Konut Haberleri
03 Ara 2018 12:03
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 06:03
Ekonomistler enflasyon için ne dedi?
Ekonomistler kasımda beklentilerden iyi gelen enflasyon rakamlarını değerlendirdi.
Kasım ayı enflasyonu beklentilerin altında gerçekleşti ve yıllık
enflasyon 15 yılın zirvesi olan yüzde 25.24'ten yüzde 21,62'ye
geriledi.
Enflasyonda beklentiyi aşan düşüşün sevindirici olduğunu ancak 2019'un ilk aylarında 20'ler civarında yüksek rakamların görülmeye devam edeceğini ifade eden ekonomistler; aşağı yön algısının güçlenmesi halinde kur ve faizlere olumlu yansımalarının daha net görüleceğini söyledi.
İşte ekonomistlerin enflasyon değerlendirmeleri:
Şenol: Daha ılımlı bir süreç başladı
Alternatifbank Ekonomisti Serdar Şenol, enflasyon beklentilerinde kasım ayı gerçekleşmesiyle birlikte daha ılımlı bir sürecin başlayacağını söyledi.
"TÜFE'deki gerilemenin temel nedeni ulaştırma sektörü ve özellikle akaryakıt fiyatlarındaki gerileme oldu. Buna ek olarak gıda sektörü fiyatlarında görülen yüzde 0.74'lük gerileme ve ev eşyası sektöründeki yüzde 2.85'lik KDV ve kur etkisine bağlı gerilemeler belirleyici oldu" diyen Şenol, kasım ayında net şekilde TL'deki değerlenmenin yansımalarının görüldüğünün altını çizdi.
Şenol, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Yıllık çekirdek TÜFE yüzde 24.3 düzeyinden yüzde 20.7'ye doğru oldukça sert bir gerileme gösterdi. TL'deki değerlenme eğiliminin kademeli yansımalarıyla aynı eğilimlerin aralık ayında da bir ölçüde devamı beklenebilir. Enflasyon görünümünde bizce daha da önemli bir gelişme ÜFE tarafında gözlendi. ÜFE aylık bazda yüzde 2.53'lük gerilemeyle yıllık olarak yüzde 45'ten yüzde 38.5'e geriledi. ÜFE'deki gerilemede inşaat sanayindeki yüzde 3.1'lik düşüş etkili olurken, rafine petrol ürünlerindeki yüzde 16'ya yakın gerilemeler etkili oldu. Enflasyon beklentilerinde kasım ayı gerçekleşmesiyle birlikte daha ılımlı bir sürece başlayacağız. Beklentimiz yılın kalanında TL'de ılımlı tavrın sürmesiyle yıllık TÜFE'nin yüzde 21'lerde kalma olasılığının yüksek olduğu şeklinde"
Turşucu: Düşüş algısı güçlenirse kur üzerinde etkili olur
İntegral Yatırım Menkul Değerler Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu, enflasyondaki düşüşün kalıcı bir düşüş olduğuna yönelik algıların güçlenmesi durumunda kur ve faiz üzerinde daha güçlü etkiler görülebileceğini, ancak bunun için zamana ihtiyaç olduğunu söyledi.
Turşucu, genel olarak bakıldığında gıda, ulaştırma, ev eşyası, eğlence ve kültür ile çeşitli mal ve hizmetler gruplarının enflasyona negatif yönlü katkı yaptığının görüldüğünü vurgulayarak, "Harcama grupları içerisinde en yüksek aşağı yönlü katkı -1.12 puan ile ulaştırma olurken, onu -0.21 puan ile ev eşyası ve -0.17 puan ile gıda grubu takip etti. Özel kapsamlı TÜFE göstergelerinde ise çekirdek enflasyonda yüzde 1.87 gerileme görülürken, yıllık bazda yüzde 24.34 seviyesinden yüzde 20.72 seviyesine geriledi. Çekirdek enflasyondaki düşüş olumlu" dedi.
Turşucu, mallar grubunda ise dayanıklı mallarda neredeyse yüzde 10’a varan düşüş dikkat çekerken, taze meyve sebze fiyatlarında yüzde 5 düşüşler izlendiğini belirtti ve hizmet grubunda ise ulaştırma hizmetlerinin yüzde 1.44 gerilediğini, konut ve kira grupları enflasyona darbe vurmaya devam ettiğini söyledi.
Turşucu, enflasyondaki azalışta kurdaki düşüşün büyük etkisi olduğunun altını çizerek, şunları söyledi: "Diğer yandan ÖTV indirimlerinin etkisi göz ardı edilemez. Dayanıklı mallardaki düşüşte bunu görebiliyoruz. Geçen ay başlatılan enflasyonla mücadele kapsamında yapılan indirimlerin etkisi ekim verisinde görülmemişti. Kasım verisinde bunun etkileri gelmiş olabilir. Kur etkisinin aralık verisinde de görülmeye devam etmesi muhtemel olabilir. Özellikle beyaz eşya ve otomotivde görülen yıl sonu indirimleri ve kur ayarlamalarının devam etmesi enflasyonun yılı yüzde 21 seviyelerinde kapatmasını sağlayabilir. Geçen yılın aralık verisi yüzde 0.69 seviyesindeydi. Bu yıl aralık verisinin bu seviye altında gelmesi yıllık enflasyonda düşüşün devamını getirecektir.
Verinin ardından kur ve faizde gerilemeler kaydedildi. 10 yıllık tahvil faizi yüzde 16.87’den yüzde 10.47’ye gerilerken, dolar/TL paritesi 5.1440 seviyesine kadar gerilemesinin ardından 5.17 seviyelerinde yeniden seyrini sürdürüyor. Enflasyondaki düşüşün kalıcı bir düşüş olduğuna yönelik algıların güçlenmesi durumunda kur ve faiz üzerinde daha güçlü etkiler görülebilir. Ancak bunun için zaman ihtiyaç var görünüyor. Yine de enflasyonun beklentilerin altında gelmiş olmasını olumlu karşılıyoruz. Ancak her ne kadar ÜFE verisi yıllık bazda yüzde 45.01’den yüzde 38.54’e gerilemiş olsa da, ÜFE ile TÜFE arasındaki makasın çok açık olması yukarı yönlü baskıların 2019 yılında da devam edebileceğini gösteriyor. Bu durum, enflasyonda kalıcı gerilemenin oluştuğu algısının tam olarak güçlenmesine engel olmakta"
Kanlı: Faiz indirimleri gündeme gelebilir
QNB Finans Yatırım'dan Baş Ekonomist Burak Kanlı, TCMB açısından faiz indirimlerinin gündeme geleceği dönemlerin yaklaştığını, ancak bunun için erken olduğunu düşündüğünü, mart ya da nisan ayında faiz indirim sürecine girilebileceğini söyledi.
Kanlı, değer kazanan kur, sert bir biçimde yavaşlayan iç talep, vergi indirimleri ve işlenmemiş gıdadaki kısmi düzeltmenin hep birlikte piyasayı ve aslında Türkiye’de yaşayan herkesi mutlu eden, beklentilerin altında bir enflasyon verisinin ortaya çıkmasına yol açtığını vurgulayarak, "Özellikle dayanıklı tüketim malı enflasyonundaki düşüş ve işlenmemiş gıda enflasyonunun yıllık bazda yüzde 35 gibi sürdürülemez bir seviyeden yüzde 28’e düşmüş olması dikkat çekici" dedi.
Kanlı, yıllık enflasyonun aralıkta da düşeceğini ve yılı yüzde 21’in altında bir yerde kapatma ihtimalinin çok yüksek olduğunu belirterek, "2019’da ise enflasyon ilk yarı yüzde 20’ler civarında dalgalandıktan sonra ikinci yarıda baz etkilerinin devreye girmesiyle düşüş eğilimine girecek. TCMB açısından, faiz indirimlerinin gündeme geleceği dönemler yaklaşıyor, ancak bunun için erken olduğunu düşünüyorum. Mart ya da nisan ayında TCMB faiz indirim sürecine girecektir" diye konuştu.
Tokalı: Yıl sonu enflasyon 21.5 civarında olur
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı, vergi indirimlerinin geçici etkisi karşısında, kur ve petrol fiyatlarının destekleyici görünümü düşünüldüğünde, ekim sonunda yüzde 25,24 olan ve kasım sonunda yüzde 21,62'ye inen yıllık enflasyonun bu yılı yüzde 21,5 civarında tamamlayabileceğini düşündüklerini aktardı.
Tokalı, kasımda enflasyon verilerinden bekledikleri ılımlı sinyallerin alındığını vurgulayarak, "Gerek vergi indirimleri gerekse de kurdaki değerlenme ve petrol fiyatlarında hızlı geri çekilme sonrasında, hem üretici hem de tüketici fiyatlarında aylık düşüşler söz konusu. TÜFE yüzde 1,44'lük düşüş kaydederken, ÜFE'deki gerileme yüzde 2,53 ile daha belirgin. TÜFE'de beklentimiz yüzde 0,66'lık düşüş yönündeydi" dedi.
Kurdaki istikrar kazanma eğilimi ve petrol fiyatlarındaki ılımlı seyir göz önüne alındığında, enflasyon göstergeleri arasındaki farkların daralma eğiliminin önümüzdeki aylarda hız kazanarak tarihsel ortalamalarına uygun olarak birbirine yaklaşabileceğinin altını çizerek, "Vergi indirimlerinin geçici etkisi karşısında, kur ve petrol fiyatlarının destekleyici görünümünü düşündüğümüzde, ekim sonunda yüzde 25,24 olan ve kasım sonunda yüzde 21,62'ye inen yıllık enflasyonun bu yılı yüzde 21,5 civarında tamamlayabileceğini düşünüyoruz. 2019 sonuna ait yüzde 17,5'lik tahminimizi ise koruyoruz" dedi.
Erkan: 2019'un 2. yarısında normalleşme başlayabilir
GCM Forex Araştırma Uzmanı Enver Erkan ise değerlendirmesinde, "Enflasyonda mart ayından sonra ilk defa düşüş gerçekleşmiş oldu. Daha önceden döviz kuru ve enerji fiyatlarındaki artışa maruz kalan bileşenlerin bu dönemde düşüşte başı çektiklerini gözlemliyoruz. Döviz kuru etkilerinin hafiflemesinin yansımasını da yüzde 20,72 seviyesine gerileyen çekirdek enflasyon ile teyit edilmektedir. Kasım ayında enflasyonun beklentilerin ötesinde bir düşüş sağladığını görüyoruz, bu açıdan son derece olumlu" görüşüne yer verdi.
KDV ve ÖTV indirimleri ile "Enflasyonla Topyekun Mücadele" programının fiyatları aşağı doğru çektiğine değinen Erkan, "Bu dönemde üretici maliyetlerinde meydana gelen yüzde 2,53'lük düşüşü ve yıllık ÜFE'nin yüzde 38,54 seviyesine gelerek ÜFE ile TÜFE makasını bir nebze de olsa daraltmasını önemli olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.
Merkez Bankası'nın yılın son Enflasyon Raporu'nda yıl sonu tahminin yüzde 23,5; hükümetin tahminin ise Yeni Ekonomi Programı'nda yüzde 20,8 olarak belirlendiğini hatırlatan Erkan, "Bu durumda enflasyon yüksek ihtimalle Merkez Bankası tahminin altında ve YEP hedefine yakınsayan bir seviyede yıl sonunda gerçekleşecektir" dedi.
Erkan, değerlendirmelerini şu şekilde sürdürdü: "2018 yılına dair olarak enflasyonda ilave geri çekilme öngörsek de, 2019 yılına ilişkin olarak yıl sonuna kadar geçerli olması beklenen indirim ve vergi teşviklerinin gibi geçici faktörlerin etkisinin geçmesi ve birikimli maliyet unsurlarının gecikmeli etkisiyle enflasyonun oynak ve yüksek kalmaya devam etmesini bekleyebiliriz.
Merkez Bankası'ndan yüksek enflasyon riskleri nedeniyle sıkı para politikası duruşunu devam ettirmesini ve faizleri en azından 2019'un 2. çeyreğine kadar mevcut seviyelerde sürdürmesini bekliyoruz. Normalleşme süreci, 2019 ikinci yarısından itibaren enflasyon kayda değer şekilde aşağı geldikçe aşamalı olarak başlatılabilir"
Enflasyonda beklentiyi aşan düşüşün sevindirici olduğunu ancak 2019'un ilk aylarında 20'ler civarında yüksek rakamların görülmeye devam edeceğini ifade eden ekonomistler; aşağı yön algısının güçlenmesi halinde kur ve faizlere olumlu yansımalarının daha net görüleceğini söyledi.
İşte ekonomistlerin enflasyon değerlendirmeleri:
Şenol: Daha ılımlı bir süreç başladı
Alternatifbank Ekonomisti Serdar Şenol, enflasyon beklentilerinde kasım ayı gerçekleşmesiyle birlikte daha ılımlı bir sürecin başlayacağını söyledi.
"TÜFE'deki gerilemenin temel nedeni ulaştırma sektörü ve özellikle akaryakıt fiyatlarındaki gerileme oldu. Buna ek olarak gıda sektörü fiyatlarında görülen yüzde 0.74'lük gerileme ve ev eşyası sektöründeki yüzde 2.85'lik KDV ve kur etkisine bağlı gerilemeler belirleyici oldu" diyen Şenol, kasım ayında net şekilde TL'deki değerlenmenin yansımalarının görüldüğünün altını çizdi.
Şenol, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Yıllık çekirdek TÜFE yüzde 24.3 düzeyinden yüzde 20.7'ye doğru oldukça sert bir gerileme gösterdi. TL'deki değerlenme eğiliminin kademeli yansımalarıyla aynı eğilimlerin aralık ayında da bir ölçüde devamı beklenebilir. Enflasyon görünümünde bizce daha da önemli bir gelişme ÜFE tarafında gözlendi. ÜFE aylık bazda yüzde 2.53'lük gerilemeyle yıllık olarak yüzde 45'ten yüzde 38.5'e geriledi. ÜFE'deki gerilemede inşaat sanayindeki yüzde 3.1'lik düşüş etkili olurken, rafine petrol ürünlerindeki yüzde 16'ya yakın gerilemeler etkili oldu. Enflasyon beklentilerinde kasım ayı gerçekleşmesiyle birlikte daha ılımlı bir sürece başlayacağız. Beklentimiz yılın kalanında TL'de ılımlı tavrın sürmesiyle yıllık TÜFE'nin yüzde 21'lerde kalma olasılığının yüksek olduğu şeklinde"
Turşucu: Düşüş algısı güçlenirse kur üzerinde etkili olur
İntegral Yatırım Menkul Değerler Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu, enflasyondaki düşüşün kalıcı bir düşüş olduğuna yönelik algıların güçlenmesi durumunda kur ve faiz üzerinde daha güçlü etkiler görülebileceğini, ancak bunun için zamana ihtiyaç olduğunu söyledi.
Turşucu, genel olarak bakıldığında gıda, ulaştırma, ev eşyası, eğlence ve kültür ile çeşitli mal ve hizmetler gruplarının enflasyona negatif yönlü katkı yaptığının görüldüğünü vurgulayarak, "Harcama grupları içerisinde en yüksek aşağı yönlü katkı -1.12 puan ile ulaştırma olurken, onu -0.21 puan ile ev eşyası ve -0.17 puan ile gıda grubu takip etti. Özel kapsamlı TÜFE göstergelerinde ise çekirdek enflasyonda yüzde 1.87 gerileme görülürken, yıllık bazda yüzde 24.34 seviyesinden yüzde 20.72 seviyesine geriledi. Çekirdek enflasyondaki düşüş olumlu" dedi.
Turşucu, mallar grubunda ise dayanıklı mallarda neredeyse yüzde 10’a varan düşüş dikkat çekerken, taze meyve sebze fiyatlarında yüzde 5 düşüşler izlendiğini belirtti ve hizmet grubunda ise ulaştırma hizmetlerinin yüzde 1.44 gerilediğini, konut ve kira grupları enflasyona darbe vurmaya devam ettiğini söyledi.
Turşucu, enflasyondaki azalışta kurdaki düşüşün büyük etkisi olduğunun altını çizerek, şunları söyledi: "Diğer yandan ÖTV indirimlerinin etkisi göz ardı edilemez. Dayanıklı mallardaki düşüşte bunu görebiliyoruz. Geçen ay başlatılan enflasyonla mücadele kapsamında yapılan indirimlerin etkisi ekim verisinde görülmemişti. Kasım verisinde bunun etkileri gelmiş olabilir. Kur etkisinin aralık verisinde de görülmeye devam etmesi muhtemel olabilir. Özellikle beyaz eşya ve otomotivde görülen yıl sonu indirimleri ve kur ayarlamalarının devam etmesi enflasyonun yılı yüzde 21 seviyelerinde kapatmasını sağlayabilir. Geçen yılın aralık verisi yüzde 0.69 seviyesindeydi. Bu yıl aralık verisinin bu seviye altında gelmesi yıllık enflasyonda düşüşün devamını getirecektir.
Verinin ardından kur ve faizde gerilemeler kaydedildi. 10 yıllık tahvil faizi yüzde 16.87’den yüzde 10.47’ye gerilerken, dolar/TL paritesi 5.1440 seviyesine kadar gerilemesinin ardından 5.17 seviyelerinde yeniden seyrini sürdürüyor. Enflasyondaki düşüşün kalıcı bir düşüş olduğuna yönelik algıların güçlenmesi durumunda kur ve faiz üzerinde daha güçlü etkiler görülebilir. Ancak bunun için zaman ihtiyaç var görünüyor. Yine de enflasyonun beklentilerin altında gelmiş olmasını olumlu karşılıyoruz. Ancak her ne kadar ÜFE verisi yıllık bazda yüzde 45.01’den yüzde 38.54’e gerilemiş olsa da, ÜFE ile TÜFE arasındaki makasın çok açık olması yukarı yönlü baskıların 2019 yılında da devam edebileceğini gösteriyor. Bu durum, enflasyonda kalıcı gerilemenin oluştuğu algısının tam olarak güçlenmesine engel olmakta"
Kanlı: Faiz indirimleri gündeme gelebilir
QNB Finans Yatırım'dan Baş Ekonomist Burak Kanlı, TCMB açısından faiz indirimlerinin gündeme geleceği dönemlerin yaklaştığını, ancak bunun için erken olduğunu düşündüğünü, mart ya da nisan ayında faiz indirim sürecine girilebileceğini söyledi.
Kanlı, değer kazanan kur, sert bir biçimde yavaşlayan iç talep, vergi indirimleri ve işlenmemiş gıdadaki kısmi düzeltmenin hep birlikte piyasayı ve aslında Türkiye’de yaşayan herkesi mutlu eden, beklentilerin altında bir enflasyon verisinin ortaya çıkmasına yol açtığını vurgulayarak, "Özellikle dayanıklı tüketim malı enflasyonundaki düşüş ve işlenmemiş gıda enflasyonunun yıllık bazda yüzde 35 gibi sürdürülemez bir seviyeden yüzde 28’e düşmüş olması dikkat çekici" dedi.
Kanlı, yıllık enflasyonun aralıkta da düşeceğini ve yılı yüzde 21’in altında bir yerde kapatma ihtimalinin çok yüksek olduğunu belirterek, "2019’da ise enflasyon ilk yarı yüzde 20’ler civarında dalgalandıktan sonra ikinci yarıda baz etkilerinin devreye girmesiyle düşüş eğilimine girecek. TCMB açısından, faiz indirimlerinin gündeme geleceği dönemler yaklaşıyor, ancak bunun için erken olduğunu düşünüyorum. Mart ya da nisan ayında TCMB faiz indirim sürecine girecektir" diye konuştu.
Tokalı: Yıl sonu enflasyon 21.5 civarında olur
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı, vergi indirimlerinin geçici etkisi karşısında, kur ve petrol fiyatlarının destekleyici görünümü düşünüldüğünde, ekim sonunda yüzde 25,24 olan ve kasım sonunda yüzde 21,62'ye inen yıllık enflasyonun bu yılı yüzde 21,5 civarında tamamlayabileceğini düşündüklerini aktardı.
Tokalı, kasımda enflasyon verilerinden bekledikleri ılımlı sinyallerin alındığını vurgulayarak, "Gerek vergi indirimleri gerekse de kurdaki değerlenme ve petrol fiyatlarında hızlı geri çekilme sonrasında, hem üretici hem de tüketici fiyatlarında aylık düşüşler söz konusu. TÜFE yüzde 1,44'lük düşüş kaydederken, ÜFE'deki gerileme yüzde 2,53 ile daha belirgin. TÜFE'de beklentimiz yüzde 0,66'lık düşüş yönündeydi" dedi.
Kurdaki istikrar kazanma eğilimi ve petrol fiyatlarındaki ılımlı seyir göz önüne alındığında, enflasyon göstergeleri arasındaki farkların daralma eğiliminin önümüzdeki aylarda hız kazanarak tarihsel ortalamalarına uygun olarak birbirine yaklaşabileceğinin altını çizerek, "Vergi indirimlerinin geçici etkisi karşısında, kur ve petrol fiyatlarının destekleyici görünümünü düşündüğümüzde, ekim sonunda yüzde 25,24 olan ve kasım sonunda yüzde 21,62'ye inen yıllık enflasyonun bu yılı yüzde 21,5 civarında tamamlayabileceğini düşünüyoruz. 2019 sonuna ait yüzde 17,5'lik tahminimizi ise koruyoruz" dedi.
Erkan: 2019'un 2. yarısında normalleşme başlayabilir
GCM Forex Araştırma Uzmanı Enver Erkan ise değerlendirmesinde, "Enflasyonda mart ayından sonra ilk defa düşüş gerçekleşmiş oldu. Daha önceden döviz kuru ve enerji fiyatlarındaki artışa maruz kalan bileşenlerin bu dönemde düşüşte başı çektiklerini gözlemliyoruz. Döviz kuru etkilerinin hafiflemesinin yansımasını da yüzde 20,72 seviyesine gerileyen çekirdek enflasyon ile teyit edilmektedir. Kasım ayında enflasyonun beklentilerin ötesinde bir düşüş sağladığını görüyoruz, bu açıdan son derece olumlu" görüşüne yer verdi.
KDV ve ÖTV indirimleri ile "Enflasyonla Topyekun Mücadele" programının fiyatları aşağı doğru çektiğine değinen Erkan, "Bu dönemde üretici maliyetlerinde meydana gelen yüzde 2,53'lük düşüşü ve yıllık ÜFE'nin yüzde 38,54 seviyesine gelerek ÜFE ile TÜFE makasını bir nebze de olsa daraltmasını önemli olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.
Merkez Bankası'nın yılın son Enflasyon Raporu'nda yıl sonu tahminin yüzde 23,5; hükümetin tahminin ise Yeni Ekonomi Programı'nda yüzde 20,8 olarak belirlendiğini hatırlatan Erkan, "Bu durumda enflasyon yüksek ihtimalle Merkez Bankası tahminin altında ve YEP hedefine yakınsayan bir seviyede yıl sonunda gerçekleşecektir" dedi.
Erkan, değerlendirmelerini şu şekilde sürdürdü: "2018 yılına dair olarak enflasyonda ilave geri çekilme öngörsek de, 2019 yılına ilişkin olarak yıl sonuna kadar geçerli olması beklenen indirim ve vergi teşviklerinin gibi geçici faktörlerin etkisinin geçmesi ve birikimli maliyet unsurlarının gecikmeli etkisiyle enflasyonun oynak ve yüksek kalmaya devam etmesini bekleyebiliriz.
Merkez Bankası'ndan yüksek enflasyon riskleri nedeniyle sıkı para politikası duruşunu devam ettirmesini ve faizleri en azından 2019'un 2. çeyreğine kadar mevcut seviyelerde sürdürmesini bekliyoruz. Normalleşme süreci, 2019 ikinci yarısından itibaren enflasyon kayda değer şekilde aşağı geldikçe aşamalı olarak başlatılabilir"