Sektörel
27 Şub 2014 17:10
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 00:55
İnşaatçıların borcu Türkiye için risk oluşturuyor
ALB Menkul Değerler Araştırma Müdürü Yeliz Karabulut, inşaat sektörünün bankalara olan borcunun son dönemde arttığına dikkat çekti. Karabulut, "Bu durum, Türk ekonomisi için büyük risk unsuru" dedi.
ALB Menkul Değerler Araştırma Müdürü Yeliz
Karabulut, inşaat sektörünün bankalara olan 85 milyar
liralık (38 milyar USD) borcunun Türk ekonomisi için risk
taşıdığını söyledi.
Karabulut'un değerlendirmeleri şu şekilde; "Merkez Bankası verilerine göre İnşaat sektörünün bankalara olan kredi borcu 2004 yılında 4 milyar 638 milyon TL seviyesindeyken bu miktar 2013 yılı sonunda 85 milyar TL (38 milyar USD)'ye yükseldi. 2011 yılında bu miktar 49 milyar TL'idi. İnşaat sektörünün borçluluk miktarının yüksekliği büyük risk oluşturmakla birlikte 200'den fazla sektörü etkileyen bu sektörde yaşanabilecek sıkıntı, Türkiye'de bankacılık ve reel sektörde ciddi sıkıntılara yol açabilir.
Sektörün büyümesi olumsuz etkilenecek
İstanbul'da yeni konut fiyatlarının 2010 yılından bu yana yüzde 63,4 arttığına işaret eden Yeliz Karabulut şöyle devam etti: 4 sene önce 100 bin liraya satılabilen bir daire bugün 163 bin 400 lira. Bu dönemde enflasyon incelendiğinde ise birikimli enflasyon yüzde 34 (01.2010-12.2013) yani yeni konut fiyatları enflasyonun üzerinde yüzde 29,4 değer kazandı.
2013 yılında FED'in parasal genişlemeden çıkacağı açıklamaları ve yurtiçinde siyasi riskin artması ile birlikte TL hızla değer kaybetti, Merkez Bankası, 2013 te sıkılaştırmaya gitti ve 2014 Ocak ayında ise kurlardaki aşırı yükseliş ve oynaklık sebebi ile faiz artırmak zorunda kaldı. Geçtiğimiz iki sene içinde düşük kredi faizleri ile birlikte konut talebi arttı ve sadece İstanbul'da yeni konut fiyatları 2010 yılından bu yana yüzde 63,4, 2012 başından bu yana yüzde 38 artış gösterdi. 2014 yılında siyasi gerilim ve faizlerdeki yükseliş nedeniyle bu sektörün büyümesinin önemli derecede etkileneceği aşikar. Son dönemde sıkça gördüğümüz konut kampanyaları da bunun açık bir göstergesi."
ALB Menkul Araştırma Müdürü Yeliz Karabulut, "Faizlerin yükselmesi alıcıların maliyetlerini artırırken, satıcıların da bir kısmının karından feragat etmesine neden olur. 2013 ilk çeyrekte, 2. ve 3. çeyrekte sırasıyla yüzde 5,93, yüzde 7,57 ve 8,69 büyüme gösteren sektör sert bir ivme kaybı yaşayabilir. Türkiye'nin 2013 te yüzde 4 büyüme (tahminimiz) gerçekleştirdikten sonra 2014'te yüzde 1,5-2 arasında bir büyüme göstermesi bu sektörde ciddi sıkıntılar yaratabilir. Türkiye 2012 yılında yüzde 2,2 büyüme gerçekleştirdiğinde, inşaat sektörü sadece yüzde 0,59 büyüme gerçekleştirebilmişti, sektörün borcu ise 69 milyar TL'di, o zamanlarda sıcak para girişinin yoğun olduğu görüldüğü Türkiye'de bu durum kaldırılabilmişti, fakat 2014 yılında böyle bir giriş beklenmemektedir" şeklinde konuştu.
Karabulut, Türkiye'deki konut satışlarının değerlendirmesini ise şu şekilde yaptı: " 2011 yılında toplam konut satışı Türkiye'de 708 bin seviyesindeyken 2012 yılında satılan konut satışı 701 bin seviyesindedir, fakat yeni konut satış fiyatlarında (2011-2012) yüzde 32 artış gerçekleşmiştir, bunun ayrıca sorgulanması gerekmektedir. 2013 yılında çıkartılan mütekabiliyet yasası yani yabancıların mülk edinmesi yasası ile birlikte 2013 yılında 12.181 adet (TÜİK) konut yabancılara satılmıştır, 2013 yılında satılan toplam konut sayısı 1.157.190 adet yani yabancılara satılan konutların fiyatlama üzerinde pek etkisi olduğunu düşünmüyoruz (zaten satılan konutların çoğunluğu da güney illerde gerçekleşmiştir)."
Reel sektör krizi çıkabilir
İnşaat sektörünün Türkiye'nin lokomotif sektörü olduğuna dikkat çeken Yeliz Karabulut, "Burada dikkat edilmesi gereken husus inşaat sektörünün artan borç yükü ve bunun bankalara olası etkileridir. İnşaat sektörünün yurtiçi bankalara olan 85 milyar TL (38 milyar USD) kredi borcu sisteme büyük zarar verebilir. Yurt içinde ABD parasal genişlemenin azaltılması ile zaten sıcak para çıkışı görülürken birde konut sektöründe böyle bir sıkıntının çıkması, Türkiye'nin lokomotifi olan ve 200 sektörü direk etkileyen inşaat sektörünün bir reel sektör krizinin çıkmasına neden olabilir" dedi.
Karabulut'un değerlendirmeleri şu şekilde; "Merkez Bankası verilerine göre İnşaat sektörünün bankalara olan kredi borcu 2004 yılında 4 milyar 638 milyon TL seviyesindeyken bu miktar 2013 yılı sonunda 85 milyar TL (38 milyar USD)'ye yükseldi. 2011 yılında bu miktar 49 milyar TL'idi. İnşaat sektörünün borçluluk miktarının yüksekliği büyük risk oluşturmakla birlikte 200'den fazla sektörü etkileyen bu sektörde yaşanabilecek sıkıntı, Türkiye'de bankacılık ve reel sektörde ciddi sıkıntılara yol açabilir.
Sektörün büyümesi olumsuz etkilenecek
İstanbul'da yeni konut fiyatlarının 2010 yılından bu yana yüzde 63,4 arttığına işaret eden Yeliz Karabulut şöyle devam etti: 4 sene önce 100 bin liraya satılabilen bir daire bugün 163 bin 400 lira. Bu dönemde enflasyon incelendiğinde ise birikimli enflasyon yüzde 34 (01.2010-12.2013) yani yeni konut fiyatları enflasyonun üzerinde yüzde 29,4 değer kazandı.
2013 yılında FED'in parasal genişlemeden çıkacağı açıklamaları ve yurtiçinde siyasi riskin artması ile birlikte TL hızla değer kaybetti, Merkez Bankası, 2013 te sıkılaştırmaya gitti ve 2014 Ocak ayında ise kurlardaki aşırı yükseliş ve oynaklık sebebi ile faiz artırmak zorunda kaldı. Geçtiğimiz iki sene içinde düşük kredi faizleri ile birlikte konut talebi arttı ve sadece İstanbul'da yeni konut fiyatları 2010 yılından bu yana yüzde 63,4, 2012 başından bu yana yüzde 38 artış gösterdi. 2014 yılında siyasi gerilim ve faizlerdeki yükseliş nedeniyle bu sektörün büyümesinin önemli derecede etkileneceği aşikar. Son dönemde sıkça gördüğümüz konut kampanyaları da bunun açık bir göstergesi."
ALB Menkul Araştırma Müdürü Yeliz Karabulut, "Faizlerin yükselmesi alıcıların maliyetlerini artırırken, satıcıların da bir kısmının karından feragat etmesine neden olur. 2013 ilk çeyrekte, 2. ve 3. çeyrekte sırasıyla yüzde 5,93, yüzde 7,57 ve 8,69 büyüme gösteren sektör sert bir ivme kaybı yaşayabilir. Türkiye'nin 2013 te yüzde 4 büyüme (tahminimiz) gerçekleştirdikten sonra 2014'te yüzde 1,5-2 arasında bir büyüme göstermesi bu sektörde ciddi sıkıntılar yaratabilir. Türkiye 2012 yılında yüzde 2,2 büyüme gerçekleştirdiğinde, inşaat sektörü sadece yüzde 0,59 büyüme gerçekleştirebilmişti, sektörün borcu ise 69 milyar TL'di, o zamanlarda sıcak para girişinin yoğun olduğu görüldüğü Türkiye'de bu durum kaldırılabilmişti, fakat 2014 yılında böyle bir giriş beklenmemektedir" şeklinde konuştu.
Karabulut, Türkiye'deki konut satışlarının değerlendirmesini ise şu şekilde yaptı: " 2011 yılında toplam konut satışı Türkiye'de 708 bin seviyesindeyken 2012 yılında satılan konut satışı 701 bin seviyesindedir, fakat yeni konut satış fiyatlarında (2011-2012) yüzde 32 artış gerçekleşmiştir, bunun ayrıca sorgulanması gerekmektedir. 2013 yılında çıkartılan mütekabiliyet yasası yani yabancıların mülk edinmesi yasası ile birlikte 2013 yılında 12.181 adet (TÜİK) konut yabancılara satılmıştır, 2013 yılında satılan toplam konut sayısı 1.157.190 adet yani yabancılara satılan konutların fiyatlama üzerinde pek etkisi olduğunu düşünmüyoruz (zaten satılan konutların çoğunluğu da güney illerde gerçekleşmiştir)."
Reel sektör krizi çıkabilir
İnşaat sektörünün Türkiye'nin lokomotif sektörü olduğuna dikkat çeken Yeliz Karabulut, "Burada dikkat edilmesi gereken husus inşaat sektörünün artan borç yükü ve bunun bankalara olası etkileridir. İnşaat sektörünün yurtiçi bankalara olan 85 milyar TL (38 milyar USD) kredi borcu sisteme büyük zarar verebilir. Yurt içinde ABD parasal genişlemenin azaltılması ile zaten sıcak para çıkışı görülürken birde konut sektöründe böyle bir sıkıntının çıkması, Türkiye'nin lokomotifi olan ve 200 sektörü direk etkileyen inşaat sektörünün bir reel sektör krizinin çıkmasına neden olabilir" dedi.