Konut Haberleri
20 Ara 2016 09:02
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 04:54
Dev projelere dev banka desteği!
İş Bankası, Çanakkale Köprüsü ve Kanal İstanbul gibi mega projeleri destekleyeceğini açıkladı...
Bu yılı programlarında öngördükleri şekilde tamamlayacaklarını
belirten İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, "2017'de de bu yıl
olduğu gibi yine dengeli büyümeyi hedef alan bir tablomuz olacak"
dedi. Mali bünyelerinin sağlamlığı, güçlülüğü, yönetme kaliteleri
ve kriz yönetme tecrübeleriyle darbe girişimine karşı finans
sektörü olarak çok sağlam bir duruş sergilediklerinin altını çizen
Bali, herhangi bir olağan dışı değişikliğe başvurmak zorunda
kalmadan bu süreci yönetebildiklerini söyledi.
Adnan Bali, reel sektöre olan desteklerini aralıksız şekilde sürdürürken ekonominin lokomotifleri arasında yer alan ve son dönemde mega projeler ile ön plana çıkan inşaat-taahhüt sektörüne de kaynak aktarmaya devam ettiklerini söyledi. Bali sözlerini şöyle sürdürdü: "Gebze-İzmir Otoyolu Projesi, üçüncü Boğaz Köprüsü'nü de içeren Kuzey Marmara Otoyolu Projesi, Avrasya Tüneli Projesi ve Galataport Projesi son dönemde bankamızın da içerisinde yer aldığı konsorsiyumlarca finansman sağlanan önemli altyapı projelerinden. Bundan sonra da Çanakkale Köprüsü ve Kanal İstanbul projeleri de dahil olmak üzere ülke ekonomisine katma değer yaratacak, kredilendirme prensiplerimize uygun, sosyal ve çevresel açıdan sorunsuz projelerin hayata geçirilmesi için finansman çözümleri üretmeye devam edeceğiz."
Son dönemde kamu otoritelerince tüketim ve yatırım harcamalarını desteklemek adına alınan tedbirlerin katkısıyla gelecek yıl ekonomik büyümenin bir miktar hızlanabileceğini ifade eden Bali, ancak potansiyelinin altında kalmaya devam edeceğini söyledi.
ABD'nin yanı sıra AB'de meydana gelebilecek siyasi gelişmelerin, küresel ticaret hacmini baskılayabilecek ilave risk unsurları olarak karşılarına çıktığını, bu durumun, iş dünyası açısından öngörülebilirliğin ve yatırım iştahının azalmasına neden olduğunu belirten Bali, şunları kaydetti: "Bununla birlikte Türkiye, hem büyüme açısından göreceli olarak bu ülkelerden çok farklı bir noktada hem de disiplinli mali politikalar sayesinde ekonomiye ivme kazandırabilecek hareket alanına sahip. Avantajlarımızın da farkında olmamız lazım. Ülke olarak bu bakımdan bir karamsarlığa kapılmaya da gerek yok, yol açmaya da gerek yok. Aslında belli başlı ekonomik göstergelerimize bakıldığında olumlu yönde ayrışma imkânımız var. Türkiye, böyle bir yılda bile yüzde 3'e yakın büyüyecek. 2005 yılından bu yana bizim büyümemiz 7 milyon kişi ile birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan fazla yeni iş kapasitesi yarattı. Avantajlarımızın bilincinde olmalıyız."
Adnan Bali, reel sektöre olan desteklerini aralıksız şekilde sürdürürken ekonominin lokomotifleri arasında yer alan ve son dönemde mega projeler ile ön plana çıkan inşaat-taahhüt sektörüne de kaynak aktarmaya devam ettiklerini söyledi. Bali sözlerini şöyle sürdürdü: "Gebze-İzmir Otoyolu Projesi, üçüncü Boğaz Köprüsü'nü de içeren Kuzey Marmara Otoyolu Projesi, Avrasya Tüneli Projesi ve Galataport Projesi son dönemde bankamızın da içerisinde yer aldığı konsorsiyumlarca finansman sağlanan önemli altyapı projelerinden. Bundan sonra da Çanakkale Köprüsü ve Kanal İstanbul projeleri de dahil olmak üzere ülke ekonomisine katma değer yaratacak, kredilendirme prensiplerimize uygun, sosyal ve çevresel açıdan sorunsuz projelerin hayata geçirilmesi için finansman çözümleri üretmeye devam edeceğiz."
Son dönemde kamu otoritelerince tüketim ve yatırım harcamalarını desteklemek adına alınan tedbirlerin katkısıyla gelecek yıl ekonomik büyümenin bir miktar hızlanabileceğini ifade eden Bali, ancak potansiyelinin altında kalmaya devam edeceğini söyledi.
ABD'nin yanı sıra AB'de meydana gelebilecek siyasi gelişmelerin, küresel ticaret hacmini baskılayabilecek ilave risk unsurları olarak karşılarına çıktığını, bu durumun, iş dünyası açısından öngörülebilirliğin ve yatırım iştahının azalmasına neden olduğunu belirten Bali, şunları kaydetti: "Bununla birlikte Türkiye, hem büyüme açısından göreceli olarak bu ülkelerden çok farklı bir noktada hem de disiplinli mali politikalar sayesinde ekonomiye ivme kazandırabilecek hareket alanına sahip. Avantajlarımızın da farkında olmamız lazım. Ülke olarak bu bakımdan bir karamsarlığa kapılmaya da gerek yok, yol açmaya da gerek yok. Aslında belli başlı ekonomik göstergelerimize bakıldığında olumlu yönde ayrışma imkânımız var. Türkiye, böyle bir yılda bile yüzde 3'e yakın büyüyecek. 2005 yılından bu yana bizim büyümemiz 7 milyon kişi ile birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan fazla yeni iş kapasitesi yarattı. Avantajlarımızın bilincinde olmalıyız."