AVM
28 Haz 2014 08:52
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 01:22
‘Gezi’ dünyaya açılıyor
YÜKSEK Mimar Hakan Kıran, sahibi olduğu ‘Gezi İstanbul’ pastane ve bistro zincirini dünyaya açmaya hazırlanıyor.
ÜNLÜ Yüksek Mimar Hakan Kıran, 2000 yılında
devraldığı çikolata, pastane, cafe ve bistro Gezi İstanbul’u
dünyaya hazırlıyor.
Hakan Kıran, “Gezi İstanbul’un Taksim, Maslak ve Göktürk’te toplam üç şubesi bulunuyor. Bu yıl Taksim şubesini yeniliyoruz. Göktürk şubesini de, bizim bu bölgede kendi projemiz olan Larus projesinin içine taşıyarak yeniliyoruz. 2014 yılını yenilemelere ayırdık. 2015’te ise önce İstanbul’un Anadolu yakasına bir şube açacağız.
Daha sonra Türkiye’de yayılmayı planlıyoruz” dedi. Kıran, şöyle devam etti: “Asla mikrodalga fırın kullanılmayan, dolapta doğranmış malzeme bekletilmeyen, doğal malzeme kullanılan Gezi İstanbul harika bir isme sahip. Beş yıllık planlarımızda dünyaya da açılacak. Şu anda hedefim bunu bir dünya markası yapmak. Kafama koyduğumu da yaparım.”
Yeni projelerinden birinin çikolata ve kahve zinciri kurmak olduğunu anlatan Kıran, burada da farklı ve iddialı bir konsept hazırladıklarını söyledi. Larus projesinin içinde iki mekân yatırımı daha yapacaklarını kaydeden Kıran, “Karaburun’daki meşhur Hanımeli ile bir balıkçı açıyoruz. Bana göre en iyi balıkçılardan biri odur ve birlikte bu projeyi yapacağız. Başka işler için görüştüğümüz Japon bir grupla sushi restoranı açmayı da konuşuyoruz. Bunun için Japonya’dan sushi şefi dahil bir ekip gelecek” diye konuştu.
YÜZDE 90’I İPTAL EDİLDİ
Kıran ofisinde hayata geçmemiş veya iptal edilmiş projelerin de maketlerini muhafaza ediyor. “Kaç projeniz iptal edildi” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Benim projelerimin yüzde 90’ı iptal edilir. Taviz vermeyi sevmiyorum, o yüzden iptal edilir. Doğurmak isteyen, bir türlü doğuramayan kadına döndüm. Bu yüzden müteahhitlik tarafına da geçtim.”
KÜPLERİ SATMIYOR
Göktürk’te tamamladığı Larus projesinin hemen yanında Larus Loft projesine başlayan Hakan Kıran, “Larus’ta çok seçiciyiz. Bu nedenle yüzde 40’ını sattık. Larus Loft’ta ise yüzde 65 satıldı. Larus’ta evlerin dışında ‘Küp’ adını verdiğimiz 22 ayrı özel oda var. Buraya 250 talip çıktı ama sadece projeden ev alanlara ilave oda olarak satıyoruz” dedi.
YAŞAYANLAR İSTANBUL’A ‘ÖFKELİ’
ÇARPIK yapılaşma ve vatandaşların tepki duyduğu projeler ekseninde, Kıran İstanbul’u şu sözlerle değerlendirdi: “Kötü yapılar sadece büyük yapılar değil. Aklın, bilimin, insanın, herkesin, hepimizin suçu var. İstanbul 7 kocalı Hürmüz gibi. Herkesin ayrı bir İstanbul planı var. Sadece tüm Türkiye değil, tüm dünya İstanbul’da yaşasın istiyoruz. Toprağından koparılıp gelen insanlar var. Eskiden ekonomik nedenlerle göç olmuş. Sonra nedenler, çok değişmiş. TOKİ, İstanbul’dan önce Anadolu’da o köylerin, kasabaların bölgesel dokularına uygun yenilemeler yapmalıydı. İstanbul’da insanlar şehre ait olmak için yaşamıyor, şehre sahip olmak için yaşıyor. Öfkeyle yaşıyor insanlar. Şehre öfkeli, insanlara öfkeli… Ne olacak İstanbul’un nüfusu, 40 milyon mu? Kuralsızlık döngüsü var. Herkes çocuğunun hayatından çalıyor, farkında değil.”
Kentsel dönüşümde alan razı, veren razı
“KENTSEL dönüşümden zengin olanlar da mağdur olanlar da var, deniyor. Haksızlık oluyor mu” sorusuna Kıran şöyle yanıt veriyor: “Hazine arazileri işgal edildiğinde haksızlık oldu. Oy uğruna bu evlere tapu verildiğinde haksızlık oldu. Bu arada arazi işgal etmeyenlere haksızlık oldu. Şehri hem büyütüyoruz hem kentsel dönüşüm yapıyoruz. Bir sorunu çözerken daha büyük bir sorun getireceğiz önümüze. Alan razı veren razı… Herkes faydalanıyor bundan.”
Haliç Köprüsü’ne eleştiriler haksız
HALİÇ Metro Köprüsü’yle ilgili Kıran “Eleştiriler iyi niyetli değil. Zamanın ruhu diye bir şey var. Eleştirenler Süleymaniye Camii ve birkaç binayı referans gösterip dokuya uymadı diyor. Köprünün birbirine bağlandığı iki yakada çarpık yapılaşma var. Süleymaniye yapılırken, dönemin en modern mimarisi kullanıldı, Ayasofya ile yarışıldı. Bu köprüde de günümüzün en ileri mimari özellikleri var. Haliç’te hiç köprü yoktur çünkü yapılamamıştır. Da Vinci bile köprü yapabilmek için ortaya çıkmıştır” dedi.
Hakan Kıran, “Gezi İstanbul’un Taksim, Maslak ve Göktürk’te toplam üç şubesi bulunuyor. Bu yıl Taksim şubesini yeniliyoruz. Göktürk şubesini de, bizim bu bölgede kendi projemiz olan Larus projesinin içine taşıyarak yeniliyoruz. 2014 yılını yenilemelere ayırdık. 2015’te ise önce İstanbul’un Anadolu yakasına bir şube açacağız.
Daha sonra Türkiye’de yayılmayı planlıyoruz” dedi. Kıran, şöyle devam etti: “Asla mikrodalga fırın kullanılmayan, dolapta doğranmış malzeme bekletilmeyen, doğal malzeme kullanılan Gezi İstanbul harika bir isme sahip. Beş yıllık planlarımızda dünyaya da açılacak. Şu anda hedefim bunu bir dünya markası yapmak. Kafama koyduğumu da yaparım.”
Yeni projelerinden birinin çikolata ve kahve zinciri kurmak olduğunu anlatan Kıran, burada da farklı ve iddialı bir konsept hazırladıklarını söyledi. Larus projesinin içinde iki mekân yatırımı daha yapacaklarını kaydeden Kıran, “Karaburun’daki meşhur Hanımeli ile bir balıkçı açıyoruz. Bana göre en iyi balıkçılardan biri odur ve birlikte bu projeyi yapacağız. Başka işler için görüştüğümüz Japon bir grupla sushi restoranı açmayı da konuşuyoruz. Bunun için Japonya’dan sushi şefi dahil bir ekip gelecek” diye konuştu.
YÜZDE 90’I İPTAL EDİLDİ
Kıran ofisinde hayata geçmemiş veya iptal edilmiş projelerin de maketlerini muhafaza ediyor. “Kaç projeniz iptal edildi” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Benim projelerimin yüzde 90’ı iptal edilir. Taviz vermeyi sevmiyorum, o yüzden iptal edilir. Doğurmak isteyen, bir türlü doğuramayan kadına döndüm. Bu yüzden müteahhitlik tarafına da geçtim.”
KÜPLERİ SATMIYOR
Göktürk’te tamamladığı Larus projesinin hemen yanında Larus Loft projesine başlayan Hakan Kıran, “Larus’ta çok seçiciyiz. Bu nedenle yüzde 40’ını sattık. Larus Loft’ta ise yüzde 65 satıldı. Larus’ta evlerin dışında ‘Küp’ adını verdiğimiz 22 ayrı özel oda var. Buraya 250 talip çıktı ama sadece projeden ev alanlara ilave oda olarak satıyoruz” dedi.
YAŞAYANLAR İSTANBUL’A ‘ÖFKELİ’
ÇARPIK yapılaşma ve vatandaşların tepki duyduğu projeler ekseninde, Kıran İstanbul’u şu sözlerle değerlendirdi: “Kötü yapılar sadece büyük yapılar değil. Aklın, bilimin, insanın, herkesin, hepimizin suçu var. İstanbul 7 kocalı Hürmüz gibi. Herkesin ayrı bir İstanbul planı var. Sadece tüm Türkiye değil, tüm dünya İstanbul’da yaşasın istiyoruz. Toprağından koparılıp gelen insanlar var. Eskiden ekonomik nedenlerle göç olmuş. Sonra nedenler, çok değişmiş. TOKİ, İstanbul’dan önce Anadolu’da o köylerin, kasabaların bölgesel dokularına uygun yenilemeler yapmalıydı. İstanbul’da insanlar şehre ait olmak için yaşamıyor, şehre sahip olmak için yaşıyor. Öfkeyle yaşıyor insanlar. Şehre öfkeli, insanlara öfkeli… Ne olacak İstanbul’un nüfusu, 40 milyon mu? Kuralsızlık döngüsü var. Herkes çocuğunun hayatından çalıyor, farkında değil.”
Kentsel dönüşümde alan razı, veren razı
“KENTSEL dönüşümden zengin olanlar da mağdur olanlar da var, deniyor. Haksızlık oluyor mu” sorusuna Kıran şöyle yanıt veriyor: “Hazine arazileri işgal edildiğinde haksızlık oldu. Oy uğruna bu evlere tapu verildiğinde haksızlık oldu. Bu arada arazi işgal etmeyenlere haksızlık oldu. Şehri hem büyütüyoruz hem kentsel dönüşüm yapıyoruz. Bir sorunu çözerken daha büyük bir sorun getireceğiz önümüze. Alan razı veren razı… Herkes faydalanıyor bundan.”
Haliç Köprüsü’ne eleştiriler haksız
HALİÇ Metro Köprüsü’yle ilgili Kıran “Eleştiriler iyi niyetli değil. Zamanın ruhu diye bir şey var. Eleştirenler Süleymaniye Camii ve birkaç binayı referans gösterip dokuya uymadı diyor. Köprünün birbirine bağlandığı iki yakada çarpık yapılaşma var. Süleymaniye yapılırken, dönemin en modern mimarisi kullanıldı, Ayasofya ile yarışıldı. Bu köprüde de günümüzün en ileri mimari özellikleri var. Haliç’te hiç köprü yoktur çünkü yapılamamıştır. Da Vinci bile köprü yapabilmek için ortaya çıkmıştır” dedi.