doldurulup satılabiliyor” diye konuştu. İstanbul’da Zeytinburnu ve Tahtakale ile Güneydoğu Anadolu’daki illerin sahte kozmetik üretiminde merkez haline geldiğini öne süren Acar, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz günlerde Tahtakale’de 80 bin adet Lancome etiketli sahte maskara imha edildi. Bunların önemli kısmı da internetten çok ucuza satılıyor. Bu işin kâr marjı yüzde 40. İnternette yüzde 40-50 indirim yazarsa anlayın ki sahte; çünkü o fiyata satılamaz. Türkiye’de Chanel etiketiyle parfüm üretilip Almanya’ya gönderilen bir noktadayız. Resmi ithalatçıların, markaların bandrollerinin sahtelerini kullanan var.”
DÜNYADA TAKLİT PAZARI 350 MİLYAR DOLAR
Elektronik: Yüzde 25
Moda-Tekstil: Yüzde 20
Kozmetik: Yüzde 10
İlaç: Yüzde 6
Saat: Yüzde 6
-Türkiye'de taklit ürün pazarının büyüklüğü 20 milyar dolara ulaştı.
-2013'te dünya gümrüklerinde 70 milyar dolarlık sahte mal ele geçirildi. Yüzde 1'i Türkiye çıkışlı.
-Türkiye'de e-ticaret vasıtasıyla yurtdışındaki sitelerden alınan ürünlerin yüzde 30'unun sahte çıktığı tespit edildi.
-İç pazarda internetten satılmak üzere Türkiye'ye ithal edilen yabancı meşeili ürünlerin yüzde 10'unun sahte olduğu ortaya çıktı.
-Yurtiçinde sahte ürün satışı yaptığı gerekçesiyle 500 e-ticaret sitesi davalık oldu.
‘YURTDIŞINDAN YAPILAN ALIŞVERİŞ DENETLENMELİ"
Tahsin Özlenir, ayakkabı ve tekstil ürünlerinin satışına gelen ithalat vergileri fiyatları yükseltince, tüketicinin ABD gibi ülkelerdeki internet sitelerinden daha fazla alışveriş yapmaya başladığını söyledi. Özlenir, şu bilgileri verdi: “ABD’den alınan ürünün vergisiz olması fiyatı düşürünce kargo bedeli de ucuz kalıyor. Ancak, araştırmalara göre, yurtdışından alınan ürünlerin de yüzde 30 kadarı sahte çıkıyor. Türkiye’den dünyaya sahte mal ihracı 5 yıl önceye göre yüzde 5’ten yüzde 1’e indi ama ithalat yükseliyor. Bir şirket ithalat yapınca sağlığa uygunluğu, vergisi, markası denetleniyor. Alışverişteyse kargo paketi aynı denetime tabi değil. Sağlıksız, taklit ürün riski söz konusu. Aynı denetimlerin online alışverişi de kapsaması için talebimizi Gümrük Bakanlığı müsteşarına ilettik. İlgiyle karşılık buldu. Tüketici paketinin açılmasına kızabilir ama sağlık da önemli.”
Saat ve Saat Yönetim Kurulu Başkanı RAMAZAN KAYA: Servise gelen bozulmuş saatlerin % 36’sı taklit
“Taklit ürünleri bilerek alanlar var ama internetten alışverişte kandırılma riski çok yüksek. Saatte orijinal ürün fotoğrafıyla taklitlerini satıyorlar. Pek çok yabancı markanın Türkiye distribütörüyüz. Ürün bozulunca servisimize getiriyorlar ama dışarıdan bize gelenlerin yüzde 36’sı sahte çıktı. Türkiye’ye en çok Uzakdoğu’dan sahte saat geliyor. Kâr marjı yüzde 8 ama internetteki bazı fiyatlar akıl almaz.”
Ayaydın & Miroglio Grup Yönetim Kurulu Başkanı YALÇIN AYAYDIN: Sektörün geleceği için en büyük tehdit
“1v1y.com’u kurduğumuzda, kendi markalarımızı internetten satabileceğimiz güvenilir bir platform yaratmak istemiştik. Çünkü geleceği öngördük. E-ticaretin geleceği için en büyük tehdit unsuru taklit ürünler. Bu durum yalnız maddi kayba uğramak ve kandırılmakla ilgili değil. Sağlık açısından da ciddi riskler teşkil ediyor. Çünkü taklit ürünler denetimden geçmiyor; sağlığa uygun olmayan koşullarda üretiliyor.”
MENEKŞE ATASELİM / HT GAZETE