Ekonomi
13 Mayıs 2015 07:23
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:41
İhmaller vardiyası sürüyor
13 Mayıs 2014’te Soma İlçesi'ndeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madenci hayatını kaybetmiş, Türkiye bu büyük maden faciası ile sarsılmıştı
Sıcağı sıcağına Meclis’te iyileştirici bazı düzenlemeler yapılsa da
hala dayıbaşı, rödovans ve taşeron sistemi madencilerin hayatında.
Soma’da bulunan Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, daha dün
Soma'da bir maden ocağında göçük meydana geldiğini ve bir işçinin
yaralandığını belirterek, ''İş güvenliğine dair çok fazla bir şeyin
değişmediğini görüyoruz'' dedi.
Bundan bir yıl önce, 13 Mayıs 2014’te Alp Gürkan’ın sahibi olduğu Soma Holding’e bağlı Soma Kömür İşletmeleri Anonim Şirketi’nde akşam saatlerinde çıkan yangında 301 işçi yaşamını yitirdi, 162’si yaralandı. Facia, Türkiye tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti. Yaşam odası yoktu, iş güvenliği eksikti... Rödovans sistemi, dayıbaşı, taşeron ve aşırı çalıştırma vardı. Türkiye’nin dört bir yanında madenlerde binlerce işçi ve mühendis çalışıyor. Soma hala yaralarını sarmaya çalışırken, madencilik sektörü temsilcilerine bir yılda nelerin değiştiği sorusunu yönelttik. Soma’da bulunan Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, dün telefonda görüştüğümüz esnada, bir maden işçisinin yaralandığını aktardı: “Daha bugün bir maden ocağında göçük meydana geldi ve Ercan Balcı isimli işçi yaralandı. İş güvenliğine dair çok fazla bir şeyin değişmediğini görüyoruz.” Sektör temsilcilerinin başlıca talepleri ise taşeron sisteminin kaldırılması ve iş güvenliği tedbirlerinin alınması...
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, 13 Mayıs 2014’ten bu yana çıkarılan bazı yasa ve yönetmeliklerin özlük hakları ve iş güvenliğine yönelik maddeler içerdiğini fakat kazaları önleme noktasında yetersiz kaldığını dile getiriyor. İlk torba yasada iş güvenliğine yönelik bir husus olmadığını, daha sonra gelen ikinci yasada bu konuda 8 madde yer aldığına işaret eden Yüksel, şöyle devam ediyor: “Yönetmelikler çıktı, dünyada zaten uygulanan önlemler bizim mevzuatımıza ancak girdi. Ama kazaları önleyecek bir önlem görmüyoruz. Kurumsal yapılarda herhangi bir değişiklik olmadı. Kömür ocaklarında zorunlu ferdi kaza sigortası çıktı, bununla alakalı tebliğ yayınlandı. İlk kez uygulanacak bir sistem. Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün denetim yetkisini kaldırdılar, görevleri arasından çıkarıldı. Çalışma Bakanlığı tek başına devam edecek. Atılan adımları yeterli bulduğumu söyleyemeyeceğim. Bunları uygulayacak kurumsal yapılarda bir değişiklik olmadı.”
Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün ise “Bir yılda neler değişti” sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Çok fazla bir şey değişmediğini görüyoruz. Soma’dan sonra Ermenek ve diğerleri oldu. Türkiye ölümlü iş kazalarında geçtiğimiz yıl 1800 rakamlarını geçti, bu yıl da rakamlar benzer şekilde. Soma faciasından sonra tüm Türkiye’nin vicdanı sızladı, dünya Soma için ağladı. Bu duyarlılıkta bir sürü söz verildi, bazı yasal düzenlemeler yapıldı ama yapılmış olanlar dahi uygulanmıyor. Madencilere emeklilikte beş yıllık bir avantaj geldi. Yer altında günlük çalışma süresini 6 saate indiren uygulama Meclis’ten geçti ama daha sonra 7.5 saate çıkarıldı. Maden işçileri günde 7.5-8 saat çalışılıyor üç vardiya olarak.”
Soma faciasıyla ilgili 487 mağdurun yer aldığı; 8’i tutuklu, 37 tutuksuz sanık bulunan dava, 13 Nisan’da Akhisar’da görülmeye başladı. Soma A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan; maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy; Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, maden mühendisi İsmail Adalı, işletme müdürü Akın Çelik, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik’in tutuklu bulunduğu davanın ilk duruşması 10 gün sürdü. 24 Nisan’da verilen ara kararla 15 Haziran’a ertelendi. Aynı işletmeye ait 3 ocaktan facianın meydana geldiği Eynez üretim yapmıyor. Diğer ocaklar Atabacası ve Işıklar ise denetimlerde eksikleri tamamlayıp açıldı.
GETİRİLEN yeni çalışma düzenlemeleri ve denetimler yine çalışanları vurdu. Facianın yaşandığı Soma AŞ’ye ait kapanmış olan maden ocağında yıl sonu itibariyle 2 bin 831 işçi işsiz kalırken; Ermenek’te Ekim ayındaki maden kazasından sonra yapılan denetimlerde ilçedeki 10 maden ocağından 9’u kapatıldı. Bölgede faaliyet gösteren bir maden şirketi de 120 çalışanını işten çıkardı. Zonguldak başta olmak üzere birçok yerde de, madenciler işsiz kaldı.
301 işçinin öldüğü maden faciasından kıl payı kurtulan işçiler ise faciadan kurtulduklarına sevinirken, gelecek endişesi yaşıyor. Sektör temsilcileri, Soma’daki madencilerin mücadelesini şöyle anlatıyor: “Soma’dayız, burada insanlar isyan ediyorlar ama korkuyorlar da. Üç-dört ay maaş alamazsan her şeyin batacak. Tarım alanları büyük ölçüde kalktığı için, madencilik dışında bir alternatif yok. 3 bin kişi işsiz kaldı. İşçilerin bir kısmını diğer şirketler aldılar ve kendi bünyelerindeki, işini yaparken sakatlanmış işçilerin yerine çalıştırıyorlar. 1.800 lira maaşlı işlerini kaybetmemek için herkes birbiriyle yarışıyor. İşçilere bir korku saldılar: ‘Orada üç bin işsiz var. İşverene karşı geleni, rapor alanı atarım ha’ diye tehdit ediliyorlar. Her krizin maalesef bir ticareti yapılıyor. Şimdi madenciler endişe içinde ‘Dışarıda 3 bin arkadaş işsiz, acaba beni atar da başkasını alır mı’ diye. Soma faciasında yaralananlar oldu. Tedavisi bitmiş ve sakat kalan arkadaşlarımızın yüzde 75-80’i şu anda işsizler.”
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Torun ise Soma faciasının ardından yapılan yasal düzenlemelerin madencilerin beklentilerini çok fazla karşılamadığını söylüyor. Torun, şöyle konuşuyor: “Çalışma saatleri ve emeklilik yaşı ile ilgili bir-iki konu değiştirildi. Özlük hakları açısından bunları olumlu buluyoruz. Fakat iş kazaları açısından baktığımızda, Türkiye’de ucuz emek üzerinden üretim zorlamasıyla, ucuz mal üretip dünya ile rekabet etme politikası değişmediği sürece bir şey değişmez. Türkiye genelinde üretim zorlaması var, tüm sektörlerde. Emek baskılanıyor, bu kazaların kaçınılmaz olmasının nedeni de bu. Yarın benzer bir kaza olursa kimsenin sürpriz saymaması gerekiyor. Nedenler değişmedi.”
MADENCİLERE iki asgari ücret verilmesine yönelik uygulamanın ise işverenler tarafından suiistimal edildiğine işaret eden Tayfun Görgün, şöyle konuşuyor: “Soma’dan sonra öyle bir yasa çıktı, ‘Yer altında çalışan kömür işçilerinin ücretleri iki asgari ücretten düşük olamaz’ denildi. Ücretlerde hakikaten bir artış oldu. Fakat Ermenek’te bazı madenlerde ücretler uygulanmıyor. Bordroda görülüyor ama servis ve yemek gibi kalemlerden işçiler aldıkları parayı geri işverene iade ediyor. Örneğin Ermenek’te bir madencilik şirketi yasadan sonra yaklaşık 60 işçiyi işten attı. Bordroda gösterdiği iki asgari ücretin birini farklı uygulamalarla madenciden geri alıyor.”
Bundan bir yıl önce, 13 Mayıs 2014’te Alp Gürkan’ın sahibi olduğu Soma Holding’e bağlı Soma Kömür İşletmeleri Anonim Şirketi’nde akşam saatlerinde çıkan yangında 301 işçi yaşamını yitirdi, 162’si yaralandı. Facia, Türkiye tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti. Yaşam odası yoktu, iş güvenliği eksikti... Rödovans sistemi, dayıbaşı, taşeron ve aşırı çalıştırma vardı. Türkiye’nin dört bir yanında madenlerde binlerce işçi ve mühendis çalışıyor. Soma hala yaralarını sarmaya çalışırken, madencilik sektörü temsilcilerine bir yılda nelerin değiştiği sorusunu yönelttik. Soma’da bulunan Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, dün telefonda görüştüğümüz esnada, bir maden işçisinin yaralandığını aktardı: “Daha bugün bir maden ocağında göçük meydana geldi ve Ercan Balcı isimli işçi yaralandı. İş güvenliğine dair çok fazla bir şeyin değişmediğini görüyoruz.” Sektör temsilcilerinin başlıca talepleri ise taşeron sisteminin kaldırılması ve iş güvenliği tedbirlerinin alınması...
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, 13 Mayıs 2014’ten bu yana çıkarılan bazı yasa ve yönetmeliklerin özlük hakları ve iş güvenliğine yönelik maddeler içerdiğini fakat kazaları önleme noktasında yetersiz kaldığını dile getiriyor. İlk torba yasada iş güvenliğine yönelik bir husus olmadığını, daha sonra gelen ikinci yasada bu konuda 8 madde yer aldığına işaret eden Yüksel, şöyle devam ediyor: “Yönetmelikler çıktı, dünyada zaten uygulanan önlemler bizim mevzuatımıza ancak girdi. Ama kazaları önleyecek bir önlem görmüyoruz. Kurumsal yapılarda herhangi bir değişiklik olmadı. Kömür ocaklarında zorunlu ferdi kaza sigortası çıktı, bununla alakalı tebliğ yayınlandı. İlk kez uygulanacak bir sistem. Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün denetim yetkisini kaldırdılar, görevleri arasından çıkarıldı. Çalışma Bakanlığı tek başına devam edecek. Atılan adımları yeterli bulduğumu söyleyemeyeceğim. Bunları uygulayacak kurumsal yapılarda bir değişiklik olmadı.”
Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün ise “Bir yılda neler değişti” sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Çok fazla bir şey değişmediğini görüyoruz. Soma’dan sonra Ermenek ve diğerleri oldu. Türkiye ölümlü iş kazalarında geçtiğimiz yıl 1800 rakamlarını geçti, bu yıl da rakamlar benzer şekilde. Soma faciasından sonra tüm Türkiye’nin vicdanı sızladı, dünya Soma için ağladı. Bu duyarlılıkta bir sürü söz verildi, bazı yasal düzenlemeler yapıldı ama yapılmış olanlar dahi uygulanmıyor. Madencilere emeklilikte beş yıllık bir avantaj geldi. Yer altında günlük çalışma süresini 6 saate indiren uygulama Meclis’ten geçti ama daha sonra 7.5 saate çıkarıldı. Maden işçileri günde 7.5-8 saat çalışılıyor üç vardiya olarak.”
Soma faciasıyla ilgili 487 mağdurun yer aldığı; 8’i tutuklu, 37 tutuksuz sanık bulunan dava, 13 Nisan’da Akhisar’da görülmeye başladı. Soma A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan; maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy; Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, maden mühendisi İsmail Adalı, işletme müdürü Akın Çelik, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik’in tutuklu bulunduğu davanın ilk duruşması 10 gün sürdü. 24 Nisan’da verilen ara kararla 15 Haziran’a ertelendi. Aynı işletmeye ait 3 ocaktan facianın meydana geldiği Eynez üretim yapmıyor. Diğer ocaklar Atabacası ve Işıklar ise denetimlerde eksikleri tamamlayıp açıldı.
GETİRİLEN yeni çalışma düzenlemeleri ve denetimler yine çalışanları vurdu. Facianın yaşandığı Soma AŞ’ye ait kapanmış olan maden ocağında yıl sonu itibariyle 2 bin 831 işçi işsiz kalırken; Ermenek’te Ekim ayındaki maden kazasından sonra yapılan denetimlerde ilçedeki 10 maden ocağından 9’u kapatıldı. Bölgede faaliyet gösteren bir maden şirketi de 120 çalışanını işten çıkardı. Zonguldak başta olmak üzere birçok yerde de, madenciler işsiz kaldı.
301 işçinin öldüğü maden faciasından kıl payı kurtulan işçiler ise faciadan kurtulduklarına sevinirken, gelecek endişesi yaşıyor. Sektör temsilcileri, Soma’daki madencilerin mücadelesini şöyle anlatıyor: “Soma’dayız, burada insanlar isyan ediyorlar ama korkuyorlar da. Üç-dört ay maaş alamazsan her şeyin batacak. Tarım alanları büyük ölçüde kalktığı için, madencilik dışında bir alternatif yok. 3 bin kişi işsiz kaldı. İşçilerin bir kısmını diğer şirketler aldılar ve kendi bünyelerindeki, işini yaparken sakatlanmış işçilerin yerine çalıştırıyorlar. 1.800 lira maaşlı işlerini kaybetmemek için herkes birbiriyle yarışıyor. İşçilere bir korku saldılar: ‘Orada üç bin işsiz var. İşverene karşı geleni, rapor alanı atarım ha’ diye tehdit ediliyorlar. Her krizin maalesef bir ticareti yapılıyor. Şimdi madenciler endişe içinde ‘Dışarıda 3 bin arkadaş işsiz, acaba beni atar da başkasını alır mı’ diye. Soma faciasında yaralananlar oldu. Tedavisi bitmiş ve sakat kalan arkadaşlarımızın yüzde 75-80’i şu anda işsizler.”
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Torun ise Soma faciasının ardından yapılan yasal düzenlemelerin madencilerin beklentilerini çok fazla karşılamadığını söylüyor. Torun, şöyle konuşuyor: “Çalışma saatleri ve emeklilik yaşı ile ilgili bir-iki konu değiştirildi. Özlük hakları açısından bunları olumlu buluyoruz. Fakat iş kazaları açısından baktığımızda, Türkiye’de ucuz emek üzerinden üretim zorlamasıyla, ucuz mal üretip dünya ile rekabet etme politikası değişmediği sürece bir şey değişmez. Türkiye genelinde üretim zorlaması var, tüm sektörlerde. Emek baskılanıyor, bu kazaların kaçınılmaz olmasının nedeni de bu. Yarın benzer bir kaza olursa kimsenin sürpriz saymaması gerekiyor. Nedenler değişmedi.”
MADENCİLERE iki asgari ücret verilmesine yönelik uygulamanın ise işverenler tarafından suiistimal edildiğine işaret eden Tayfun Görgün, şöyle konuşuyor: “Soma’dan sonra öyle bir yasa çıktı, ‘Yer altında çalışan kömür işçilerinin ücretleri iki asgari ücretten düşük olamaz’ denildi. Ücretlerde hakikaten bir artış oldu. Fakat Ermenek’te bazı madenlerde ücretler uygulanmıyor. Bordroda görülüyor ama servis ve yemek gibi kalemlerden işçiler aldıkları parayı geri işverene iade ediyor. Örneğin Ermenek’te bir madencilik şirketi yasadan sonra yaklaşık 60 işçiyi işten attı. Bordroda gösterdiği iki asgari ücretin birini farklı uygulamalarla madenciden geri alıyor.”