Konut Haberleri
23 Haz 2015 11:26
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:51
Boğaz'da Reza bilmecesi
Ebru Gündeş'in işadamı Reza Zarrab’ın Kanlıca’daki yalısına kaçak kat çıkıp restore etmesinden sonra, Kandilli’de satın aldığı köşkü de yıkarak aslına uygun olmadan yeniden inşa ettiği ileri sürüldü.
İşadamı Reza Zarrab’ın Kanlıca’daki yalısına kaçak kat çıkması ve
asansör eklemesinin ardından, ‘yıkılamaz’ kaydı olduğu ileri
sürülen Kandilli’deki tarihi köşkü yıkarak bir kat fazla ve aslına
uygun olmayan şekilde yeniden inşaa ettiği ileri sürüldü.
Sözcü gazetesinin gündeme getirdiği iddiaya göre, Kanlıca’daki yalıya kaçak kat çıkılmasının ardından, tadilat projesine onay veren Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, denetimden sorumlu Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nden projenin dışına çıkılıp çıkılmadığı konusunda bilgi istedi. Kurul, ayrıca Zarrab’ın Kandilli sırtlarındaki tarihi köşkündeki yenileme çalışmalarının da denetlenmesini istedi. Boğaziçi İmar Müdürlüğü ekipleri önce Reza Zarrab-Ebru Gündeş çiftinin yaşadığı Kanlıca’daki Mehmet Arif Bey Yalıları’na gitti. Kaçak yapılaşma ve yasaya aykırı restorasyon işlemleriyle ilgili tespitlerini yaptı ve rapor haline getirdi. Ardından, Zarrab’ın Cem Kozlu’dan 25 milyon dolara satın aldığı Kandilli’deki tarihi köşk ve arazisindeki çalışmaları denetlemeye giden ekipler 1986 yılında korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenen köşkü yıkıp yenisini inşa etmeye başlayan Reza Zarrab’ın fazladan bir kat inşa ettiği ve köşkü aslına uygun yapmadığını tespit etti. Ayrıca, bahçedeki ağaçların kesilip yerine üç katlı betonarme bir yapı inşa edildiğini gören Boğaziçi İmar Müdürlüğü ekipleri inşaat çalışmalarını durdurdu.
İranlı işadamı Reza Zarrab’a ait hem Kanlıca’daki iki yalı hem de Kandilli’deki tarihi köşk için hazırlanan denetim raporu 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nın önümüzdeki ay yapılacak toplantısında ele alınacağı ifade edildi. Kurul’un yasaya ve mevzuata aykırı yapılaşma nedeniyle inşaat sahipleri hakkında suç duyurusunda bulunması bekleniyor. 2960 sayılı Boğaziçi İmar Kanunu’nda tarihi ve doğal güzelliklerin yoğunlaştığı kıyı, sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde doğal yapıyı tahrip eden veya niteliğini bozanların iki aydan bir yıla kadar hapis ve 200 bin liradan 500 bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılacağı belirtiliyor. Kanuna göre, Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün, masrafların iki katı bedeli mal sahibinden tahsil ederek tarihi yapıları aslına uygun hale getirmesi gerekiyor. TCK’nın 186’ncı Maddesi ise, imar kirliliğine neden olanların 5 yıla kadar hapisle yargılanması gerektiğini söylüyor.
İşadamı Reza Zarrab’ın yalı ve köşkte yaptığı işlemler ise şu şekilde sıralandı: “Korunması gereken tescilli tarihi eser tamamen yıkıldı. Boğaz öngörünümde yer alan tarihi eserin orijinal çatısı bozularak, çelik konstrüksiyondan kaçak çatı katı yapıldı. Genişlik ve yüksekliği yasalara aykırı şekilde değiştirildi. Kot seviyesini alanın tamamında 6 metre düşürerek, kottan dolayı yeni katlar kazanıldı. Arazinin kot seviyesi düşürülürken çivi çakmanın yasak olduğu Boğaz’da, iş makineleri ve kamyonlarla hafriyat çıkarıldı. Sit alanında topografya bozularak suç işlendi. Arazinin bahçesindeki ağaçlar kesilerek, sit alanına üç katlı yeni beton yapılar yapıldı.” İBB Meclisi üyesi Hüseyin Sağ’ın da hem Zarrab hem de Boğaziçi İmar Müdürlüğü yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduğu ifade edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuru yapan Sağ, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet edildiği, Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinde yer alan görevi kötüye kullanma ve aynı kanunun 184. maddesinde bulunan ‘imar kirliliğine neden olma’ suçunun işlendiğine dikkat çekti. Talebi değerlendiren başsavcılık, dosyayı örgütlü ekonomik suçları soruşturma bürosuna gönderdi.
İşadamı Reza Zarrab’ın, eşi Ebru Gündeş adına 2011 yılında aldığı ve yasa gereği çivi bile çakılması yasak olan Kanlıca’daki tarihi ikiz yalı, İBB Meclisi’nin seçim sonrası ilk oturumunda CHP’li meclis üyeleri tarafından soru önergesi olarak gündeme taşındı. Kanlıca’da, Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen ve 1970 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı Envanterine ‘2. Derece Tarihi Eser’ olarak işlenen tarihi Kanlıca Mehmet Arif Bey Yalısı ile ilgili verilen yazılı önergede, “Tarihi yalıya kaçak kat çıkıldığı, zemin katı dış cephesi yıkılarak tamamen camla kapladığı, yalılardaki ahşap korkulukların sökülerek yerine cam takıldığı, Boğaz’a açılan bahçelerin ise tamamen yıkılarak birleştirildiği, deniz araçları için iskele yapıldığı, aydınlatma için özel ışıklandırma için 3 ton renkli taş döküldüğü, çatıdaki kiremitlerin kaldırılarak modern çatı yapıldığı, tescilli ağaçların kesildiği, iki yalıyı birbirine bağlayan tüp geçit yapıldığı”, buna ilişkin de, tarihi yalıların eski ve yeni fotoğraflarına bakıldığında net olarak görülen kaçak yapılaşmanın, kamu kurumu görevlilerince görülmediği” iddialarına yer verildi.
CHP Grubu, Başkanlık Makamı’na havale edilen önergede şu soruları sorup, yanıtlarını ve yapılan işlemlerin belgelerini istedi: “Yalılar ile ilgili sorumlu kamu görevlileri ve kamu kurulu tarafından kaçak yapılaşmayla ilgili yasal işlem yapılmış mıdır? Yapıldıysa gerekleri yerine getirilmiş midir? Belediyemiz ilgili birimlerine Kurul tarafından işlem yapılması için yazı yazılmış mıdır? Yine Tarihi Yalıda yapılan inşaat faaliyetleri ile ilgili ruhsat alınmış mıdır? Ruhsat hangi kamu kurumu tarafından verilmiştir? Anılan yalılarda yapılan inşaat faaliyetleri ile ilgili kontroller yapılmış mıdır? Tescilli Tarihi eser olan yalıda yapılan kaçak yapıları görmeyen kamu görevlileri ve mülk sahibi ile ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunmayı düşünüyor musunuz?”
CHP’li Hakkı Sağlam, Sait Coşkunoğlu, Coşkun Tanış, Hüseyin Sağ, İsmail Söylemez, Taner Kazanoğlu, Deniz Erzincan, Nadir Ataman ve Aydın Düzgün imzalı soru önergesinde özetle şöyle denildi: “Boğaz’dan kuş uçurtmayan Boğaziçi İmar Müdürü nerede? Niye kendisine emanet edilen tarihi eserleri korumuyor. İşlem yapmayıp, görmezden geliyor. Bir vatandaş çatısında kiremit oynatsa elli tane zabıta gidiyor. Eğer adamına göre muamele yapılıyorsa ki öyle gözüküyor; bu kamu vicdanını yaralar her şey Reza Sarrab’a serbest gözüküyor. Sayın Topbaş’a bir şey sorulunca ‘Benim haberim yok’ diyor. Olabilir, biz Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi grubu olarak kendisini haberdar ediyoruz.” (Fatma AKSU/HÜRRİYET)
Sözcü gazetesinin gündeme getirdiği iddiaya göre, Kanlıca’daki yalıya kaçak kat çıkılmasının ardından, tadilat projesine onay veren Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, denetimden sorumlu Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nden projenin dışına çıkılıp çıkılmadığı konusunda bilgi istedi. Kurul, ayrıca Zarrab’ın Kandilli sırtlarındaki tarihi köşkündeki yenileme çalışmalarının da denetlenmesini istedi. Boğaziçi İmar Müdürlüğü ekipleri önce Reza Zarrab-Ebru Gündeş çiftinin yaşadığı Kanlıca’daki Mehmet Arif Bey Yalıları’na gitti. Kaçak yapılaşma ve yasaya aykırı restorasyon işlemleriyle ilgili tespitlerini yaptı ve rapor haline getirdi. Ardından, Zarrab’ın Cem Kozlu’dan 25 milyon dolara satın aldığı Kandilli’deki tarihi köşk ve arazisindeki çalışmaları denetlemeye giden ekipler 1986 yılında korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenen köşkü yıkıp yenisini inşa etmeye başlayan Reza Zarrab’ın fazladan bir kat inşa ettiği ve köşkü aslına uygun yapmadığını tespit etti. Ayrıca, bahçedeki ağaçların kesilip yerine üç katlı betonarme bir yapı inşa edildiğini gören Boğaziçi İmar Müdürlüğü ekipleri inşaat çalışmalarını durdurdu.
İranlı işadamı Reza Zarrab’a ait hem Kanlıca’daki iki yalı hem de Kandilli’deki tarihi köşk için hazırlanan denetim raporu 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nın önümüzdeki ay yapılacak toplantısında ele alınacağı ifade edildi. Kurul’un yasaya ve mevzuata aykırı yapılaşma nedeniyle inşaat sahipleri hakkında suç duyurusunda bulunması bekleniyor. 2960 sayılı Boğaziçi İmar Kanunu’nda tarihi ve doğal güzelliklerin yoğunlaştığı kıyı, sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde doğal yapıyı tahrip eden veya niteliğini bozanların iki aydan bir yıla kadar hapis ve 200 bin liradan 500 bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılacağı belirtiliyor. Kanuna göre, Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün, masrafların iki katı bedeli mal sahibinden tahsil ederek tarihi yapıları aslına uygun hale getirmesi gerekiyor. TCK’nın 186’ncı Maddesi ise, imar kirliliğine neden olanların 5 yıla kadar hapisle yargılanması gerektiğini söylüyor.
İşadamı Reza Zarrab’ın yalı ve köşkte yaptığı işlemler ise şu şekilde sıralandı: “Korunması gereken tescilli tarihi eser tamamen yıkıldı. Boğaz öngörünümde yer alan tarihi eserin orijinal çatısı bozularak, çelik konstrüksiyondan kaçak çatı katı yapıldı. Genişlik ve yüksekliği yasalara aykırı şekilde değiştirildi. Kot seviyesini alanın tamamında 6 metre düşürerek, kottan dolayı yeni katlar kazanıldı. Arazinin kot seviyesi düşürülürken çivi çakmanın yasak olduğu Boğaz’da, iş makineleri ve kamyonlarla hafriyat çıkarıldı. Sit alanında topografya bozularak suç işlendi. Arazinin bahçesindeki ağaçlar kesilerek, sit alanına üç katlı yeni beton yapılar yapıldı.” İBB Meclisi üyesi Hüseyin Sağ’ın da hem Zarrab hem de Boğaziçi İmar Müdürlüğü yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduğu ifade edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuru yapan Sağ, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet edildiği, Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinde yer alan görevi kötüye kullanma ve aynı kanunun 184. maddesinde bulunan ‘imar kirliliğine neden olma’ suçunun işlendiğine dikkat çekti. Talebi değerlendiren başsavcılık, dosyayı örgütlü ekonomik suçları soruşturma bürosuna gönderdi.
İşadamı Reza Zarrab’ın, eşi Ebru Gündeş adına 2011 yılında aldığı ve yasa gereği çivi bile çakılması yasak olan Kanlıca’daki tarihi ikiz yalı, İBB Meclisi’nin seçim sonrası ilk oturumunda CHP’li meclis üyeleri tarafından soru önergesi olarak gündeme taşındı. Kanlıca’da, Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen ve 1970 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı Envanterine ‘2. Derece Tarihi Eser’ olarak işlenen tarihi Kanlıca Mehmet Arif Bey Yalısı ile ilgili verilen yazılı önergede, “Tarihi yalıya kaçak kat çıkıldığı, zemin katı dış cephesi yıkılarak tamamen camla kapladığı, yalılardaki ahşap korkulukların sökülerek yerine cam takıldığı, Boğaz’a açılan bahçelerin ise tamamen yıkılarak birleştirildiği, deniz araçları için iskele yapıldığı, aydınlatma için özel ışıklandırma için 3 ton renkli taş döküldüğü, çatıdaki kiremitlerin kaldırılarak modern çatı yapıldığı, tescilli ağaçların kesildiği, iki yalıyı birbirine bağlayan tüp geçit yapıldığı”, buna ilişkin de, tarihi yalıların eski ve yeni fotoğraflarına bakıldığında net olarak görülen kaçak yapılaşmanın, kamu kurumu görevlilerince görülmediği” iddialarına yer verildi.
CHP Grubu, Başkanlık Makamı’na havale edilen önergede şu soruları sorup, yanıtlarını ve yapılan işlemlerin belgelerini istedi: “Yalılar ile ilgili sorumlu kamu görevlileri ve kamu kurulu tarafından kaçak yapılaşmayla ilgili yasal işlem yapılmış mıdır? Yapıldıysa gerekleri yerine getirilmiş midir? Belediyemiz ilgili birimlerine Kurul tarafından işlem yapılması için yazı yazılmış mıdır? Yine Tarihi Yalıda yapılan inşaat faaliyetleri ile ilgili ruhsat alınmış mıdır? Ruhsat hangi kamu kurumu tarafından verilmiştir? Anılan yalılarda yapılan inşaat faaliyetleri ile ilgili kontroller yapılmış mıdır? Tescilli Tarihi eser olan yalıda yapılan kaçak yapıları görmeyen kamu görevlileri ve mülk sahibi ile ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunmayı düşünüyor musunuz?”
CHP’li Hakkı Sağlam, Sait Coşkunoğlu, Coşkun Tanış, Hüseyin Sağ, İsmail Söylemez, Taner Kazanoğlu, Deniz Erzincan, Nadir Ataman ve Aydın Düzgün imzalı soru önergesinde özetle şöyle denildi: “Boğaz’dan kuş uçurtmayan Boğaziçi İmar Müdürü nerede? Niye kendisine emanet edilen tarihi eserleri korumuyor. İşlem yapmayıp, görmezden geliyor. Bir vatandaş çatısında kiremit oynatsa elli tane zabıta gidiyor. Eğer adamına göre muamele yapılıyorsa ki öyle gözüküyor; bu kamu vicdanını yaralar her şey Reza Sarrab’a serbest gözüküyor. Sayın Topbaş’a bir şey sorulunca ‘Benim haberim yok’ diyor. Olabilir, biz Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi grubu olarak kendisini haberdar ediyoruz.” (Fatma AKSU/HÜRRİYET)