Ekonomi
21 Oca 2014 12:01
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 00:49
Döviz için uzmanlar ne diyor?
Döviz alıp başını gidecek mi?
Amerika'nın Sesi, Ankara kaynaklı haberinde Türkiye'de
dolar kurunun son haftalardaki yükselişini devam
ettirmesi ekonomideki etkisi açısından tartışıldığını, uzmanların
artışını mutlaka ABD Merkez Bankası (FED) politikalarıyla birlikte
değerlendirmek gerektiğini söylediklerini belirterek 2014 yılında
Türkiye'nin cari açığında da ciddi bir artışin beklendiğini de dile
getirdi.
Türkiye'de serbest piyasada dolar kurunun 2.25 liraya ulaşmasının ülkedeki ekonomik çevrelerde endişe yarattığını kaydeden Amerika'nın Sesi, Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Selahattin Tugay'ın döviz kurunu, ülke içindeki tüketici hareketi ile açıkladığına dikkat çekerken Tugay'ın "Döviz kurundaki artışı önümüzdeki dönem belirleyecek temel faktör, sokaktaki insanın dövize yönelip yönelmeyeceği noktasıdır" değerlendirmesini aktardı.
Tugay, "Eğer sokaktaki insanda dövize yönelim harekete geçerse döviz kuru daha da yukarı düzeye çekilecektir. Benim beklentim böyle olmayacağı yönünde" dedi.
FED'in politikasını Türkiye'deki etkisi bakımından "dolaylı faktör" olarak yorumlayan Tugay, FED'in tahvil alımını 85 milyar dolardan aşağıya çektiğini anımsatan Tugay, "Ama ben Türkiye'ye etkisini göreceli olarak iyi görüyorum. Bir riskin fiyatlanması döviz kurundaki sağlıklı gidişatı gösterir. Türkiye'de son haftalarda gündemdeki konular nedeniyle ekonomik risk ortaya çıkmıştır ve bunun fiyatlanma olarak yansımasını sağlıklı buluyorum" şeklinde konuştu.
Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi ve FED politikaları alanında uzman Dr. İsmet Demirkol ise, Amerika'nın Sesi'ne yaptığı açıklamada, Türkiye'deki dolar kuru artışında öncelikle ABD faktörünü değerlendirmek gerektiğini vurguladı.
Türkiye'de iç piyasadaki gelişmeleri de FED'in yanı sıra değerlendirmek gerektiğini belirten Demirkol, 5 yıllık risk primi olarak CDS'sinin (kredi iflas takas primi) Ocak 2012'de 125 puan olmasına karşın şimdi 250 puana yükseldiğini ifade etti.
Bununla birlikte Borsa İstanbul'un endeksinde yükselme beklentisinde ciddi gerileme yaşandığını vurgulayan Demirkol, Türkiye'deki pek çok kalemdeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarında yılbaşı itibariyle yaşanan artışın enflasyon oranı dolayısıyla döviz kuru artışını tetiklediğini de anlattı.
TÜRKİYE'DE CARİ AÇIKTA BÜYÜME RİSKİ
Amerika Doları'ndaki kur artışını bugünkü 2.25 seviyesinden uzun vadede 2.40 gibi bir seviyeye doğru yükseliş eğiliminde gördüğünü de açıklayan Demirkol, "Bu durum Türkiye'nin düşük büyüme oranı ile birlikte zaten yüksek orandaki cari açığındaki artışı devam ettirecektir. Türkiye'nin eksi 7,4 oranındaki cari açığı oranı negatif yönde artacaktır" dedi.
Türkiye'deki cari açık açısından özellikle özel sektöre dikkat çeken Demirkol, "Bu noktada dolar üzerinden yapılmış dış borçlanma Türkiye aleyhine bir tablo yaratıyor. Kamudaki dış borçlanma 7 milyar dolar civarında dolayısıyla pek kayda değer değil. Ancak özel sektör 147 milyar dolarlık dış borca sahip. Kısa vadede özel sektör, bu borcu ödemek için iç piyasadan dolar alımı yapıyor. Bu durum da dolar kuru artışına yol açıyor" değerlendirmesini de yaptı.
Türkiye'de serbest piyasada dolar kurunun 2.25 liraya ulaşmasının ülkedeki ekonomik çevrelerde endişe yarattığını kaydeden Amerika'nın Sesi, Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Selahattin Tugay'ın döviz kurunu, ülke içindeki tüketici hareketi ile açıkladığına dikkat çekerken Tugay'ın "Döviz kurundaki artışı önümüzdeki dönem belirleyecek temel faktör, sokaktaki insanın dövize yönelip yönelmeyeceği noktasıdır" değerlendirmesini aktardı.
Tugay, "Eğer sokaktaki insanda dövize yönelim harekete geçerse döviz kuru daha da yukarı düzeye çekilecektir. Benim beklentim böyle olmayacağı yönünde" dedi.
FED'in politikasını Türkiye'deki etkisi bakımından "dolaylı faktör" olarak yorumlayan Tugay, FED'in tahvil alımını 85 milyar dolardan aşağıya çektiğini anımsatan Tugay, "Ama ben Türkiye'ye etkisini göreceli olarak iyi görüyorum. Bir riskin fiyatlanması döviz kurundaki sağlıklı gidişatı gösterir. Türkiye'de son haftalarda gündemdeki konular nedeniyle ekonomik risk ortaya çıkmıştır ve bunun fiyatlanma olarak yansımasını sağlıklı buluyorum" şeklinde konuştu.
Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi ve FED politikaları alanında uzman Dr. İsmet Demirkol ise, Amerika'nın Sesi'ne yaptığı açıklamada, Türkiye'deki dolar kuru artışında öncelikle ABD faktörünü değerlendirmek gerektiğini vurguladı.
Türkiye'de iç piyasadaki gelişmeleri de FED'in yanı sıra değerlendirmek gerektiğini belirten Demirkol, 5 yıllık risk primi olarak CDS'sinin (kredi iflas takas primi) Ocak 2012'de 125 puan olmasına karşın şimdi 250 puana yükseldiğini ifade etti.
Bununla birlikte Borsa İstanbul'un endeksinde yükselme beklentisinde ciddi gerileme yaşandığını vurgulayan Demirkol, Türkiye'deki pek çok kalemdeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarında yılbaşı itibariyle yaşanan artışın enflasyon oranı dolayısıyla döviz kuru artışını tetiklediğini de anlattı.
TÜRKİYE'DE CARİ AÇIKTA BÜYÜME RİSKİ
Amerika Doları'ndaki kur artışını bugünkü 2.25 seviyesinden uzun vadede 2.40 gibi bir seviyeye doğru yükseliş eğiliminde gördüğünü de açıklayan Demirkol, "Bu durum Türkiye'nin düşük büyüme oranı ile birlikte zaten yüksek orandaki cari açığındaki artışı devam ettirecektir. Türkiye'nin eksi 7,4 oranındaki cari açığı oranı negatif yönde artacaktır" dedi.
Türkiye'deki cari açık açısından özellikle özel sektöre dikkat çeken Demirkol, "Bu noktada dolar üzerinden yapılmış dış borçlanma Türkiye aleyhine bir tablo yaratıyor. Kamudaki dış borçlanma 7 milyar dolar civarında dolayısıyla pek kayda değer değil. Ancak özel sektör 147 milyar dolarlık dış borca sahip. Kısa vadede özel sektör, bu borcu ödemek için iç piyasadan dolar alımı yapıyor. Bu durum da dolar kuru artışına yol açıyor" değerlendirmesini de yaptı.