Konut Haberleri
18 Ara 2014 08:16
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:18
Eski patriğin arsası iade edildi
1964 kararnamesiyle devletin el koyduğu, daha sonra üzerine Fenerbahçe Camii yapılan eski Fener Rum patriklerinden Vapurci’nin arazisi Yargıtay kararıyla mirasçıları adına tescil edilecek.
Yargıtay, Rum azınlık mensuplarının mülk edinmelerine sınırlama
getiren 1964 tarihli kararnameyle el konulan Fenerbahçe Camii’nin
bulunduğu arazinin, halen Yunanistan’da yaşayan 92 yaşındaki
Stamatis Papamanolaki adına tescil edilmesi kararını onadı. Eski
Fener Partiği Maksimos Vapurci’nin mirasçılarından olan
Papamanolaki’nin hukuk zaferi, kararname ile Hazine’ye devredilen
diğer mülklerin iadesinin de önünü açıyor. Papamanolaki’nin
arazideki caminin varlığına razı olacağını, sadece arazinin maddi
değerini Hazine’den talep edeceği belirtildi. Emlakçılar araziye 12
milyon dolar değer biçiyor.
Köşk’e el konuldu
Rum azınlık mensubu Ernestuğ Vapurci, 1949’da Vatan Kümiziyan isimli kişiden Kadıköy Zühtüpaşa Mahallesi’nde bir köşk aldı. Vapurci, 1971’de ölünce köşk, daha sonra Fener Patriği olan kardeşi Maksimos Vapurci ve diğer kardeşi Yani Vapurci’ye geçti. Maksimos Vapurci 1972’de, Köşkün tek sahibi Yani Vapurci ise 1974’de öldü. Köşk, eşi Kornilla Vapurci’ye kaldı. Kornilla Vapurci, mahkemeden mirasçılık belgesi aldı ve 1982’de düzenlediği vasiyetname ile köşk ile üzerinde bulunduğu araziyi evlatlığı Yunan asıllı Türk vatandaşı Stamatis Papamanolaki’ye bıraktı.
Hazine, mahkemeye başvurarak 1964 kararnamesine göre, Kornilia’nın mirasçılık belgesinin iptalini istedi. Söz konusu kararname, Yunan uyruklu vatandaşların Türkiye’deki mallarının satışı, mal alımı gibi işlemlerin durdurulmasını öngörüyordu. Kadıköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesi de Hazine’nin talebini yerinde görerek 1985’de mirasçılık belgesini iptal etti. Böylece köşk ve arazi devletin eline geçti. 1986’da köşk yıkıldı, daha sonra arazi üzerine Fenerbahçe Camii inşa edildi.
Mahkemenin lehte kararı
Papamanolaki, 2008’de Kadıköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, köşk ve arazinin iadesini istedi. Mahkeme kararnameyle getirilen devir yasağının geçici bir tedbir olarak anlaşılması gerektiği, mülkiyet hakkını tamamen ortadan kaldırmayacağı kararını verdi. Mahkeme, Hazine adına olan tapu kaydının iptaline ve tapunun davacı adına tesciline karar verdi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Kornelia Vapurci’nin taşınmaz yönünden Yani Vapurci’nin mirasçısı olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu. Yerel mahkeme ise kararında direndi. Mahkeme 1964 tarihli kararnamenin 1988’de çıkarılan başka bir Bakanlar Kurulu kararnamesi ile yürürlükten kaldırıldığına dikkat çekti.
Dava Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geldi. Kurul, yerel mahkemenin 1964 kararnamesine ilişkin görüşünü doğru buldu, ancak konunun mütekabiliyet (karşılıklılık) açısından da değerlendirmesi gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu.
Hazine’nin tapusu iptal
Mahkemenin mütekabiliyet olup olmadığını sorduğu Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nden alınan yazılarda Yani Vapurci’nin ölüm tarihi olan 16 Haziran 1974’te Türkiye ve Yunanistan devletleri arasında miras ve gayrimenkul edinimi açısından karşılıklılık bulunduğu belirtildi. Bunun üzerine mahkeme, taşınmazın Hazine’ye ait olan tapusunun iptal edilerek Papamanolaki adına tesciline karar verdi. Hazine’nin kararı temyiz etmesi de sonucu değiştirmedi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararı onadı ve ardından yine Hazine’nin yaptığı karar düzeltme talebini de reddetti. Yıllarca Türkiye’de yaşadıktan sonra Yunanistan’a taşınan Papamanolaki’nin Fenerbahçe Camii’nin kendisi açısından da çok kutsal olduğu ve dokunmayacağı, ancak arazinin maddi değerini tazmin için girişimde bulunacağı, talebi uygun görülürse ve Hazine’ye iade edebileceği öğrenildi.
Rezidans olsa 30 milyon dolar
Fenerbahçe bölgesinde iş yapan gayrimenkul sektöründen uzmanlar ve emlakçiler caminin bulunduğu araziyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Cami alanı yaklaşık 1.190 metrekare. 2.500-3 bin metrekareye kadar inşaat yapılabilir. Etraftaki binalara bakıldığında emsal teşkil eder ama bir imar sınırı yok. Dikey olarak iyi bir konut projesi yapılabilir. Bölgede arazi fiyatları ise metrekaresi 10 bin dolar civarında seyrediyor. Rezidans gibi bir projede fiyat çok daha yukarı çıkar.”
Bu da arazinin 12 milyon dolara (yaklaşık 27.9 milyon TL) satılabileceğini gösteriyor. Böyle bir konut projesi yapıldığında toplam satış bedeli 30 milyon doları (yaklaşık 69.9 milyon TL) bulabiliyor.
‘Mahkeme tarafsız ve önyargısız davrandı’
Konuyu Milliyet’e değerlendiren Papamanolaki’nin avukatı Barış Tan, şunları söyledi: “Rumların elindeki taşınmazlara Hazine’ce el konulması, kendilerine veraset belgesi dahi verilmemesi gibi Yargıtay’ın yıllarca vermeye devam ettiği hukukun temel ilke ve kuramları ile bağdaşmayan kararları vardı.
Öncelikle İstanbul Anadolu 8. Hukuk Mahkemesi, bilahare Yargıtay Hukuk Genel Kurulu verdiği bu yeni kararla, yabancı uyruklu kişilerin mülkiyet hakkını ortadan kaldıran veya mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili olarak yapabilecekleri bir takım borçlandırıcı işlemleri tamamen geçersiz ve hükümsüz kılan bir düzenleme olmadığını belirledi.
Mahkeme ve Yargıtay, son derece tarafsız ve önyargısız davranmıştır.”
Köşk’e el konuldu
Rum azınlık mensubu Ernestuğ Vapurci, 1949’da Vatan Kümiziyan isimli kişiden Kadıköy Zühtüpaşa Mahallesi’nde bir köşk aldı. Vapurci, 1971’de ölünce köşk, daha sonra Fener Patriği olan kardeşi Maksimos Vapurci ve diğer kardeşi Yani Vapurci’ye geçti. Maksimos Vapurci 1972’de, Köşkün tek sahibi Yani Vapurci ise 1974’de öldü. Köşk, eşi Kornilla Vapurci’ye kaldı. Kornilla Vapurci, mahkemeden mirasçılık belgesi aldı ve 1982’de düzenlediği vasiyetname ile köşk ile üzerinde bulunduğu araziyi evlatlığı Yunan asıllı Türk vatandaşı Stamatis Papamanolaki’ye bıraktı.
Hazine, mahkemeye başvurarak 1964 kararnamesine göre, Kornilia’nın mirasçılık belgesinin iptalini istedi. Söz konusu kararname, Yunan uyruklu vatandaşların Türkiye’deki mallarının satışı, mal alımı gibi işlemlerin durdurulmasını öngörüyordu. Kadıköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesi de Hazine’nin talebini yerinde görerek 1985’de mirasçılık belgesini iptal etti. Böylece köşk ve arazi devletin eline geçti. 1986’da köşk yıkıldı, daha sonra arazi üzerine Fenerbahçe Camii inşa edildi.
Mahkemenin lehte kararı
Papamanolaki, 2008’de Kadıköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, köşk ve arazinin iadesini istedi. Mahkeme kararnameyle getirilen devir yasağının geçici bir tedbir olarak anlaşılması gerektiği, mülkiyet hakkını tamamen ortadan kaldırmayacağı kararını verdi. Mahkeme, Hazine adına olan tapu kaydının iptaline ve tapunun davacı adına tesciline karar verdi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Kornelia Vapurci’nin taşınmaz yönünden Yani Vapurci’nin mirasçısı olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu. Yerel mahkeme ise kararında direndi. Mahkeme 1964 tarihli kararnamenin 1988’de çıkarılan başka bir Bakanlar Kurulu kararnamesi ile yürürlükten kaldırıldığına dikkat çekti.
Dava Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geldi. Kurul, yerel mahkemenin 1964 kararnamesine ilişkin görüşünü doğru buldu, ancak konunun mütekabiliyet (karşılıklılık) açısından da değerlendirmesi gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu.
Hazine’nin tapusu iptal
Mahkemenin mütekabiliyet olup olmadığını sorduğu Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nden alınan yazılarda Yani Vapurci’nin ölüm tarihi olan 16 Haziran 1974’te Türkiye ve Yunanistan devletleri arasında miras ve gayrimenkul edinimi açısından karşılıklılık bulunduğu belirtildi. Bunun üzerine mahkeme, taşınmazın Hazine’ye ait olan tapusunun iptal edilerek Papamanolaki adına tesciline karar verdi. Hazine’nin kararı temyiz etmesi de sonucu değiştirmedi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararı onadı ve ardından yine Hazine’nin yaptığı karar düzeltme talebini de reddetti. Yıllarca Türkiye’de yaşadıktan sonra Yunanistan’a taşınan Papamanolaki’nin Fenerbahçe Camii’nin kendisi açısından da çok kutsal olduğu ve dokunmayacağı, ancak arazinin maddi değerini tazmin için girişimde bulunacağı, talebi uygun görülürse ve Hazine’ye iade edebileceği öğrenildi.
Rezidans olsa 30 milyon dolar
Fenerbahçe bölgesinde iş yapan gayrimenkul sektöründen uzmanlar ve emlakçiler caminin bulunduğu araziyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Cami alanı yaklaşık 1.190 metrekare. 2.500-3 bin metrekareye kadar inşaat yapılabilir. Etraftaki binalara bakıldığında emsal teşkil eder ama bir imar sınırı yok. Dikey olarak iyi bir konut projesi yapılabilir. Bölgede arazi fiyatları ise metrekaresi 10 bin dolar civarında seyrediyor. Rezidans gibi bir projede fiyat çok daha yukarı çıkar.”
Bu da arazinin 12 milyon dolara (yaklaşık 27.9 milyon TL) satılabileceğini gösteriyor. Böyle bir konut projesi yapıldığında toplam satış bedeli 30 milyon doları (yaklaşık 69.9 milyon TL) bulabiliyor.
‘Mahkeme tarafsız ve önyargısız davrandı’
Konuyu Milliyet’e değerlendiren Papamanolaki’nin avukatı Barış Tan, şunları söyledi: “Rumların elindeki taşınmazlara Hazine’ce el konulması, kendilerine veraset belgesi dahi verilmemesi gibi Yargıtay’ın yıllarca vermeye devam ettiği hukukun temel ilke ve kuramları ile bağdaşmayan kararları vardı.
Öncelikle İstanbul Anadolu 8. Hukuk Mahkemesi, bilahare Yargıtay Hukuk Genel Kurulu verdiği bu yeni kararla, yabancı uyruklu kişilerin mülkiyet hakkını ortadan kaldıran veya mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili olarak yapabilecekleri bir takım borçlandırıcı işlemleri tamamen geçersiz ve hükümsüz kılan bir düzenleme olmadığını belirledi.
Mahkeme ve Yargıtay, son derece tarafsız ve önyargısız davranmıştır.”