Kent Haberleri
06 Eki 2015 10:23
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 03:32
Bakırköy Leyla Gencer Sanat Merkezi açılışı 16 Ekim!
İstanbul ’un sadece iki opera salonu var. Biri asırlık Süreyya; yıllarca Kadıköy’de sinema olarak çalıştıktan sonra AKM kapanınca Devlet Opera ve Balesi’ni ağırlamaya başladı.
Küçük ama güzel bir salon. Diğeri ise çok genç, Bakırköy
Belediyesi’nin inşa ettirdiği ve Türkiye ’nin uluslararası üne
sahip pası Leyla Gencer’in adını verdiği modern bir yapı. 2013’te
açıldı ama geçen süre içinde bir türlü düzenli bir programla
çalışmaya başlayıp, kentin kültür sanat hayatında hak ettiği yeri
bulamadı. Bir kültür merkezini işletmenin, inşa etmekten daha zor
olduğunun simgesine dönüşmek üzereydi. Neyse ki bu sezon, yeni bir
kadroyla çalışmaya başlıyor. Sanat Danışmanı olarak, müzik
dünyasının Cemal Reşit Rey Konser Salonu’ndan hatırladığı Arda
Aydoğan göreve getirildi. Aydoğan en son Şişli Belediyesi ile
çalışıyordu. Salon için bir program hazırlandı. 16 Ekim’de İstanbul
Devlet Opera Balesi Orkestrası ve Solist Sanatçıları’nın opera
aryaları seslendirdikleri bir gala gecesiyle sezonu açacak. Aynı
gece bir dönem İKSV’nin Şişhane’deki merkezinde korunan, sanatçının
eşyalarından oluşan ”Leyla Gencer Anı Evi” de bu yeni yerinde yeni
hayatına başlayacak.
Dans, popüler tiyatro, müzikal gibi farklı türlerde
gösterilerin de yer alacağı çeşitliliği olan bir program
hazırlanmış. Ekim-Kasım programında Canan Anderson keman konseri,
Metin Uca’nın Klasikomik adlı gösterisi, Melihat Gülses sanat
müziği konseri Cahide Müzikali ve Şevki Karayel piyano resitali
var.
Leyla Gencer, İstanbul’un kültür hayatında nasıl bir yer
edinecek. Bunu zamanla göreceğiz. Merakımızı biraz olsun gidermek
için Arda Aydoğan’a bazı sorular yönelttik. Aydoğan Leyla Gencer'in
kentteki önemli bir boşluğu doldurduğunu, yapılacak etkinliklerle
semtin dünya çapında adını duyuracağını anlattı.
Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nin genel sanat
danışmanlığı görevi size nasıl teklif edildi, ne düşünerek kabul
ettiniz?
1989 yılında, Sayın Bedreddin Dalan'ın İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı esnasında, Cemal Reşit Rey Konser Salonu açılış
etkinliklerinde ve kültür-sanat çalışmalarında bulundum. 1994’de
yardımcısı olduğum Aydın Gün’ün görevden ayrılmasıyla Cemal Reşit
Rey Konser Salonu’nun Genel Sanat Yönetmenliği görevine atandım.
2005 yılına kadar kurumun müdürlük ve genel sanat yönetmenliği
görevini üstlendim. Hedeflediğim ilke; dünya standartlarında,
İstanbul’a yakışır, beş yıldızlı müessese anlayışıyla yönetilen bir
sanat kurumu oluşturmaktı. CRR Konser Salonu’nu sadece yurt içi ve
yurt dışındaki sanatın değişik örneklerinin sergilenmesi dışında,
CRR Senfoni Orkestrası, CRR Opera ve Orkestrası, CRR Dans
Tiyatrosu'nu kurarak, sanat üreten bir kurum haline dönüştürmeyi
amaçladım. Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’ni de aynı işletme
ve sanat yönetimi anlayışıyla, opera, bale, müzikal ve konserlere
ev sahipliği yapacak şekilde organize ediyoruz ve bu çıtaya
erişmeyi amaçlıyoruz. Oluşturduğumuz uluslararası standartlardaki
sanat anlayışıyla İstanbul’lu sanatseverlere hizmet etmeyi
amaçlıyoruz. Bu kurumu da onun ismine yaraşır bir şekilde yönetmeyi
hedefliyorum. Görev bana Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Sayın
Nurhan Çetinkaya tarafından teklif edildi. Türkiye gibi bir ülkede
sanat kurumu yönetmek zor bir görev olsa da, Bakırköy
Belediyesi'nin desteğiyle yapabileceğime inanıyorum.
Bu salonu nasıl tanımlıyorsunuz? İstanbul için
Bakırköy için ve opera sanatı için ne ifade ediyor?
Bu salonu bir sanatçı olarak İstanbullulara, İstanbullu
sanatseverlere hediye olarak tanımlıyorum. Günümüzde bu tip
alanlara bir AVM, bir gökdelen dikmek anlayışı varken, Bakırköy
Belediyesi’nin buraya bir opera ve sanat merkezinin yapılmasını ve
İstanbul halkına hizmet etmesini sağlamasını takdir ediyorum.
Burasını bir tek taş yüzük olarak düşünüyorum. Unesco verilerine
göre bu nüfus yoğunluğundaki bir şehre, en az 400 adet benzer
standartlarda sanat merkezleri yapılması gerekiyor. Elbette birçok
belediyenin kültür sanat mekanı var. Fakat bu salonlar sanat icra
etmek için yeterli teknik ve fiziki alt yapıya sahip olmayıp,
öncelikle toplantı, panel ve konferans düşünülerek yapıldığı için
konser, tiyatro, müzikal, opera, bale, resital gibi etkinliklerin
gerçekleşmesi imkansız oluyor. AKM'nin yokluğunu yaşadığımız bu
yıllarda sanat hayatına büyük bir darbe vuruluyor düşüncesindeyim.
Bu bağlamda Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi, İstanbul'un şu
andaki opera, bale, müzikal ve konserlerin yapılabileceği belediye
bünyesindeki tek mekan. Bakırköy ise bu salonun yapılmasıyla
birlikte ve planlanan etkinliklerle İstanbul'un gözde ilçelerinden
biri haline dönüşecek. Ayrıca hedefimiz, İstanbul'un dünyaya açılan
penceresi ve Avrupa'nın sayılı sanat merkezlerinden biri olmak.
Bunun gerçekleşmesi sadece mekanın faaliyete geçmesiyle değil, bu
mekanda gerek ulusal, gerekse uluslararası sanatçıların ve
toplulukların etkinliklerinin gerçekleşmesiyle olacaktır. Bu
bağlamda hem Bakırköy için hem İstanbul için önemli bir sanat
mabedi olma yolunda önem arz ediyor.
Leyla Gencer hem performans sanatları mekanı, hem de konser
salonu olarak yönetilecek. Sanatı seven, sanatı tüm alanlarda
tüketmek isteyen, çağdaş seviyeye gelmiş tüm kesimlere hitap
edeceğini düşünüyorum.
Opera temsilleri ne sıklıkta
gerçekleşecek?
Burası sıklıkla opera temsilleri yapan bir mekan. Bu konuda
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile iletişim halindeyiz.
Ayrıca bizim de kurum olarak ürettiğimiz opera ve bale projeleri
olacak ve bunlar sponsorlar desteği ile gerçekleşecek.
Arda Bey siz daha önce de yerel yönetimlerle
çalıştınız. Belediyeye ait bir sanat kurumunu yönetmenin güçlükleri
ve avantajları nelerdir?
Belediyeye ait bir sanat kurumunun yönetim güçlüğü, o
belediyenin yöneticilerinin sanata olan bakış açısı ile doğru
orantılıdır. Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu, bu
kurumun uluslararası standartlarda kaliteli sanat tüketmesini
sağlamayı amaçlıyor. Bu bağlamda kendimi şanslı ifade
ediyorum.
Süreklilik yerel yönetimler için önemli. Bir önceki yönetim
zamanında yaptırılan Leyla Gencer Opera ve Kültür Merkezi bu
yönetim sırasında bir türlü tam anlamıyla çalışır duruma
getirilemedi. Bundan sonra mekanizmanın aralıksız ve mükemmel
olarak işlemesi için nasıl bir yapı kuruyorsunuz…
Öncelikle bir sanatçı olarak, önceki yönetimin İstanbul’a
böyle bir kurum armağan etmesini mutluluk ve takdirle karşılıyorum.
Belediye hizmetlerinde devamlıklık esastır ve faaliyetler
devam eder. Ama kanımca kurumun bu zamana kadar olan sürede teknik
ve fiziki eksiklerinin olması, gerçek anlamda faaliyet göstermesini
engellediği için hizmete girememiştir. Sn. Belediye Başkanı Dr.
Bülent Kerimoğlu’nun kurum ve bu konudaki hassasiyetini bildiğim
için, bu durumu bir geç kalınmışlık olarak değil, teknik anlamda
eksiklerin giderilmesi için bir süreç olarak görüyorum.
Radikal