‘Yüksek kur ve faiz otomobile erişimi zorlaştırdı’
Otomotivde uygulanan ÖTV indirimine karşın satışlardaki azalışın genel olarak faizlerin yüksek seyrinden ve kurdaki hareketlilikten kaynaklandığı belirtiliyor.
Otomotiv pazarında geçen yılın ikinci yarısında başlayan ve ÖTV indirimine karşın bu yılın ocak ayında da devam eden azalış dikkati çekerken, söz konusu düşüşün özellikle yüksek faiz oranları ve kurdaki hareketlilikten kaynaklandığı belirtiliyor.
ODD verilerine göre, Türkiye'de otomobil ve hafif ticari araç satışları, bu yılın ocak ayında 2018'in aynı dönemine kıyasla yüzde 59.02 azalarak 14 bin 373 seviyesinde gerçekleşti. Ocak ayında otomobil satışları ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58.74 azalarak 10 bin 979 adet oldu.
Otomotivde uygulanan ÖTV indirimine karşın satışlardaki azalış dikkati çekti.
ODD Genel Koordinatörü Hayri Erce, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, geçen yılı analiz etmeden 2019 ile ilgili yorum yapmanın zor olduğunu belirterek, bu yılın 2018'in bir uzantısı olduğunu söyledi.
Erce, 2015 yılında Türkiye otomotiv iç pazarının yaklaşık 1 milyon satış adedine ulaştığını ve 3 yıl bu seviyede kalmayı başardığını ifade ederek, "2018'e de girerken 900 bin civarında bir beklentimiz vardı. İlk çeyrek bunu destekler şekilde geçti ve yüzde 2 büyüdü. 2. çeyrekte kurlar ve faizde bir miktar yukarı yönlü hareket başlamıştı ve 2. çeyreği yüzde 20 daralmayla kapattık" diye konuştu.
2018'in 3. çeyreğinde de kur atağının makro göstergeleri bozduğunu ve 3. çeyreğin yüzde 50 civarında daralmayla geçtiğini aktaran Erce, "Hatta eylül-ekim aylarında küçülme yüzde 70'leri aştı. Bu süreç içerisinde hükumetimiz, sektörümüzün yanında oldu ve Kasım 2018 itibarıyla ÖTV'de bir indirime gitti. Onun olumlu yansımalarını gördük. Çünkü kur atağı ve akabindeki faizdeki yükselişle beraber 2018'le ilgili beklentimiz 575 bin adetlere kadar gerilemişti. Bu destek sayesinde otomotiv pazarı yılı 640 bin adet seviyesinde kapattı" ifadelerini kullandı.
ÖTV İNDİRİMİNİN OLUMLU KATKISINA RAĞMEN YÜKSEK FAİZLER OLUMSUZ ETKENLERDEN
Hayri Erce, 2019'a bakıldığında ise ÖTV indiriminin devam ettiğini ve bunun sınırlı olmakla birlikte pazara olumlu katkısının olduğunu dile getirdi.
2019'un bir dengelenme yılı olarak görüldüğüne işaret eden Erce, şunları kaydetti:
"Hazine ve Maliye Bakanı'mızın işaret etmiş olduğu 2019, dengelenme yılı olacak. O dengelenme sürecinde bunları ekonomik aktivitenin daralmasıyla yaşıyoruz. Tabii bu süreç içerisinde en önemlisi, hem kurlardaki artış hem de faizlerdeki yükseliş nihai tüketicinin otomobile erişimini zorlaştırdı. Yani, nihai tüketici otomobil almaktan hızla uzaklaştı. Bunun etkilerini yaşıyoruz. Şu anda ÖTV indiriminin olumlu katkısı olmasına rağmen faizlerin yüksek seyri maalesef en önemli iki olumsuz etkenden biri. Yani, bir tanesi dengelenme sürecindeki ekonomik aktivitenin yavaşlaması, ikincisi de yüksek faiz oranları…"
‘YÜZDE 2'LERİN ÜZERİNDEKİ RAKAMLARLA TÜKETİCİ BORÇLANMAK İSTEMİYOR'
ODD Genel Koordinatörü Erce, 1 milyon adet seviyesindeki satış döneminde faiz oranlarının aylık yüzde 1'lerin altında, 0.98-0.99 seviyelerinde bulunduğuna dikkati çekti.
Faizlerin bu seviyelere inmesi halinde tüketicinin, rahat finansman imkanıyla yeniden araç alımına devam edeceğini belirten Erce, "Ama yüzde 1'lerin üzerine çıktığında, hatta şu anda yüzde 2'lerin üzerindeki rakamlarla maalesef tüketici borçlanmak istemiyor. Ne kadar zamanda olur, onu Merkez Bankası'nın politikaları belirleyecek ama faiz oranlarının normalleşmesi otomotiv pazarının da canlanmasını sağlayacak en önemli faktör" diye konuştu.
‘PAZAR KRİTİK SEVİYENİN ALTINA İNDİ'
Otomotiv pazarının kritik seviyenin altına indiğini vurgulayan Erce, "En son ocak ayına ilişkin bu rakamları 2003 yılında görmüştük. Dengelenmeden sonra yeniden bir artış olacaktır tabii ama şu anda en kritik 2 konudan biri ekonomik aktivitenin hareketlenmesidir. Bu biraz güven ortamının da iyileşmesine bağlı… İkinci konu da faizlerde zaten bir geri çekilme adım adım oluyor. Bu geri çekilmenin daha aşağı seviyelere gelmesi noktasında otomotiv pazarı da paralel olarak canlanacaktır diye düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.