Beyin göçünü tersine çevirmeliyiz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, beyin göçünden yakınan bilişim sektörü temsilcilerine “Bunu artık kabul edemeyiz. Beyin göçünü tersine çevirmeliyiz. Kendi iş gücümüzü Türkiye’de tutmalıyız. Bunu sağlamak için de Türkiye’de güven ortamını oluşturmalıyız” dedi.
CHP lideri, koronavirüs salgınıyla birlikte 'evden çalışma' sisteminin yoğunlaştığı ve teknolojinin öneminin arttığı bir dönemde, bilişim ve yazılım sektörü temsilcileriyle görüşerek, sorunlarını dinledi. Video konferans yöntemiyle gerçekleşen görüşmeye, CHP’nin Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel de katıldı.
Edinilen bilgilere göre, sektör temsilcileri görüşmede, hem daha önceden var olan hem de koronavirüs salgınından kaynaklanan sorunlarını anlattı. Bilişim sektörünün, aslında tüm sektörlerin altyapısını oluşturduğuna dikkat çeken temsilciler, bunun salgın nedeniyle evden çalışmanın yoğunlaştığı bu dönemde daha net görüldüğünü ifade etti.
Yüzde 60’ı işsiz
Milliyet'ten Şevket Yaman'ın haberine göre, bilişim sektörünün de ekonomik destek paketlerinin kapsamına alınmasını isteyen sektör temsilcileri görüşmede, yetişmiş eleman sorunundan da yakınarak, beyin göçüne dikkat çekti. Bilişim ve yazılım alanından yılda 12 bin öğrencinin mezun olduğunu bunların yüzde 60’ının işsiz olduğunu belirten bilişimciler, hükümetin “üç yılda bir milyon yazılımcı istihdam etme hedefi”nin mevcut koşullarda gerçekçi görünmediğini vurguladı.
‘Güven ortamı şart’
Kılıçdaroğlu’nun beyin göçünün nasıl engelleneceğine yönelik sorular üzerine, şunları söylediği öğrenildi:
“Türkiye’nin her alanda üretmesi lazım. Özellikle katma değeri yüksek ürün dediğimiz teknolojik ürünlere yoğunlaşması lazım. Gençlerimizin kendi ülkelerini bırakıp bir şekliyle yurt dışına gitmeleri en çok üzüldüğüm konulardan biri. Gençlerimiz burada doğuyor, okuyor, yetişiyor ama tam verimli çağa geldiğinde gidiyor. Bunu artık kabul edemeyiz. Beyin göçünü tersine çevirmeliyiz. Kendi iş gücümüzü Türkiye’de tutmalıyız. Bunu sağlamak için de Türkiye’de güven ortamını oluşturmalıyız. Bir altyapı oluşturmalıyız. Bu bütünlüklü bir iştir ve eğitim sistemi ile birlikte planlanmalıdır. Eğitim ve sanayi iş birliğinde olmalıdır. Sadece bununla da değil. Yurt dışından itibar gören güçlü bir demokrasi ve yargı bağımsızlığına sahip olmalıyız.”