Konut Haberleri
16 Kas 2012 22:14 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 00:11

Gelir yükseldikçe dürüstlük artıyor!

Türkiye Finansal Yeterlilik Araştırmasının ön sonuç raporu yayımlandı. Raporda, gelir düzeyi yükseldikçe dürüstlüğün arttığı görüşü de yer aldı.

Gelir yükseldikçe dürüstlük artıyor!

İSTANBUL - Türkiye Finansal Yeterlilik Araştırması ön sonuç raporunda, mevduat hesapları ve banka kredilerinin, özellikle orta ve yüksek gelir grubu tarafından en yaygın olarak kullanılan finansal ürünler olduğu kaydedildi.

Dünya Bankası ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) işbirliği ile hazırlanan "Türkiye Finansal Yeterlilik Araştırması" tamamlandı ve ön sonuç raporu hazırlandı.

SPK açıklamasında, araştırmanın, Dünya Bankası tarafından 12 ülkede uygulanan "Finansal Yeterlilik Araştırması"nın Türkiye ayağı olup, SPK tarafından desteklendiği bildirildi.

Araştırmada Türk halkının finansal yeterliliği, finansal okur-yazarlık, bütçe yönetimi ve borçlanma, finansal planlama, finansal ürün seçimi, finansal tutum, davranış ve eğilimler, katılımcıların sosyo-ekonomik durumu, finansal bilgi edinimi ve ihtiyacı konuları altında incelendi ve aşağıdaki sonuçlara ulaşıldı.

Finansal Ürün Seçimi

Mevduat hesapları ve banka kredileri, özellikle orta ve yüksek gelir grubu tarafından en yaygın olarak kullanılan finansal ürünler olduğu kaydedilen raporda, katılımcıların özellikle karmaşık finansal ürünler hakkında, altın ve döviz gibi gayrı resmi finansal ürünlere kıyasla yüksek oranda bilgi edinme eğilimi gösterdiği belirtildi.

Katılımcıların, karmaşık finansal ürün kullanmaları halinde, alternatifler arasından ihtiyaçlarını en iyi karşılayacak olanı bulana kadar araştırma yaptıkları beyan edilen raporda, katılımcıların çoğunluğunun güvenilir, getirisi yüksek, düşük riskli ve bilinen finansal ürünleri tercih ettiği ifade edildi.

Raporda şunlar belirtildi:
"Şehirde yaşayan katılımcılar daha çok yüksek getiriye bakarken, kırsaldakiler ürünün değer yüksekliğine baktı. Ekonomik gelir düzeyi yüksek katılımcılarda karlılık, likidite ve düşük riske verilen önem artmakta, ürünün faizsiz olup olmamasına verilen önem ise düştü."

Finansal ürün kullanmayanların çoğunun neden olarak, ihtiyaçları olmadığını belirttiği kaydedilen raporda, bu nedenin arkasında, özellikle karmaşık finansal ürünlere nasıl ulaşılacağı ve kullanılacağına dair bilgilerinin olmaması görüldü. Raporda, bu nedenlerin yükselen gelirle birlikte düşüş gösterdiği kaydedildi.

Katılımcıların büyük bir oranı yeterli tasarrufa sahip olmaları durumunda altın ve dövize yatırım yapacaklarını belirttiği kaydedilen raporda, yeterli tasarrufları olduğu durumda, hem kırsaldan hem de şehirden katılımcılar için, altın ve dövizden sonra tercih edilecek finansal ürünlerin ise mevduat hesabı ve sigorta ürünleri olduğu kaydedildi.

 

Sorulara doğru cevap verme oranının gelir düzeyi (SES- Sosyo Economic Status) yükseldikçe arttığı belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:

"Görüşülen kişilerin çoğu (yüzde 84) basit bölme işlemine doğru cevap verdi. Faiz sorularında bu oran azaldı. Basit faizle ilgili soruya doğru cevap verenlerin oranı yüzde 36 iken, bileşik faizle ilgili soruda doğru cevapların oranı yüzde 26,1 oldu."

Bütçe yönetimi ve borçlanma

Gıda ve diğer gerekli ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra düzenli tasarruf yapma oranı düşük çıktığı belirtilen raporda, kırsalda tasarruf, şehirlerde ise harcama eğilimi yüksek çıktığı, genel olarak elde kalan paranın, en yüksek oranla (yüzde 15), acil ve öngörülemeyen durum ve sağlık harcamalarını karşılamak üzere biriktirildiği ifade edildi.

İhtiyaçların karşılanmasından sonra elde kalan parayla, mal ve varlıklara yatırım yapma oranının ise yüzde 4,1 çıktığı belirtilen raporda, şu değerlendirmede bulunuldu:
"Uzun vadeli gelecek planı yapanların oranı genel olarak düşüktür. Aile ve yakın tanıdıklar borç alınan kaynaklar arasında birinci sırada yer almaktadır. Kırsalda yaşayan ve düşük gelir grubundakiler zorunlu ihtiyaçlarını karşılamadan, zorunlu olmayan harcamalara girmekten çekinmekte, şehirde yaşayan ve yüksek gelir grubundakiler ise tam tersi yönde eğilim göstermektedir."

Finansal Planlama

Katılımcıların yüzde 78'inin eline para geçtiğinde nasıl kullanacağını planladığı belirtilen raporda, gelecek için yapılan planların vadesi sorulduğunda yüzde 52'lik bir kesimin 6 aydan kısa vadeli planlar yaptığını beyan etti.

60 yaş altı katılımcıların yaşlılık planları arasında, emeklilik maaşı alırken, başka bir işte çalışma stratejisini ön plana çıktığı kaydedilen raporda, "Bireysel bütçe planı yapan ve kırsalda yaşayanların gelecek planı yapma oranı, hane halkı bütçesi yapanlara ve şehirde yaşayanlara oranla düşük çıktı" ifade edildi.

Katılımcıların çocuklarının geleceği için, genel olarak, eğitimi yatırım olarak gördüğü belirtilen raporda, çocukları için birikim yapma oranının ise şehirde daha yüksek çıktığı kaydedildi.

Para idaresiyle ilgili bilgi edinme

Raporda şunlara yer verildi:
Katılımcılar önemli finansal kararlar verecekleri zaman ilk olarak tanıdıkları insanlara, ikinci olarak finans profesyonellerine danışmaktadırlar. En çok tercih edilen bilgi kaynakları arasında, bankalar, televizyon, internet ve devlet kuruluşları tarafından verilen eğitim seminerleri belirtilmiştir. Bireysel bütçelerini yönetenlerin finansal ürünlere yönelik mevcut bilgilerin, yeterli, güvenilir ve kolay anlaşılabilir olduğunu ifade etme oranı, hane halkı bütçesi yönetenlere göre daha yüksek çıkmıştır. Genel olarak, para idaresinin farklı yönlerine ilişkin daha fazla bilgi sahibi olmak ister miydiniz- Sorusuna katılımcıların yüzde 59'u hayır cevabı verirken, bireysel bütçe yönetimi yapanlar arasında finansal bir karar vermeden önce araştırma yapanlar bilgi edinme konusunda daha istekli çıkmışlardır.

Raporda, araştırma ön sonuçlarının, SPK koordinasyonunda yürütülen finansal eğitim ulusal stratejisi ve eylem planı çalışmaları kapsamında Türkiye'nin mevcut finansal okuryazarlık seviyesinin belirlenmesinde ölçüt olarak alınacağı belirtildi.

Dünya Bankası tarafından üzerinde çalışılmakta olan, ülkelerarası karşılaştırma ve ekonometrik analiz içeren sonuç raporu ise projelerin yürütülmesi sürecinde, hedef kitle ve ihtiyaçlarının belirlenmesine ve diğer ülkelerle karşılaştırmalar yapılmasına katkıda bulunacak.

Dünya Bankası ve SPK işbirliği ile yapılan araştırma, 21 Nisan - 4 Temmuz 2012 tarihleri arasında, TÜİK İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması kapsamında 12 bölgede, 40 il ve 142 ilçede, rassal örnekleme yöntemiyle seçilen 3009 yetişkin üzerinde yüz yüze mülakat tekniğiyle uygulandı. Katılımcılarla yapılan her bir görüşme 37 dakika sürdü.


Kaynak: Dünya