Konut Haberleri
23 Eyl 2016 13:17
Son Güncelleme: 10 Oca 2019 04:40
Bakan uyardı: 2 bin liralık telefonu 300 liraya almak isteyenler dikkat!
Gümrük Bakanı, televizyon ve radyolarda verilen reklamlar hakkında kritik uyarılarda bulundu...
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, son zamanlarda çeşitli
televizyon ve radyo kanallarında piyasa fiyatından çok daha düşük
fiyata satıldığı iddialarıyla tablet bilgisayar, cep telefonu ve
benzeri teknolojik ürün reklamlarına yer verildiğini belirterek,
reklamlara aldanıp 2 bin liralık cep telefonunu 300 liraya almak
isteyen tüketicilere dikkatli olmaları uyarısında bulundu.
Tüfenkci, "Tüketicinin aldığı malı orijinal olduğunu sanarak alması, ancak orijinal çıkmaması, söz konusu malın ayıplı olarak kabul edilmesi sonucunu doğuracaktır. Bu durumda tüketici, mağduriyeti için uyuşmazlık bedeline göre tüketici hakem heyetine ya da mahkemeye başvurabilir ve para iadesi de dahil 4 seçimlik hakkından birisini kullanabilir." dedi.
Tüfenkci, son zamanlarda çeşitli televizyon ve radyo kanallarında, piyasa fiyatından çok daha düşük fiyata satıldığı iddialarıyla tablet bilgisayar, cep telefonu ve benzeri teknolojik ürün reklamlarına yer verildiğinin gözlemlendiğini ifade etti.
Bakanlığa yapılan başvurulardan, bu tür ürünlerin tanıtımı, satışı ve teslimatı aşamalarında önemli tüketici mağduriyetlerinin yaşandığının anlaşıldığını ifade eden Tüfenkci, bakanlığının konuyla ilgili yapmakla yükümlü olduğu denetim faaliyetlerini ara vermeksizin sürdürdüğünü, bununla birlikte anılan ürünlere ilişkin reklamları değerlendirerek satın alma kararı verecek olan tüketicilerin mağduriyet yaşamamaları için bu tür reklamlara karşı dikkatli olunmasının önem arz ettiğini kaydetti.
Reklamlara aldanıp 2 bin liralık cep telefonunu 300 liraya almak isteyen tüketicilere dikkatli olmaları uyarısında bulunan Tüfenkci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Piyasadaki her ürün grubunda olduğu gibi, tablet bilgisayar, cep telefonu ve benzeri ürünlerde de önemli kalite farkları vardır. Bu yüzden tüketiciler, piyasa fiyatının oldukça altında satılan ürünleri değerlendirirken bu ürünlerin kalite düzeyinin de pahalı olanlardan farklı olabileceğini göz önünde bulundurmalıdırlar. Tüketicinin aldığı malı orijinal olduğunu sanarak alması, ancak orijinal çıkmaması, söz konusu malın anılan ayıplı olarak kabul edilmesi sonucunu doğuracaktır.
Bu durumda tüketici, söz konusu mağduriyeti için uyuşmazlık bedeline göre tüketici hakem heyetine ya da mahkemeye başvurabilir ve para iadesi de dahil 4 seçimlik hakkından birisini kullanabilir.
Reklam boyutuyla bakıldığında, eğer söz konusu taklit ürünlerin, orijinal olduğu iddia edilerek ve hatta taklit olduğu bilgisi verilerek dahi muhtelif mecralarda reklam ve tanıtımı yapılıyorsa bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösteren Reklam Kuruluna şikayette bulunulabilir. Reklam Kurulu tarafından hem reklam verene hem de mecra kuruluşlarına idari yaptırımlar uygulanabilmektedir."
Bakan Tüfenkci, Reklam Kuruluna ulaşan tüketici şikayetlerinden, içeriğinde bitkisel bileşenler bulunan ve “gıda takviyesi” adı altında ithal edilen ya da yurt içinde üretilerek satışa sunulan ürünlere ilişkin olarak değişik mecralarda yayımlanan ticari reklam ve ilanlarda, söz konusu ürünlerin, zayıflamaya veya kilo almaya yardımcı olduğunun, cinsel performansı artırıcı birtakım özelliklerinin bulunduğunun ve başta kanser olmak üzere kolesterol, şeker, tansiyon, sedef, egzama, kalp, karaciğer, üriner ve genital sistem rahatsızlıkları gibi birçok hastalığı önleyebileceği veya tedavi edebileceği yönünde etkilere sahip olduğunun iddia edildiğini söyledi.
Reklam Kurulunun bu tür reklam ve ilanlar üzerindeki incelemelerini sürdürdüğünü kaydeden Tüfenkci, konuyla ilgili muhtemel tüketici mağduriyetlerinin önlenmesine ilişkin şu görüşleri dile getirdi:
"Yürürlükte bulunan gıda mevzuatına ait hükümler çerçevesinde gıda takviyesi niteliğindeki bir ürünün, tıp literatüründe hastalık olarak kabul edilen ve hekim kontrolünde tedavi edilmesi gereken rahatsızlıkları önlemesi ya da tedavi etmesi ve bu ürünlere ait reklamlarda, gerçekte tedavi edici özelliklere sahip olsa dahi hastalık önleyici ya da tedavi edici iddialarda bulunabilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, Reklam Kurulu tarafından yapılan incelemelerde, anılan reklamlarda ileri sürülen iddiaların çoğu zaman bilimsel olarak ispatlanamadığı tespit edilmektedir. Dolayısıyla söz konusu ürünlere ilişkin olarak yayınlanan ve herhangi bir hastalığı önlediği ya da tedavi ettiği iddiaları içeren reklam ve ilanlara itibar edilmemesi, tüketicilerin ekonomik çıkarları ve kamu sağlığı açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Diğer taraftan, bahsi geçen ürünlerin tanıtımlarında 'Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı onaylı' gibi ifadelerin de dikkatle değerlendirilmesi, bu tür ifadelerin yalnızca üretim ya da ithalat izni işlemlerine ilişkin olup söz konusu ürünlerin bahsedilen etkileri göstereceğine ilişkin bir onay teşkil etmediğinin bilinmesi gerekmektedir.
Bu tür ürünlerin satış ve pazarlamasını yapan ve bu amaçla tanıtım faaliyetinde bulunan reklam verenlerin, söz konusu tanıtımlarında, bahsi geçen ürünlerin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca verilen iznin dışındaki etki ve özelliklerine yer vermekten kaçınmaları ve tanıtımını yapmış oldukları ürünlerinin içeriğinde bulunan maddelerin genel kabul gören birtakım faydalarından bahsetme yoluyla ürüne ticari yönlendirme yapılmasının da mevzuata aykırı olacağının bilinmesi gerekmektedir. Ayrıca, anılan tanıtımlarda 'ilaç değildir' ya da 'doktorunuza danışınız' gibi ek uyarıların yapılmasının da, söz konusu tanıtımların mevzuata aykırılığını gidermeyeceğinin bilinmesi, reklam verenlerin idari yaptırımlarla karşılaşmamaları noktasında önem arz etmektedir."
Bülent Tüfenkci, bugünlerde bakanlığa uydudan yayın yapan televizyon kanallarında yayınlanan “Bul Kazan", "Bil Kazan", "Ara Kazan", "Kazan Sana” ve benzeri yarışma programları aracılığıyla dolandırıcılık yapıldığına ilişkin pek çok tüketici başvurusu ulaştığını bildirdi.
Tüfenkci, bakanlığa şu ana kadar ulaşan çok sayıda tüketici başvuru içeriğine bakıldığında, söz konusu yarışmalarda sunucuların, çok basit soruları bilmeleri karşılığında tüketicilerin birtakım hediyeler kazanacağını vaat ettiği, tüketicilerin soruları cevaplamak için 0888xxxxxxx ya da 0898xxxxxxx gibi katma değer servisli numaralarına yönlendirildiği, yayının alt yazısında “dakikası 2000 kuruştur” gibi ifadelerin yer aldığını söyledi.
Tüfenkci, ancak ilgili mevzuat gereği TL olarak yazılması gereken bedelin tüketici algısını yanıltarak daha ucuz gibi gösterildiği, bazı yayınların alt yazısında ise ücretlendirme bilgisinin verilmediği, anılan telefon hatlarında tüketicilere ücretlendirmenin sinyal sesinden itibaren başlanacağı söylenmesine rağmen sinyal öncesinde de ücretlendirme yapıldığını vurguladı. "Yayına bağlanmak isteyen tüketicilerin uzun süre hatta tutularak yüksek faturalara maruz bırakılıyor" diyen Bakan, yayına dahi bağlanamadan telefon hatlarının düştüğü ve herhangi bir hediye kazanılamadığının iddia edildiğini kaydetti.
Söz konusu şikayetler üzerine Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından geniş çaplı araştırmalar başlatıldığını bildiren Tüfenkci, katma değerli elektronik haberleşme hizmetlerinin, genellikle yüksek ücretli tarifelerle ve çeşitli içerikler sunacak şekilde sunulduğu için tüketicilerin söz konusu hizmetlere yönelik olarak bilgilendirilmesi ve olası mağduriyetlerin önlenmesi amacıyla 0888, 0898 ve 0900 olmak üzere 3 farklı alan kodunun belirlenerek 3 kategoriye ayrıldığını söyledi.
Lisansız kanallar var
Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, şöyle devam etti: "Ne var ki tüketicilerin birçoğunun şikayetine göre, söz konusu kanallarda yayınlanan yarışma programlarında bu durum suistimal edilmekte, mevzuata aykırı yayın yapıldığı iddia edilmektedir. Söz konusu televizyon kanallarının yayınlarında asıl sorumlular medya hizmet sağlayıcılar olup TÜRKSAT, yayın lisansı olan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara uydu iletim hizmeti vermekte ve yayın hizmetlerinin içeriği ile ilgili denetim yapmamaktadır. RTÜK'ün ise programlara yayından önce müdahale etme veya programları yayından kaldırma yetkisi bulunmadığı için ancak yayından sonra içeriği denetleme yetkisi bulunmakta ve mevzuata aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara idari para cezası, yayın durdurma ve yayın lisansının iptali gibi idari yaptırımlar uygulayabilmektedir. Ancak bakanlığımıza şikayet edilen bazı televizyon kanallarının yayın lisansına dahi sahip olmadığı tespit edilmiştir."
Muhatap sıkıntısı var
Tüfenkci, yayın kayıtlarının TÜRKSAT ve alt platform sağlayıcılar tarafından tutulmadığının anlaşıldığını, yüksek fatura örneklerini bakanlığa sunabilen tüketicilerin şikayetlerine konu yerel televizyon kanallarından (medya hizmet sağlayıcıları) yayın kayıtlarının talep edildiğini belirtti. Tüfenkci şöyle konuştu: "Bu noktada her ne kadar Reklam Kurulu konuyu reklam boyutuyla inceleyerek idari ceza tesis etme yetkisini haiz olsa da, ilgili kanalların (özellikle yayın lisans ruhsatına sahip olmayanların) muhataplarına ulaşılma sıkıntısı yaşandığından söz konusu mağduriyetlerin artmaması için basın duyurusu yapılarak tüketicileri bilinçlendirme çalışmalarına devam edilmektedir."
Tüfenkci, "Tüketicinin aldığı malı orijinal olduğunu sanarak alması, ancak orijinal çıkmaması, söz konusu malın ayıplı olarak kabul edilmesi sonucunu doğuracaktır. Bu durumda tüketici, mağduriyeti için uyuşmazlık bedeline göre tüketici hakem heyetine ya da mahkemeye başvurabilir ve para iadesi de dahil 4 seçimlik hakkından birisini kullanabilir." dedi.
Tüfenkci, son zamanlarda çeşitli televizyon ve radyo kanallarında, piyasa fiyatından çok daha düşük fiyata satıldığı iddialarıyla tablet bilgisayar, cep telefonu ve benzeri teknolojik ürün reklamlarına yer verildiğinin gözlemlendiğini ifade etti.
Bakanlığa yapılan başvurulardan, bu tür ürünlerin tanıtımı, satışı ve teslimatı aşamalarında önemli tüketici mağduriyetlerinin yaşandığının anlaşıldığını ifade eden Tüfenkci, bakanlığının konuyla ilgili yapmakla yükümlü olduğu denetim faaliyetlerini ara vermeksizin sürdürdüğünü, bununla birlikte anılan ürünlere ilişkin reklamları değerlendirerek satın alma kararı verecek olan tüketicilerin mağduriyet yaşamamaları için bu tür reklamlara karşı dikkatli olunmasının önem arz ettiğini kaydetti.
Reklamlara aldanıp 2 bin liralık cep telefonunu 300 liraya almak isteyen tüketicilere dikkatli olmaları uyarısında bulunan Tüfenkci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Piyasadaki her ürün grubunda olduğu gibi, tablet bilgisayar, cep telefonu ve benzeri ürünlerde de önemli kalite farkları vardır. Bu yüzden tüketiciler, piyasa fiyatının oldukça altında satılan ürünleri değerlendirirken bu ürünlerin kalite düzeyinin de pahalı olanlardan farklı olabileceğini göz önünde bulundurmalıdırlar. Tüketicinin aldığı malı orijinal olduğunu sanarak alması, ancak orijinal çıkmaması, söz konusu malın anılan ayıplı olarak kabul edilmesi sonucunu doğuracaktır.
Bu durumda tüketici, söz konusu mağduriyeti için uyuşmazlık bedeline göre tüketici hakem heyetine ya da mahkemeye başvurabilir ve para iadesi de dahil 4 seçimlik hakkından birisini kullanabilir.
Reklam boyutuyla bakıldığında, eğer söz konusu taklit ürünlerin, orijinal olduğu iddia edilerek ve hatta taklit olduğu bilgisi verilerek dahi muhtelif mecralarda reklam ve tanıtımı yapılıyorsa bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösteren Reklam Kuruluna şikayette bulunulabilir. Reklam Kurulu tarafından hem reklam verene hem de mecra kuruluşlarına idari yaptırımlar uygulanabilmektedir."
Bakan Tüfenkci, Reklam Kuruluna ulaşan tüketici şikayetlerinden, içeriğinde bitkisel bileşenler bulunan ve “gıda takviyesi” adı altında ithal edilen ya da yurt içinde üretilerek satışa sunulan ürünlere ilişkin olarak değişik mecralarda yayımlanan ticari reklam ve ilanlarda, söz konusu ürünlerin, zayıflamaya veya kilo almaya yardımcı olduğunun, cinsel performansı artırıcı birtakım özelliklerinin bulunduğunun ve başta kanser olmak üzere kolesterol, şeker, tansiyon, sedef, egzama, kalp, karaciğer, üriner ve genital sistem rahatsızlıkları gibi birçok hastalığı önleyebileceği veya tedavi edebileceği yönünde etkilere sahip olduğunun iddia edildiğini söyledi.
Reklam Kurulunun bu tür reklam ve ilanlar üzerindeki incelemelerini sürdürdüğünü kaydeden Tüfenkci, konuyla ilgili muhtemel tüketici mağduriyetlerinin önlenmesine ilişkin şu görüşleri dile getirdi:
"Yürürlükte bulunan gıda mevzuatına ait hükümler çerçevesinde gıda takviyesi niteliğindeki bir ürünün, tıp literatüründe hastalık olarak kabul edilen ve hekim kontrolünde tedavi edilmesi gereken rahatsızlıkları önlemesi ya da tedavi etmesi ve bu ürünlere ait reklamlarda, gerçekte tedavi edici özelliklere sahip olsa dahi hastalık önleyici ya da tedavi edici iddialarda bulunabilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, Reklam Kurulu tarafından yapılan incelemelerde, anılan reklamlarda ileri sürülen iddiaların çoğu zaman bilimsel olarak ispatlanamadığı tespit edilmektedir. Dolayısıyla söz konusu ürünlere ilişkin olarak yayınlanan ve herhangi bir hastalığı önlediği ya da tedavi ettiği iddiaları içeren reklam ve ilanlara itibar edilmemesi, tüketicilerin ekonomik çıkarları ve kamu sağlığı açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Diğer taraftan, bahsi geçen ürünlerin tanıtımlarında 'Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı onaylı' gibi ifadelerin de dikkatle değerlendirilmesi, bu tür ifadelerin yalnızca üretim ya da ithalat izni işlemlerine ilişkin olup söz konusu ürünlerin bahsedilen etkileri göstereceğine ilişkin bir onay teşkil etmediğinin bilinmesi gerekmektedir.
Bu tür ürünlerin satış ve pazarlamasını yapan ve bu amaçla tanıtım faaliyetinde bulunan reklam verenlerin, söz konusu tanıtımlarında, bahsi geçen ürünlerin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca verilen iznin dışındaki etki ve özelliklerine yer vermekten kaçınmaları ve tanıtımını yapmış oldukları ürünlerinin içeriğinde bulunan maddelerin genel kabul gören birtakım faydalarından bahsetme yoluyla ürüne ticari yönlendirme yapılmasının da mevzuata aykırı olacağının bilinmesi gerekmektedir. Ayrıca, anılan tanıtımlarda 'ilaç değildir' ya da 'doktorunuza danışınız' gibi ek uyarıların yapılmasının da, söz konusu tanıtımların mevzuata aykırılığını gidermeyeceğinin bilinmesi, reklam verenlerin idari yaptırımlarla karşılaşmamaları noktasında önem arz etmektedir."
Bülent Tüfenkci, bugünlerde bakanlığa uydudan yayın yapan televizyon kanallarında yayınlanan “Bul Kazan", "Bil Kazan", "Ara Kazan", "Kazan Sana” ve benzeri yarışma programları aracılığıyla dolandırıcılık yapıldığına ilişkin pek çok tüketici başvurusu ulaştığını bildirdi.
Tüfenkci, bakanlığa şu ana kadar ulaşan çok sayıda tüketici başvuru içeriğine bakıldığında, söz konusu yarışmalarda sunucuların, çok basit soruları bilmeleri karşılığında tüketicilerin birtakım hediyeler kazanacağını vaat ettiği, tüketicilerin soruları cevaplamak için 0888xxxxxxx ya da 0898xxxxxxx gibi katma değer servisli numaralarına yönlendirildiği, yayının alt yazısında “dakikası 2000 kuruştur” gibi ifadelerin yer aldığını söyledi.
Tüfenkci, ancak ilgili mevzuat gereği TL olarak yazılması gereken bedelin tüketici algısını yanıltarak daha ucuz gibi gösterildiği, bazı yayınların alt yazısında ise ücretlendirme bilgisinin verilmediği, anılan telefon hatlarında tüketicilere ücretlendirmenin sinyal sesinden itibaren başlanacağı söylenmesine rağmen sinyal öncesinde de ücretlendirme yapıldığını vurguladı. "Yayına bağlanmak isteyen tüketicilerin uzun süre hatta tutularak yüksek faturalara maruz bırakılıyor" diyen Bakan, yayına dahi bağlanamadan telefon hatlarının düştüğü ve herhangi bir hediye kazanılamadığının iddia edildiğini kaydetti.
Söz konusu şikayetler üzerine Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından geniş çaplı araştırmalar başlatıldığını bildiren Tüfenkci, katma değerli elektronik haberleşme hizmetlerinin, genellikle yüksek ücretli tarifelerle ve çeşitli içerikler sunacak şekilde sunulduğu için tüketicilerin söz konusu hizmetlere yönelik olarak bilgilendirilmesi ve olası mağduriyetlerin önlenmesi amacıyla 0888, 0898 ve 0900 olmak üzere 3 farklı alan kodunun belirlenerek 3 kategoriye ayrıldığını söyledi.
Lisansız kanallar var
Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, şöyle devam etti: "Ne var ki tüketicilerin birçoğunun şikayetine göre, söz konusu kanallarda yayınlanan yarışma programlarında bu durum suistimal edilmekte, mevzuata aykırı yayın yapıldığı iddia edilmektedir. Söz konusu televizyon kanallarının yayınlarında asıl sorumlular medya hizmet sağlayıcılar olup TÜRKSAT, yayın lisansı olan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara uydu iletim hizmeti vermekte ve yayın hizmetlerinin içeriği ile ilgili denetim yapmamaktadır. RTÜK'ün ise programlara yayından önce müdahale etme veya programları yayından kaldırma yetkisi bulunmadığı için ancak yayından sonra içeriği denetleme yetkisi bulunmakta ve mevzuata aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara idari para cezası, yayın durdurma ve yayın lisansının iptali gibi idari yaptırımlar uygulayabilmektedir. Ancak bakanlığımıza şikayet edilen bazı televizyon kanallarının yayın lisansına dahi sahip olmadığı tespit edilmiştir."
Muhatap sıkıntısı var
Tüfenkci, yayın kayıtlarının TÜRKSAT ve alt platform sağlayıcılar tarafından tutulmadığının anlaşıldığını, yüksek fatura örneklerini bakanlığa sunabilen tüketicilerin şikayetlerine konu yerel televizyon kanallarından (medya hizmet sağlayıcıları) yayın kayıtlarının talep edildiğini belirtti. Tüfenkci şöyle konuştu: "Bu noktada her ne kadar Reklam Kurulu konuyu reklam boyutuyla inceleyerek idari ceza tesis etme yetkisini haiz olsa da, ilgili kanalların (özellikle yayın lisans ruhsatına sahip olmayanların) muhataplarına ulaşılma sıkıntısı yaşandığından söz konusu mağduriyetlerin artmaması için basın duyurusu yapılarak tüketicileri bilinçlendirme çalışmalarına devam edilmektedir."