Konut Haberleri
24 Eki 2018 16:02
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 06:00
'Değerlenen döviz bizi terbiye ediyor'
ASO Başkanı Nurettin Özdebir, aşırı değerlenen döviz nedeniyle yaşanan sıkıntılara işaret ederken, yabancı sermayeli bazı bankaların kredilerini geri çağırıp ek teminat istemeye başladığını söyledi.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, aşırı
değerlenen dövizin, bazı ürünleri ithal edilemez hale getirdiği
için Türk sanayisini terbiye ettiğini söyledi. Özdebir, gelinen
noktada özellikle yabancı sermayeli bankaların bazı kredileri geri
çağırıp ek teminat istemeye başladığını aktardı.
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandıran Nurettin Özdebir, piyasalardaki ödeme kaynaklı sıkıntılar yüzünden bir çok firmanın varlığını korumak için konkordato yöntemini kullandığını bildirdi. Bu dönemde borçlu firmalardan alacağı olanların da sıkıntıya girdiğini ifade eden Özdebir, ekonominin en önemli unsurunun moral motivasyon olduğunu, bunun da bozulmaması gerektiğini vurguladı.
Fırtınalı gecelerin yaşanacağını, ancak bahar ve yaz aylarının da geleceğini dile getiren Nurettin Özdebir, bunun da çok uzat olmadığını söyledi.
Türkiye’nin; cari açık, teknoloji seviyesi ve eğitim sistemi gibi noktalarda zayıf yönleri olduğunun altını çizen Nurettin Özdebir, bunlar düzelmedikçe güvenin tesis edilemeyeceğini ve fon girişlerinde bedelin artacağını anlattı.
"KOBİ’lerin verimsizlik hastalığını çözmesi lazım"
Birikimlerin Türkiye’de kalması halinde çok daha iyi işler yapılabileceğine değinen Özdebir, ülkenin bundan önceki krizlerde sanayinin kabiliyeti ve ihracatla çıktığını hatırlattı.
Aşırı değerlenen dövizin bazı malları ithal edilemez hale getirerek sanayiyi terbiye ettiğini vurgulayan Özdebir, açığın azaltılması için yerli üretimi artıracak yatırımların şart olduğunu belirtti. Türkiye’nin en az 3-4 Petkim yanı sıra demir çelik yatırımlarına da ihtiyacı olduğunu söyleyen Nurettin Özdebir, “Aşırı değerli TL döneminde Türkiye’de üretilemez hale gelen ürünlerin yeniden ve daha verimli şekilde üretilmesi lazım. ABD ile Türkiye arasında yüzde 50 verimlilik farkı var. KOBİ’lerin verimsizlik hastalığı ile teknoloji yetersizliği sorunlarını çözülmesi lazım” diye konuştu.
Sıkıntıların aşılması için gerekli tedbirleri 15 madde halinde ilgili bakanlıklara sundukları bilgisini veren Özdebir, tasfiye kararnamesi dahil bir kısmına olumlu cevap aldıklarını ifade etti.
Kısa çalışma dönemi için kriz ilan edilmesinin şart olduğunu ancak bugün bunun ilan edilemediğini dile getiren Nurettin Özdebir, “Büyüyen ekonomide kriz var denir mi? Bununla ilgili kanuni düzenleme yapılması gerekebilir. Olağanüstü hal tanımı içine kur şoku konulabilir” diye konuştu.
Özdebir, son dönemlerde teminat gösterilen ipoteklerin değerinin düştüğünü, bazı bankaların da özellikle yabancı ortaklı olanlarının kredileri geri çağırma ve ek teminat isteme tasarrufunda bulunduklarını anlattı.
Merkez Bankası’nın faiz artırmasının birkaç gün etkisi olacağını söyleyen Özdebir, son yapılan artışın etkisinin daha yüksek olduğunu, ekonominin duvara yaslandığının herkes tarafından teyit edildiğini bildirdi.
Kamunun yatırım ve tasarrufla ilgili açıkladığı tedbirleri olumlu bulduğuna işaret eden Özdebir, bunların henüz kendilerinin hayatlarına dokunacak aksiyona dönüşmediğini söyleyerek, “Bazen insanlar ihtiyacı olmayan paralar aldılar, kafe açmak için para alıp faize yatıranlar oldu” dedi.
"Tüm bankacılık sistemimizin siyasetle ilişkileri kopartılmalı"
İş Bankası ile ilgili tartışmalara değinen ASO Başkanı Özdebir, şunları söyledi: “Türkiye İş Bankası bu ülkenin önemli bir değeridir, bana göre de en iyi yönetilen bankasıdır. Cumhuriyet'in ortaya çıkardığı önemli bir değer. Bu bankanın şaibeli şeylerle isminin anılması hoş bir şey değil. Bunun gündeme bu şekilde getirilmesi de hoş değil, bu tip dedikodulara fırsat verecek bir yapının olması da hoş değil. Buna bir takım çözümler bulunabilir. Atatürk’ün mirası amacına uygun bir şekilde, illa partili olmak mecburiyetinde değil. CHP’nin de atananlar üzerinde mutabakatının olabildiği başkaları da atanabilir. Ama siyasetle bağların kopartılmasında biraz fayda var. Yalnız İş Bankası'nın değil bankacılık sistemimizin siyasetle ilişkilerinin kopartılması lazım.”
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandıran Nurettin Özdebir, piyasalardaki ödeme kaynaklı sıkıntılar yüzünden bir çok firmanın varlığını korumak için konkordato yöntemini kullandığını bildirdi. Bu dönemde borçlu firmalardan alacağı olanların da sıkıntıya girdiğini ifade eden Özdebir, ekonominin en önemli unsurunun moral motivasyon olduğunu, bunun da bozulmaması gerektiğini vurguladı.
Fırtınalı gecelerin yaşanacağını, ancak bahar ve yaz aylarının da geleceğini dile getiren Nurettin Özdebir, bunun da çok uzat olmadığını söyledi.
Türkiye’nin; cari açık, teknoloji seviyesi ve eğitim sistemi gibi noktalarda zayıf yönleri olduğunun altını çizen Nurettin Özdebir, bunlar düzelmedikçe güvenin tesis edilemeyeceğini ve fon girişlerinde bedelin artacağını anlattı.
"KOBİ’lerin verimsizlik hastalığını çözmesi lazım"
Birikimlerin Türkiye’de kalması halinde çok daha iyi işler yapılabileceğine değinen Özdebir, ülkenin bundan önceki krizlerde sanayinin kabiliyeti ve ihracatla çıktığını hatırlattı.
Aşırı değerlenen dövizin bazı malları ithal edilemez hale getirerek sanayiyi terbiye ettiğini vurgulayan Özdebir, açığın azaltılması için yerli üretimi artıracak yatırımların şart olduğunu belirtti. Türkiye’nin en az 3-4 Petkim yanı sıra demir çelik yatırımlarına da ihtiyacı olduğunu söyleyen Nurettin Özdebir, “Aşırı değerli TL döneminde Türkiye’de üretilemez hale gelen ürünlerin yeniden ve daha verimli şekilde üretilmesi lazım. ABD ile Türkiye arasında yüzde 50 verimlilik farkı var. KOBİ’lerin verimsizlik hastalığı ile teknoloji yetersizliği sorunlarını çözülmesi lazım” diye konuştu.
Sıkıntıların aşılması için gerekli tedbirleri 15 madde halinde ilgili bakanlıklara sundukları bilgisini veren Özdebir, tasfiye kararnamesi dahil bir kısmına olumlu cevap aldıklarını ifade etti.
Kısa çalışma dönemi için kriz ilan edilmesinin şart olduğunu ancak bugün bunun ilan edilemediğini dile getiren Nurettin Özdebir, “Büyüyen ekonomide kriz var denir mi? Bununla ilgili kanuni düzenleme yapılması gerekebilir. Olağanüstü hal tanımı içine kur şoku konulabilir” diye konuştu.
Özdebir, son dönemlerde teminat gösterilen ipoteklerin değerinin düştüğünü, bazı bankaların da özellikle yabancı ortaklı olanlarının kredileri geri çağırma ve ek teminat isteme tasarrufunda bulunduklarını anlattı.
Merkez Bankası’nın faiz artırmasının birkaç gün etkisi olacağını söyleyen Özdebir, son yapılan artışın etkisinin daha yüksek olduğunu, ekonominin duvara yaslandığının herkes tarafından teyit edildiğini bildirdi.
Kamunun yatırım ve tasarrufla ilgili açıkladığı tedbirleri olumlu bulduğuna işaret eden Özdebir, bunların henüz kendilerinin hayatlarına dokunacak aksiyona dönüşmediğini söyleyerek, “Bazen insanlar ihtiyacı olmayan paralar aldılar, kafe açmak için para alıp faize yatıranlar oldu” dedi.
"Tüm bankacılık sistemimizin siyasetle ilişkileri kopartılmalı"
İş Bankası ile ilgili tartışmalara değinen ASO Başkanı Özdebir, şunları söyledi: “Türkiye İş Bankası bu ülkenin önemli bir değeridir, bana göre de en iyi yönetilen bankasıdır. Cumhuriyet'in ortaya çıkardığı önemli bir değer. Bu bankanın şaibeli şeylerle isminin anılması hoş bir şey değil. Bunun gündeme bu şekilde getirilmesi de hoş değil, bu tip dedikodulara fırsat verecek bir yapının olması da hoş değil. Buna bir takım çözümler bulunabilir. Atatürk’ün mirası amacına uygun bir şekilde, illa partili olmak mecburiyetinde değil. CHP’nin de atananlar üzerinde mutabakatının olabildiği başkaları da atanabilir. Ama siyasetle bağların kopartılmasında biraz fayda var. Yalnız İş Bankası'nın değil bankacılık sistemimizin siyasetle ilişkilerinin kopartılması lazım.”