Ekonomi
14 Şub 2015 12:08
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:23
Dolar tahminleri şimdiden aştı!
Dolar/TL paritesi geçen yılın tamamındaki değişimi 2015’te 40 günde yakalarken, banka genel müdürleri yeni denge noktasının beklenmesi gerektiğini bildiriyor
Dolar son dönemde yaşadığı hızlı ralli ile bir anda piyasaların ana
gündem maddesi oldu. Hele piyasa için psikolojik sınır olan 2.50 TL
seviyelerinin aşılması herkesi tedirgin etti. Özellikle Fed’in yıl
ortasında faiz artırımına başlayabilmesine yeşil ışık yakan her
data seti doların gücüne güç atarken iç piyasada bir de buna Merkez
Bankası’nı ana odağa taşıyan faiz tartışmaları eklendi. Sadece
Türkiye’de değil tüm dünyada güçlenen dolar, yılbaşından bugüne
kadar neredeyse geçen yılın tamamında yaptığı bir yıllık hareketi,
40 günde tamamladı. Dün Rusya ile Ukrayna arasında sağlanan ateşkeş
ise doların 2.50'nin altına gerilemesini sağladı.
Döviz piyasasındaki hareketleri yorumlayan Türk bankalarının genel müdürleri ise doların şimdiden beklentileri aştığını vurgulayarak piyasaların yeni denge arayışında olduğunu ve hareketin bir süre sonra normalize olacağını söylediler. Bankaların tepe yöneticilerine göre yerli şirketlerin çok yüklü alımlarından ziyade tüm gelişen ülke piyasalarını bir sepet içinde değerlendiren yabancı yatırımcı pozisyon ayarlıyor. Ve yine genel müdürlere göre yılın ikinci yarısında tansiyon daha düşük olacak. Piyasa analistlerine göre de içeride tansiyon düşer, faiz tartışması ‘teknik’ temellere dönerse o zaman yönü belirleyen tek faktör de Fed kalacak. Analistler, test edilen 2.5 TL’lik dolar kurunu ‘Türkiye’nin genel makro ekonomik tablosunu yansıtmıyor’ diye değerlendirirken 1 dolar= 1 euro beklentisini de hatırlatmadan edemiyor.
Türk Lirasındaki harekete bakıldığında dolar geçen yılın tamamında yüzde 8.8 değer kazandı. Yılbaşından beri yaşanan yükselişe bakıldığında ise yüzde 7.7’lik bir artış var. Fakat yılbaşından beri dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi TL değil. İlk sırada Ruble yer alırken ikinci sırada Brezilya reali var. Son 1 haftada ise TL en çok değer kaybeden 6’ncı para birimi. Yüzde 4.2’lik kayıpla son bir haftada en çok ‘dayak’ yiyen para birimi Real oldu. Fakat yurtdışındaki harekete faiz tartışmalarının en sıcak gündemle tartışıldığı dönemde yani son 1 ayda ise en çok değer kaybeden para birimi TL. TL, yüzde 8.1’lik kayıpla en çok değer kaybeden para birimi olurken yüzde 8’lik kayıpla Brezilya, yüzde 6.3’lük kayıpla Ruble oldu.
TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici: Beklenti fiyatlanıyor paniğe gerek yok
Piyasa hareketlerinin ekonominin temel göstergeleri ile birebir uyuşmadığını belirten TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici “Beklentiler fiyatlandığı için sert ve volatil günler yaşıyoruz. Piyasa şu anda kendini biraz da yurtdışındaki veri setine göre ayarlıyor. Bir süre sonra fiyatlar oturacak. Şimdiye kadar piyasa Fed’in faiz artırımının yüzde 80’ini fiyatladı. Döviz piyasasındaki hareketlere sepet olarak değil de dolar olarak baktığımızda çok yüksek bir etki varmış gibi görünüyor. Fakat yabancı yatırımcı gelişen ülkelere ‘sepet’ olarak yatırım yapar. Yani, para sadece Türkiye’ye gelmiyor. Bir gelişmekte olan ülkeler sepetine geliyor. Dolar güçlenecek diye bekliyor ve ‘bekleyeyim sonra yeniden bakarım’ diye düşünüyor. ABD’den veriler geldikçe Fed ne yapıyor diye baktıkça seçimler yaklaştıkça bazı gelişmeler üst üste geldi. Ama panik olacak bir şey yok” dedi.
Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu: Dolarda önemli olan dengenin sağlanması
Döviz kurlarındaki hareketliliğin dış ticaret cephesindeki etkilerini değerlendiren Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu, “Öncelikle kurlarda hareketlilik olsa da dolarla borçlanma maliyeti TL’ye göre daha düşük. Kur hareketliliklerinde önemli olan dengenin sağlanmasıdır. Denge bulması özellikle ihracatçılar için önemli. Dış ticaret yapan bir şirketi ele alırsak; fiyat verdiniz diyelim, parite değişiyor o zaman fiyatı değiştirelim deniyor. Euro ile satış yapanlar var ama bir de euro borcu olan var. Euro borcu olanlar mutlu mesela, döviz hareketliliğini herkes kendi işine geldiği gibi yorumlar” dedi. Geçen yıl ihracat rakamlarında beklentilerin gerçekleşmediğini hatırlattığımız Taşkesenlioğlu, “ İthalatımız dolar, ihracatımız ağırlıklı olarak Euro Bölgesi. Parite düşerse bu sene de ihracatta istenilen rakamlar yakalanamayabilir” diye konuştu.
Alternatif Bank Genel Müdürü Meriç Uluşahin: Ödemeleri zorlayacak kalıcılık sıkıntı yaratır
Alternatif Bank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, döviz risklerinde asıl önemli olan noktanın kalıcılık olduğuna işaret ederek, yılın ikinci yarısında daha dengeli bir kur hareketi görülebileceğini söyledi. Seçimlerden sonra piyasalarda daha sakin bir dönem görülebileceğini kaydeden Uluşahin, “ Döviz riski yükseldiği zaman, bunun kalıcı olup olmaması önemli. Yıllık olarak baktığımızda dolardaki değerlenme devam eder gibi görünüyor ama seçim sonrası hareketin tekrar sakinleşeceği bir ortam görürüz diye düşünüyorum. O yüzden, dolardaki hareketin dönemsel bilançolara baktığımızda negatif etkileri olabilir ama sıkıntıyı ödemeleri zorlayacak bir kalıcılık oluşursa hissederiz. Bence dolar yıl içinde daha stabilize bir yere oturacaktır. Seçim sonrası dönem bu bakımdan önemli” diye konuştu.
Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk: Oranlar şimdiden tahminleri aştı
Dolar/TL paritesi 2,50’yi aşarken Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, mevcut oranların şimdiden 2015 beklentilerini geçtiğini söyledi. Dolarda yeni zeminin ne olacağını görmek için beklediklerini dile getiren Gürerk, kurlardaki yükselişin bankacılık sektörüne etkisinin sınırlı olacağını ancak maliyetlerde artış yaşanabileceğini dile getirdi. Bankaların 1,9 trilyon dolar civarında aktifi olduğunu hatırlatan Gürerk, “Borç ise 200 milyar dolar, aktifin %10’u, doların %30 değerlendiğini hesaba kattığımızda borç oranı %13’e çıkıyor. Bankalar borçlarını rahat yeniler, orada bir sıkıntı yok ama durduk yerde borcun artıyor. Yenileyeceğin borç miktarı artıyor, bundan dolayı fiyatın da artıyor. Yani iki yerden birden çarpılıyorsun. Borcu yenilemek bir şey değil, yüksek fiyattan da yenilersin ama o fark bir yere yansımak durumunda” dedi.
Döviz piyasasındaki hareketleri yorumlayan Türk bankalarının genel müdürleri ise doların şimdiden beklentileri aştığını vurgulayarak piyasaların yeni denge arayışında olduğunu ve hareketin bir süre sonra normalize olacağını söylediler. Bankaların tepe yöneticilerine göre yerli şirketlerin çok yüklü alımlarından ziyade tüm gelişen ülke piyasalarını bir sepet içinde değerlendiren yabancı yatırımcı pozisyon ayarlıyor. Ve yine genel müdürlere göre yılın ikinci yarısında tansiyon daha düşük olacak. Piyasa analistlerine göre de içeride tansiyon düşer, faiz tartışması ‘teknik’ temellere dönerse o zaman yönü belirleyen tek faktör de Fed kalacak. Analistler, test edilen 2.5 TL’lik dolar kurunu ‘Türkiye’nin genel makro ekonomik tablosunu yansıtmıyor’ diye değerlendirirken 1 dolar= 1 euro beklentisini de hatırlatmadan edemiyor.
Türk Lirasındaki harekete bakıldığında dolar geçen yılın tamamında yüzde 8.8 değer kazandı. Yılbaşından beri yaşanan yükselişe bakıldığında ise yüzde 7.7’lik bir artış var. Fakat yılbaşından beri dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi TL değil. İlk sırada Ruble yer alırken ikinci sırada Brezilya reali var. Son 1 haftada ise TL en çok değer kaybeden 6’ncı para birimi. Yüzde 4.2’lik kayıpla son bir haftada en çok ‘dayak’ yiyen para birimi Real oldu. Fakat yurtdışındaki harekete faiz tartışmalarının en sıcak gündemle tartışıldığı dönemde yani son 1 ayda ise en çok değer kaybeden para birimi TL. TL, yüzde 8.1’lik kayıpla en çok değer kaybeden para birimi olurken yüzde 8’lik kayıpla Brezilya, yüzde 6.3’lük kayıpla Ruble oldu.
TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici: Beklenti fiyatlanıyor paniğe gerek yok
Piyasa hareketlerinin ekonominin temel göstergeleri ile birebir uyuşmadığını belirten TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici “Beklentiler fiyatlandığı için sert ve volatil günler yaşıyoruz. Piyasa şu anda kendini biraz da yurtdışındaki veri setine göre ayarlıyor. Bir süre sonra fiyatlar oturacak. Şimdiye kadar piyasa Fed’in faiz artırımının yüzde 80’ini fiyatladı. Döviz piyasasındaki hareketlere sepet olarak değil de dolar olarak baktığımızda çok yüksek bir etki varmış gibi görünüyor. Fakat yabancı yatırımcı gelişen ülkelere ‘sepet’ olarak yatırım yapar. Yani, para sadece Türkiye’ye gelmiyor. Bir gelişmekte olan ülkeler sepetine geliyor. Dolar güçlenecek diye bekliyor ve ‘bekleyeyim sonra yeniden bakarım’ diye düşünüyor. ABD’den veriler geldikçe Fed ne yapıyor diye baktıkça seçimler yaklaştıkça bazı gelişmeler üst üste geldi. Ama panik olacak bir şey yok” dedi.
Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu: Dolarda önemli olan dengenin sağlanması
Döviz kurlarındaki hareketliliğin dış ticaret cephesindeki etkilerini değerlendiren Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu, “Öncelikle kurlarda hareketlilik olsa da dolarla borçlanma maliyeti TL’ye göre daha düşük. Kur hareketliliklerinde önemli olan dengenin sağlanmasıdır. Denge bulması özellikle ihracatçılar için önemli. Dış ticaret yapan bir şirketi ele alırsak; fiyat verdiniz diyelim, parite değişiyor o zaman fiyatı değiştirelim deniyor. Euro ile satış yapanlar var ama bir de euro borcu olan var. Euro borcu olanlar mutlu mesela, döviz hareketliliğini herkes kendi işine geldiği gibi yorumlar” dedi. Geçen yıl ihracat rakamlarında beklentilerin gerçekleşmediğini hatırlattığımız Taşkesenlioğlu, “ İthalatımız dolar, ihracatımız ağırlıklı olarak Euro Bölgesi. Parite düşerse bu sene de ihracatta istenilen rakamlar yakalanamayabilir” diye konuştu.
Alternatif Bank Genel Müdürü Meriç Uluşahin: Ödemeleri zorlayacak kalıcılık sıkıntı yaratır
Alternatif Bank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, döviz risklerinde asıl önemli olan noktanın kalıcılık olduğuna işaret ederek, yılın ikinci yarısında daha dengeli bir kur hareketi görülebileceğini söyledi. Seçimlerden sonra piyasalarda daha sakin bir dönem görülebileceğini kaydeden Uluşahin, “ Döviz riski yükseldiği zaman, bunun kalıcı olup olmaması önemli. Yıllık olarak baktığımızda dolardaki değerlenme devam eder gibi görünüyor ama seçim sonrası hareketin tekrar sakinleşeceği bir ortam görürüz diye düşünüyorum. O yüzden, dolardaki hareketin dönemsel bilançolara baktığımızda negatif etkileri olabilir ama sıkıntıyı ödemeleri zorlayacak bir kalıcılık oluşursa hissederiz. Bence dolar yıl içinde daha stabilize bir yere oturacaktır. Seçim sonrası dönem bu bakımdan önemli” diye konuştu.
Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk: Oranlar şimdiden tahminleri aştı
Dolar/TL paritesi 2,50’yi aşarken Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, mevcut oranların şimdiden 2015 beklentilerini geçtiğini söyledi. Dolarda yeni zeminin ne olacağını görmek için beklediklerini dile getiren Gürerk, kurlardaki yükselişin bankacılık sektörüne etkisinin sınırlı olacağını ancak maliyetlerde artış yaşanabileceğini dile getirdi. Bankaların 1,9 trilyon dolar civarında aktifi olduğunu hatırlatan Gürerk, “Borç ise 200 milyar dolar, aktifin %10’u, doların %30 değerlendiğini hesaba kattığımızda borç oranı %13’e çıkıyor. Bankalar borçlarını rahat yeniler, orada bir sıkıntı yok ama durduk yerde borcun artıyor. Yenileyeceğin borç miktarı artıyor, bundan dolayı fiyatın da artıyor. Yani iki yerden birden çarpılıyorsun. Borcu yenilemek bir şey değil, yüksek fiyattan da yenilersin ama o fark bir yere yansımak durumunda” dedi.