Konut Haberleri
21 Ara 2018 11:12
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 06:05
Gayrimenkul sektörüne yeni model!
Gayrimenkul sektörü projelerin devamlılığını garantiye almak ve riski paylaşmak için yeni bir model öneriyor. Buna göre arsa sahibi ve firma geçici ortak şirket kuracak ve hisseler bankalara rehin edilecek. Bir kamu kurumu da yapılan işleri denetleyecek.
İNŞAATÇILAR Derneği (İNDER) gayrimenkul sektöründe yeni bir sistem
üzerinde çalışıyor. 2018’de yaşanan sorunlardan yola çıkarak yeni
bir model üzerinde çalıştıklarını belirten İNDER Yönetim Kurulu
Başkanı Nazmi Durbakayım, arsa sahibi ile müteahhitlerin riski
paylaşması gerektiğini dile getirdi.
ÖZEL GEÇİCİ ŞİRKET
Dernek olarak planladıkları ve kamu ile paylaşacakları sistem ile ilgili bilgi veren Durbakayım, “Yeni hayata geçecek projelerin devamlılığını garantiye alacak ve son tüketici açısından mağduriyetleri ortadan kaldıracak yeni bir sistemin çatısını oluşturmak için yasal düzenlemeler için ilgili kurumlara rapor hazırladık. Bu kapsamda projelerin uluslararası piyasalarda Special Purpose Vehicle (SPV) adı verilen iş ortaklığı veya ortak girişim benzeri ‘işe özel geçici şirketler’ altında geliştirilmesini öneriyoruz. Mevcutta biz arsa sahibine bir bedel veriyoruz ve tüm risk sadece inşaatçının üzerinde. Şimdi diyoruz ki arsa sahibi ile o arsada proje yapacak firma bir şirket kursun, hisseleri ilgili finans kurumu rehin alsın. Bir kamu kurumu da denetler durumda olup halk edişlere göre bedelleri yatırsın. Bina tamamlama sigortası devreye girecek deniyor ancak o modelde yarım kalan inşaatı kimin yapacağı belli değil. Bu sistem hem sektör hem de vatandaş için daha sağlıklı olabilir” dedi. Dünyada arsa sahiplerine verilen oranın yüzde 20-30’larda olduğunu, Türkiye’de yüzde 70-80’lere geldiğini belirten Durbakayım, makul oranlar vermeden yapılan işlerde sorunların ortaya çıktığını, projelerin tamamlanamadığını dile getirdi.
9 SINIFA AYRILACAK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın müteahhitlerin mali ve teknik yeterliliğine göre sınıflandırılması çalışması yaptığını belirten Durbakayım, bu çalışmanın 2019’da devreye girmesini beklediklerini kaydetti. Durbakayım, “250 bin müteahhit 9 sınıfa ayrılacak ve herkes gücüne göre iş üstlenecek. Biz sektöre yeni isim gelmesin demiyoruz, gelsin ama kalıcı olacaksa gelsin. Dengeleri bozup gitmesin. Bir de param var arsam var istediğim işi yaparım dönemi bitecek. Bakanlık o proje o bölgede gerekli mi bakacak ve ona göre izin verecek” dedi.
2019 BEKLENTİLERİ
2018’de gayrimenkul sektörü için ses getiren düzenlemeler yapıldığını belirten Durbakayım, 2019’un umut yılı olacağını ifade etti. Durbakayım, sektörün beklentilerini şöyle özetledi;
-Bakanlık, planlama ve dönüşüm uygulamaları için oluşturduğu stratejileri uzun ve kısa vadeli politikalar olarak hızla uygulamaya koymalı.
-Yapı müteahhitlerinin sınıflandırılması çalışması yılın ilk çeyreğine hayata geçmeli.
-Senetli konut satışı artacak ancak bu sıkışık olan firmaların üzerindeki riski artıracak. Bunun olmaması için önlem alınmalı.
-Vergi ve tapu harcı indiriminin kalıcı olması sağlanmalı. Özelikle 1. el konuta teşvik verilmeli.
-Ruhsat alırken çok hırpalanıyoruz, bu alanda bürokrasi azalmalı.
-Müktesep hak yani kazanılmış hak sağlanmalı. Ruhsat alıp işe başlayan firma için yarı yolda şartlar değişmemeli.
-Konut kredi faizleri katlanılabilir seviyede olmalı.
-Arsa, demir, çimento gibi ana maliyet kalemleri makul seviyelerde olmalı.
ÖZEL GEÇİCİ ŞİRKET
Dernek olarak planladıkları ve kamu ile paylaşacakları sistem ile ilgili bilgi veren Durbakayım, “Yeni hayata geçecek projelerin devamlılığını garantiye alacak ve son tüketici açısından mağduriyetleri ortadan kaldıracak yeni bir sistemin çatısını oluşturmak için yasal düzenlemeler için ilgili kurumlara rapor hazırladık. Bu kapsamda projelerin uluslararası piyasalarda Special Purpose Vehicle (SPV) adı verilen iş ortaklığı veya ortak girişim benzeri ‘işe özel geçici şirketler’ altında geliştirilmesini öneriyoruz. Mevcutta biz arsa sahibine bir bedel veriyoruz ve tüm risk sadece inşaatçının üzerinde. Şimdi diyoruz ki arsa sahibi ile o arsada proje yapacak firma bir şirket kursun, hisseleri ilgili finans kurumu rehin alsın. Bir kamu kurumu da denetler durumda olup halk edişlere göre bedelleri yatırsın. Bina tamamlama sigortası devreye girecek deniyor ancak o modelde yarım kalan inşaatı kimin yapacağı belli değil. Bu sistem hem sektör hem de vatandaş için daha sağlıklı olabilir” dedi. Dünyada arsa sahiplerine verilen oranın yüzde 20-30’larda olduğunu, Türkiye’de yüzde 70-80’lere geldiğini belirten Durbakayım, makul oranlar vermeden yapılan işlerde sorunların ortaya çıktığını, projelerin tamamlanamadığını dile getirdi.
9 SINIFA AYRILACAK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın müteahhitlerin mali ve teknik yeterliliğine göre sınıflandırılması çalışması yaptığını belirten Durbakayım, bu çalışmanın 2019’da devreye girmesini beklediklerini kaydetti. Durbakayım, “250 bin müteahhit 9 sınıfa ayrılacak ve herkes gücüne göre iş üstlenecek. Biz sektöre yeni isim gelmesin demiyoruz, gelsin ama kalıcı olacaksa gelsin. Dengeleri bozup gitmesin. Bir de param var arsam var istediğim işi yaparım dönemi bitecek. Bakanlık o proje o bölgede gerekli mi bakacak ve ona göre izin verecek” dedi.
2019 BEKLENTİLERİ
2018’de gayrimenkul sektörü için ses getiren düzenlemeler yapıldığını belirten Durbakayım, 2019’un umut yılı olacağını ifade etti. Durbakayım, sektörün beklentilerini şöyle özetledi;
-Bakanlık, planlama ve dönüşüm uygulamaları için oluşturduğu stratejileri uzun ve kısa vadeli politikalar olarak hızla uygulamaya koymalı.
-Yapı müteahhitlerinin sınıflandırılması çalışması yılın ilk çeyreğine hayata geçmeli.
-Senetli konut satışı artacak ancak bu sıkışık olan firmaların üzerindeki riski artıracak. Bunun olmaması için önlem alınmalı.
-Vergi ve tapu harcı indiriminin kalıcı olması sağlanmalı. Özelikle 1. el konuta teşvik verilmeli.
-Ruhsat alırken çok hırpalanıyoruz, bu alanda bürokrasi azalmalı.
-Müktesep hak yani kazanılmış hak sağlanmalı. Ruhsat alıp işe başlayan firma için yarı yolda şartlar değişmemeli.
-Konut kredi faizleri katlanılabilir seviyede olmalı.
-Arsa, demir, çimento gibi ana maliyet kalemleri makul seviyelerde olmalı.