Gündem
06 Şub 2014 15:29
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 00:52
Demirören ailesinin 'AVM' davasında karar!
Demirören ailesi İstiklal Caddesi'deki Demirören AVM'nin inşaatı sırasında yanında bulunan 'korunması gereken kültür varlığı' olarak tescilli binada da yıkıma neden olunduğu gerekçesiyle yargılanıyorlardı.
Erdoğan ve Tülin Demirören ile oğulları Yıldırım, Fikret Tayfun
Demirören ve kızları Meltem Oktay ile şirket çalışanı Demir Toros
Doruk'ın 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle
yargılandıkları davada mahkeme bütün sanıkların suç unsurları
oluşmadığı gerekçesiyle beraatine karar verdi. Aynı davada
yargılanan ancak geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden şirketin yetkili
temsilcisi Demir Toros Doruk hakkındaki dava ise düştü.
İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada sanıklar katılmazken duruşma savcısı Nazmi Okumuş esas hakkındaki mütaalasında Yıldırım Demirören, Erdoğan Demirören, Fikret Tayfun Demirören, Tülin Demirören ve Meltem Oktay hakkında kamu davası açılmış ise de, 2863 sayılı Tabiat ve Kültür Varlıkları Kanunu'nun 65. Maddesinde belirtilen suç unsurlarından tebligat unsurunun oluşmadığı bu nedenle ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesini talep etti.
YASADAKİ DEĞİŞİKLİK BERAAT GEREKÇESİ
Savcı Okumuş ayrıca yargılama sırasında Demir Toros Doruk'un hayatını kaybettiğini bu nedenle davanın düşürülmesini istedi. Sanıkların avukatları da taşınmazda yapılan tadilatın profesyonellere teslim edildiğini, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını belirterek beraat talebinde bulundu. Mahkeme kararında tüm sanıklar hakkında 2863 sayılı yasanın dava açıldığını ancak bu yasada 6498 sayılı yapılan değişiklik nedeniyle suç unsurları gerçekleşmediği anlaşıldığından beraatlerine karar verdi.
Söz konusu kanun değişikliği şöyle: 6498 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a göre, 'Tescil kararları, tescil olunan taşınmazın kadastral bilgileri ile tapu siciline şerh düşülmek üzere ilgili tapu müdürlüğüne bildirilecek. Tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararları, maliklere tebliğ edilecek'
5 YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENİYORDU
İddianamede, İstanbul 2. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu'nun suç duyurusuna göre, korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen Beyoğlu'ndaki Hüseyinağa Mah. Atıf Yılmaz Sokak'taki yer alan taşınmazın onaylı projesine aykırı olarak izinsiz yıkım yapıldığı belirtildi. Bodrum kata inen merdivenler moloz dolu olduğu için alt kata inilemediği çatı katının açılarak binadaki tahribatın artmasına sebebiyet verdiği, bu tahribatın aynı adreste bulunan 3.nolu parselde yapılan inşaattan (Demirören AVM) kaynakladığının tespit edildiği ve bu hususta gerekli rapor ve tutanakların tutulduğu ifade edildi. İddianamede, söz konusu her iki parselde yer alan taşınmazın, Taksim Gayrimenkul Yatırımı Geliştirme ve İşletmecilik Anonim Şirketi Ortakları olan Yıldırım Demirören, Erdoğan Demirören, Fikret Tayfun Demirören, Tülin Demirören ve Meltem Okay adına kayıtlı olduğu tespit edildiği, diğer şüpheli Demir Toros Doruk'un ise belirtilen şirketin yetkili temsilcisi olduğu anlatıldı. Doruk'un ifadesinde, inşaatla kendisinin ilgilendiğini, gerekli izinler doğrultusunda belirtilen uygulamaları yaptıklarını savunarak suçlamayı reddetse de koruma kurulu raporuna göre de şüphelilerin atılı suçları işlediklerinin anlaşıldığı belirtildi. Şüphelilerin, 2863 sayılı kanunun 65/b maddesi uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyordu.
İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada sanıklar katılmazken duruşma savcısı Nazmi Okumuş esas hakkındaki mütaalasında Yıldırım Demirören, Erdoğan Demirören, Fikret Tayfun Demirören, Tülin Demirören ve Meltem Oktay hakkında kamu davası açılmış ise de, 2863 sayılı Tabiat ve Kültür Varlıkları Kanunu'nun 65. Maddesinde belirtilen suç unsurlarından tebligat unsurunun oluşmadığı bu nedenle ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesini talep etti.
YASADAKİ DEĞİŞİKLİK BERAAT GEREKÇESİ
Savcı Okumuş ayrıca yargılama sırasında Demir Toros Doruk'un hayatını kaybettiğini bu nedenle davanın düşürülmesini istedi. Sanıkların avukatları da taşınmazda yapılan tadilatın profesyonellere teslim edildiğini, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını belirterek beraat talebinde bulundu. Mahkeme kararında tüm sanıklar hakkında 2863 sayılı yasanın dava açıldığını ancak bu yasada 6498 sayılı yapılan değişiklik nedeniyle suç unsurları gerçekleşmediği anlaşıldığından beraatlerine karar verdi.
Söz konusu kanun değişikliği şöyle: 6498 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a göre, 'Tescil kararları, tescil olunan taşınmazın kadastral bilgileri ile tapu siciline şerh düşülmek üzere ilgili tapu müdürlüğüne bildirilecek. Tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararları, maliklere tebliğ edilecek'
5 YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENİYORDU
İddianamede, İstanbul 2. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu'nun suç duyurusuna göre, korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen Beyoğlu'ndaki Hüseyinağa Mah. Atıf Yılmaz Sokak'taki yer alan taşınmazın onaylı projesine aykırı olarak izinsiz yıkım yapıldığı belirtildi. Bodrum kata inen merdivenler moloz dolu olduğu için alt kata inilemediği çatı katının açılarak binadaki tahribatın artmasına sebebiyet verdiği, bu tahribatın aynı adreste bulunan 3.nolu parselde yapılan inşaattan (Demirören AVM) kaynakladığının tespit edildiği ve bu hususta gerekli rapor ve tutanakların tutulduğu ifade edildi. İddianamede, söz konusu her iki parselde yer alan taşınmazın, Taksim Gayrimenkul Yatırımı Geliştirme ve İşletmecilik Anonim Şirketi Ortakları olan Yıldırım Demirören, Erdoğan Demirören, Fikret Tayfun Demirören, Tülin Demirören ve Meltem Okay adına kayıtlı olduğu tespit edildiği, diğer şüpheli Demir Toros Doruk'un ise belirtilen şirketin yetkili temsilcisi olduğu anlatıldı. Doruk'un ifadesinde, inşaatla kendisinin ilgilendiğini, gerekli izinler doğrultusunda belirtilen uygulamaları yaptıklarını savunarak suçlamayı reddetse de koruma kurulu raporuna göre de şüphelilerin atılı suçları işlediklerinin anlaşıldığı belirtildi. Şüphelilerin, 2863 sayılı kanunun 65/b maddesi uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyordu.