Sektörel
10 Şub 2014 15:56
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 00:53
En çok ölüm inşaatta yaşanıyor!
Ocak ayında en çok işçinin inşaatlarda çalıştığı bildirilirken, İstanbul İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin yayımladığı rapora göre en çok ölümün yaşandığı işkolu da inşaat.
Yayımlanan verilere göre, aralık ayında yaşanan dönemsel
durgunluğun ardından, ocak ayında iş ilanlarında inşaat yaklaşık
yüzde 10’luk bir artış sağladı. 2013’ün en çok büyüyen iş kolu olan
inşaat, ocak ayında da başı çekti.
Rant odaklı
Evrensel'den Vedat Yalvaç'ın haberine göre, inşaat alanında, çalışma artışı ile paralel artan işçi ölümlerini, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, her iki yönde yaşanan artışları inşaat sektörünün ihtiyaç odaklı değil belli bir kaynak ve rant alanları ile yeni zenginler yaratmak üzere geliştirilmesine bağlıyor.
Türkiye’de inşaatın son yıllarda hem siyaseti hem de ülkeyi finanse eden bir noktaya oturduğunu belirten Gökçe, “Kentlerimizde ne kadar boş alan varsa, lüks konutlara, alışveriş merkezlerine dönüştü. Ayrıca kamu binaları da kamu arsaları da yeni zenginler yaratmak üzere peşkeş çekildi. Ayrıca otoyol inşaatları, 3. köprü, İstanbul-İzmir otoyolu, Avrasya Türk tüneli, Marmaray ve ülkemizin diğer yerlerinde yapılan alt yapı ve konut inşaatları önemli bir istihdam kaynağı oldu” diyerek inşaat sektöründe gelinen son noktayı gözler önüne serdi” dedi. Gökçe, bir taraftan istihdamın oluşması olumlu bir hava yaratsa da, bu sektörün ucuz iş gücü yaratmak üzere planlanması ve işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerin alınmaması üzerine işçi ölümlerinin sık yaşanması oluşan bu olumlu havayı dağıttığını kaydetti. Bu önlemlerin alınmasının bir maliyet gerektirdiğini söyleyen Gökçe, inşaat alanında üretim yapanların, öncelikli olarak kendi kazançlarını yani işin ticari çerçevesini işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunun önünde tutuğunu vurguladı.
Devlet denetimi olmadan çözülmez
İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin bir maliyet olduğunu, bu nedenle de mütaeahhitlerin bu maliyetlerden kaçtığını ifade eden Gökçe, “İş güvenliği uzmanlarının ücretlerini o inşaatın patronundan aldıkları sürece, gerekli olan denetimi ve iş güvenliği önlemleri alma şansları yoktur. Bu uzmanlar devlet tarafından görevlendirilmelidir. İnşaat denetimi ve güvenliği konusunda görev alan yapı denetim firmalarının da mütahitler tarafından belirlenmiş olması sorunların ana kaynaklarından biri olarak ortaya çıkmaktadır. İşçilerin örgütsüz olmaları da kazaların artmasına neden olmaktadır” diye konuştu.
Mühendis ve Mimar Odalarının proje yapım evresinden, inşaatların üretim evresine kadar gerekli denetim yapabilmelerinin önünün kapatılmasının yerine önlerinin açılması gerektiğini dile getiren Gökçe, meslek odalarının vesayet altına alınmaması gerektiğine dikkat çekti.
21 işçi öldü
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, basın ve meslek örgütlerinden derlediği veriler ışığında hazırladığı Ocak Ayı İş Cinayetleri Raporu’na göre ocak ayında en az 82 işçi denetimsizlik ve iş güvenliği tedbirlerinin alınmamasından kaynaklı meydana gelen önlenebilir iş kazalarında yaşamını yitirdi.
İşçi ölümlerin en çok inşaat, taşımacılık, belediye-genel işler ve ağaç-kağıt sektörlerinde yaşandığı belirtilen raporda, inşaat iş kolunda yarısı yüksekten düşme sonucu olmak üzere 21 işçinin yaşamını yitirdiği kaydedildi.
Rant odaklı
Evrensel'den Vedat Yalvaç'ın haberine göre, inşaat alanında, çalışma artışı ile paralel artan işçi ölümlerini, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, her iki yönde yaşanan artışları inşaat sektörünün ihtiyaç odaklı değil belli bir kaynak ve rant alanları ile yeni zenginler yaratmak üzere geliştirilmesine bağlıyor.
Türkiye’de inşaatın son yıllarda hem siyaseti hem de ülkeyi finanse eden bir noktaya oturduğunu belirten Gökçe, “Kentlerimizde ne kadar boş alan varsa, lüks konutlara, alışveriş merkezlerine dönüştü. Ayrıca kamu binaları da kamu arsaları da yeni zenginler yaratmak üzere peşkeş çekildi. Ayrıca otoyol inşaatları, 3. köprü, İstanbul-İzmir otoyolu, Avrasya Türk tüneli, Marmaray ve ülkemizin diğer yerlerinde yapılan alt yapı ve konut inşaatları önemli bir istihdam kaynağı oldu” diyerek inşaat sektöründe gelinen son noktayı gözler önüne serdi” dedi. Gökçe, bir taraftan istihdamın oluşması olumlu bir hava yaratsa da, bu sektörün ucuz iş gücü yaratmak üzere planlanması ve işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerin alınmaması üzerine işçi ölümlerinin sık yaşanması oluşan bu olumlu havayı dağıttığını kaydetti. Bu önlemlerin alınmasının bir maliyet gerektirdiğini söyleyen Gökçe, inşaat alanında üretim yapanların, öncelikli olarak kendi kazançlarını yani işin ticari çerçevesini işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunun önünde tutuğunu vurguladı.
Devlet denetimi olmadan çözülmez
İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin bir maliyet olduğunu, bu nedenle de mütaeahhitlerin bu maliyetlerden kaçtığını ifade eden Gökçe, “İş güvenliği uzmanlarının ücretlerini o inşaatın patronundan aldıkları sürece, gerekli olan denetimi ve iş güvenliği önlemleri alma şansları yoktur. Bu uzmanlar devlet tarafından görevlendirilmelidir. İnşaat denetimi ve güvenliği konusunda görev alan yapı denetim firmalarının da mütahitler tarafından belirlenmiş olması sorunların ana kaynaklarından biri olarak ortaya çıkmaktadır. İşçilerin örgütsüz olmaları da kazaların artmasına neden olmaktadır” diye konuştu.
Mühendis ve Mimar Odalarının proje yapım evresinden, inşaatların üretim evresine kadar gerekli denetim yapabilmelerinin önünün kapatılmasının yerine önlerinin açılması gerektiğini dile getiren Gökçe, meslek odalarının vesayet altına alınmaması gerektiğine dikkat çekti.
21 işçi öldü
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, basın ve meslek örgütlerinden derlediği veriler ışığında hazırladığı Ocak Ayı İş Cinayetleri Raporu’na göre ocak ayında en az 82 işçi denetimsizlik ve iş güvenliği tedbirlerinin alınmamasından kaynaklı meydana gelen önlenebilir iş kazalarında yaşamını yitirdi.
İşçi ölümlerin en çok inşaat, taşımacılık, belediye-genel işler ve ağaç-kağıt sektörlerinde yaşandığı belirtilen raporda, inşaat iş kolunda yarısı yüksekten düşme sonucu olmak üzere 21 işçinin yaşamını yitirdiği kaydedildi.