Ekonomi
18 Haz 2018 14:08
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 05:51
Dolar tüm para birimleri karşısında değer kazandı
Ekonomiyle ilgili endişeleri giderdiklerini söyleyen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dolardaki yükseliş için "Dolar, tüm para birimlerine karşı değer kazandı" ifadesini kullandı
Başbakan Yardımcısı Şimşek, Batman'da düzenlediği basın
toplantısında siyaset ve ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde
bulundu.
Doların tüm para birimleri karşısında değer kazandığına dikkat çeken Şimşek, şunları söyledi:
"Amerika'da faizler yükseliyor. Amerika Merkez Bankası, daha önce bastığı paraları şimdi piyasadan çekiyor, yani bilanço küçültüyor. Bunun üzerine Amerika'da bir vergi reformu yapıldı. Aslında vergi reformu demek, vergi indirimi. O da bütçe açığını artırdı. Artan bütçe açığını finanse etmek için Amerikan hazinesi daha çok dolara borçlanıyor. Bir taraftan Amerikan Merkez Bankası dolar likiditesini kısıyor, faizini yükseltiyor, bir tarafta ise Amerika hazinesi daha çok dolar talep ediyor. Bu da küresel dolar likitidesini olumsuz etkiyor. Yıl başından bu yana dolar tüm para birimleri karşısında değer kazandı. Dolayısıyla birinci trend dış kaynaklı. Bu politika çerçevesinde ikinci faktör de, Türkiye tabii petrol fiyatlarında artışta olumsuz etkilenen bir ülke. Yani Türkiye'nin gerek enflasyonu, gerekse cari açığı, artan petrol fiyatları nedeniyle olumsuz etkilendi. Bu da yatırımcı beklentilerine olumsuz yansıdı. Üçüncü olarak tabii ki bir seçim arifesindeyiz."
'TÜRKİYE, BÜTÇE AÇIĞINI HER ZAMAN KONTROL ALTINDA TUTMUŞTUR'
"Tabii bu dönemde erken seçim kararı piyasalar tarafından olumlu karşılandı. Erken seçim kararı aldığımızda, piyasalar ilk anlamda çok önemli bir tepki verdi. Fakat ilginç bir zamanlama ile reyting kuruluşları, en azından bir tanesi, Türkiye'nin notunu düşürünce bu endişeler arttı. Bu piyasayı olumsuz bir havaya soktu. Para politikasının duruşuna ilişkin birtakım endişeler de vardı. İşte 'maliye politikası acaba çok mu gevşer seçim öncesinde' diye birtakım endişeler ortaya çıktı. Tabii biz bu endişeleri gideriyoruz. Dış kaynaklı küresel trendler bir kere herkesi etkiler. Ama Türkiye kaynaklı endişeleri biz giderdik. Merkez Bankası para politikasında normalleşmeye gittik. Merkez Bankası, çok güçlü bir tepki verdi. Politikayı sadeleştirdi. Çok net olarak şu anda hem içeride hem dışarıda takdir ediliyor. Oradaki endişeler giderildi. Maliye politikasına ilişkin endişelerde biz çıktık dedik ki 'Bu yersiz, çünkü Ak Parti hükümetleri döneminde Türkiye'de 12 yerel ve genel seçim, cumhurbaşkanlığı, referandum yapıldı'. Dolayısıyla bütün bunların sonucunda, Türkiye bütçe açığını her zaman kontrol altında tutmuştur. Türkiye'nin kamu borcu, milli gelire oranla yüzde 28 gibi oldukça düşük düzeydedir. Dolayısıyla bu noktada bir kaygıya gerek yok."
'BAKANLIK SAYISI AZALTILMASI KAMU HARCAMALARININ KISILMASI DEMEKTİR'
Kısa vadede verdikleri vaatlerin karşılığının olduğunu söyleyen Şimşek, şu bilgileri verdi:
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'e (ortada) bağlı kamu kurumlarının bütçelerinin görüşülmesine başlandı. Komisyonda (soldan sağa) Hazine Müsteşar Yardımcısı Dr. Raci Kaya, Hazine Müsteşarı Osman Çelik, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş yer aldı.
"Emeklimize iki ikramiye, 3 bin 600 gösterge, 65 yaş üstü aylıklar için yapılan artış; bunların tamamının maliyeti 30 milyarın altında. Şimdi biz bunu kısa vadede, 1-1.5 yıl bir perspektifle, imar barışı yapılanmasında zaten bu kadar gelir, hatta daha fazla gelebilir ama orta ve uzun vadede hedefimiz tabii ki yeni hükümet sistemi ile birlikte kamu harcamalarının azaltılması. Kamuda tasarruf zaten esastır. Her zaman için o yaklaşım içinde olduk. Ama özellikle bakanlık sayısının azaltılması; bakın AK Parti iktidara geldiğinde yanlış hatırlamıyorsam 36 bakanlık vardı. Şimdi biz onları azalttık. 10 bakanlık daha da azaltılabilir mi diye bir çalışma var. Gerçekten bakanlık sayısı azaltıldığı zaman, her konuda kamu harcamaların kısılması demektir. Buna ilaveten bizim bir gelir reformu Meclis'te bekliyor. O reformda vergiyi tabana yaymayı amaçlıyoruz. Birtakım imtiyazlar var, birtakım vergi istisnaları var, onları kaldırıp vergiyi tabana yaymasını sağlayacak mekanizmalar, şimdi bunun sayesinde kalıcı bir şekilde bu harcamayı telafi edebiliriz. Yani seçim vaatlerini telafi edebiliriz. O nedenle kamu maliyesiyle ilişkin endişeler yersiz, para politikalarına endişesini giderdik. Dış kaynaklı tabii bu şok, o da büyük ihtimalle çok kalıcı olmaz."
Doların tüm para birimleri karşısında değer kazandığına dikkat çeken Şimşek, şunları söyledi:
"Amerika'da faizler yükseliyor. Amerika Merkez Bankası, daha önce bastığı paraları şimdi piyasadan çekiyor, yani bilanço küçültüyor. Bunun üzerine Amerika'da bir vergi reformu yapıldı. Aslında vergi reformu demek, vergi indirimi. O da bütçe açığını artırdı. Artan bütçe açığını finanse etmek için Amerikan hazinesi daha çok dolara borçlanıyor. Bir taraftan Amerikan Merkez Bankası dolar likiditesini kısıyor, faizini yükseltiyor, bir tarafta ise Amerika hazinesi daha çok dolar talep ediyor. Bu da küresel dolar likitidesini olumsuz etkiyor. Yıl başından bu yana dolar tüm para birimleri karşısında değer kazandı. Dolayısıyla birinci trend dış kaynaklı. Bu politika çerçevesinde ikinci faktör de, Türkiye tabii petrol fiyatlarında artışta olumsuz etkilenen bir ülke. Yani Türkiye'nin gerek enflasyonu, gerekse cari açığı, artan petrol fiyatları nedeniyle olumsuz etkilendi. Bu da yatırımcı beklentilerine olumsuz yansıdı. Üçüncü olarak tabii ki bir seçim arifesindeyiz."
'TÜRKİYE, BÜTÇE AÇIĞINI HER ZAMAN KONTROL ALTINDA TUTMUŞTUR'
"Tabii bu dönemde erken seçim kararı piyasalar tarafından olumlu karşılandı. Erken seçim kararı aldığımızda, piyasalar ilk anlamda çok önemli bir tepki verdi. Fakat ilginç bir zamanlama ile reyting kuruluşları, en azından bir tanesi, Türkiye'nin notunu düşürünce bu endişeler arttı. Bu piyasayı olumsuz bir havaya soktu. Para politikasının duruşuna ilişkin birtakım endişeler de vardı. İşte 'maliye politikası acaba çok mu gevşer seçim öncesinde' diye birtakım endişeler ortaya çıktı. Tabii biz bu endişeleri gideriyoruz. Dış kaynaklı küresel trendler bir kere herkesi etkiler. Ama Türkiye kaynaklı endişeleri biz giderdik. Merkez Bankası para politikasında normalleşmeye gittik. Merkez Bankası, çok güçlü bir tepki verdi. Politikayı sadeleştirdi. Çok net olarak şu anda hem içeride hem dışarıda takdir ediliyor. Oradaki endişeler giderildi. Maliye politikasına ilişkin endişelerde biz çıktık dedik ki 'Bu yersiz, çünkü Ak Parti hükümetleri döneminde Türkiye'de 12 yerel ve genel seçim, cumhurbaşkanlığı, referandum yapıldı'. Dolayısıyla bütün bunların sonucunda, Türkiye bütçe açığını her zaman kontrol altında tutmuştur. Türkiye'nin kamu borcu, milli gelire oranla yüzde 28 gibi oldukça düşük düzeydedir. Dolayısıyla bu noktada bir kaygıya gerek yok."
'BAKANLIK SAYISI AZALTILMASI KAMU HARCAMALARININ KISILMASI DEMEKTİR'
Kısa vadede verdikleri vaatlerin karşılığının olduğunu söyleyen Şimşek, şu bilgileri verdi:
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'e (ortada) bağlı kamu kurumlarının bütçelerinin görüşülmesine başlandı. Komisyonda (soldan sağa) Hazine Müsteşar Yardımcısı Dr. Raci Kaya, Hazine Müsteşarı Osman Çelik, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş yer aldı.
"Emeklimize iki ikramiye, 3 bin 600 gösterge, 65 yaş üstü aylıklar için yapılan artış; bunların tamamının maliyeti 30 milyarın altında. Şimdi biz bunu kısa vadede, 1-1.5 yıl bir perspektifle, imar barışı yapılanmasında zaten bu kadar gelir, hatta daha fazla gelebilir ama orta ve uzun vadede hedefimiz tabii ki yeni hükümet sistemi ile birlikte kamu harcamalarının azaltılması. Kamuda tasarruf zaten esastır. Her zaman için o yaklaşım içinde olduk. Ama özellikle bakanlık sayısının azaltılması; bakın AK Parti iktidara geldiğinde yanlış hatırlamıyorsam 36 bakanlık vardı. Şimdi biz onları azalttık. 10 bakanlık daha da azaltılabilir mi diye bir çalışma var. Gerçekten bakanlık sayısı azaltıldığı zaman, her konuda kamu harcamaların kısılması demektir. Buna ilaveten bizim bir gelir reformu Meclis'te bekliyor. O reformda vergiyi tabana yaymayı amaçlıyoruz. Birtakım imtiyazlar var, birtakım vergi istisnaları var, onları kaldırıp vergiyi tabana yaymasını sağlayacak mekanizmalar, şimdi bunun sayesinde kalıcı bir şekilde bu harcamayı telafi edebiliriz. Yani seçim vaatlerini telafi edebiliriz. O nedenle kamu maliyesiyle ilişkin endişeler yersiz, para politikalarına endişesini giderdik. Dış kaynaklı tabii bu şok, o da büyük ihtimalle çok kalıcı olmaz."