Magazin
12 Eki 2015 09:14
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 03:34
Bestemsu Özdemir'in Göktürk'teki evi!
Oyuncu Bestemsu Özdemir’in Göktürk’te yaşadığı daire, manzarasıyla Hitchcock’un “Arka Pencere” filmini hatırlatıyor. Özdemir, evin hikayesini InStyle Home dergisine anlattı.
Bestemsu Özdemir, en son “Kara Para Aşk” dizisinde, kendisini
kaçıran Metin karakteriyle tutkulu bir aşk yaşayan Nilüfer olarak
karşımıza çıkmıştı. Sonrasında da boş durmamış genç oyuncu...
Önümüzdeki aylarda vizyona girecek filminin çekimleri yeni bitmiş,
ayrıca TRT filmlerinden “Tabula Rosa”da Rosa’yı canlandırmış. Yeni
sezonda ise yeni bir diziyle izleyici karşısına çıkacakmış. Özetle
geçtiğimiz yazı setlerde geçiren Özdemir için Kemerburgaz
Göktürk’teki bu ev, tam anlamıyla kafa dinleme yeri.
PARK YERİ SIKINTISI NİŞANTAŞI’NDAN
KOPARDI
Mimar Emre Arolat’ın projelendirdiği, ahşap panjurlarıyla
dikkat çeken Arketip Evleri’ne bir buçuk yıl önce taşınma kararı
almış Bestemsu Özdemir...
Evin ahşap kaplı geniş terasında, beyaz minderli hasır
kanepede oturup taşınma macerasını anlatmaya başlıyor: “Aslında
burası şehre ve setlerimin olduğu mekanlara uzak bir noktada. Her
an yine şehrin merkezine dönebilirim bu yüzden. Aklımdan geçen
deniz gören veya bahçesi olan bir ev; Levent, Kuruçeşme veya
Arnavutköy olabilir mesela. Ben uzun yıllar Nişantaşı’nda yaşadım.
Ancak oradaki park yeri sıkıntısı o kadar bezdirdi ki, sonunda çok
sevdiğim semtten kopup buraya geldim. Bu civarda yaşayan çok
arkadaşım vardı. Ayrıca barınaktan aldığım üç köpeğim var. Onlar
için de ideal oldu bu hayat.”
Elinde her sabah mutlaka içtiğini söylediği büyük boy Chai Tea
Latte var: “Tavsiye ederim. Hem tok tutuyor hem de metabolizmayı
hızlandırıyor” diyor.
TAŞINIRKEN BADANA BİLE YAPTIRMADIM
Evinin duvarlarını renklendiren tüm yağlı boya tabloları o
yapmış, “Çocukluk yıllarımdan beri resim yapma merakım vardı.
Annem, benim sanata yönelimimin kaçınılmaz olduğunu hep söylerdi
zaten” diye belirtiyor.
İki oda, açık mutfak, salon ve bir banyodan oluşan bu evi
ferahlığından, aydınlığından ve tabii önünde yer alan terasından
dolayı tercih etmiş. Mekâna karakterini veren ahşap panjur
detaylara kelimenin tam anlamıyla vurulduğunu, loft tarzı boydan
boya cam olan evlerde kendini iyi hissettiğini söylüyor: “Burası
aradığım kriterlere uygundu. Salondan ve odalardan çıkabildiğim
geniş terası ile de çok pratik.”
115 m2’lik evin önünde uzanan 25 m2 dikdörtgen terası, iç
mekân gibi dekore etmiş. Aile evinden gelen yuvarlak yemek masasını
ve iskemlelerini oraya koymuş. Diğer köşeye geniş ve oldukça
konforlu, köpekleriyle üzerinde kıvrıldığı bir hasır beyaz kanepe
yerleştirmiş. Evde genelde orada vakit geçiriyormuş.
Evin içine tadilat yaptırmamış. Nedenini ise “Her şey o kadar
mükemmel ve istediğim gibi gözüküyordu ki... Badana bile yaptırmama
gerek kalmadı” sözleriyle açıklıyor.
YAŞADIĞIM EV GENİŞ VE HACİMLİ OLMALI
Çoğu mobilyayı çok severek alışveriş yaptığını söylediği Mudo
Concept ve Zara Home’dan almış. Kitaplık olarak kullanılan mavi
buzdolabı ve sofra aksesuvarlarının yer aldığı ahşap dolap, aile
evinden gelmiş. Mutfağın önündeki büyük ceviz masa ile bankın
birini özel olarak marangoza yaptırmış: “Evde böyle büyük ve hantal
eşyalar görmeyi tercih ediyorum. Bu yüzden benim yaşadığım ev geniş
ve hacimli olmalı...”
Yemek yapmaya bayılıyormuş. Lazanyası da pek meşhurmuş.
“Ağırlıklı sebze ile beslenirim gerçi. Ekmek, makarna ve pilav
hayatımda dört yıldır neredeyse hiç yok. Buraya gelenler genelde ya
salatalarımı ya da zeytinyağlılarımı tadarlar bu yüzden” diyor
gülerek.
Evde vakit geçirmeyi seviyor, hele de üst üste film izlemek
tam ona göre: “Ne olursa izlerim. Günde beş film izlemezsem rahat
edemem. Yeni oyunculukları hep merak ederim çünkü. Film ayırmam”
diyor.
O konuşurken gökyüzünü delercesine yağmur boşalıyor aniden.
Ahşap panjurları sıkıca kapatttığında birden film izleme havasına
bürünüyor evi... Repo gününde evden neden çıkmak istemediği daha
net anlaşılıyor.
OKUL PEK BİTECEK GİBİ GÖZÜKMÜYOR
“Yıllarca profesyonel olarak voleybol oynadım. Vücudumun
şekillenmesinde önemli rol oynadı bu” diye anlatmayı sürdürüyor
Özdemir. Saint Benoit Lisesi’ni bitirdikten sonra üniversite
eğitimi tercihini İTÜ Moda Tasarımı’ndan yana kullanmış, ama
bitmesine epey var: “Hâlâ sürüyor. Pek bitecek gibi de
gözükmüyor!”
PENELOPE CRUZ VE SALMA HAYEK’E BENZETİYORLAR
BENİ
İspanyol kadınlarını hatırlatan bir havası var. O da bunun
farkında... “Evet çok söylerler bunu... Penelope Cruz’a veya Salma
Hayek’e benzetir bazıları. Aslen Erzincanlıyım. Ama çocukluğum
Ankara, sonrasında İstanbul’da geçti” diyor. Set dışında hiç makyaj
yapmadığını da sözlerine ekliyor.