Röportaj
11 Ağu 2014 12:16
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 01:39
Fikirtepe’nin adalet dağıtan Avrupalı'sı!
Times dergisine dahi manşet olarak adını Fikirtepe inatçısına çıkaran Alaaddin Demirel’in evine ait adanın sahibi Vartaş Yapı patronu Ömer Faruk Barata, bölgede adaleti eşit olarak ilk kez kendilerinin bu şekilde sağladıklarını söyledi
Times dergisine dahi manşet olarak adını tüm dünyaya Fikirtepe İnatçısı olarak duyuran Alaaddin Demirel’in evine ait adanın sahibi Vartaş Yapı'nın Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Barata ile emlakeki.com olarak 2011 yılından bu yana bölgede tüm yaşananları a’dan z’ye konuştuk…
Vartaş nasıl ortaya çıktı?
Gayrimenkul işine 2000’li yıllarda başladım. İlk etapta gayrimenkul alım satım, küçük çaplı inşaat yapımı şeklinde girdik. Ancak sonrasında gömlek dar gelmeye başladı ve 2003 yıllarında büyüyerek şirketleşmeye karar verdik. 2011 yılında da elimizde olan tüm şirketleri -Entaş, ENS Yapı, VB Yapı, VT Yapı, AKS gibi- Vartaş Grubu çatısı altında topladık ancak hala daha işlevleri sürüyor. Şimdi iştirakimiz oaln o şirketlerden biri ancak Vartaş olarak çok ciddi bir kentsel dönüşüm işi yapacak.
Kentsel dönüşüm, rantsal dönüşüm mü?
Asla değil. Hatta demirden leblebi… Biz bu konuda dünyaya emsal olduk. Rantsal dönüşüm diyen kesim bizden de dinlemeli durumu aslında. Özünde şu var; vatandaş dişi ve tırnğı ile uğraşıp yaptığı evi vermesi kolay olmuyor ve yanlış mantıkla ilerliyor. ‘Kaç daire alacağım’ diye soruyor. Kandırıla da bilir. Bunun cephesi, komşusu ile aradaki farkı, şerefiyesi var.
İşte adaletin sırrı
Nasıl bir yöntem izlediniz?
Bizim lokasyonumuz gereği deniz görüyor dairelerimiz. Bu bilgilerin hiçbirine sahip değil vatandaş. Adaletli dağılım yaptık. O da şerefiye üzerinden oldu. Bize imza atan her insan 2 bin 285 kişinin de sözleşmesi aynı ve hepsinin şerefiye değeri var. Bin 100 dairenin hepsinin kimliğini rüzgar alışı dahil tüm detaylarını kitapçık olarak çıkardık.. Biri 17’de kuzeyi diğeri de 12’de güneyi aldıysa ve arada 20 bin lira oynuyor ise birbirlerine o meblağı ödemek zorunda. SPK lisanlı değerleme kuruluşları yapıyor bunu. Tabiri caizse dairelere bir nüfus kağıdı çıkartıyor. Bizde de aynı durum geçerli. Bize düşen hak fazlaysa şayet biz de geri ödüyoruz. Biz Fikirtepe’ye paylaşım konusunda adalet getirdik.
Almanlarla ortaklığınız nasıl başladı?
Almanlar kolay kolay karar veren bir vatandaşlar değil. Çok kuralcılar, bizde o kadar kuralcı insanları bu kadar kuralsız bir işe ikna ettik. Ortaklarımız zaten 6 ay bizimle flört ettiler. Bizden önce de birçok bölgede görüşmeler fakat kurumsal anlayışları, bakışları tutmamış. Satır satır anlattık durumu. ‘Bir yıl tıkanabilir’ dedik ve şartlarımız sunduk. Sözümüz de de durduk. Biz her projeyi en başından öngörüp programımızı ona gore yaparız ve tutururuz da. Almanlarla Elazığ’da da güzel işler yapacağız.
Ataşehir’e dev proje geliyor
AVM mi projeniz?
Evet onuncu ayda netleşir. Şimdi Ataşehir Yenisahra’da ciddi bir arazi geliştirme işi yapıyoruz. Orada da yaklaşık 120 dönüm alanda, aşağı yukarı aşağa yukarı 3 bin 500-4 bin konutluk yeni projemiz olacak
Renovia nasıl bir proje?
Burada dükkanlarıyla beraber canlı bir yaşam var. Akşam olunca hayatın bittiği değil devam ettiği bir yer hayal ettik. Tabanlıoğlu Mimarlık öyle olağanüstü bir hayal gücüyle yaptı ki projemizi, binaların altında dükkanlar var. Her yer ışıl ışıl yani eski mahalle manavından, bakkalına, terzisinden kuaförüne, bankasından restorantına… Neredeyse 7/24 açık olacak işletmeler olacak. Binalarımız 7. kattan itibaren deniz de görüyor. Bir konut alıcısı da bunları bulduğu zaman niye Nişantaşı’nı arasın? Buraya 250 bin ile 280 bin arasında yeni nüfus gelecek.
Vartaş bu ülkeye döviz getirecek
Vartaş Yapı’nın ilerki yıllarda çok iyi isle yapacağına da değinen Barata, şöyle devam etti: “Bir hedefimiz var; yurtdışından bu ülkeye kaynak getirmek yani sadece ortak alarak değil dışarıdan işler alıp bu ülkeye döviz getirmek . Azerbeycan, Türkmenistan, Özbekistan, Asya, Orta Asya gibi ülkelere işler yapacağız. Ben bir projeyi yaparken uykumda bile çizerim ve yaparım. Pahalıya da satsam satarım. Başımıza da geldi ilk projelerimizde.
Aslında kentsel dönüşüm bir milli meseledir
Firma olarak kentsel dönüşümü milli mesele olarak gördüklerini ve bu yüzden bu yola baş koyduklarını belirten Ömer Faruk Barata, “Bir dönem çekilmeyi dahi düşündük. İnsanları felaketten kurtaracaksınız, yenileyeceksiniz, dönüştüreceksiniz” dedi ve şöyle devam etti: “Bu inancımızı da Alman ortaklarımıza inandırdık ve bundan sonraki kentsel dönüşüm projelerinde de beraber olacağız.
Kentsel dönüşmde süreç nasıl olmalı?
Bu işte elbette para harcayan para kazanacak ama, sadece rantsal dönüşüm değildir. Bu işe devlet eliyle girilmeli. Şartmaneleri devlet hazırlamalı ve sunmalı. Aracı ve danışman olmalı. Bir açığımız var. Ne doğru bilmiyor vatandaşımız. Maktu sözleşme yok, müracaat birimi de yok. Her semte bir ofis açılmalı. Herşey şeffaf ve net olsa çok iyi ve hızlı olur. İstanbul’da da resmi ve gayriresmi 20 milyon vatandaş yaşıyor. Binalar kötü, çarpık kentleşme, kaçak yapılar ile birlikte 2004’e kadar çok ciddi bir kıyım içindeydi İstanbul. Eskiden 3 katlı birev ruhsatına 6 katlı bina yapılırdı. Ama o hesap olmaz. Neden? Çünkü o demir, o çimento statiği ona göre hesaplanmadı, Biz Fikirtepe’de 5 katlı bir binadan 4.5 ton demir çıkardık. Aslında bu bir cinayettir. Biz aynı ölçüde yani 100 metrekare için 30-32 ton demir kullanıyoruz. Kepçenin ucuyla dokunduğumuz anda yerle bir oldu bina. İstanbul’da sadece Fikirtepe değil, daha çok sıkıntılı bölgeler var. Daha acı bir tablosu var ki o da, hangi binayı yıkarsanız yıkın midye kabukları ile karşılaşıyorsunuz. Deniz kumuyla inşaat yapmışız aslında. Bir de şu tarafı var hangi hastaneye bu kadar insanı sığdıracağız hangi yolları hangi metroyu kullanacağız. Deprem olursa İstanbul hatta başka illerde de söz konusu bu; saatli bomba… O yüzden önemsedik ve inandık kentsel dönüşüme.”
Asıl inatçı Vartaş çıktı!
110 metrekareden 5 daire verdikleri Fikirtepe inatçısına istediklerini kabul ettiremeyen Vartaş, 25 ayda 16 milyon 250 bin lira kaybetti ama sonunda o imzayı attırdı hem de 90 metrekare 5 daireden…
Fikirtepe’ye 2011’in martında giren Vartaş Yapı, 3 evde sıkıntı yaşıyor. Ancak dünyaya mal olan bi rev varki, o da Alaaddin Demirel’e ait. Ömer Faruk Barata süreci şöyle anlattı: 25 ay bekledik. ‘Daha fazla alacağım’ isteği bu noktaya getirdi. Tam 16 trilyon 250 milyar lira kira bedeli ödedik. Sadece 1 adada. 5 daire alacak. Ama zarar etti. Başında da 5 daire alacaktı. 110 metrekareden 5 daire. Ama şimdi 90 metrekareden 5 daire alacak. Hatta kardeşim benden gizli 53 metrekare arsa da teklif etmiş. Kendi arsasını devredecekti. Toplamda 875 bin lira artı rant sağlayacaktı. Daire metrekare hesabıyla 150 metrekare kaybı var. 1 trilyon 925 bin lira kayıpta aslında. Ama bize de 16 trilyon kaybettirdi tabii. Fikirtepe inatçısı herkese pahalıya mal oldu. Çevre Bakanlığı bir davetiye gönderdi. Bize de ona da. Karşılıklı bir müzakere hakem durumu oldu. Bakanlıkta değil de kahve içerken kafede hadiseyi çözdük.
Başka bir adamız daha var. Yani Fikirtepe rantsal dönüşüm değil aslında. Ama Bakanlık el koydu artık. Hakemlik yapıyor imza atmayan varsa tarih veriyor tutanakla. Eğer o sürece kadar atmazsa kamulaştırma süreci başlıyor. 15 gün sonra artık devlete geçiyor o mal. Buna sevindik de. Kimsenin malı elinden gitmesin. Yüzde 100 oranında anlaşalım istiyoruz. ‘Ben okudum ama komşum okumamış bana daha fazla verin’ diyen var.”
Vartaş nasıl ortaya çıktı?
Gayrimenkul işine 2000’li yıllarda başladım. İlk etapta gayrimenkul alım satım, küçük çaplı inşaat yapımı şeklinde girdik. Ancak sonrasında gömlek dar gelmeye başladı ve 2003 yıllarında büyüyerek şirketleşmeye karar verdik. 2011 yılında da elimizde olan tüm şirketleri -Entaş, ENS Yapı, VB Yapı, VT Yapı, AKS gibi- Vartaş Grubu çatısı altında topladık ancak hala daha işlevleri sürüyor. Şimdi iştirakimiz oaln o şirketlerden biri ancak Vartaş olarak çok ciddi bir kentsel dönüşüm işi yapacak.
Kentsel dönüşüm, rantsal dönüşüm mü?
Asla değil. Hatta demirden leblebi… Biz bu konuda dünyaya emsal olduk. Rantsal dönüşüm diyen kesim bizden de dinlemeli durumu aslında. Özünde şu var; vatandaş dişi ve tırnğı ile uğraşıp yaptığı evi vermesi kolay olmuyor ve yanlış mantıkla ilerliyor. ‘Kaç daire alacağım’ diye soruyor. Kandırıla da bilir. Bunun cephesi, komşusu ile aradaki farkı, şerefiyesi var.
İşte adaletin sırrı
Nasıl bir yöntem izlediniz?
Bizim lokasyonumuz gereği deniz görüyor dairelerimiz. Bu bilgilerin hiçbirine sahip değil vatandaş. Adaletli dağılım yaptık. O da şerefiye üzerinden oldu. Bize imza atan her insan 2 bin 285 kişinin de sözleşmesi aynı ve hepsinin şerefiye değeri var. Bin 100 dairenin hepsinin kimliğini rüzgar alışı dahil tüm detaylarını kitapçık olarak çıkardık.. Biri 17’de kuzeyi diğeri de 12’de güneyi aldıysa ve arada 20 bin lira oynuyor ise birbirlerine o meblağı ödemek zorunda. SPK lisanlı değerleme kuruluşları yapıyor bunu. Tabiri caizse dairelere bir nüfus kağıdı çıkartıyor. Bizde de aynı durum geçerli. Bize düşen hak fazlaysa şayet biz de geri ödüyoruz. Biz Fikirtepe’ye paylaşım konusunda adalet getirdik.
Almanlarla ortaklığınız nasıl başladı?
Almanlar kolay kolay karar veren bir vatandaşlar değil. Çok kuralcılar, bizde o kadar kuralcı insanları bu kadar kuralsız bir işe ikna ettik. Ortaklarımız zaten 6 ay bizimle flört ettiler. Bizden önce de birçok bölgede görüşmeler fakat kurumsal anlayışları, bakışları tutmamış. Satır satır anlattık durumu. ‘Bir yıl tıkanabilir’ dedik ve şartlarımız sunduk. Sözümüz de de durduk. Biz her projeyi en başından öngörüp programımızı ona gore yaparız ve tutururuz da. Almanlarla Elazığ’da da güzel işler yapacağız.
Ataşehir’e dev proje geliyor
AVM mi projeniz?
Evet onuncu ayda netleşir. Şimdi Ataşehir Yenisahra’da ciddi bir arazi geliştirme işi yapıyoruz. Orada da yaklaşık 120 dönüm alanda, aşağı yukarı aşağa yukarı 3 bin 500-4 bin konutluk yeni projemiz olacak
Renovia nasıl bir proje?
Burada dükkanlarıyla beraber canlı bir yaşam var. Akşam olunca hayatın bittiği değil devam ettiği bir yer hayal ettik. Tabanlıoğlu Mimarlık öyle olağanüstü bir hayal gücüyle yaptı ki projemizi, binaların altında dükkanlar var. Her yer ışıl ışıl yani eski mahalle manavından, bakkalına, terzisinden kuaförüne, bankasından restorantına… Neredeyse 7/24 açık olacak işletmeler olacak. Binalarımız 7. kattan itibaren deniz de görüyor. Bir konut alıcısı da bunları bulduğu zaman niye Nişantaşı’nı arasın? Buraya 250 bin ile 280 bin arasında yeni nüfus gelecek.
Vartaş bu ülkeye döviz getirecek
Vartaş Yapı’nın ilerki yıllarda çok iyi isle yapacağına da değinen Barata, şöyle devam etti: “Bir hedefimiz var; yurtdışından bu ülkeye kaynak getirmek yani sadece ortak alarak değil dışarıdan işler alıp bu ülkeye döviz getirmek . Azerbeycan, Türkmenistan, Özbekistan, Asya, Orta Asya gibi ülkelere işler yapacağız. Ben bir projeyi yaparken uykumda bile çizerim ve yaparım. Pahalıya da satsam satarım. Başımıza da geldi ilk projelerimizde.
Aslında kentsel dönüşüm bir milli meseledir
Firma olarak kentsel dönüşümü milli mesele olarak gördüklerini ve bu yüzden bu yola baş koyduklarını belirten Ömer Faruk Barata, “Bir dönem çekilmeyi dahi düşündük. İnsanları felaketten kurtaracaksınız, yenileyeceksiniz, dönüştüreceksiniz” dedi ve şöyle devam etti: “Bu inancımızı da Alman ortaklarımıza inandırdık ve bundan sonraki kentsel dönüşüm projelerinde de beraber olacağız.
Kentsel dönüşmde süreç nasıl olmalı?
Bu işte elbette para harcayan para kazanacak ama, sadece rantsal dönüşüm değildir. Bu işe devlet eliyle girilmeli. Şartmaneleri devlet hazırlamalı ve sunmalı. Aracı ve danışman olmalı. Bir açığımız var. Ne doğru bilmiyor vatandaşımız. Maktu sözleşme yok, müracaat birimi de yok. Her semte bir ofis açılmalı. Herşey şeffaf ve net olsa çok iyi ve hızlı olur. İstanbul’da da resmi ve gayriresmi 20 milyon vatandaş yaşıyor. Binalar kötü, çarpık kentleşme, kaçak yapılar ile birlikte 2004’e kadar çok ciddi bir kıyım içindeydi İstanbul. Eskiden 3 katlı birev ruhsatına 6 katlı bina yapılırdı. Ama o hesap olmaz. Neden? Çünkü o demir, o çimento statiği ona göre hesaplanmadı, Biz Fikirtepe’de 5 katlı bir binadan 4.5 ton demir çıkardık. Aslında bu bir cinayettir. Biz aynı ölçüde yani 100 metrekare için 30-32 ton demir kullanıyoruz. Kepçenin ucuyla dokunduğumuz anda yerle bir oldu bina. İstanbul’da sadece Fikirtepe değil, daha çok sıkıntılı bölgeler var. Daha acı bir tablosu var ki o da, hangi binayı yıkarsanız yıkın midye kabukları ile karşılaşıyorsunuz. Deniz kumuyla inşaat yapmışız aslında. Bir de şu tarafı var hangi hastaneye bu kadar insanı sığdıracağız hangi yolları hangi metroyu kullanacağız. Deprem olursa İstanbul hatta başka illerde de söz konusu bu; saatli bomba… O yüzden önemsedik ve inandık kentsel dönüşüme.”
Asıl inatçı Vartaş çıktı!
110 metrekareden 5 daire verdikleri Fikirtepe inatçısına istediklerini kabul ettiremeyen Vartaş, 25 ayda 16 milyon 250 bin lira kaybetti ama sonunda o imzayı attırdı hem de 90 metrekare 5 daireden…
Fikirtepe’ye 2011’in martında giren Vartaş Yapı, 3 evde sıkıntı yaşıyor. Ancak dünyaya mal olan bi rev varki, o da Alaaddin Demirel’e ait. Ömer Faruk Barata süreci şöyle anlattı: 25 ay bekledik. ‘Daha fazla alacağım’ isteği bu noktaya getirdi. Tam 16 trilyon 250 milyar lira kira bedeli ödedik. Sadece 1 adada. 5 daire alacak. Ama zarar etti. Başında da 5 daire alacaktı. 110 metrekareden 5 daire. Ama şimdi 90 metrekareden 5 daire alacak. Hatta kardeşim benden gizli 53 metrekare arsa da teklif etmiş. Kendi arsasını devredecekti. Toplamda 875 bin lira artı rant sağlayacaktı. Daire metrekare hesabıyla 150 metrekare kaybı var. 1 trilyon 925 bin lira kayıpta aslında. Ama bize de 16 trilyon kaybettirdi tabii. Fikirtepe inatçısı herkese pahalıya mal oldu. Çevre Bakanlığı bir davetiye gönderdi. Bize de ona da. Karşılıklı bir müzakere hakem durumu oldu. Bakanlıkta değil de kahve içerken kafede hadiseyi çözdük.
Başka bir adamız daha var. Yani Fikirtepe rantsal dönüşüm değil aslında. Ama Bakanlık el koydu artık. Hakemlik yapıyor imza atmayan varsa tarih veriyor tutanakla. Eğer o sürece kadar atmazsa kamulaştırma süreci başlıyor. 15 gün sonra artık devlete geçiyor o mal. Buna sevindik de. Kimsenin malı elinden gitmesin. Yüzde 100 oranında anlaşalım istiyoruz. ‘Ben okudum ama komşum okumamış bana daha fazla verin’ diyen var.”