Yok böyle savunma!
Soma’da 301 işçinin ölümü nedeniyle görülen davaya tutuklu sanıklar getirildi. Bir anne ‘Benim oğlumu nasıl yaktınız’ diye hesap sordu...
Soma’da 301 madencinin öldüğü faciayla ilgili sekizi tutuklu 45 sanıklı dava dün bir gün aradan sonra yeniden Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Tutuklu sanıkların getirildiği duruşmada acılı aileler, ölen yakınlarının isimlerini söylerken ağladı, bu sırada işçi yakınlarından bir kadın bayıldı. Ölen madencilerden Bayram Erol’un eşi Selda Erol ise “432 çocuk baba diye kara toprağa sarılıyor” dedi. Soma Kömürleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ise kendilerinin daha çok mağdur olduğunu savundu.
Haklarında, “olası kastla öldürme”, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan dava açılan sekizi tutuklu 45 sanık, bir günlük aranın ardından Akhisar’da özel olarak hazırlanmış kültür merkezinde ikinci kez hâkim karşısına çıktı. Geçen duruşmada görüntülü bilişim sistemi ile ifade vermeleri tepkilere neden olduğu için duruşma salonuna getirilmeleri kararı çıkan Can Gürkan, Ramazan Doğru, Akın Çelik, İsmail Adalı, Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, Mehmet Ali Günay Çelik sabaha karşı ilçeye getirilip özel nezarethaneye konuldu. Duruşmaya 8 tutuklu, 19 tutuksuz sanık katıldı. Tutuklu sanıklar Gürkan ve Doğru’nun takım elbise, kravatlı olduğu dikkati çekti.
İşçilerin birinci derece tüm yakınları bu kez duruşmaya alınırken, geçen duruşmadaki yoğunluğun azaldığı gözlendi. Bazı ailelerin avukatların uyarısı üzerine duruşmaya gelmediği belirtildi. İlk duruşmada yaşanan tartışmalarla ilgili içeriden çok sayıda görüntünün sosyal medyaya sızması üzerine basın mensuplarının dizüstü bilgisayar, cep telefonu ve tabletleri salona alınmadı.
‘Oğluma doyamadım’
İşçi yakınları, mahkeme başkanı Aytaç Ballı’nın duruşma öncesinde, söz verilmeden kesinlikle kimsenin konuşmayacağı, konuşanın dışarı çıkarılacağı uyarısını, yoklama sırasında deldi. Bir işçi yakını içeriye neden su ile giremediklerini sorunca, hâkim “güvenlik gerekçesiyle” dedi. Duruşmada aileler, ölen yakınlarının ve kendilerinin isimleri ile yakınlık derecelerini söylerken ağladı. Bu sırada işçi yakınlarından bir kadın bayıldı. Ali Kavak’ın eşi, “Eşim 3 günlüktü, 3 günlük” diye bağırdı. Oğlunun adını söyleyen bir başka anne ise, “Ben yavruma doyamadım, kuzuma doyamadım” diyerek gözyaşı döktü.
İhmali yokmuş
Sanıkların kimlik tespitinde Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan’a aylık geliri sorulduğunda, “Şu anda yok” yanıtı verince aileler “Yalan söylüyor, var” diyerek tepki gösterdi. Genel Müdür Doğru, aylık gelirinin 37 bin lira olduğunu söylerken, İşletme Müdürü Çelik de 12 bin lira aylık geliri bulunduğunu belirtti. Bu sırada bazı kişilerin “Şerefsiz” diye bağırdığı duyuldu.
Davanın 1 numaralı sanığı Gürkan soruşturma sırasındaki ifadesinde, yönetim kurulu başkanı olarak şirketin strateji, finans, banka ilişkileri, bütçeler, planlama, yatırım ile ilgili konularını takip ettiğini beyan ettiğini bunun dışında teknik konularda sorumluluğun ise Doğru’ya ait olduğunu beyan ettiği ortaya çıktı. Gürkan’ın ifadesinde şunları söylediği belirtildi:
“En çok biz mağdur olduk. Bütün yatırımlarımızı güvenlik önlemlerine harcadık. Bu işe gerek ben gerekse babam olsun bütün sermayemizi verdik, emeğimizi ortaya koyduk. 6 bin 400 kişiye ekmek kapısı açtık. Benim söz konusu olay ile ilgili olarak kusur ve ihmalimin olduğunu düşünmüyorum. Üzerime atılı suçlama olursa kabul etmiyorum.”
‘Her cezaya razıyım’
Davanın 2 numaralı sanığı Doğru’nun soruşturma safhasında alınan ifadesinde ise “25 yıldan beri çalıştığım bu işletmede ölenlerin çoğunu tanıyorum. Üzüntümü tarif edemem. Keşke bu kazada ben de ölseydim. Bu olaydan dolayı vicdani olarak bana gelebilecek her türlü cezaya razıyım. Bu olayda bir kusurum olduğunu düşünmüyor, üzerime isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum” dediği belirtildi.
‘Çocuklar kara toprağa sarılıyor’
Ailelerden “Canımız çok yanıyor”, “İki işçinin yakınıyım. İki şehit verdim”, “37 günlük evladım yetim kaldı”, “Benim kocam çocuğunu göremedi”, “Benim çocuğum yandı onlar da yansın” sesleri yükseldi. Uğur Çolak’ın babası, sanıklara doğru bakarak, “Bunun hesabını hem bizim, hem de Allah’ın önünde veremezsiniz” diye bağırdı. Bir başka anne “Biz nasıl ağladıysak onlar da ağlasın” diye konuştu.
İşçilerden Bayram Erol’un eşi Selda Erol ise “432 çocuk baba diye kara toprağa sarılıyor. Adalet istiyoruz” dedi. İsmail Coşkun’un eşi Hüsniye Coşkun da “Benim evladım var. Nasıl yaktınız onu, nasıl kıydınız?” dedi. Bu sırada dışarıda kalan bazı işçi yakınları içeri girmek isteyince, avukatlarla Mahkeme Başkanı Ballı arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Ardından bazı avukatlar dışarı çıktı, onların yerine içeri alınan işçi yakınları oturdu.
Haklarında, “olası kastla öldürme”, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan dava açılan sekizi tutuklu 45 sanık, bir günlük aranın ardından Akhisar’da özel olarak hazırlanmış kültür merkezinde ikinci kez hâkim karşısına çıktı. Geçen duruşmada görüntülü bilişim sistemi ile ifade vermeleri tepkilere neden olduğu için duruşma salonuna getirilmeleri kararı çıkan Can Gürkan, Ramazan Doğru, Akın Çelik, İsmail Adalı, Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, Mehmet Ali Günay Çelik sabaha karşı ilçeye getirilip özel nezarethaneye konuldu. Duruşmaya 8 tutuklu, 19 tutuksuz sanık katıldı. Tutuklu sanıklar Gürkan ve Doğru’nun takım elbise, kravatlı olduğu dikkati çekti.
İşçilerin birinci derece tüm yakınları bu kez duruşmaya alınırken, geçen duruşmadaki yoğunluğun azaldığı gözlendi. Bazı ailelerin avukatların uyarısı üzerine duruşmaya gelmediği belirtildi. İlk duruşmada yaşanan tartışmalarla ilgili içeriden çok sayıda görüntünün sosyal medyaya sızması üzerine basın mensuplarının dizüstü bilgisayar, cep telefonu ve tabletleri salona alınmadı.
‘Oğluma doyamadım’
İşçi yakınları, mahkeme başkanı Aytaç Ballı’nın duruşma öncesinde, söz verilmeden kesinlikle kimsenin konuşmayacağı, konuşanın dışarı çıkarılacağı uyarısını, yoklama sırasında deldi. Bir işçi yakını içeriye neden su ile giremediklerini sorunca, hâkim “güvenlik gerekçesiyle” dedi. Duruşmada aileler, ölen yakınlarının ve kendilerinin isimleri ile yakınlık derecelerini söylerken ağladı. Bu sırada işçi yakınlarından bir kadın bayıldı. Ali Kavak’ın eşi, “Eşim 3 günlüktü, 3 günlük” diye bağırdı. Oğlunun adını söyleyen bir başka anne ise, “Ben yavruma doyamadım, kuzuma doyamadım” diyerek gözyaşı döktü.
İhmali yokmuş
Sanıkların kimlik tespitinde Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan’a aylık geliri sorulduğunda, “Şu anda yok” yanıtı verince aileler “Yalan söylüyor, var” diyerek tepki gösterdi. Genel Müdür Doğru, aylık gelirinin 37 bin lira olduğunu söylerken, İşletme Müdürü Çelik de 12 bin lira aylık geliri bulunduğunu belirtti. Bu sırada bazı kişilerin “Şerefsiz” diye bağırdığı duyuldu.
Davanın 1 numaralı sanığı Gürkan soruşturma sırasındaki ifadesinde, yönetim kurulu başkanı olarak şirketin strateji, finans, banka ilişkileri, bütçeler, planlama, yatırım ile ilgili konularını takip ettiğini beyan ettiğini bunun dışında teknik konularda sorumluluğun ise Doğru’ya ait olduğunu beyan ettiği ortaya çıktı. Gürkan’ın ifadesinde şunları söylediği belirtildi:
“En çok biz mağdur olduk. Bütün yatırımlarımızı güvenlik önlemlerine harcadık. Bu işe gerek ben gerekse babam olsun bütün sermayemizi verdik, emeğimizi ortaya koyduk. 6 bin 400 kişiye ekmek kapısı açtık. Benim söz konusu olay ile ilgili olarak kusur ve ihmalimin olduğunu düşünmüyorum. Üzerime atılı suçlama olursa kabul etmiyorum.”
‘Her cezaya razıyım’
Davanın 2 numaralı sanığı Doğru’nun soruşturma safhasında alınan ifadesinde ise “25 yıldan beri çalıştığım bu işletmede ölenlerin çoğunu tanıyorum. Üzüntümü tarif edemem. Keşke bu kazada ben de ölseydim. Bu olaydan dolayı vicdani olarak bana gelebilecek her türlü cezaya razıyım. Bu olayda bir kusurum olduğunu düşünmüyor, üzerime isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum” dediği belirtildi.
‘Çocuklar kara toprağa sarılıyor’
Ailelerden “Canımız çok yanıyor”, “İki işçinin yakınıyım. İki şehit verdim”, “37 günlük evladım yetim kaldı”, “Benim kocam çocuğunu göremedi”, “Benim çocuğum yandı onlar da yansın” sesleri yükseldi. Uğur Çolak’ın babası, sanıklara doğru bakarak, “Bunun hesabını hem bizim, hem de Allah’ın önünde veremezsiniz” diye bağırdı. Bir başka anne “Biz nasıl ağladıysak onlar da ağlasın” diye konuştu.
İşçilerden Bayram Erol’un eşi Selda Erol ise “432 çocuk baba diye kara toprağa sarılıyor. Adalet istiyoruz” dedi. İsmail Coşkun’un eşi Hüsniye Coşkun da “Benim evladım var. Nasıl yaktınız onu, nasıl kıydınız?” dedi. Bu sırada dışarıda kalan bazı işçi yakınları içeri girmek isteyince, avukatlarla Mahkeme Başkanı Ballı arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Ardından bazı avukatlar dışarı çıktı, onların yerine içeri alınan işçi yakınları oturdu.