Gündem
28 Eki 2015 09:15
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 03:39
Et'çilerden WHO'ya sert tepki!
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş etlerin sigara ve asbest gibi kansere yol açma ihtimali olduğunu bildirmesi ve kırmızı eti de kanserojenler arasında listelemesine dünyadaki büyük gıda birliklerinden sert tepki geldi.
Dünyanın birçok yerinde et üreticileri ve birlikleri, Dünya Sağlık
Örgütü’nün işlenmiş et tüketimiyle ilgili ‘kanserojen’ uyarısı
yapmasına sert tepki verdi. Birlikler ve bazı bilim adamları
kırmızı etin kansere neden olmadığı ve bu tip gıdaların sigara ile
aynı risk grubunda gösterilmesinin hata olduğunu savunuyor.
WHO’nun yayınladığı rapora göre salam, sosis, sucuk, jambon, pastırma gibi işlenmiş etlerin, sigara ve asbest gibi kansere yol açma ihtimali var. WHO Uluslararası Kanser Araştırma Ajans, yayınladığı raporda, kırmızı eti de kanserojenler arasında listeledi ancak kırmızı etin işlenmiş etten daha az tehlikeli sayıldığını ekledi. Rapora göre son dönemde yapılan araştırmalarda salam, sosis, sucuk, jambon, pastırma gibi işlenmiş etlerin, dünyadaki her 30 ölümdeki birinden sorumlu tutuluyor. WHO’nun kararı hem bilim dünyasında, hem kırmızı et yiyenler arasında hem de et endüstrisinde sert tepki çekti.
‘Beslenmede önemli bir rolü var’ savunması
İngiltere’de Ulusal Çiftçiler Birliği, WHO’nun raporu sonrasında yaptığı açıklamada, bilim ve tıp çevrelerinin belli oranda tüketildiği takdirde kırmızı etin insan sağlığına yararlı olduğunu savunduğu hatırlatıldı. Birliğin başkanı Meurig Raymond, kırmızı et yemenin sağlıklı bir beslenme programında önemli bir rolü olduğunu desteklediklerini, bunun geleneksel beslenme tarzlarının bir parçası olduğunu belirtti.
İngiltere Et Danışma Paneli (MAP) yetkilileri, kırmızı etten uzak durmanın bireyleri kansere karşı koruyamayacağını kaydettiler. MAP yetkilisi Robert Pickard, insanların beslenmelerinde et olup olmamasının tamamen kişisel tercihleri olabileceğini ifade etti. MAP beslenme uzmanı Carrie Ruxton, WHO’nun bulgularının aksine kadınların, genç kızların ve okul öncesi çağlardaki çocukların daha iyi beslenebilmek amacıyla daha fazla et tüketmeleri gerektiğini savunuyor.
İngiltere merkezli işlenmiş et üreticisi Westaways Sausages’ın sahibi Charles Baughan da rapora tepki verdi. “Biraz önce et yedim ve sağlığımla ilgili en ufak bir endişe taşımıyorum. WHO’nun raporu gibi araştırmaya genellikle biraz şüpheyle yaklaşıyorum” değerlendirmesinde bulundu. Haftada 500 bin sosis üretimi gerçekleştirdiklerini belirten Baughan, halkın bu rapordan fazla etkilenmesini beklemediklerini ifade etti.
‘Dramatik ve panik yaratıcı’ bir açıklama
Benzer tepkiler Atlantik’in diğer kıyısından da geliyor. Kuzey Amerika Et Enstitüsü (NAMI) uluslararası kuruluşun raporunu ‘dramatik’ ve ‘panik yaratıcı’ olarak niteledi. NAMI’nin başkanı Barry Carpenter kırmızı et ve işlenmiş etin sadece teorik seviyede bir tehlike yarattığını düşündüklerini söyledi. NAMI’nın verilerine göre ABD halkı ve Kanadalılar 2013 yılında et ve tavuk ürünleri için yılda kişi başına ortalama 654 dolar harcama yaptı. Bu da toplam gıda faturalarının yüzde 14.5’ini oluşturuyor.
Ulusal Büyükbaş Hayvan Birliği de, bazı bilimsel araştırmalardan WHO ile ayrı düşen görüşlere yer verilen bir açıklama yayınladı. Açıklamada, kanserin, sebep olarak etin suçlanamayacağı kadar komplike bir hastalık olduğuna dikkat çekildi. Sektörün önde gelen işletmelerinden Hormel, WHO raporunda. etin faydalarının göz ardı edildiğine vurgu yaptı ve ‘etin içerdiği birçok besin, yarattığı tehlikeden çok daha önemli boyutta’ ifadelerini kullandı.
Gıda araştırmaları profesörü Ian Johnson da, yüksek derecede kanserojen olduğu bilinen sigara ve tütün ürünleriyle etin kıyaslanıyor olmasını talihsizlik olarak nitelendirdi.
WHO’nun yayınladığı rapora göre salam, sosis, sucuk, jambon, pastırma gibi işlenmiş etlerin, sigara ve asbest gibi kansere yol açma ihtimali var. WHO Uluslararası Kanser Araştırma Ajans, yayınladığı raporda, kırmızı eti de kanserojenler arasında listeledi ancak kırmızı etin işlenmiş etten daha az tehlikeli sayıldığını ekledi. Rapora göre son dönemde yapılan araştırmalarda salam, sosis, sucuk, jambon, pastırma gibi işlenmiş etlerin, dünyadaki her 30 ölümdeki birinden sorumlu tutuluyor. WHO’nun kararı hem bilim dünyasında, hem kırmızı et yiyenler arasında hem de et endüstrisinde sert tepki çekti.
‘Beslenmede önemli bir rolü var’ savunması
İngiltere’de Ulusal Çiftçiler Birliği, WHO’nun raporu sonrasında yaptığı açıklamada, bilim ve tıp çevrelerinin belli oranda tüketildiği takdirde kırmızı etin insan sağlığına yararlı olduğunu savunduğu hatırlatıldı. Birliğin başkanı Meurig Raymond, kırmızı et yemenin sağlıklı bir beslenme programında önemli bir rolü olduğunu desteklediklerini, bunun geleneksel beslenme tarzlarının bir parçası olduğunu belirtti.
İngiltere Et Danışma Paneli (MAP) yetkilileri, kırmızı etten uzak durmanın bireyleri kansere karşı koruyamayacağını kaydettiler. MAP yetkilisi Robert Pickard, insanların beslenmelerinde et olup olmamasının tamamen kişisel tercihleri olabileceğini ifade etti. MAP beslenme uzmanı Carrie Ruxton, WHO’nun bulgularının aksine kadınların, genç kızların ve okul öncesi çağlardaki çocukların daha iyi beslenebilmek amacıyla daha fazla et tüketmeleri gerektiğini savunuyor.
İngiltere merkezli işlenmiş et üreticisi Westaways Sausages’ın sahibi Charles Baughan da rapora tepki verdi. “Biraz önce et yedim ve sağlığımla ilgili en ufak bir endişe taşımıyorum. WHO’nun raporu gibi araştırmaya genellikle biraz şüpheyle yaklaşıyorum” değerlendirmesinde bulundu. Haftada 500 bin sosis üretimi gerçekleştirdiklerini belirten Baughan, halkın bu rapordan fazla etkilenmesini beklemediklerini ifade etti.
‘Dramatik ve panik yaratıcı’ bir açıklama
Benzer tepkiler Atlantik’in diğer kıyısından da geliyor. Kuzey Amerika Et Enstitüsü (NAMI) uluslararası kuruluşun raporunu ‘dramatik’ ve ‘panik yaratıcı’ olarak niteledi. NAMI’nin başkanı Barry Carpenter kırmızı et ve işlenmiş etin sadece teorik seviyede bir tehlike yarattığını düşündüklerini söyledi. NAMI’nın verilerine göre ABD halkı ve Kanadalılar 2013 yılında et ve tavuk ürünleri için yılda kişi başına ortalama 654 dolar harcama yaptı. Bu da toplam gıda faturalarının yüzde 14.5’ini oluşturuyor.
Ulusal Büyükbaş Hayvan Birliği de, bazı bilimsel araştırmalardan WHO ile ayrı düşen görüşlere yer verilen bir açıklama yayınladı. Açıklamada, kanserin, sebep olarak etin suçlanamayacağı kadar komplike bir hastalık olduğuna dikkat çekildi. Sektörün önde gelen işletmelerinden Hormel, WHO raporunda. etin faydalarının göz ardı edildiğine vurgu yaptı ve ‘etin içerdiği birçok besin, yarattığı tehlikeden çok daha önemli boyutta’ ifadelerini kullandı.
Gıda araştırmaları profesörü Ian Johnson da, yüksek derecede kanserojen olduğu bilinen sigara ve tütün ürünleriyle etin kıyaslanıyor olmasını talihsizlik olarak nitelendirdi.