Konut Haberleri
08 Ağu 2016 12:25
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 04:33
Bankalar elini taşın altına koymalı!
Özak GYO Başkanı Ahmet Akbalık, Emlak Konut ile GYODER'in kampanyalarının sektöre avantaj sağladığını belirterek bankalara da çağrıda bulundu...
Gayrimenkuldeki seferberlik olumlu ses olarak geri
dönüyor. Darbe girişiminin ister istemez Türkiye’deki bir çok
insanın, sektörün, kuruluşun dengelerini bozduğunu ifade eden
Özak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Yönetim Kurulu
Başkanı Ahmet Akbalık, “Kalkışmanın birtakım etkileri oldu
ama her şerde bir hayır söylemiyle, belki de Türkiye’nin yeniden
yapılanmasına, ayağa kalkmasına çok daha büyük fayda sağlayacağını
düşünüyorum. Herkesin burda bir fedakârlık yapması gerekiyor” dedi.
Emlak Konut GYO ve Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği’nin (GYODER)
düzenlediği kampanyalara dikkat çeken Akbalık, gayrimenkul
sektörünün üzerine düşen görevi gönüllü yaptıklarını dile
getirdi.
Bankalara çok önemli görevler düşüyor
Akbalık bankacılık sektörüne de çok önemli görevler, sorumluluklar düştüğünü vurgulayarak şöyle konuştu: “Gayrimenkul sektöründeki hareketlilik tek başına yeterli değil. Çünkü ekonominin bütün çarklarının eşzamanlı olarak dönmesi gerekiyor. Bankacılık sektörü Türkiye’de son 10 yılda çok ciddi paralar kazandı. Kâr marjlarına baktığınız zaman, dünyadaki hiçbir ülkede böyle bir kârlılık oluşmadı. Bu nedenle bankacılık sektörünün, yüksek kârlılığını borçlu olduğu milletimiz ve ülkemiz için harekete geçmesi, atacağı cesur adımlarla, ülke ekonomisinin eskisinden daha da dinamik bir hale gelmesine katkıda bulunması elini taşın altına koyması gerekiyor.”
Uzun vadeli yatırım aracı
Gayrimenkulun uzun vadeli bir yatırım aracı olduğunu dile getiren Ahmet Akbalık, gayrimenkul piyasasında orta ve uzun vadede harhangi bir risk görmediklerini belirtti. Akbalık, bu dönemde
yapılacak yatırımların büyük kârlılık potansiyeli taşıdığını ifade etti. Emlak Konut GYO’nun, GYODER’in hayata geçirdiği kampanyaların yatırımcılara çok önemli fırsatlar sunduğunun altını çizen Akbalık, bu kampanyanın konutta yüzde 30-35 oranında bir ucuzlamaya sebep olarak, yatırımcıya avantaj sağladığını, şu anda yatırım yapmanın zamanı olduğunu belirtti.
Yatırımlar devam edecek
Fiziksel ve yatırımsal güven ortamının yabancı yatırımcıların en önemli paritesi olduğuna dikkat
çeken Ahmet Akbalık, bir ülkede güven ortamı, iktisadi yapı ve sürdürülebilirlik kavramlarının aynı çatı altında birleştirilmesi durumunda sermayenin yer bulacağını, yatırımların devam edeceğini
belirtti. Ahmet Akbalık şöyle devam etti: “Eğer siz bir yatırımcıya iskânı alınmış bir tapuyu veriyorsanız, yarın öbürgün o binayla ilgili bir iskân problemi yaşaması kaos olur. İmar alınmış, ruhsat alınmış, iskânı alınmış bitmiş, bu artık sorgulanmamalı, dava açılmamalı. Bu kaos yabancının en çok kabullenemediği, anlayamadığı, tedirgin olduğu unsurlardan bir tanesi.”
Oortak bir dil kullanılabilirse imaj düzelir
Türkiye’nin imajının markalaşmak için önemli olduğunu belirten Ahmet Akbalık, darbe girişiminin ülke imajında zedelenmeye sebep olduğunu ifade etti. Bu gerekçeyle hem şirketlerin, hem kamunun hem sivil toplum örgütlerinin Türkiye’nin yurtdışındaki imajını düzeltmek için elbirliğiyle hareket etmesinin, ortak bir söylem oluşturmasının zorunlu olduğuna dikkat çeken Akbalık, “Fuarlarda, düzenlenen etkinliklerde herkes parça parça, elindeki donelerle Türkiye’yi anlatmaya çalışıyor.
Devletin de ülke tanıtımında ortaya koyduğu bir strateji olmalı. Herkes o ortak dili benimseyip, özümserse, ortak bir dil kullanılabilirse, ülkenin imajı düzeltilebilir” diye konuştu.
Erdem AKTÜRK / Gazete HABERTÜRK
Bankalara çok önemli görevler düşüyor
Akbalık bankacılık sektörüne de çok önemli görevler, sorumluluklar düştüğünü vurgulayarak şöyle konuştu: “Gayrimenkul sektöründeki hareketlilik tek başına yeterli değil. Çünkü ekonominin bütün çarklarının eşzamanlı olarak dönmesi gerekiyor. Bankacılık sektörü Türkiye’de son 10 yılda çok ciddi paralar kazandı. Kâr marjlarına baktığınız zaman, dünyadaki hiçbir ülkede böyle bir kârlılık oluşmadı. Bu nedenle bankacılık sektörünün, yüksek kârlılığını borçlu olduğu milletimiz ve ülkemiz için harekete geçmesi, atacağı cesur adımlarla, ülke ekonomisinin eskisinden daha da dinamik bir hale gelmesine katkıda bulunması elini taşın altına koyması gerekiyor.”
Uzun vadeli yatırım aracı
Gayrimenkulun uzun vadeli bir yatırım aracı olduğunu dile getiren Ahmet Akbalık, gayrimenkul piyasasında orta ve uzun vadede harhangi bir risk görmediklerini belirtti. Akbalık, bu dönemde
yapılacak yatırımların büyük kârlılık potansiyeli taşıdığını ifade etti. Emlak Konut GYO’nun, GYODER’in hayata geçirdiği kampanyaların yatırımcılara çok önemli fırsatlar sunduğunun altını çizen Akbalık, bu kampanyanın konutta yüzde 30-35 oranında bir ucuzlamaya sebep olarak, yatırımcıya avantaj sağladığını, şu anda yatırım yapmanın zamanı olduğunu belirtti.
Yatırımlar devam edecek
Fiziksel ve yatırımsal güven ortamının yabancı yatırımcıların en önemli paritesi olduğuna dikkat
çeken Ahmet Akbalık, bir ülkede güven ortamı, iktisadi yapı ve sürdürülebilirlik kavramlarının aynı çatı altında birleştirilmesi durumunda sermayenin yer bulacağını, yatırımların devam edeceğini
belirtti. Ahmet Akbalık şöyle devam etti: “Eğer siz bir yatırımcıya iskânı alınmış bir tapuyu veriyorsanız, yarın öbürgün o binayla ilgili bir iskân problemi yaşaması kaos olur. İmar alınmış, ruhsat alınmış, iskânı alınmış bitmiş, bu artık sorgulanmamalı, dava açılmamalı. Bu kaos yabancının en çok kabullenemediği, anlayamadığı, tedirgin olduğu unsurlardan bir tanesi.”
Oortak bir dil kullanılabilirse imaj düzelir
Türkiye’nin imajının markalaşmak için önemli olduğunu belirten Ahmet Akbalık, darbe girişiminin ülke imajında zedelenmeye sebep olduğunu ifade etti. Bu gerekçeyle hem şirketlerin, hem kamunun hem sivil toplum örgütlerinin Türkiye’nin yurtdışındaki imajını düzeltmek için elbirliğiyle hareket etmesinin, ortak bir söylem oluşturmasının zorunlu olduğuna dikkat çeken Akbalık, “Fuarlarda, düzenlenen etkinliklerde herkes parça parça, elindeki donelerle Türkiye’yi anlatmaya çalışıyor.
Devletin de ülke tanıtımında ortaya koyduğu bir strateji olmalı. Herkes o ortak dili benimseyip, özümserse, ortak bir dil kullanılabilirse, ülkenin imajı düzeltilebilir” diye konuştu.
Erdem AKTÜRK / Gazete HABERTÜRK